Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nilgün Belgün ve Saba Tümer’le oynadıkları “Kaynat Bakalım”ı Bostancı Gösteri Merkezi’nde izlemeye gittiğim akşam Nükhet Duru’yla karar verdiğimiz röportajı Nişantaşı’nda yaptık. Mesleğim gereği 44 yıllık tanışıklığım ve iyi bir hukukum olan sanatçıyla bir araya geldiğimizde önce ortak anıları tazeledik. Sonra sanatçının Nilgün Belgün’le birlikte bir hafta süren ABD seyahatini konuştuk.

Nilgün Belgün’le birlikte oynadıkları “Yedi Kocalı Hürmüz”le başlayan arkadaşlıklarının kesintisiz sürdüğünü anlatan Nükhet Duru, bir haftalık New York seyahatinde bolca müzikal seyredip, alışveriş yaptıklarını söyledi ve ekledi: “Gereksiz harcamayı sevmem. Çılgın alışverişler yapmam. Olmayan, çok özel bir şeyi bulursam bir bilezik mesela kaçırmam alırım. Bu seyahatte de üç bin dolar civarında bir harcamam oldu. New York’ta Nilgün’ün stylingçisi idim, o bayağı bir şeyler aldı.”

Haberin Devamı

Sonra ses kayıta bastım ve Nükhet Duru ile “Kaynat Bakalım”ı, döneminin pop yıldızları Ajda Pekkan, Sezen Aksu ve Nilüfer’i, sanatçının şimdiye kadar yaptıklarını ve yapacaklarını konuştuk, ortaya keyifli bir röportaj çıktı.

Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz

Bu röportaj Anneler Günü’nde yayımlanacak. Nükhet Duru için Anneler Günü nasıl geçer? Oğlunuz size bu güne özel sürprizler yapar mı? 

Her sene başka şeyler yapar, o romantiktir. Kartlara güzel yazılar yazar ve mutlaka çiçek alır. Cimrilik etmez de yanında bir şey alırsa işime gelir tabii… Allah herkesi evladından yana güldürsün. Cem çocukken beni çok zorladı ama şimdi çok efendi oldu. İngiltere’de reklam ve pazarlama okudu. Babasıyla (Dikran Masis) çalışmak yerine kendi serbest çalışmayı tercih etti ve benim ekonomimi yönetmeye başladı. 

Nilgün Belgün ve Saba Tümer’le birlikte şahane bir işe başladınız. BKM’nin ortağı Necati Akpınar, bir doğum gününde aranızda nasıl eğlendiğinizi görüp bunu sahneye taşıyalım dediğinde ilk düşünceniz ne oldu? “Kaynat Bakalım” nasıl doğdu? 

Biz Nilgün’le çok sık görüşürdük. Saba ise gördüğüm zaman çok tatlı bulduğum, sevdiğim bir arkadaşımızdı. Aslında birbirine hiç benzemeyen üç ayrı tipiz. O yüzden belki de üçümüzün bir arada şov yapması başarılı oldu. Necati geçen yıl bize bu teklifi yaptığında yapabilir miyiz diye düşündük. Çünkü benim ayrı, Nilgün’ün ayrı işleri var. Nilgün yıllardır sürdürdüğü oyununu biraz rölantiye aldı, ben konserlerimi alamadım ama uyum sağlamaya çalıştık. İşin en önemli kısmı biz çok eğleniyoruz, biz eğlenince bu seyirciye geçiyor. Bugün insanımızın bir iki saatliğine kafasını dağıtmasına gerçekten ihtiyacı var. O yüzden ilaç gibi geldi insanlara. “Macbeth” oynamıyoruz, gösteriden insanların aklında ne kaldı bilmiyoruz ama gülüp, eğlenip çıktıklarını biliyoruz. O yüzden mutluyum. 

Haberin Devamı

Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz

"Kaynat Bakalım”ın metinlerini kim yazdı? 

Çoğunu ben diyebilirim ama imece usulü oldu. Necati Akpınar da bize, “Allah aşkına o akşam bana yaşattıklarınızı sahneye koyun. Ne olur ciddiye gitmeyin? Hayat zaten çok ciddi” dedi. 

Kimin doğum gününde doğdu bu proje? 

Benim. Oğlum bana sürpriz bir doğum günü yaptı. Telefon rehberimdeki herkesi aramış. Küçücük bir yeri de kapatmış, bir de sahne kurdurmuş oraya. “Oğlum yine mi çalışacağım?” dedim. “Anne biliyorum siz masada duramazsınız. Ben seninle sahnede konuşmak istiyorum” dedi. “Niye?” dedim. “Çünkü” dedi: “Sen sadece Nükhet Duru oluyorsun, evde benim annemsin. Elinde bez oradan oraya koşuyorsun, evi temizliyorsun.” Cem bana casting gibi bir doğum günü yapınca doyasıya eğlendik. Necati Akpınar da bundan çok etkilendi. 

Haberin Devamı

“Şarkıcılık, futbolculuk gibi kondisyon istiyor”

Sahnede izlediğim Nükhet Duru, o kıyafetlerin içinde manken gibiydi. Nasıl bir beslenme ve spor programınız var ki bu kadar fitsiniz?  

Şarkıcı olmak, futbolcu gibi kondisyon sahibi olmayı gerektirir. Spor yaparken 15 dakika koşar, 15 dakika yürürüm. Koşarken küçük küçük şarkı söylerim ki ciğerler sürekli o oksijeni alarak sahnede yorulmamı önlerim. Onun dışında pilates yapıyorum. Beslenme şeklimi ve yaşam biçimimi bir röportaja sığdıramam, çok uzun detayları var. Dilara Koçak yardımıyla onun öğretilerini benimkilerle karıştırdığımda gerçekten yaşıma göre yağı olmayan, kası sağlam, gücü, kuvveti yerinde bir kadınım. Buna ciddi bir zaman ayırıyorum ama bunu güzellik için değil, sağlıklı bir hayat için yapıyorum. Akşam 18.30’da pat diye bitiyor benim yemek mesaim. Şovdan dönüşte sadece kemik ilik suyuyla yapılmış kabak çorbası içerim. 

Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz

“Ajda Pekkan’a küsülmez”

1970’li yılları bilmiyorum ama 1981 yılından beri işim gereği yakından takip ediyorum sizi. Sahnede şov gereği de olsa cilveli kadın Nükhet Duru gerçek hayatta, girdiği her ortama neşe katan biri. Nasıl başarıyorsunuz bunu? 

Bu bir karakter meselesi. Çünkü insan 50 yıl boyunca olmadığı bir şekilde kalamaz, bir yerde fire verir. Ben çok fazla sevgi dolu ve çok fazla pozitifim. Canlı cansız her şeyi sevmeye gelmiş gibiyim bu dünyaya. Benim o sevecenliğimi, bıcır bıcır hâlimi cilve olarak nitelendiriyorlar. Benim cilveyle bir işim yok. Bütün cilvem kendime. 6 yaşında bir çocukla da öyle konuşuyorum, ilk tanıştığım biriyle de… Ben hep böyleyim. Markete, pazara gitmeden duramam. İnsanlarla ilişki kurduğum zaman besleniyorum. Birinin birkaç gününü farklılaştırırsam çok mutlu oluyorum. 

Bildiğim kadarıyla döneminizin pop yıldızları Sezen Aksu, Nilüfer ve sizden biraz daha eski olan Ajda Pekkan’la iyi dostsunuz. Hiç küsüp barıştığınız oldu mu?  

Jenerasyon olarak ilişkilerini çok daha nezaketle sürdüren insanlarız. Ajda Pekkan’a zaten küsülmez. O bizim öncümüz demek istiyorum. 65 yıl top bir sanat hayatı. Dünyada başka bir örneği yok. Sezen ve Nilüfer’e gelince hiç rekabet duygusu yaşamadık. Zaten ben onlardan hep ayrı biriydim. Hep deli olurdu Sezen, “Bir tane de şöyle bir şey oku da hit olsun” diye. Ben öyle sevmiyorum diye kaçardım. O yüzden bir albümümün adını “Bana Rağmen” koymuştum, bana rağmen varım demek için. Ben küsmeye ve birbirinden vazgeçmeye uygun biri değilim. Kin tutmam çünkü. Kimseyle kapışmam, kavga etmem… 

Ajda Pekkan, Sezen Aksu ve Nilüfer’i birer cümleyle anlatır mısınız? 

Bitmez, tükenmez enerji ve aşkla meslek bağlılığı; Ajda Pekkan. Sezen Aksu, tanıdığım hem duygusal zekâsı, hem zekâsı en yüksek kadın. Nilüfer ise asosyal diyebilirim. Biz tanırız, severiz, yakınlığı çok güzeldir ama herkese o kadar yakın davranan biri değildir. Çok ahlaklı, çok düz yolda devam eden bir arkadaşımdır. Beni sorarsan ayrık otu, ne yapacağı belli olmayan…

Yeni nesil şarkıcılardan başarılı bulduklarınız kimler? 

Var tabii… Unuttuklarım kusura bakmasın. Sena Şener’i çok beğeniyorum. Ceylan Ertem’in kendine has halini çok beğeniyorum. Zeynep Bastık çok lezzetli bir sese sahip. Daha da alttan gelenler var. Kendine yatırım yapanların tamamı kalıcı görünüyor bana.

Sanat hayatında 52’nci yılını yaşayan Nükhet Duru’nun bugüne kadar iyi ki yapmışım dediği neler var? 

Yapmak istediğim müzikte iyi ki diretmişim. Ben kitlelere yönelik şarkı peşinde koşmadım. Böyle laflar etmek, böyle müzik yapmak istiyorum dedim ve orada kaldım. Satmamasına, süksesi olmamasına vs her şeyine razı olarak… Bundan çok memnunum. 

“Onu yapmazsam gözüm açık giderim” dediğiniz bir şey var mı? 

Var… Bir müzikal var aklımda onu yapmak istiyorum. Gerçekten tiyatral yeteneğimi ve şarkıcılığımı da ortaya koyduğum, izleyenin bir saat kendine gelemediği bir müzikal… Şimdilik bir hayal ama hayaller gerçekleştirmek için kurulur, inşallah becereceğim. 

Sahneye çıkmadan önce uyguladığınız ritüeller var mı?  

Her zaman 21 Besmele çekerim. Ondan güç alıp, negatif duygulara kendimi kapatıp “Allah’ım yardım et derim.” 

“Müzik Müzesi’nde iş imzaya kaldı”

Hobileriniz neler? 

Dönüştürmek. Sokakta çöpe atılmış bir sandalye bulunca onu eve getirir, tamir ederim, boyarım ve yepyeni yaparım. Hobim dönüştürmek, yenilemek ve kazanmak.

MSG adına başkanlığınızda bir Müzik Müzesi projeniz vardı, ne oldu o? 

Çok güzel gidiyor. Şimdi yeni bir toplantı yapacağız. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Haydarpaşa Garı’nın arasındaki binalardan birini Müzik Müzesi yapmak için sözleştik, iş imzaya kaldı. 12 Ağustos’ta Yenikapı’da büyük bir konser planlıyoruz. Hem mesleki dayanışma, hem de birlikte olduğumuzda neleri başarabildiğimizi göstermek istiyoruz. Ben, Cem Adrian, Melek Mosso, Hande Yener, Gökhan Türkmen, Kubat olacak. MSG Başkanı Ferhat Göçer de belki olacak o konserde. Konserden elde edeceğimiz gelirle Müzik Müzesi’nin etrafı ve içinin teşrifini de düşünüyoruz. Cumhuriyet’ten günümüze dijital ve dünyalı bir müze olacak. Konserde telif yüzü görmemiş usta yorumcularımıza da ödüller ve bir takım hediyeler vereceğiz. 

“Hayatım dizi olsun istiyorum”

Şarkıcılığa başladıktan dört yıl sonra 1975’te “Beni Benimle Bırak - Gerisi Vız Gelir” adlı 33’lük plakla ilk Altın Plak Ödülü’nü kazandınız. 1976’da “Bir Nefes Gibi” adlı LP ile o yıl en iyi yorumcu ve yılın başarılı kadın solisti ödüllerini aldınız. Yetenek kadar şans da yanınızda mıydı? Klasik bir söz vardır ya “Eskiden buralar dutluktu” diye… Nükhet Duru şarkıcılığa başladığında ortalık dutluk muydu? 

Yok değildi. Ajda Pekkan her zaman varmamız gereken bir hedef gidiydi. Tülay German, Erol Büyükburç ve Tanju Okan hayranıydım. Radyoya kulağı yapışık bir çocuktum. Üç kuruş param olsa hemen gider yabancı şarkıcıların plaklarını alırdım. Elbette şansım yaver gitti ama hangi konuda biliyor musun? Benim yaşımda o mesleğe girip de ziyan olmadan kalabilmeme büyük bir koruyucu güç yardım etti. Çok kız tanıyordum, birlikte başladığımız… Hiçbiri yok. Hepsi kayboldu. Çünkü çok zor bir hayat. Ben bu virajı alamayacağım, galiba orada kaldım derken bir şey olurdu ve yırtardım. Çok şaşırırdım. Hiçbir şeyi unutmuyorum ve bunları yazmak, hatta çekmek istiyorum gençlere örnek olsun diye. Yeni jenerasyon, hangi yatırımla, hangi özveri ve dik duruşla bir şey kazanılabileceğini bilmiyor. Her şeyi acele istiyor. Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunamaz. 

O zaman tam bu noktada hayatınızı kitap veya film yapacak mısınız? 

Ben çok okunsun istediğimden ama okumayan bir nesil oluştuğundan hayatımın seyredilesi olmasını istiyorum. Belgesel değil, dizi olsun istiyorum. Belgeselde geliyor birileri senin için konuşuyor ve Nükhet Duru güzellemesi gibi oluyor. Öyle bir şey istemiyorum. Benim ne olduğumu halk biliyor. Dizi olursa ben neler yaşadım, neye şahitlik ettim, nelerin olmaması gerektiğini, neleri yanlış yaptığımı, nasıl doğru yolu bulduğumu anlatmak istiyorum. Ben hayatımı yazacağım, biri de onu senaryolaştıracak. Seneye bunu gündemime alacağım.