Ali Eyüboğlu

Şarkıcı ve oyuncu Özcan Deniz ile aile fertleri arasında yaşanan kavga artık kabak tadı vermeye başladı.

Düne kadar, oğlu Kuzey’in velayetini ondan alabilsin diye Feyza Aktan’ı itibarsızlaştırmaya çalışanlar, şarkıcının Samar Dadgar’la evlenmesinden sonra bu kez ona karşı savaş açtı.

Menajerliğini yapan abisi Ercan Deniz’le yollarını ayırınca anne Hayriye Deniz, büyük oğlunu tutup, Samar Dadgar ve Özcan Deniz’e karşı cephe aldı.

Gelinen noktada Özcan Deniz’le kız kardeşi Sibel Semerci bir tarafta, anne, abi Ercan Deniz, Yurda Deniz ve Melek Deniz karşı tarafta...

Anlaşılan o ki, kazanılan parayı birlikte bölüşünce her şey iyiydi, Özcan Deniz’le Ercan Deniz’in iş ortaklığıyla birlikte abi–kardeş ilişkisi de bitti.

Karşı tarafı suçlayan açıklamalar ve davalar gırla...

Bu süreçte en ilginç lafı Sibel Semerci etti: “Para gitti kardeşlik bitti!”

Ayşegül Aldinç’i hepimiz şarkıcı, oyuncu, sunucu ve yazar olarak tanıdık. Şarkıcının bir özelliği daha vardı. Aldinç, 1980’lerden 2000’lere kadar her dönem şov dünyasının “en güzel” ve “en seksi kadını”ydı.

Ayşegül Aldinç, müzik hayatının 47’nci yılında iki farklı proje albümünde okuduğu şarkılarla müzikseverlerin karşısında…

Garaj Müzik’ten çıkan “Kadının Türküsü” projesi için sözleri Ahmet Rasim’e bestesi Tatyos Efendi’ye ait uşşak makamındaki “Bu Akşam Gün Batarken Gel” adlı eseri geçen ay, Hümeyra’ya saygı albümü “Yıllar Sonra Hümeyra” için söylediği “Dilber” şarkısı ise 7 Mart’ta yayınlanan Ayşegül Aldinç’le sanat yolculuğundan, Dünya Kadınlar Günü’ne keyifli bir sohbet yaptık.

Şarkıcılık, oyunculuk, sunuculuk ve seramik sanatçılığının yanı sıra Ayşegül Aldinç, kalemi iyi bir yazar, ama sadece iki kitabı var; onları da Gani Müjde

“Herkese, her görüşe ve her müziğin dinleyicisine sonuna kadar saygım var ama ilk defa rapçi olmamama rağmen ‘rap’ adı altında yapılan bu saçmalık nedeniyle Türkiye’de rapin adı kirlendiği için üzgünüm...

Dolayısıyla bu kıyaslama sektörün ve dönemin gitgide rezilleştiği bu dönemde beni yukarı dahi taşısa da umrumda bile değil. Bu saçmalığa yatırım yapan bir şirket, bu saçmalıkları sahneye çıkaran mekân sahibi vs olmadığıma göre ceremesini de ben çekecek değilim. O yüzden doya doya havlayın, havlattırın. Düşüncelerim bu kadar. Yours sincerely.”

Ece Seçkin isim vermedi ama şarkıcının, “doya doya havlayın, havlattırın” diye yazması akıllara Lvbel C5’in yeni hit’i ‘HavHavHav’ adlı eserini(!) getirdi.

Dikkat ettiyseniz Ece Seçkin’in eleştirisi ‘HavHavHav’ diye söyleyene değil, o şarkıya yapımcı olarak imza atana ve onu sahneye çıkaran mekân sahiplerine...

Müzik ve eğlence sektörünü iyi tanıyanlardan biriyim. Bu sektörde

Menajer Ayşe Barım hakkındaki soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen ay Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK) 2013’teki Gezi Parkı olaylarına dair yayınları istedi. CHP kontenjanından RTÜK üyesi seçilen İlhan Taşçı, X hesabından bunun beyhude bir çaba olduğunu ilan etti:

“RTÜK arşivi bu kadar yıl geriye gitmez. Yalnızca rapora bağlanan veya yargıya konu olan dosyaların kayıtları muhafaza altına alınır. RTÜK yalnızca bir yıl süreyle düzenli olarak kayıtları tutmaktadır. Bir yıl sürenin ardından sistem kayıtları kademeli olarak silmektedir. Dolayısıyla bu kadar geniş tarih aralıklı kayıtları yayıncılardan temin etmek de yasal olarak pek mümkün değildir.”

Çok geçmeden RTÜK, “Bütün kayıtlar elimizde. Özellikle olağanüstü durumlar, doğal afetler ve bu tür terör olayları gibi durumlarda bütün kayıtları kontrol altına alır, kaydeder ve arşivimizde saklarız” açıklamasıyla Taşçı’yı yalanladı.

Sekiz yıldır üye ama...

6 Şubat’taki

Dilan Polat’ın sosyal medya fenomeni ve güzellik merkezi zinciri sahibi olarak yaşadığı yükseliş dönemiyle 10 ay hapis yattıktan sonra tutuksuz yargılanma süreçleri milyonların çok iyi bildiği bir konu...

Dilan Polat, şube üstüne şube açıp adeta para içinde yüzerken zenginliğini sosyal medya aracılığıyla görgüsüz bir şekilde insanların gözünün içine sokmasa hapse girer miydi?

Hayır...

Dilan Polat, lüks yaşamını teşhir etmese, çıktığı televizyon programında altın tozlu kahve içmese insanlar, “Bu değirmenin suyu nereden geliyor?” diye sorar mıydı?

Hayır...

Dolayısıyla MASAK, Dilan Polat ve Engin Polat’ın bu kadar parayı nasıl kazandıklarını, vergilerini ödeyip ödemediklerini araştırır mıydı?

Hayır...

92 yıllık ömrüne 26 roman sığdıran ve 28 Şubat 2015’te aramızdan ayrılan Yaşar Kemal, ölümünün 10’uncu yılında Adana Seyhan’da özel bir konserle anıldı. 

Seyhan Belediyesi’nin 100. Yıl Çırçır Sanat Merkezi’ndeki Yaşar Kemal’i müzik ve şarkılarla anma etkinliği için hazırlanan sahnenin bir yanında büyük Türk bayrağı asılıydı. Sahnenin sağ tarafında Türk bayrağıyla aynı boyuttaki Atatürk portresi ortada ise ünlü yazarın resmi ve ‘Hemşerimiz Yaşar Kemal’ başlığının altında şu sözü yazılıydı: 

“Ne büyük mutluluktur ki, dünyamız hâlâ on binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir. 

Her kültürün bir rengi, bir konusu vardır.” 

Kapanmış eski bir çırçır fabrikası olan 2023 yılında 100. Yıl Çırçır Sanat Merkezi’ne dışarıdan getirilen 400 civarındaki sandalye konseri dinlemeye gelenlere yetmeyince, 50 civarında plastik sandalye daha ilave edildi. Onlar da kısa sürede doldu, benim gibi oturacak yer

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son verilere göre 42 milyon 811 bin 834 kadının olduğu Türkiye’de ‘Yılın Kadını’ ödülü verecek birini bulamayanlar Arjantinli model, televizyon sunucusu ve futbol menajeri Wanda Nara’yı ‘Yılın Kadını’ ilan etti ve ödülünü Çırağan Sarayı’ndaki törende verdi. 

‘Best of Europe Awards’ı düzenleyen, 2009 Best Model of Turkey birincisi, sunucu ve oyuncu Tuğçe Sarıkaya Dağıstan’a Wanda Nara’yı ‘Woman of the Year’ (Yılın Kadını) seçmelerinin nedenini ve ödül törenini niye Galatasaray-Fenerbahçe derbisiyle aynı tarihe denk getirdiklerini sordum. 

‘Best of Europe Awards’ın yanı sıra ‘Altın Zirve ve Kariyer Ödülleri’ ve ‘Türkiye Altın Zafer Ödülleri’ni düzenleyen Tuğçe Sarıkaya Dağıstan, ödül tarihini dört ay önceden kararlaştırdıklarını, derbi tarihinin ise sonradan belli olduğunu, Galatasaray veya Fenerbahçe’li değil eşi ve kendisinin

TÜRSAB İzmir’den 22 turizmci, Tunus Seyahat Acenteleri Federasyonu (FTAV) ile Tunus Ulusal Turizm Ofisi’nin (ONTT) davetiyle 23-26 Şubat tarihleri arasında Tunus’taydı.

 Davetliler arasında ben de vardım...

İki ülke arasındaki turizm potansiyelini artırmak için Tunus’a giden turizmciler, tarihi ve turistik yerleri gezmenin yanı sıra dört ve beş yıldızlı otelleri de dolaştı.

İzmirli ekip, pazar gündüz uçtuğu için Tunus’tan Munastır’a geçti. Benimki gece uçuşuydu. Uçak indiğinde pazartesinin ilk saatleriydi, o nedenle geceyi Tunus’ta geçirdim.

Sabahleyin Tunus Büyükelçimiz Ahmet Misbah Demircan ile buluşmak için Büyükelçilik konutuna gittim. Beyoğlu Belediye Başkanı ve Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı’yken etkinliklerde sıkça bir araya geldiğimiz Demircan’la Tunus Büyükelçisi olduktan sonra ilk kez karşılaşmamızdı bu...

Kahvaltıda ve Büyükelçiliğe giderken yolda sohbet ettiğim Demircan’dan, Türkiye-Tunus ilişkileri konusunda bir hayli bilgi edindim. İşte