‘Gelir testi’nde borç ödeyen yok!

15 Mart 2015

Milyonları yakından ilgilendiren “gelir testi” için yapılması gereken bulunulan ildeki Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakıflarına müracaat etmek ve ilgili testin yapılmasını istemek.

Genel sağlık sigortası 1 Ocak 2012 tarihinde zorunlu hale geldi. Ancak gelir testi uygulaması herkes tarafından bilinmiyor. Çalışıyorken işsiz kalan, 18 yaşını doldurarak bakmakla yükümlü olunan kişi statüsünden çıkan bir kişinin gelir testi yaptırması şart. Gelir testi yaptırması gerektiği halde yaptırmayan kişilere ise en yüksekten prim borcu kesiliyor. Gelir testi yaptırmayan kişiler eğer 31 Mart 2015’e kadar testne girerlerse, borçlarını gerçek gelirleri üzerinden yeniden hesaplatabilecek.
Bu test herhangi bir sosyal güvenceye sahip olmayanların sağlık imkânlarından yararlanabilmesi için aile içerisindeki gelirlerinin ölçülmesini sağlıyor. Özellikle de gençleri ve işsizleri ilgilendiriyor. 1 Ocak 2012’den bu yana teste zorunlu olduğu halde girmeyenlerin sayısı 5 milyon kişiyi aştı. İşte bu durumda olanlar için son tarih 31 Mart.
Son istatistiklere göre 7 milyon 37 bin kişinin prim borcu var. Eylül 2014’te çıkarılan yapılandırma kanunu ile bu kişilere ait 9.1 milyar TL’lik prim borcu

Yazının Devamı

İstifa eden ihbar tazminatı alamaz

13 Mart 2015

Soru: İstifa ettim, ihbar tazminatı alabilir miyim?
CEVAP: İşinden kendi isteği ile yani istifa ederek ayrılan işçiler kıdem gibi ihbar tazminatlarını da alamaz. Hatta ihbar süresine uymadan işyerinden ayrılan işçi ihbar tazminatı ödemek durumunda kalabilir.
İşveren işçisini işten çıkarmadan önce bunu işçisine bildirmek zorunda. Çalışma süresi 6 aydan kısaysa 2 hafta, 6 ay ile bir buçuk yıl arasındaysa 4 hafta, bir buçuk yıl ile 3 yıl arasındaysa 6 hafta, üç yıldan fazla olursa 8 hafta önce haber vermek zorunda.
5 yıldır çalışan işçiye eşyalarını hemen topla işyerinden ayrıl denemiyor. Sözleşmeyi bugün fesheden işveren 8 hafta daha işçiyi çalıştırmak zorunda. Bu 8 haftaya ihbar süresi deniliyor. İşveren işçisine bu süreyi vermez ve hemen işten çıkarmak isterse, 8 haftalık ücretini işçiye peşin olarak ödemek durumunda kalır. Bu paraya ihbar tazminatı deniyor.
Aynı durum işçi içinde geçerli. İşçi işvereni yüzüstü bırakıp ‘hadi ben gidiyorum’ diyemiyor. İşveren de 1 yıldır çalıştırdığı işçiye istifa ettiği gün ‘yerine adam bulana kadar 4 hafta daha çalış’ deme hakkına sahip. İşçi çalışmak istemezse 4 haftalık ücreti kadar parayı işverene ödeyerek işten ayrılabiliyor.
İsti

Yazının Devamı

İşkur’dan iş kuracak engelliye 36 bin TL

10 Mart 2015

Engellilerin istihdam edilmeleri toplumsal katılımlarının sağlanmasında en önemli noktalardan birisi. Türkiye’de engellilerin istihdamında işyerlerine kota uygulanıyor. 50 ve daha fazla işçisi olan özel sektör işyerlerinde çalışan sayısının yüzde 3’ü kadar, kamu işyerlerinde ise çalışan sayısının yüzde 4’ü kadar engelli istihdam etmek zorunda.
Bu zorunluluğa uymayan işverenler çalıştırmadıkları her bir engelli için çalıştırmadıkları her ay idari para cezası ödemek durumunda. Bu konudaki idari para cezasının yüksekliği işverenleri bu yükümlülüğe uymaya itiyor. Fakat çoğu işverenin engellileri istihdam etmek yerine maaşlarını ödeyerek işyerlerine gelmemesini istediğini görüyoruz. Diğer yandan pek çok işyeri engellilerin istihdamına uygun olmadığı için engelliler istihdam fırsatına kavuşamıyor.
2014 yılında Türkiye’de 50 ve daha fazla işçisi bulunan ve engelli istihdam etmek zorunda olan işyeri sayısı 17 bin 773. Bu işyerlerinde toplam 108 Bin 343 engellinin istihdam edilmesi zorunluluğu bulunuyor. Ancak toplamda 84 bin 706 engelli istihdam edilebiliyor. Dolayısıyla 23 bin 637 engelli, işyerleri tarafından istihdam edilmek zorunluluğu bulunmasına rağmen istihdam edilememiş

Yazının Devamı

Kadın istihdamı kayıtdışı kaldı

8 Mart 2015

Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. IMF’ye göre küresel düzeyde 853 milyon kadın hiçbir iş yapmıyor ve bu kadınların 812 milyonu gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Türkiye’de de çalışma çağındaki kadınların sadece yüzde 26.7’si istihdama katıldığından, gerçek büyüme potansiyeli bir türlü yakalanamıyor.
OECD’nin “Eğitimde Cinsiyet Eşitliğinin ABC’si” raporunda vurgulandığı üzere, eşit fırsatlar verildiği sürece, kız ve erkek çocukların ya da kadın ve erkeklerin potansiyellerini kullanmada eşit şansları var. Ancak mevcut sosyo- kültürel yapılar, pek çok toplumda kadın ve erkeklere fırsat eşitliği sağlamıyor ve cinsiyetler arasında uçuruma neden oluyor.

Daha az kazanıyor
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Direktörü Guy Ryder, kadınların işgücü piyasasındaki konumları açısından sınırlı bir ilerleme kaydedildiğini ve bu gelişmelerin de, ne yazık ki beklentileri karşılamaktan uzak olduğunu belirtiyor. Ryder, işgücü piyasasına daha fazla kadını çekebilmek için, her türlü ayrımcılığı engelleyecek şekilde çalışan kadınların haklarının daha iyi düzenlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğine odaklanılması gerektiğini vurguluyor.

Evde ‘kaçak’ çok

Yazının Devamı

‘ATIL GENÇ’ PATLAMASI!

5 Mart 2015

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan son işgücü verisine göre; Türkiye’de genç işsizliği Kasım 2014 itibariyle son 4 yılın zirvesindeydi. Yani, Ocak 2011 yılından bu yana en yüksek genç işsizliği oranı (yüzde 19.9) Kasım ayında kaydedilmişti.
Bir tarafta, işgücü piyasasındaki her 5 gençten biri iş arıyorken; diğer tarafta, Türkiye’deki gençlerin önemli bir bölümü ne istihdama katılıyor ne de herhangi bir eğitim ya da yetiştirme programına devam ediyor. Atıl gençler olarak tanımlayabileceğimiz söz konusu grup itibariyle Türkiye, maalesef OECD ülkeleri arasında liste başında yer almakta.

Ne okulda, ne işte!
Genç nesil açısından en az işsizlik kadar önemli olan bir başka problem de ne istihdamda ne de eğitimde yer almayan gençlerin durumu. Ne istihdamda ne de eğitimde yer almayan gençlerin oranı, tüm dünyada ekonomik krizin başından bu yana yükseliş eğilimini sürdürüyor. Bazı ülkelerde 15-24 yaş grubundaki gençlerin neredeyse dörtte birinin ne yazık ki artık istihdamda ya da eğitimde yer almadığı görülüyor. OECD ülkeleri arasında 15-19 yaş grubunda atıl gençlerin oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye (yüzde 22.2). Bu gösterge itibariyle, Türkiye OECD

Yazının Devamı

Katar 2022’ye kırmızı kart!

3 Mart 2015

Katar’da 2022 yılında gerçekleştirilecek olan FIFA Dünya Kupası organizasyonu için hazırlıkları sürdürüyor. Bu hazırlıklara konu inşaat projeleri; 12 stadyum, 70 bin oda kapasitesinde oteller, metro ve hafif raylı sistem, 20 milyar USD tutarında karayolu ağı yatırımı ve 200 bin kişilik yerleşime olanak sağlayacak yeni bir şehir planını kapsıyor.
Katar’da kişi başına milli gelir 88 bin dolar. Stadyum inşaatlarında çalışan işçiler ise yılda sadece 2.000-2.500 dolar brüt gelir elde edebiliyor. Dünya Kupası hazırlıkları kapsamında çalışan işçiler, haftanın 6 günü, günde ortalama 15 saat emek harcıyor ancak sadece 8 dolar yevmiye alıyorlar.
Katar vatandaşı olup ücretli çalışanların, ülkedeki toplam çalışan nüfus içerisindeki oranı sadece yüzde 6. Yani, Katar’da toplam işgücünün yüzde 96’sı genellikle Nepal, Hindistan, Mısır, Bangladeş, Pakistan, Suriye’den gelen göçmen işçilerden oluşuyor. Katar’daki göçmen işçi sayısı 1.4 milyona ulaşmış durumda.
Göçmen işçilerin istihdamına aracılık eden şirketler, işçilere henüz kendi ülkelerinden ayrılmadan 500-550 dolar aylık gelir ve ücretsiz barınmayla beslenmeyi taahhüt eden sözleşmeler imzalatıyorlar. Ancak işçiler Katar’a

Yazının Devamı

Yeniye zorunlu eskiye seçmeli

2 Mart 2015

Bakanlığı boyunca bir çok ilke imza atan Faruk Çelik şu an kıdem tazminatı fonu üzerine yoğunlaşıyor. Fonun şart olduğunu belirten Çelik, “İşe yeni başlayana uygulanacak. Mevcut çalışan isterse geçmez. Uzlaşıya çalışıyoruz. Bizden sonrakiler hazır zemin bulacak” diyor

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’le görevini tamamlamasına yaklaşık 2 ay kala Ankara’da bir araya geldik. Son dönemde yaşananları, bundan sonra yapmayı planladıklarını Ankara’nın son dönemde yıldızı parlayan, özellikle AK Partili’lerin tercih ettiği Çukurambar semtindeki bir cafede kahvaltı eşliğinde konuştuk.

Bakan Çelik son 10 yılın 5 yılı aşkın bölümünü Çalışma Bakanı olarak geçirdi. Özellikle çalışma yaşamının tarafları olan sendikalar ve işverenlerle diyalog süreçlerini bu dönemde iyi kurguladı.
Çok önemli yasal düzenlemeler bu dönemde yapıldı. Bakan Çelik’in taraflarla diyaloga açık yapısı bakanlık döneminde birçok yasanın Meclis’ten geçmesinde büyük rol oynadı. Son 2 yıl içerisinde yaşanan iş kazaları başta olmak üzere Faruk Çelik’le tüm konuları değerlendirdik.

Yazının Devamı

Emekliye intibak zammı gelebilir

1 Mart 2015

Şubat ayı çalışma hayatı için çok önemli iki torba yasanın hazırlıkları ile geçti. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile İş Kanunu’nda değişiklikler öngören torba yasa komisyondan geçti Meclis Genel Kurulu’na gelmesi bekleniyor. Bu torba yasada hem İş Sağlığı ve Güvenliği, hem İş Kanunu’nda çok önemli değişiklikler yer alıyor.
Bunun yanında Başbakan Davutoğlu’nun ailenin ve dinamik nüfus yapısının korunması ile açıkladığı tedbirleri içeren torba yasa da komisyonda görüşülüyor. Dolayısıyla Mart ayında da çalışma hayatı ile ilgili önemli gelişmelerin yaşanabileceğini öngörmek mümkün. Diğer yandan SGK Şubat ayı içerisinde tüp bebek ile ilgili sağlık uygulama tebliğinde önemli değişikliklere imza attı. Bu sayede daha fazla kişi tüp bebek tedavisinden SGK vasıtasıyla yararlanabilir hale geldi.

Kritik karar nisanda
Torba yasaların hazırlıkları dışında çalışma hayatının en önemli gündem maddelerinden birisi de 2000 sonrası emeklilere tanınacak intibak hakkı. 2000 öncesi emekliler için intibak geçtiğimiz yıllarda hayata geçmişti. Ancak 2000 sonrası emeklilerin de intibaktan yararlanması gerekiyor. İntibak aslında bütün emeklilerin hakkı. Emekli aylıklarının hesaplanmasındaki

Yazının Devamı