Prim borcu olan esnafa müjde

5 Şubat 2015

Soru: SGK’ya prim borcum olduğu için sağlık hizmeti alamıyorum. Yapılandırma süresi de doldu. Bu konuda ne yapabilirim?

Cevap: Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı düzenleme eski adıyla Bağ-Kur’lu, yeni adıyla 4/b’lilerin sağlık hizmetlerinden yararlanamama sorununu çözecek. Buna göre, 12 ay ve üzerinde prim borcu olan esnafın prim borcu dondurulacak. Böylece prim borcu nedeniyle sağlık hizmetlerinden yararlanamama sorunu kalmayacak.
60 gün ve üzerinde prim borcu olan sağlık hizmetinden yararlanamaz, hastaneye gittiklerinde prim borcuyla karşılaşırlar. Malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı bağlanabilmesi için de SGK’ya prim borcu bulunmaması şart. Prim borcu bulunan bir 4/b’li hayatını kaybettiğinde önce borcu ödenir, aylık sonra bağlanır.

Daha çok prim, daha az aylık
Bağ-Kur’lular emekli olabilmek için daha uzun çalışmak zorunda. 4/a’lıların 7.200, Bağ-Kur’luların 9.000 gün prim ödemesi gerekli. Bu nedenlerle 4/b’liler 4/a’lı olma yolu arar ve genellikle hileye başvurup kendilerini başka işyerinde sigortalı gösterirler. Son 10 yılda 4/b’li sayısı yüzde 11 azaldı. Aynı dönemde toplam sigortalı sayısının yüzde 36 arttı. Diğer yandan Bağ- Kur’lulara 4/a ve 4/c’lilere

Yazının Devamı

Ara eleman açığı kapatılabilir mi?

3 Şubat 2015

Türkiye’de okul ve sanayi arasındaki ilişki güçlü değil. Mevcut işbirliği mekanizmaları daha çok geleneksel yöntemlere dayanıyor. Bu yüzden, özellikle mesleki eğitim alanında ciddi bir nitelikli ara eleman açığı söz konusu. Eğitim sisteminden umduğunu bulamayan çok sayıda firma, kendi reçetesini yazıyor ve kendi mesleki eğitimini kendisi veriyor, yani kendi okullarını açıyor. Başbakan Davutoğlu tarafından üst üste açıklanan yapısal dönüşüm programları arasında “Temel ve Mesleki Becerileri Geliştirme Programı Eylem Planı” da var.
Bu programın temel hedefleri var. Bunlar; eğitim kademelerinde temel becerilerin ağırlığının artırılması, temel becerileri kazandıran hayat boyu öğrenme programlarının geliştirilmesi, işgücü piyasası ile eğitim sistemi arasındaki bağın güçlendirilmesi ve istihdamda ve eğitimde olmayan gençlerin sayısının azaltılması. Bu sonuncu husus, genç nesil açısından en az işsizlik kadar önemli olan bir başka probleme işaret ediyor. Ne istihdamda ne de eğitimde yer almayan gençlerin oranı, ekonomik krizin başından bu yana pek çok ülkede yükseliş eğilimini sürdürüyor.

Gösterge alarm veriyor
OECD verilerine göre; Türkiye’de herhangi bir eğitim ya da mesleki

Yazının Devamı

Kıdem tazminatında korkutan senaryolar!

1 Şubat 2015

Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı paket sonrası dikkatler yeniden kıdem tazminatına çevrildi. Daha önce işçi tarafı kıdem tazminatı konusunda yaşanacak en ufak bir hak kaybını genel grev nedeni olarak sayacağını açık açık ifade etmiş ve kıdem tazminatı fonu uygulamasını ancak hak kaybı olmaması halinde tartışabileceğini belirtmişti. Genel grev çalışma hayatının ahengini bozacak nitelikte çok büyük bir tehdit. Diğer yandan, işveren tarafı da şimdiki uygulamanın değişmesinin potansiyel sonuçları üzerinden değerlendirmelerde bulunarak kıdem tazminatı fonunu koşulsuz desteklemiyor. Çünkü işveren tarafının da kıdem tazminatı fonu konusunda tereddütleri var.

İşçi fon istemiyor
İşçi tarafı kıdem tazminatı konusundaki kırmızı çizgisini, her 1 yıllık kıdem karşılığı 1 aylık brüt ücret olarak belirlemiş durumda. Bunun altında bir kıdem tazminatını öngören herhangi bir yeniliği hiçbir şekilde tartışmayacağını ifade ediyor.
İşveren tarafının kıdem tazminatı fonu konusundaki en önemli itirazı, kıdem tazminatı fonuna her ay prim ödemek. Şu anki uygulamada kıdem tazminatı, işçinin kıdem tazminatını hak edecek şekilde işten ayrılması halinde ödeniyor. Ayrıca kıdem tazminatının

Yazının Devamı

Kıdem tazminatında ‘hak kaybı’na dikkat

29 Ocak 2015

Kıdem tazminatı konusunda daha önce atılan adımlar sonuca ulaşmadı, kıdem tazminatı fonu hayata geçemedi. İşçi tarafı kıdem tazminatında hak kaybına neden olabilecek bir adımı genel grev nedeni sayacağını ifade etti. Bu yüzden mutabakat sağlanması şart.
“Her 1 yıllık kıdemin karşılığı 1 aylık brüt ücret” şeklindeki düzenleme aslında diğer ülkelere göre daha kapsamlı bir hak. Ancak diğer ülkelerde sosyal korumayı sağlayan başka mekanizmalar da var. İşsizlik sigortasından daha fazla kişinin yararlandığı, esnek çalışmanın yaygın olduğu bu ülkelerde kıdem tazminatı tamamlayıcı bir hak.

Karşılık ayrılmıyor
İşverenler için önemli bir maliyet olan kıdem tazminatı işverenleri zorluyor. Tazminat için şirket kasasında karşılık ayrılmalı ancak birçok işletme için planlanamayan bir maliyet olan kıdem tazminatı, ödenmesi halinde işverenleri finansal açıdan zorluyor.
Kıdem tazminatında gündeme gelen fon düzenlemesi, işverenler tarafından yüzde 4 oranında prim ödenmesini ve biriken paranın 15 yıl boyunca işçi tarafından dokunulamamasını öngörüyordu.

Yazının Devamı

10 Suriyeli işçinin 9’u kaçak çıktı...

27 Ocak 2015

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO), “Küresel İstihdam Eğilimleri ve Sosyal Görünüm 2015” adlı raporuna göre, global durgunluk nedeniyle önümüzdeki dönemde de işsizlik artmaya devam edecek. Raporda yer verilen ve en az işgücü piyasalarındaki zorlu süreç kadar önemli olan diğer bir konu da artan gelir eşitsizlikleri.
Rapora göre; ekonomik durgunluk ve artan eşitsizlikler nedeniyle önümüzdeki 5 yılda işsizlik artmaya devam edecek. Ekonomik krizin başlangıcı olan 2008 yılından bu yana yaşanan iş kaybı sayısı, 61 milyona ulaşmış durumda.
2014’te işsiz sayısı, küresel düzeyde 201 milyonun üzerine çıktı. Bu rakam, küresel kriz öncesine kıyasla 31 milyon insanın daha işsiz kaldığını gösteriyor. Dahası, küresel işsizliğin 2015 yılında 3 milyon; sonraki 4 yıl içinde de 8 milyon artması bekleniyor. Yani, 2019 yılına gelindiğinde 212 milyonu aşkın sayıda kişinin işsiz kalacağı tahmin ediliyor.

1.5 milyar kişi kırılgan
Önümüzdeki 5 yılda işgücü piyasasına yeni girecek olanlar dikkate alındığında, küresel krizin neden olduğu istihdam açığını kapatabilmek için 2019’a kadar 280 milyon yeni iş yaratılması gerekiyor.
Gençler, özellikle de genç kadınlar, işsizlikten - orantısız

Yazının Devamı

TAŞERON YAŞADI

25 Ocak 2015

Devlete ait işlerde çalışan taşeron işçileri, sendikalı olarak işveren sendikasıyla toplu iş sözleşmesi imzalayarak, kamu ihale sözleşmesinde belirtilen ücretten daha yüksek bir ücret talep edebilecek

Geçen hafta perşembe günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik’ uyarınca kamuda alt işveren işçisi olarak çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesi imzalayarak ücret farkı elde etmesi mümkün hale geldi.
Buna göre kamuda taşerona verilen bir işte çalışan alt işveren işçileri kamu işveren sendikası ile toplu iş sözleşmesi imzalayarak kamu ihale sözleşmesinde belirtilmiş ücretten daha yüksek bir ücret düzeyinde anlaşmışlarsa daha yüksek ücret alabilecekler.
Yönetmelik 11 Eylül 2014 sonrasında geçerli. Dolayısıyla geçmiş dönemde imzalanmış toplu iş sözleşmeleri için de fark talep edilebilecek. Halen kamuda çalışan taşeron işçi sayısının yaklaşık 750 bin kişi civarında olduğu biliniyor.
Kamuda en çok temizlik güvenlik ve sağlık alanlarında taşeron işçi kullanımının yaygın olduğu görülüyor. Maliye Bakanlığı’nın çıkardığı yönetmelikle bu

Yazının Devamı

10 yıllık memur emekli olabilir

22 Ocak 2015

Soru: 8.9.1999 tarihinde 50 yaşımı geçmiş ve 10 yıllık hizmeti tamamlamıştım. O tarihte fiilen memur olmam gerektiği için emekli olamamıştım. Anayasa Mahkemesi’nin kararı sonrası ben de emekli olabilecek miyim?
Cevap: Anayasa Mahkemesi 18 Ocak 2014’te çok önemli bir karar verdi ve kanundaki “8.9.1999 tarihinde Sandık iştirakçisi olanlardan” ibaresini iptal etti. İptal kararı yürürlüğe girdi.
İptal kararı sonrası, 8.9.1999 tarihinde fiilen memuriyete devam etmeyenler kişiler de, bu tarihte 50 ve daha yukarı yaşta olmaları şartıyla 61 yaş ve 10 hizmet yılı şartları ile emekli olma hakkına kavuştu.
İptal kararı, bütün memurlara 10 yıl hizmet ve 61 yaş koşuluyla emeklilik hakkı sağlanmıyor. Fakat mutabakat da yok. SGK, iptalin 8.9.1999 tarihinde 50 ve daha yukarı yaşta olanları kapsadığını duyurdu. Ancak konu yargıya taşınırsa iş değişebilir.

Dava açılabilir
“50 ve daha yukarı yaşlarda bulunanlar” ibaresinin 8.9.1999 tarihinde mi, yoksa herhangi bir tarihte mi anlaşılması gerektiği konusunda tereddüt sözkonusu. Kanunu farklı değerlendirmek mümkün. Aslında Anayasa Mahkemesi bu nedenle hükümete süre tanıdı ve iptal kararının 1 yıl sonra yürürlüğe girmesi yönünde karar

Yazının Devamı

İşsizlik maaşı 476-953 lira

20 Ocak 2015

Asgari ücretin artmasıyla işsizlik sigortasından alınan ödenekler de artmış oldu. 1 Ocak 2015 tarihinden 30 Haziran 2015 tarihine kadar alınacak en düşük işsizlik ödeneği 480 TL 60 kuruş, en yüksek 961 TL 20 kuruş olacak. Bu rakamlardan binde 7.59 oranında damga vergisi kesintisi yapılacak ve sonuçta işsizin eline 2015’in ilk altı ayında en düşük net 476 TL 95 kuruş, en yüksek 953 TL 90 kuruş geçecek.
1 Temmuz 2015’ten 31 Aralık 2015 tarihine kadar olan ikinci altı ayda verilecek işsizlik ödeneği miktarları, damga vergisi düşüldükten sonra, en düşük net 505 TL 53 kuruş ve en yüksek 1011 TL 7 kuruş olacak.

Başvuru ilk 30 günde
İşsizlik sigortasından yararlanabilmek için; kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak, hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak, son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak, hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvurmak gerekiyor.
İşsizlik parasından yararlanabilmek için, işten çıkarılış tarihinden önceki son üç yılın önemi büyük. İşten çıkarılan tarihten önceki son üç yıl içerisinde, 600 gün

Yazının Devamı