Nükleer tehlike uyarısı!

EÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Fethi Doğan “Radyoaktif tehlike” adlı bir sunum yaptı. Yaptığı bir araştırmadan söz eden Prof. Fethi Doğan şöyle konuştu:

Kimse atık göndermiyor

“İzmir’de nükleer malzeme kullanan 7’si resmi 11 teşhis ve tedavi merkezi var. Bu merkezlerin radyoaktif atıkları var. Kimi sıvıdır, kimi katı. Kullandıkları radyoizotopların atıklarını kurşun kaplar içinde İstanbul’daki merkeze göndermek zorundadır. O merkezin arabası dolaşmaz, siz göndereceksiniz. Ama yaptığımız araştırmada hiçbirinin göndermediği ortaya çıktı. Katı atıkları biri götürür ağaç altında piknik yaptığınız yere gömer, sıvı atıkları da kanalizasyona atar. Ege Üniversitesi Hastanesi’nde de böyle. Orada görevli fizik mühendisi bile katıları gömdüklerini sıvıları kanalizasyona attığını söyledi.”
Prof. Doğan, radyoaktivitenin iyi amaçlarla kullanılırsa faydalı ama kötü amaçlarla kullanılırsa felaket olacağını da vurguladı.
Prof. Mehmet Nurullah Kumru ise nükleer yanlısı açıklamaları ile izleyicileri şaşırttı. Çevre kirliliğinin temelinde enerji ihtiyacının bulunduğunu söyleyen Prof. Kumru, “Nükleer enerji dışındaki enerji kaynakları çevre kirliliği yaratıyor. Güneş ve rüzgar enerjisinin alternatif olduğu belirtiliyor ancak rüzgar enerjisi yetersiz güneş enerjisinin de depolanması için yine çevreye zararlı piller gerekiyor. Bu nedenle nükleer enerji enerji en temizi” dedi.

Alsancak’ta santral kur!

Nükleer santrallerle ilgili ‘zararlı’ kanısının bilgisizlikten kaynaklandığını ileri süren Prof. Dr. Kumru, “Nükleer santraller hep yeşillikler arasında, tarlalardadır. Bacalarından çıkan duman değil buhardır. Bu buhar şimdi şehir ısıtmaları için kullanılıyor. Nükleer reaktörler şehrin göbeğinde de kurulur. Alsancak’ta da kurulur, yanında oturursunuz, hiçbir şey yapmaz. Almanya’da var binaların arasında ve buharları da şehir ısıtmasında kullanılıyor. Bilmediğimiz için korkuyoruz” diye konuştu.