“İspanya’nın boğaları kadar saldırgan düşmanları defettim. Benim için de çanlar çaldı, kıskançlık mermileri üstüme yağdı, ama beni öldüremediler.
3.5 yaşında Muhsin Ertuğrul’un kucağında başlayan sanat yolculuğunda insan gücünü aşan ağır yükleri taşıdım. Meleği de gördüm, iblisi de...
Bugün 78 yaşındayım, sanat hayatı 75 yılı bulan tek sanatçıyım.”
Neşe Karaböcek’in ‘İşte Benim Masalım’ kitabının girişindendi bu satırlar.
4 yaşındayken Nazım Ülgen, Tekin Akmansoy, Sevim Babam, Agah Hün, Müşfik Kenter, Necla İz, Cengiz Koraltan, Gülniz–Şeniz Kardeşler ve Nurhan Damcıoğlu ile oynadığı ‘Karaböcek’ piyesiyle ünlenen Neşe Göktürk’e, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, “Sen küçüksün, ama marifetin büyük. Başarını ve seni takdir ettim. ‘Karaböcek’i çok güzel canlandırdın. Senin sanat adın ‘Karaböcek’ olsun” der. Emir büyük yerden gelince Göktürk’ün yerini Karaböcek alır!
Çocukluğunda Ankara Halkevi’nde Halk Müziği dersleri de alan Karaböcek’i, okul, tiyatro, konservatuvar ve sahnenin onu çok yorduğunu gören ailesi önce tiyatroyu, ardından halk evini gözden çıkarır. Geriye okul, konservatuvar ve sahne kalır.
Fikret Hakan’ın merakı
Şarkıcılık hayatında 86 plak ve albüm çıkaran sanatçı kitabında, “Bing Crosby’den sonra dünyada en çok altın plak alan ikinci sanatçı” olduğunu yazdı.
Gazinoların altın çağında İlhan İrem, Filiz Akın, Selami Şahin, Fikret Hakan, Yeliz, Semiha Yankı, Ali Rıza Binboğa, İzzet Günay, Sezen Aksu ve Nükhet Duru gibi birçok ünlünün assolisti olan sanatçı kitabında, “Bir keresinde Fikret Hakan’ın bana, ‘Neşe Hanım, çok merak ediyorum, sahneye çıkmadan önce gırtlağınıza bir alet mi takıyorsunuz ki bülbül gibi sesler çıkarıyorsunuz?’ demesini hiç unutamam” diye yazdı.
Toplamda 11 filmi olan Neşe Karaböcek’in kitabında “İlk filmim: Yeşilçam deneyiminden kırık bir anı” başlıklı bölümde yazdıkları ilginç:
“Ankara’da Japon Bahçesi’nde çalışıyordum, İstanbul’dan Erman Film’den teklif geldi. Senaryoyu okudum. Aslında bana uygun değildi, 25 yaşında ve yetişkin bir kızı olan anneydi rolüm. Kadrosunda Yıldız Kenter ve İzzet Günay olunca kabul ettim. Filmde ben 25, kızım rolündeki ise en az 18 yaşında. Yani kızımı 7 yaşındayken doğuran mucize bir anneydim.”
‘İlk Yeşilçam zokası!’
Karaböcek’in ilk sinema macerası kötü başladı. Sanatçı bunun nedenini kitapta şöyle yazdı:
“Bir sahnede de Yıldız Kenter, yüklüğüm arasına sıkıştırılmış Kuran’ı bulup ‘Tövbe tövbe’ deyip, öperek duvara asıyor. Bunu görünce çok sinirlendim. Beni filmde, zan altında bırakanın kim olduğunu öğrenemedim. Ancak şu kadarını söyleyeyim. Ben Kuran’ı uygun kılıfıyla daima yatağımın başucuna, en yüksek yere asarım. İnançlı bir laik anlatmaz, ama mecbur kaldım. Namazını kılan, inançlı, Kuran okuyan biriyim. Kuran’a nasıl saygı gösterileceğini bilirim. Lütfi Akad’ın bunu niye yaptığını bilmiyorum, ama ilk film deneyimim Yeşilçam zokası yutmakla başladı.”
Doktorların ihmali yüzünden 42 yaşındaki oğlu Hasan’ı kaybedişinin ardından Karaböcek’in yazdıklarını ağlayarak okudum. O yüzden evladını kaybeden acılı bir annenin yaşadıklarını aktararak sizi de üzmek istemedim.
Sanatçının kitabında, kız kardeşi Gülden Karaböcek’in ihaneti ve 8 yaşında çok iyi gazel okuduğu için kıskanan Hamiyet Yüceses’in polise ihbar ederek gazinoda çalışmasını nasıl engellediği de var.
GÜNÜN SÖZÜ
“Kendini çok zorlama, en güzel şeyler, onları en az beklediğinde olur.” (Chuck Palahniuk)