Şirazeden çıkmış bir toplum!

10 Ocak 2021

Medya şiddeti meşrulaştırmaya çalışmadan haberleri vermek zorunda. Aksi halde, sadakatsiz davranma, boşanma talebinde bulunma, kendi seçtikleri kişilerle evlenmek isteme gibi gerekçelerle binlerce kadın ve kız çocuğu; babası, kocası, erkek kardeşi tarafından sakat bırakılacak ya da öldürülecekTürkiye’de yeni yılın ilk haberi “vahşet” olarak ajanslara düştü: Kırşehir’in Kaman ilçesi Bayramözü köyünde, İnce ailesi, kızları Vildan İnce’ye, amca oğluyla imam nikâhı kıyılması için baskı yaptı. Genç kız istemedi ve sevdiği Osman Çelik ile kaçtı ve 15 Aralık’ta resmî nikâhla evlendiler. Bir süre sonra Vildan’ı arayan ablası “Babam rahatsız, gel helalleş” dedi. İki genç barışma umuduyla gittikleri baba evinde öldürüldüler. Önce Vildan’ı dövdüler, Osman Çelik’i banyoya sokup tecavüz ettiler, bıçakladılar ve iki genci silahla öldürüp bir çukura attılar.

Ailenin bütün fertleri yakalandı. Adliyeden

Yazının Devamı

21 yıldır aynı sorunu konuşuyoruz

3 Ocak 2021

Depremle ilgili pek çok şeyi ezbere biliyoruz, ama olası bir depreme ne kadar hazırlıklıyız bilmiyoruz. Çünkü çözüm üretemiyoruzHatırlarsanız; bundan 21 yıl önce Körfez depremi, yerli ve yabancı bilim insanlarını birbirine düşürdü. İstanbul’da beklenen depremin zamanı ve şiddeti konusunda derin ayrılıklar yaşandı. Bazı deprem bilimciler İstanbul’da büyük depremin 10 yıl, bazıları ise 30 yıla kadar meydana gelebileceğini savundu. Bazıları depremin İstanbul’da değil, Anadolu’da olacağını söyledi. Şiddeti konusunda anlaşmazlık yaşanınca, bilim insanlarının ‘uzmanlık’ alanları dahi tartışma konusu edildi.

Öyle ki; o dönemde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara’nın sık sık basına demeç vermesi, televizyonlara çıkması konunun uzmanı olmadığı iddiasıyla kendi meslektaşları tarafından eleştirildi. Sismolog Prof. James Jackson, “Benim gördüğüm durum çok endişe verici boyutlarda. Yarın mı olur, 10 yıl sonra

Yazının Devamı

Avrupa’nın otomobille çevre sınavı

27 Aralık 2020

Avrupa, kendi ülkesinde daha temiz hibrit ve elektrikli araçların üretimini artırırken, havayı kirleten, çevreye ve insana zarar veren eski otomobillerini Afrika ülkelerine satmakta bir sakınca görmüyorBazı haberlerin iki yüzü vardır. Bir yüzü aydınlıksa, diğeri endişeye sevk edebilir. Bir süredir Avrupa’nın “yeşil mutabakat” adı altında sürdürülebilir bir gelecek için nasıl bir dönüşüm geçirdiğine ilişkin haberler gündemde. Örneğin sera gazlarının net emisyon değerinin sıfırlanması için kendine yeni stratejiler belirlemesi hayli umut verici. Ama aynı Avrupa, kendi ülkesinde daha temiz hibrit ve elektrikli araçların üretimini artırırken havayı kirleten, çevreye ve insana zarar veren eski otomobillerini Afrika ülkelerine satmakta bir sakınca görmüyor! Bunu nereden biliyoruz? Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından geçtiğimiz ekim ayında bir rapor yayımlandı. Rapora göre; ABD ve Avrupa, kendi evinde çevreci, temiz ve daha verimli arabaları zorunlu kılarken, milyonlarca

Yazının Devamı

Dijitalde hangi haberler önem kazandı?

20 Aralık 2020

Dijital medyada; İstanbul Sözleşmesi 58 bin 661 habere konu oldu. Kadın cinayetleriyle ilgili 34 bin 861 haber yayınlandı. Hayvana şiddet ve yasası 26 bin 284, küresel ısınma 25 bin 718, SMA’lı çocuklar 17 bin 260 haberin konusuyduBilim insanlarına göre bu çağ “Post korona” çağı. Öyle ki; sadece 2020 Kovid-19’un olumsuz etkileriyle dahi unutulmaz bir yıl olarak hafızalara kazınacak. Peki, gerçekten öyle mi?

B2Press Online PR Servisi, Türkiye’de faaliyet gösteren 24 bin 782 haber sitesinde yayınlanan 49.4 milyon haberi inceledi. 2020’de dijital medyada Kovid-19 konulu haberler, 13 milyon 614 bin 732 gibi oldukça yüksek bir sayıyla en çok yer alan konu oldu. Doktorlar, pandemi açıklamalarıyla daha görünür oldu. Bilim Kurulu üyeleri, medya tarafından sık sık haber kaynağı olarak kullanıldı. Haberlerde açıklama ve görüşleriyle en çok yer verilenler Bilim Kurulu üyeleri; 22 bin 689 haberle Tevfik Özlü, 20 bin 758 haberle Ateş Kara ve 8 bin 395 haber ile Alpay Azap oldu. Ancak Bilim Kurulu üyesi

Yazının Devamı

İyi gazeteciliğin yolu Açık Radyo’dan geçer!

13 Aralık 2020

Açık Radyo, “Kültürel faaliyetleriyle içinde bulundukları topluma olumlu yönde etkide bulunan” kişi, grup ya da kuruluşlara verilen Prince Claus Ödülü’ne layık görüldü. Bu ödülün gerekçeleri önemli

Türkiye’de medya sektöründeyseniz; bu mesleği icra etmenin zorluklarını da bilirsiniz. Çalışma koşullarından, yeterince takdir edilememekten, haberlerinizin iyi değerlendirilememesinden, ücret politikalarından, görev dağılımından, meslek etik kurallarının dışında hareket eden meslektaşlarınızın varlığından ve daha birçok şeyden daima yakınırsınız ama asla bu mesleği yapmaktan vazgeçmezsiniz. Ve vazgeçmeyenlerin her zaman referans aldığı bir medya duayeni olmuştur. Benim için bu duayen Ömer Madra’dır. Madra önemli bir akademisyendir, yazardır, radyo programcısıdır ama en önemlisi de gerçek bir aktivisttir!

Mesleğe dergicilikle başlayıp 1990’lı yılların ortalarında radyoların öne çıktığı bir zaman diliminde Açık Radyo’yla tanıştım. Uzaktan. O dönemlerde

Yazının Devamı

Medyanın iklim krizine bakışı

6 Aralık 2020

Küresel iklim politikalarını sürekli güncellemesi açısından medyanın da üzerine büyük sorumluluk düşüyor. Birçok rapor medyanın çevre sorunlarına yaklaşımının hayli sorunlu olduğu yönünde

Geçtiğimiz günlerde iş dünyası yeni dönemin rekabet senaryolarını masaya yatırdı. Ortak görüş; Avrupa Birliği’nin “Yeşil Mutabakatı” çerçevesinde ticaretini sürdürülebilirlik zemininde kurgulayan ve bu değişime ayak uydurabilenlerin rekabette bir adım öne çıkacağı yönünde. İş insanının bu önemli adımını belirleyecek olan da tarımdan enerjiye, sanayiden lojistiğe tüm sektörlerde iklim kriziyle mücadeleyi temel alan, çevresel sürdürülebilirliği önemseyen politikaların varlığı.

AB’nin yeşil ve dijital dönüşüm gündemi, sadece iş dünyasının değil, medyanın da yakından takip etmesi gereken öneme sahip, iş birliği gerektiren bir konu. Dolayısıyla küresel iklim politikalarını sürekli güncellemesi açısından medyanın da üzerine

Yazının Devamı

Kadınlar meydan okuyacak!

29 Kasım 2020

Milyonlarca kadının uğradığı siber şiddetin oluşturduğu tehdit karşısında, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi bir kampanya başlattı. BM Kadın Birimi Küresel Medya Birliği üyesi Milliyet Gazetesi de kampanyaya en büyük desteği veriyor: “Sen de bir ateş böceği yak, karanlığı aydınlat”

Hatırlarsanız; 1960’lı yıllar Amerika’sında ve dünyanın dijitalle tanışmadığı ama televizyon kanallarının yaygınlaştığı bir dönemde, sistemi özetlemek için pop art’ın öncülerinden Andy Warhol, “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” demişti. Haklı çıktı.

Bugün de dünyanın hemen her yerinde kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet, sanal dünyaya da taşındı. Warhol gibi bizler de siber sistemin bir özetini çıkaracak olursak neredeyse hemen her kadın, bu sanal şiddetin bir kez olsun mağduru durumuna düştü, düşürüldü. Milyonlarca kadın internet üzerinden hakarete, aşağılamalara, küfre, tehditlere, tacizlere, erkek dilinin şiddetine maruz kalıyor.

Birçok kadın gibi siber şiddete ben de maruz kaldım,

Yazının Devamı

Adaletin güzel ve çirkin yüzü

22 Kasım 2020

Kadına yönelik şiddetin artması yasaların yetersiz olmasından değil, aksine mevcut yasaların gereği gibi uygulanmamasından kaynaklanmakta. Bunu belirleyen yargının kadına bakış açısı olabilir mi?

100 kişi iki gruba ayrıldı. A grubuna çirkin, itici görünen ‘suçlulara’ ait fotoğraflar gösterildi. B grubuna da çok düzgün, güzel insanlardan oluşan başka ‘suçlulara’ ait fotoğraflar gösterildi. Ama birbirlerinden habersiz bu iki gruba da aynı suçlar birebir aktarıldı. Amaç, suçlunun dış görünüşü karşısında ne kadar merhametli olacaklarını anlamak! Bir başka deyişle; “Bir insanın dış görünüşü onu hapisten korur mu?” sorusuna yanıt bulmak.

Deneklerin görevi ise hâkim gibi davranıp hapis cezası süresine karar vermek… Fotoğraftaki insanlar gerçekte suçlu değil birer aktör ama denekler bunu bilmiyor.

Yani iki denek grup birebir aynı suçu, birbirlerinden habersiz dinledi ama suçu işleyenlere ait fotoğraflar farklıydı…

Tipine bak, cezayı kes

1’inci suçlu:

Yazının Devamı