Gazetecilik ölmüyor dönüşüyor!

28 Nisan 2019

İnternetin kaos, gürültü ve karışıklığı içinde bağımsız ve çoğulcu biricik bilgi kaynağı gazeteciliktir. Böyle olmadığı durumlarda gazetecilik halkla ilişkiler veya istismar ve nefret kaynağına dönüşür.

Etik Gazetecilik Ağı’nın (EJN) kurucusu Aidan White Britanya medyası başta olmak üzere dünya medyasının duayenlerinden… White, hâlâ başkanı olduğu EJN’de gazeteciliğin etik sorunlarına dair çok önemli raporlar yayımlıyor.

Geçtiğimiz günlerde London City Üniversitesi’nde Enformasyon, Toplum ve İletişim alanında yüksek lisans yapan TGS Akademi Direktörü Orhan Şener’e gazeteciliğin ve dünya medyasının içinde bulunduğu duruma dair çok değerli açıklamalarda bulundu. Journo.com.tr’ de yayımlanan bu uzun söyleşiden bazı bölümleri meslektaşlarımla paylaşmak istiyorum. İletişim dünyasında gazeteciliğin nereye doğru yol aldığını, önümüzde süreçte bizi nelerin beklediğini daha iyi yorumlayabilmemiz için…

İşte White söyleşisinden çıkarabileceğimiz ‘ders’ notları:

Gazetecilik ölmekte olan bir meslek mi? Kesinlikle hayır! Gazetecilik tarihi bir değişim, dönüşüm sürecinden geçiyor…İnternetin kaos, gürültü ve karışıklığı içinde bağımsız ve çoğulcu biricik bilgi kaynağı gazeteciliktir. Böyle

Yazının Devamı

TGC’de eski yönetim yeni ilkeler

21 Nisan 2019

TGC Meslek İlkelerini İzleme Komisyonu Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ni güncelledi. TGC Genel Kurulu’ndan da geçen bildirge kısa zamanda kitapçık olarak meslektaşlarımıza sunulacak.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne yeniden başkan seçilen Başkan Turgay Olcayto; basın ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması ve gazetecilerin özlük hakları konusunda çok değerli çalışma ve faaliyetlerin altına imza atmış bir isim. Olcayto gazetecilik mesleğinin yapılabilir olmasını mümkün hale getirebilmek için cemiyet bünyesinde birçok komisyonun oluşmasında ve komisyonların işler hale gelmesinde de öncü rol oynadı.

Başkan Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ve Koordinatör Oğuz Güven’in katkılarıyla oluşturulan bu komisyonlardan biri de Meslek İlkelerini İzleme Komisyonu.

Altan Öymen’in başkanlığında, Yasemin İnceoğlu, Faruk Bildirici, Gökhan Küçük, Orhan Erinç, Hilmi Hacaloğlu, Oğuz Güven, Tuğrul Eryılmaz, Gökmen Karadağ, Ulaş Karan ve benim de üyesi olduğum Meslek İlkelerini İzleme Komisyonu olarak yaptığımız en önemli çalışma Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin güncellenmesi oldu.

Bildirgeye yeni maddeler eklendi

Okurun doğru ve güvenilir kaynak

Yazının Devamı

Tacizi görmemezliğe gelen kadınlar!

14 Nisan 2019

Basına yansıyan sayısız taciz haberinin içerisinde bazı “annelerin” çocuklarına yapılan tacizi görmemezliğe gelmesi, tacizin kendisinden daha büyük bir haber niteliği taşır mı? Taşımaz mı?

Gaziantep’te biri 10, diğeri 9 yaşında iki çocuklu bir kadın… Bir anne… Kendisi gibi işitme engelli bir adamla internette tanışır. İki kızını da yanına alarak Erzurum’a gider ve adamla birlikte yaşamaya başlar. Bir süre sonra komşular, adamın çocukları taciz ve darp ettiği iddiasıyla ihbarda bulunur. İhbar üzerine adam gözaltına alınarak tutuklanır ve hakkında 61.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılır. Buraya kadar haber olarak her şey “normal”.

Medya, mahkemenin çocukları ve annelerini dinlediğini, çocukların duruşmada “üvey baba” olarak bildikleri adamı görünce ağlamaya başladığını, annenin de duruşmada çocuklarına şikâyetçi olmamaları yönünde telkinde bulunduğunu yazar.

Sorun da burada: Her iki çocuğuna da “kasten yaralama” ve “çocuğun cinsel istismarı” suçlarını işleyen bir adamı annenin korumaya çalışması ve ahlaki açıdan oldukça problemli bu davranışını medyanın normal bir olaymış gibi sunmasında.

Buna rağmen mahkemenin söz konusu davayla ilgili tutumunu alkışlamak gerekir. Mahkeme

Yazının Devamı

Başlıklar engelleri aşsın

7 Nisan 2019

Bir insanın işini, mesleki başarısını, yeteneklerini, emeğini, çabasını fiziksel bir engel üzerinden her defasında tanımlamaya çalışmak ya da bir başarıyı “Buna rağmen başardı” şaşkınlığı içerisinde okurla paylaşmaya çalışmak bu çağın medyasına artık yakışmıyor.

Türkiye medyası Avcılar Belediye Başkanlığı’nı kazanan Turan Hançerli’yi “Türkiye’nin ilk engelli belediye başkanı” olarak kamuoyuna tanıttı. Ve birçok gazeteci de kendisine “engelli” olmasının kamuoyunda nasıl algılandığına dair sorular yöneltmekle yetindi… Hançerli’nin yanıtı kısa ve netti: “Belediye başkanlığında hiç engelli yoktu ama artık var. Bu ön yargıları yıkan bir tutum oldu.”

Elbette Hançerli’nin kazanmasının ve ifadelerinin ön yargıları yıkmak açısından medyada bir haber değeri var. Buna rağmen medyanın kullandığı dil oldukça sorunlu. Öyle ki; konuya ilişkin çıkan haberler sadece kamuoyunun değil, medyanın bizzat kendisinin de “engelli” olana yaklaşımının gerçekte ne kadar sorunlu olduğunu gösteriyor. Çünkü bir insanın, hayatının herhangi bir alanındaki başarısını ısrarla ve hayretle fiziksel durumunu öne çıkartarak kamuoyuyla paylaşmaya çalışmak, gerçekte “engelli” olanı bilinçaltı ayrıştıran bir zihniyetin

Yazının Devamı

Hangisi özgürlük!

31 Mart 2019

Onlarca insanın ölümüne sebep olan ırkçı, faşizan bir zihniyetin meşru hale getirilmesinin düşünce özgürlüğüyle açıklanması mümkün değildir.

Brenton Tarrant. Önce internet üzerinden bir “bildiri” yayımladı. Irkçı ve nefret ağırlıklı bir bildiri… Ardından Yeni Zelanda’da iki camiye düzenlediği saldırıda 50 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Hükümetin 74 sayfalık bu bildiriyi bulunduran ve paylaşanların hapisle cezalandırılacağı yönündeki kararı, Yeni Zelanda’da “özgürlük” tartışmalarına neden oldu.

Medya söz konusu haberi yorumsuz olarak verdi. Oysa terör haberleri yoruma muhtaç haberlerdir. İfade özgürlüğü dediğimiz şeyin de sınırlarının olduğunu; cebir, şiddet, tehdit içeren unsurların veya suçun oluşması için olayı öven ya da teşvik eden yöntemlerin meşru gösterilemeyeceğini okurlarına hatırlatması gerekirdi.

Çünkü biliyoruz ki; ifade özgürlüğünün sağlanması, genişletilmesi, korunması ve sınırlandırılması demokrasinin gereğidir. Ancak burada sorun; medyanın şiddeti meşru gösterip göstermemesinden çok, yazının, şiddet içerip içermediği sorusuna yanıt verip verememesinde. Oysa medya olası şiddet eylemlerinin önüne geçmek adına bu soruna yanıt bulmak zorunda.

Avrupa İnsan

Yazının Devamı

Medya uydurması bir oyun!...

24 Mart 2019

Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında video arşiv alanlarında çalışan ODTÜ sosyoloji mezunu ve teyit.org yazarı Özge Yıldız “Momo” isimli sanal bir şiddet oyunu üzerine 60’ın üzerinde haberi inceleyerek dikkate değer bir araştırmaya imza attı.

Özge Yıldız’ın araştırmasına göre; Momo başlangıçta sadece internette dolaşan bir korku hikâyesiydi… Oyunun gerçek olarak algılanmasına neden olan ise ebeveynlerin paniği, medya platformlarının tık tuzakları, kurumların özensizliği ve internet trolleri...

Momo, ilk olarak; 25 Temmuz 2018’de WhatsApp’tan mesajlar atan bir meydan okuma oyunu olarak ilk defa Arjantin’deki kız çocuğunun intiharıyla gündeme geldi. Buenos Aires Times gazetesinde yayımlanan habere göre kız çocuğunun ölümünün Momo oyunuyla ilişkili olabileceğinden şüphelenilse de, polis birimi intiharın oyunla olan ilişkisiyle ilgili bir kanıt bulamadıklarını açıkladı.

Bir gün sonra, BBC’nin yayımladığı haberde Meksika Tabasco Eyaleti Bilgisayar Suçları Araştırma Birimi’nin açıklaması yer aldı. Bu açıklamaya göre her şey bir Facebook grubunda başlıyor ve gruptaki katılımcılar bilinmeyen bir numarayla iletişim kurmaya zorlanıyordu. Ancak Momo’ya ait oyuna girişi sağlayan herhangi bir

Yazının Devamı

En iyi tasarıma sahip on gazete

17 Mart 2019

Dünyanın en iyi tasarımlı gazeteleri yarışmasında 100’ü aşkın aday arasından 10 gazete finale kaldı. Jürinin yorumları daha iyi bir gazeteciliğin nasıl olması gerektiğinin de işaretlerini veriyor.

Merkezi ABD’nin Orlando kentinde bulunan uluslararası meslek örgütü Haber Tasarım Derneği her yıl güçlü bir gazetecilik içeriği, çeşitlilik, istikrar ve okurun tercihlerine odaklanma gibi kategorilerde en iyi gazeteyi seçiyor. Bu yıl da dünyanın en iyi tasarımlı gazeteleri yarışmasında, bünyesinde bu kriterleri barındıran 100’ü aşkın aday arasından 10 gazete finale kaldı. Kazanan gazete 4 Nisan’da Şikago’da düzenlenecek törenle açıklanacak. journo.com.tr; ABD ve Avrupa merkezli yayınların arasında Güney Amerika gazetelerinin de dikkat çektiğini, bu yılın 10 finalistiyle ilgili jürinin yorumlarını yayımladı: Jürinin yorumları daha iyi bir gazeteciliğin nasıl olması gerektiğinin de işaretlerini veriyor:

The Guardian (İngiltere): Zarif bir Berliner formatını bırakıp daha canlı bir tabloid boyuta geçen The Guardian, burada tutunmayı becerdi. Özellikle ilavelerinde her tür içerikle dolup taşan gazete, zenginliğini ve derinliğini keşfetmesi için okurda merak uyandırmayı başarıyor.

The New York

Yazının Devamı

Yeni medyaya bilinçli okur!

10 Mart 2019

Medyanın küresel iklim politikalarının, yerel yönetimlerin, çevre sorunlarına çözüm üretecek uygulamaların yakın takipçisi olması gerekiyor. Toplumun önünü gören bir medyaya ihtiyacı var çünkü…

Greta Thunberg 16 yaşında İsveçli bir öğrenci. Adını, geçen yıl, İsveç Parlamentosu’nun önünde yaptığı oturma eylemiyle duyurdu. Küresel ısınmanın yol açtığı sorunlar ve bozulan iklim dengesi konusunda hükümetleri ve medyayı suçlayınca önce Polonya BM İklim Zirvesi’ne, ardından Davos Zirvesi’ne konuşmacı olarak davet edildi. Davos’ta “büyüklere ders” niteliğinde bir konuşma yaptı ve dedi ki;

“Sizden eviniz yanıyormuş gibi harekete geçmenizi bekliyorum çünkü şu anda olan bu! Yetişkinler hep gençlere umut vermekten söz ediyor ama ben sizin umudunuzu istemiyorum, ben sizin paniklemenizi ve benim her gün hissettiğim korkuyu hissetmenizi istiyorum… İklim değişikliği konusunda başarısızlığa uğradığımızı kabul etmek zorundayız; bugünkü halleriyle tüm siyasi hareketlerin başarısızlığa uğradığı gibi… Basın da geniş kapsamlı kamusal bir farkındalık yaratmada başarısız oldu. Evet, başarısızız ama her şeyi tersine çevirmek için hâlâ zamanımız var…”

64 ülkede 596 farklı eylem planı

Greta’ya The Guardian

Yazının Devamı