Son 6 aydır işçiyi, memuru, esnafı ilgilendiren tek bir düzenleme yapılamadı. Oysaki düzenlenmesi gereken çok sayıda konu vardı. Şimdi seçimler bitti. Ortaya çıkan iradeyle sorunları çözme vakti geldi
Yılbaşında asgari ücret seviyesinin Ak Parti tarafından vaat edildiği şekliyle yaklaşık yüzde 30 oranında artacağını, bunun da asgari gelir elde edenlerin refahında önemli bir iyileşme yaratacağını söyleyebiliriz. Tabii ki, bu artış sadece asgari ücretlilere yansımayacak tüm çalışanlar bakımından seyyanen bir artış ortaya çıkacak. Ayrıca asgari ücrete endeksli olan kıdem tazminatından, sigorta prim oranlarına kadar çalışma yaşamının her parametresi 1 Ocak 2016 sonrasında bu durumdan etkilenecek.
Artış işsizi de etkiler
Asgari ücretin artması sadece çalışanları değil, işsizleri de ilgilendiriyor. İşsizlik maaşının üst sınırı asgari ücrete endeksli olduğu için işsizlik maaşında tavana takılan işsizlerin alacakları maaş da artmış olacak. Diğer yandan, asgari ücretin artması ile birlikte prime esas kazançlar yükseleceği için otomatik olarak işsizlik maaşı da artacak.
Sosyal yardım ve istihdam
Ticari taksilerde ve dolmuşlarda çalışan şoförler aslında plaka sahibine bağlı işçilerdir. Yani plaka sahibi işveren, şoförler ise işçi konumundadır. Bir fabrikada çalışan işçi için SGK nezdinde hangi işlemler yapılıyorsa, takside şoför olarak çalışan kişi için de aynı işlemler plaka sahibi tarafından yapılmalıdır. Fakat taksicilerin sigortalılığında bazı istisnalar var. Taksi ve dolmuş şoförleri için sigortalılık işlemlerinde kritik nokta, ay içerisinde kaç gün çalışıldığıdır.
10 gün sınırı
5510 sayılı Kanunun Ek 6. maddesi uyarınca sigortalılık işlemleri yürütülen taksi ve dolmuş şoförleri için iki tip işlem söz konusudur. Ay içerisinde 10 gün ve daha fazla çalışmak üzere sözleşme imzalamış bir şoförün primleri plaka sahibi tarafından ödenmektedir. Şoför ay içerisinde 30 gün çalışıyorsa primlerin tamamı plaka sahibi tarafından ödenir.
Şoförün takside ay içerisinde kaç gün çalıştığının en önemli göstergesi iş sözleşmesidir. Ancak bazı özel durumlar dışında iş sözleşmesinin yazılı yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla şoförün ay içerisinde takside kaç gün çalıştığının göstergesi şoför ile plaka sahibi arasında sözel olarak yapılmış anlaşma da olabilir. Taksici ay
Bir toplumun engellile-rine verdiği değer, doğrudan o toplumun gelişmişlik düzeyinin göstergesidir. Ülkemizde son yıllarda engellilere yönelik hizmetler konusunda önemli adımlar atılsa da, halen engellilerin görünürlüklerinin tam sağlanabildiği söylenemez. Engellilerin toplumsal mekânlara ulaşımları ve hareket edebilmelerinin sağlanmasıyla istihdamı konusunda atılacak çok adım var. Ama bunlardan da önce, engellilerin insanca yaşayabilmesi, yoksulluk riskiyle karşılaşmaması için engellilik maaşı ve evde bakım parası gibi mekanizmalar söz konusu.
Neden maaş?
Engellilerin günlük hayatlarını sürdürebilmesi için bakıma ihtiyaçları olduğunda, bakan kişinin işgücü piyasasına girememesi gibi bir durum ortaya çıkabiliyor. Bu durumun önüne geçmek, hem engellinin günlük hayatını sürdürebilmesi için gerekli hizmetlerin sağlanabilmesi, hem de bakım hizmetini sağlayanların çalışmamaları sonucu yoksulluk riskiyle karşılaşmalarını önlemek için engelliye bakan kişilere belirli şartlarda maaş bağlanıyor.
Ülkemizde, toplumsal bağlar ve genelde sosyal hizmetlerin gelişmemiş olması nedeniyle engelli bakımı konusunda geleneksel yöntemlerin tercihi söz konusu. Yani, engellilere merkezlerde değil evlerde
Genel Sağlık Sigortası için ilk uyarımızı 30 Eylül 2015 tarihi için yapmıştık. O tarihe kadar gelir testine girin demiştik. Şimdi ise yeni bir tarih yaklaşıyor, 2 Kasım akşamına kadar SGK İl Müdürlükleri veya merkezlerine “yapılandırma” için başvurulması gerekiyor.
30 Eylül’e kadar gelir testine girip borcu yeni belirlenenler için şimdi yapılması gereken 2 Kasım akşamına kadar SGK İl Müdürlükleri veya merkez müdürlüklerine başvurmak. Gelir testini güncelleyip borcunu sildirenlerden yaşadığı hane içerisindeki kişi başına düşen gelir asgari ücretin üçte birinden düşük olanların primleri devlet tarafından ödenmeye devam edileceği için bu kişilerin başka bir işlem yapmalarına gerek yok. Ancak gelir testi sonrası ödemesi gereken prim belirlenip geçmiş borçları güncellenenler bu borçlarını yapılandırmak için 2 Kasımı kaçırmamalı.
Daha önce teste girmiş ve prim borcu çıkmış ancak bu borcu ödememiş kişiler için de yapılandırma hakkı söz konusu. Borcunu biriktirmiş, ödeyememiş vatandaşlar da yine 2 Kasım akşamına kadar SGK’ya müracaat etmeliler. Hem teste yeni girip borcu çıkanlar hem de eskiden teste girmiş ancak borcunu 1 Ocak 2012 tarihinden bu yana ödeyememiş olanlar için
Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre 2012 - 2014 döneminde görülen hafif toparlamaya rağmen, genç işsizlik oranları küresel ekonomik kriz öncesi seviyesinin (yüzde 11.7) hala üzerinde. ‘Gençler İçin Küresel İstihdam Eğilimleri 2015’ raporunu yayımlayan ILO’ya göre, küresel genç işsizliği oranı 2007 - 2010 yılları arasındaki hızlı artışın ardından yüzde 13 düzeyinde sabitlenmiş durumda. ILO söz konusu raporunda, dünya genelinde milyonlarca gencin ‘düzgün’ bir iş bulabilmek için adeta yokuş yukarı bir mücadele verdiğini vurguluyor ve ekliyor: Küresel genç işgücünün yaklaşık yüzde 43’ü hala işsiz ya da çalışmasına rağmen yoksulluk içinde yaşamını sürdürüyor.
ILO verilerine göre, 2014’te dünyadaki işsiz genç sayısı 73.3 milyon. Bu rakam, 2009’da en yüksek düzeyine ulaşan işsiz genç sayısının (76.6 milyon), 3.3 milyon kadar azaldığını gösteriyor. Raporda yer alan projeksiyonlara göre, 2015 yılında küresel genç işsizliği oranının yüzde 13.1 düzeyinde seyretmesi öngörülüyor.
Okul bitti, iş yok
Raporda, daha fazla sayıda genç kadın ve genç erkeğin eğitime katıldığı; buna rağmen, okuldan işe geçiş sürecinin zorlu bir serüven olmaya devam ettiği belirtiliyor. Ancak özellikle düşük
İşyerleri pek çok nedenle devredilmekte ve bu gibi durumlarda işveren değişikliği söz konusu olmakta. Ticaret hayatında çoğu kez işyerinin devir edilmesi işlemi ile karşılaşılıyor. Hukuki olarak şirketlerin birleşmesi veya bölünmesi de işyerinin devri olarak değerlendirilebilir. İşyerinin satılması veya devredilmesi işçi açısından önemli sonuçlar doğurur. Hukuken işyeri devrinden bahsedebilmek için işyerinin ekonomik birliğinin devredilmiş olması gerekir. Ekonomik birliğin devredilip devredilmediği konusu, somut olay bazında değerlendirilmelidir.
İşyerinin devredilmesi halinde işçinin iş sözleşmesi yeni işverenle devam eder. Yani işyeri devredildi diye işyerindeki işçilerin iş sözleşmeleri sona ermez. Hukuken işyerinin devredilmesi halinde işyerine ait unsurlardan olan işçiler de yeni işverene devrolurlar. Bu nedenle işveren devraldığı işyerinde devreden işverenin işçileri ile çalışmaya devam edeceği gibi, işçiler de yeni işverenle çalışmaya devam edecektir.
İşyerinin unsurlarından birisi olan işçi olmadan işyerinin devredilmesi hukuken mümkün değildir. Dolayısıyla işyerini devralan işveren “ben işçileri devralmadım” diyemez. Ancak devir dışındaki nedenlerle işyerini devralan
Çalışma hayatında genel olarak uygulanan kanun, 4857 sayılı İş Kanunu’dur. İşçiler bu kanuna tabidir ve hakları bu kanun maddelerine göre belirlenir. Gazeteciler ve gemi adamları içinse özel kanunlar vardır. Gazeteciler için Basın İş Kanunu, gemi adamları için Deniz İş Kanunu geçerlidir. Bu kanunların kapsamında yer almayan hostesler, ev hizmetlerinde çalışanlar gibi gruplara, daha genel olan Borçlar Kanunu uygulanır.
Borçlar Kanunu, genel kanun olduğundan belirli durumlarda, yani özel kanunlarda hüküm bulunmaması halinde İş Kanunu, Basın İş Kanunu veya Deniz İş Kanunu’na tabi çalışanlara da uygulanabilir.
Bir yıllık kıdem şart
4857 sayılı İş Kanunu, işçinin ölümü halinde işverenin, kıdem tazminatı ödemesi gerektiği dışında başka bir yükümlülük öngörmez. Bu yükümlülük, 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki 14. maddesi uyarınca işçinin ölümü, geride kalan hak sahiplerine kıdem tazminatı ödenmesi hakkını doğurduğu için söz konusu. İşverenin kıdem tazminatı ödemesi gereken durumlar arasında işçinin ölümü de vardır. İşçinin ölümü halinde işveren, geride kalan hak sahiplerine mirastan aldıkları pay doğrultusunda kıdem tazminatı ödemek zorunda.
İşçinin ölümü sonrası geride kalan hak
İlk kez çalışmaya başladığı tarihten sonra belirli hastalık halleri sonucunda kişinin çalışma gücünde bir kayıp meydana gelmişse maluliyet ortaya çıkar. Malul kalan ve bu nedenle çalışma gücünü kısmen veya tamamen yitiren sigortalıların gelir kayıplarını telafi etme amacıyla da malullük sigorta kolu kurulmuştur. Maluliyet sebebiyle kendisine aylık bağlananların sayısı ülkemizde 118 bin kişiye ulaşmış durumda.
AIDS de malulluk sayılır
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre; nöroloji, psikiyatri, göz hastalıkları, kulak burun boğaz hastalıkları, onkoloji, hematoloji, ortopedi ve travmatoloji, romatoloji, gastroenteroloji ve hepatoloji, dermatoloji, kardiyoloji, damar hastalıkları, genitoüriner sistem hastalıkları, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları ve aids malullük için geçerli hastalıklar olarak belirlenmiştir.
Bu hastalıklar neticesinde çalışma gücünde en az yüzde 60 oranında kayıp meydana gelmişse erken emekli olma hakkı ortaya çıkar. Yüzde 60 kayıp yoksa malullük aylığı alamaz.
Yaşlılıktan ileri gelen hastalıklar maluliyet tespitinde esas alınmaz. Nadir hastalıklar, toplumun küçük bir bölümünü etkileyen