Hızlandırılmış Como turu

12 Mayıs 2019

Venedik Bienali nedeniyle İtalya gündemimizdeyken şimdi de Como Gölü’ne uzanıyoruz. İşte Como Gölü hakkında bilmeniz gerekenler.

1 Villa D’Este görülmeli: Como civarının en çok bilinen oteli. Cernobbio’da 1570’te ev olarak yapılmış. 1873’ten beri lüks otel hizmeti veriyor. Ünlü film yıldızlarından kraliyet ailelerine birçok önemli misafir ağırlıyor. Zaten o fiyatlarla başkalarını ağırlaması da zor. Ama henüz sezon yeni açıldığı için sakin. Cernobbio’da Villa D’Este’den sonra gidilecek yer; Harry’s Bar. Cipriani’cilerden tanıyorsunuz Harry’s Bar’ı. Gitmişken Brad Pitt’ten George Clooney’ye birçok Como müdavimiyle burada karşılaşmak da mümkün.

2 Bellagio gezilmeli: Tremezzo’nun tam karşısında bir Ortaçağ kasabası. Villa Serbelloni Bellagio’nun en öne çıkan oteli. Burada kalmasanız bile gezmeye mutlaka uğranmalı.

3 Brunate’ye teleferikle çıkılmalı: Como’da yürürken teleferikle Brunate’ye çıkıp manzarayı bir de buradan izlemek gerekiyor. Como’da bulutlar bile resim gibi.

4 Gölde tekne gezisi yapmalı: Küçük teknelerle gölde gezintiye çıkıp, göl kenarındaki evleri ağzınız açık izleyebilirsiniz. Bunu yaparken de ister istemez insan düşünüyor; neden bizim Boğaz’da böyle vızır vızır işleyen

Yazının Devamı

Dirvanaların sevindirici zaferi

11 Mayıs 2019

Tanem Sivar-Edhem Dirvana’nın sevgili köpekleri Django ve Pamuk’un başına gelenleri 1.5 yıl önce hepimiz dehşetle okuduk.

Dirvana ailesi gibi doğayla iç içe yaşayan komşuları nasıl olur da köpeklerini katledecek noktaya gelir, hiçbirimiz anlamadık.

Bunu köpeklere yapan biri pekâlâ insanlara da yapabilir dedik.

Bunu yapan cezalandırılmalı, hiçbir suç cezasız kalmamalı diye imzalar bile toplandı.

Neyse ki duyarlı sosyal medya kullanıcılarının gündem yaratması sayesinde, Dirvana ailesine destek yağdı.

Sonraki aşama, Dirvanaların öncülüğünde yeni hayvan hakları yasası tasarısını hayata geçirebilmekti.

Daha sonra olumlu bir adım atıldı, köpekleri zehirleyen komşu tutuklu yargılanmaya başladı.

Yazının Devamı

NURİ BİLGE CEYLAN SERGİSİ BAKSI MÜZESİ'NDE

9 Mayıs 2019

Baksı Müzesi bize göre bir ütopyaydı, Hüsamettin Koçan’a göre ise bir hayal...

Beklenenden kısa sürede gerçek oldu, hatta Baksı Kültür Sanat Vakfı bu yıl 14. yaşını kutluyor.

Hüsamettin Koçan’ın Bayburt’ta, doğduğu Bayraktar (eski adıyla Baksı) köyünde kurduğu müze, Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü de kazandı ve ödülün sembolü olan Miro’nun “Güzel Göğüslü Kadın” heykelini bir yıl boyunca müzede misafir etme hakkını da...

Evet, İstanbul’da müzelere, sergilere doyuyoruz ama Bayburt’un küçük bir köyünde bir müzenin olması çok önemli ve değerli.

Müzede çağdaş sanat koleksiyonunun yanında türünün belli başlı örneklerini içeren geniş bir halk resimleri koleksiyonu ve yerel el sanatı örnekleri de sergileniyor.

Ayrıca Bayburt’a bir kadın istihdam merkezi de kazandırdı Hüsamettin Koçan.

Amaç doğal boya, el işi atölyeleriyle kadının istihdama katılmasını sağlamak ve yöredeki kadınların üretimini uluslararası pazara açmak.

Yazının Devamı

VENEDİK BİENALİ'NE GERİ SAYIM

7 Mayıs 2019

Bugün ve yarın itibarıyla İstanbul-Venedik uçakları dolu.

Nedeni basit, Venedik Bienali ve tabii Türkiye Pavyonu tam 2 gün sonra, 9 Mayıs’ta açılıyor.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu üstlendiği, Fiat’ın sponsorluğunda gerçekleştirilen Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nun bu yılki konuk sanatçısı İnci Eviner.

Venedik’te, Eviner’in desen, obje, video, ses ve performans gibi farklı öğeleri bir araya getiren ‘Biz, Başka Yerde’ adlı yapıtı sergilenecek.

“‘Biz, Başka Yerde’ için Türkiye Pavyonu’nu bir sahneye dönüştürecek İnci Eviner, sahne üzerinde, kendi çizdiği desenlerden yola çıkarak yeniden biçimlendirdiği mimari öğelere, videolara, ses yerleştirmelerine ve objelere yer vererek duyusal ve görsel katmanlar oluşturacak.

‘Biz, Başka Yerde’, toplu yer değiştirmelerin sonucunda ortaya çıkan mekânlara dair bir yapıt. Sergi, ziyaretçileri bu mekânlarda kişilerin birbiriyle ve anılarıyla nasıl ilişki kurdukları hakkında düşünmeye davet ediyor” diye özetliyor İKSV.

Bu yapıt, kayıp, silinmiş ve başka yerde olma hisleri üzerine yoğunlaşıyor ve Hannah Arendt’in 1943 yılında kaleme aldığı Biz Mülteciler adlı metindeki mücadele anlatılarına benzer bir hikâye anlatıyor.

Yazının Devamı

'Söyleyeceğim yeni bir şey kalmazsa bu işi bırakırım'

5 Mayıs 2019

Efsane gece kulübü Studio 54’ün kurucusu Ian Schrager, otelcilik endüstrisini tamamen değiştirdi, hatta butik otelcilik kavramını yarattı. Kendisiyle, New York’ta bir araya geldik ve Kardashianlar’dan Trump’a, Studio 54’ten Bodrum’a her telden konuştuk.

- Tam 40 yıldır eğlence ve otel endüstrisine yön veriyorsunuz. 40 yılda en çok ne değişti, hiç değişmeyen ne oldu?

Biz başladığımız zaman bu sektörde çok kişi yoktu. Şimdi ise herkes restoran-gece kulübü-otel açmak istiyor. En çok değişen rekabet ve tabii teknoloji. Hiç değişmeyen ise insan doğası. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanlar hala sosyalleşecek alanlar istiyor. O yüzden hala otellerin lobilerini sosyalleşme alanı yapıyoruz.

- Sizin açtığınız oteller, birçok diğer otel işletmecisi için bir şekerci dükkanı gibiydi, fikirleriniz çok kopyalandı. Bu size kendinizi nasıl hissettirdi? Kızgın mı, gururlu mu?

Hiç gurur duymadım, çok kızdım. Ama şimdi düşününce bu sayede hep yeni fikirler yarattım ve aslında bu, başarılı olmamı sağladı. Zaten söyleyeceğim yeni bir şey kalmazsa bu işi bırakırım.

- Emeklilik sizin için bir seçenek mi, yoksa ceza mı?

Asla bir seçenek değil, ben ölene kadar çalışmak isterim. Artık yaptığım işte esk

Yazının Devamı

BASQUİAT’NIN HEDİYESİNİ BAŞKASINA VEREN ADAM

4 Mayıs 2019

Studio 54 sadece New York’ta bir gece kulübü değil, bir efsaneydi aynı zamanda. “Kapıda diktatörlük, dans pistinde demokrasi” diye özetliyordu Andy Warhol.

Bianca Jagger’ın beyaz at üstünde 30. doğum gününü kutladığı, ünlülerin, sanatçıların boy gösterdiği Studio 54, sadece 2 yıl süren bir maceraydı aslında.

Tam 40 yıl sonra, geçen yıl belgeseli bile yapıldı.

“Hikâyeyi avcı anlatmazsa aslan anlatır diye yaptım” dedi Studio 54’ü yaratan ortaklardan Ian Schrager.

Daha sonra Palladium adlı başka bir gece kulübü açtı.

İlk defa bir gece kulübünün tasarımı için Japon mimar Arata Isozaki ve Andy Warhol, Keith Haring, Larry Rivers, Jean-Michel Basquiat gibi sanatçılarla çalıştı.

Hatta Palladium’da bir salona imzasını atan Jean-Michel Basquiat’nın kendisine hediye ettiği eserini bir kız arkadaşına verdi.

Şimdi ise Basquiat eserlerinin 120 milyon dolara satıldığını anlatırken gülüyor Ian Schrager.

Yazının Devamı

MADONNA'YA YERLİ GÖZ NURU

2 Mayıs 2019

Madonna’nın Maluma ile beraber seslendirdiği Medellin şarkısının dünya prömiyerinde şarkıdan çok, Madonna’nın boynundaki göz nuru kolye ilgimizi çekti.

Çünkü bu kolye, kurumsal hayatta başarılı görevleri bırakıp tam 12 yıl önce kendi markasını kuran Ece Şirin’in Bee Goddess’ına aitti.

Hatırlarsınız, daha önce ünlü Hollywood yıldızı Cate Blanchett de İyi Niyet Elçisi olarak Birleşmiş Milletler toplantısına davet edildiğinde, boynunda Bee Goddess’a ait barış savaşçısının sembolü olan Osmanlı Hançeri ile dikkat çekmişti.

Blanchett, daha sonra Ocean 8 filminin tanıtımında da kameraların karşısına Bee Goddess bir kolyeyle çıkmıştı.

Dünyaca ünlü yıldızların Türk markalarını tercih etmesi ve tabii Türk markalarının uluslararası başarıları sevindiriyor.

Kolay olmuyor hiçbir başarı. Dışarıdan öyle görünmese bile.

Maddi değer değil, tasarım önemli

Mücevherin maddi değerinden çok, tasarımın önemini vurguluyor Ece Şirin her fırsatta.

Yazının Devamı

Gastroekonomi hep gündemde kalmalı

30 Nisan 2019

Geçen hafta Kültür Üniversitesi’nde çok değerli konuşmacıların katıldığı Türkiye ekonomisi ve gastroekonomi paneli vardı.

Gastronomi ve ekonomik etkileri paneli Trilye’nin kurucusu Süreyya Üzmez moderatörlüğünde gerçekleşti.

Neolakal’in şefi Maksut Aşkar’dan şef Can Oba’ya, TURYİD Gastroekonomi Zirvesi Komite Başkanı Ebru Koralı’dan TİM’den Tahsin Öztiryaki’ye birçok isim gastronominin ekonomiye katkısını konuştu.

Daha sonra ise gastronomi kültürünü ve sektördeki değişimi yazarlar yorumladı.

Müge Akgün’ün moderatörlüğündeki panele Ahmet Örs, Mehmet Yaşin, Teoman Hünal gibi çok değerli duayenler katıldı.

Ben de aralarında olacaktım, Kültür Üniversitesi’nin daveti beni çok mutlu etti ama çok istememe rağmen ne yazık ki son anda özel bir nedenden katılamadım.

Peki ama katılabilseydim en çok neyin altını çizmek isterdim?

Gastronomi ülkelerin en iyi pazarlama araçlarından biri.

Yazının Devamı