Gençlerden özür dilerim!

19 Mayıs 2020

Mustafa Kemal Atatürk, “Bütün ümidim gençliktedir” demiş. Ama bunu söylerken, umudu gençlere bağlayıp, yan gelip yatmaktan, yaşadığımız dünyayı lime lime sömürüp, canına okuduktan sonra, ‘biz yaşayalım da gençler nasılsa başının çaresine bakar’ gibi bir zihniyetten bahsetmemiş.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle, gençlerden özür dilemek istiyorum. Özür dilemek de çözüm değil biliyorum. Çünkü ne yazık ki onlara bu kadar kötü bir dünya bırakıyor olduğumuz için ve bunda payım olduğu için utanç duyuyorum. İnsanlık tarih boyunca çok zor zamanlardan geçmiş. Savaşlar, salgınlar, yıkımlar, kıyımlar hep olmuş. Ancak ben dünyanın kaynaklarını bu kadar kötü kullanan başka bir kuşak bilmiyorum. Ekilebilecek toprak oranını azalttık, içilebilir temiz suyu bitirdik, yakında yiyecek taze balık ve et bulamayacaklar. Hava kirliliği en üst seviyede. Yeşil alan kalmadı. Çocukların yedikleri, içtikleri, soludukları her şey hormonlu.

Yazının Devamı

Kızımla korona günleri / “Beni bu güzel havalar mahvetti”

18 Mayıs 2020

Çalışma verimliliğimi iyiden iyiye düşüren ev hayatının üstüne bir de güzelleşen havalar geldi. Evde kapalı da olsak, dışarıda pırıl pırıl parlayan güneş, mis gibi gökyüzü, doğanın canlı renkleri, şakıyan kuşlar, tüm konsantrasyonumu bozuyor. Bütün gün balkonda öylece oturup, dışarıyı izlemek istiyorum. Şair boşuna dememiş; “Beni bu güzel havalar mahvetti” diye!

“Eve ekmekle tuz götürmeyi, böyle havalarda unuttum” diyor ya Orhan Veli, işte ben de tezimi bitirmeyi böyle havalarda unutuyorum. Çalışma tempom nedeniyle oldukça geciken yüksek lisans tezim için sona yaklaştım. İlk başlarda evde olacak olmanın, bu işi kolaylaştıracağını ve çok daha hızlı bitireceğimi düşünmüştüm ancak hiç de sandığım gibi olmadı. Evden çalışmak bazı insanların verimliliğini arttırdı, bazılarınınkini düşürdü. İşte ben ikinci grupta olanlardanım. Üstelik bu sene bir ilk olarak, uzaktan tez savunması yapacak olmak da beni fazlasıyla geriyor. Böyle durumlarda çözüm olarak,

Yazının Devamı

Kızımla korona günleri | -mış gibi yaşanan hayat, hayat mıdır?

17 Mayıs 2020

Hayatımızı her anlamda köklü değişikliklere zorlayan Korona virüs, bizi her geçen gün daha yalnızlaştıran, -mış gibi hayatlar yaşamaya mecbur kılıyor. Her sabah, dünya gündemini takip ederken, “bundan daha tuhafı olamaz” diyorum ama oluyor. İnsanlar bir şekilde var olmak ve hayata devam etmek için, farklı çözüm yolları arıyor. Ben mi tutucuyum bilemiyorum ama gidişat pek hoş değil. Sosyalleşme, bağlantıda olma, ilişki kurma gibi en temel ihtiyaçlarımız olmadan yaşanan hayat, nasıl bir hayat olur?

Restoranlarda cansız mankenlerle sohbet edeceğiz!

ABD’de bulunan üç Michelin yıldızlı bir restoran sosyal mesafe tedbirlerini daha az tuhaf hale getirmek amacıyla ilginç bir çözüme başvurmuş. Boş masaları cansız mankenlerle doldurarak içerisinin olduğundan daha kalabalık görünmesini ve kapasite sınırlamasını kolayca kontrol edebilmeyi amaçlıyorlar. Bu iş için özel olarak hazırlanan ve 1940’ların tarzı ile giydirilen mankenler kullanılacakmış. Amaç daha az tuhaf göstermek ama bence restoranda etrafta cansız mankenlerle

Yazının Devamı

İki liseli gençten dijital kadın hakları zirvesi

16 Mayıs 2020

Kovid - 19 tedbirleri kapsamında haftalardır evlerinden çıkamayan ergenler genelde gergin ve mutsuz. Onlar ebeveynlerinin uyarılarından rahatsız, ebeveynler ise kafalarını ekrandan kaldırmayan gençlerden şikayetçi! Oysa evde olduğu zamanı fayda sağlayabilecek projeler üretmekle değerlendiren gençler de var. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı öncesinde, sizi harika iki gençle tanıştırmak istedim. Koç Özel Lisesi öğrencisi 11. sınıf öğrencisi Ayça Gürses (17) ve 9. sınıf öğrencisi Ada Uçar (15), pandemi döneminde artış gösteren kadına şiddet haberlerinin üzerine kafa kafaya verdi ve 9 Mayıs’ta Türkiye’nin İlk Dijital Kadın Hakları Zirvesi’ni düzenledi. Blossom Together adını verdikleri oluşum Türkiye genelinde uzmanları ve gençleri buluşturdu.





Blossom Together nasıl bir oluşum? Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

Yazının Devamı

Kızımla korona günleri / Çocukları dijital dünyadan nasıl koruyacağız?

16 Mayıs 2020

Sosyal paylaşım platformu TikTok’a yine dava açılmış. Gerekçe de, çocukların veri gizliliği konusunda atılması gereken adımları atmaması! Daha önce de tüketici dernekleri tarafından buna benzer bir dava açılmış ve TikTok, 13 yaşın altındaki kişilerin videolarını platformdan kaldıracağı yönünde taahhütte bulunmuştu. Fakat halen bazı içeriklerin durduğu gerekçesiyle yeniden dava açıldı. Anlaşılan o ki, TikTok ödediği cezalara doymuyor çünkü gelirleri daha yüksek! Türkiye’de kullanıcı sayısı olarak neredeyse instagramı yakalamış durumda. Bizim evde, TikTok kullanıcısı yok. Ancak ‘komiklik’ adı altında çocukları kullanarak yapılan paylaşımları görüyorum. Ya da 13 yaştan küçük çocukların var olan hesaplarını. Ben bunu çocuk ihlal ve istismarının başka bir boyutu olarak görüyorum. Çocuklarımızın istismara maruz kalmaması için sokaklardaki güvenliğini bu denli düşünürken, dijital dünyadaki tehlikeleri neden düşünmediğimizi aklım almıyor.

Ebeveynler dikkat!

&

Yazının Devamı

Kızımla korona günleri | Okullar Çin’deki gibi açılacaksa hiç açılmasın!

15 Mayıs 2020

Çin’den gelen, okulların açıldığı ve çocukların ders başı yaptığı görüntüleri görmüşsünüzdür. Küçük çocukların astronot gibi giydirildiği, kapıda türlü dezenfektasyon işlemlerinden geçtiği, birbirleriyle kesinlikle temas etmediği, maske ile dolaştığı, hiçbir yere dokunamadığı, öğretmenlerin çocuklara yaklaşamadığı görüntüler. Sanki oyuncak bebek gibi, son derece sakin ve tepkisiz sıralarında oturuyorlar. Bu ne kadar gerçekçi ve ne kadar sağlıklı? Özellikle okul öncesi ve ilköğretim çağındaki, en büyük ihtiyacın hareket ve oyun olduğu çocuklar için, bu tarz bir düzen, doğru mu? Böyle olacaksa, hiç olmaması, olmasından iyi mi?
Şimdi tam zamanı

Dün İsviçre’nin Zug bölgesinde yaşayan aile dostumuz Kerem Demirkol ile sohbet etme fırsatımız oldu. İsviçre genelinde de, nüfusun ve vaka sayısının oranına bağlı, haftanın belli günleri/kademeli olarak okullar açılıyor. Ancak arada önemli bir fark var. Çocuklara maske

Yazının Devamı

Kızımla korona günleri / Sokaklarda çocuk çığlıklarını özlemişiz

14 Mayıs 2020

Dün neredeyse 9 hafta sonra, kızımla birlikte dışarı çıktık. Çocuklar için sokağa çıkma yasağının dört saatliğine kaldırılmasını duyduğundan beri, dışarı çıkmayı bekliyordu. Açıkçası içimden bir ses, “Gerek var mı ki? Biraz daha evde kalabilir aslında. Ne yapsak acaba?” diye pek çok soru sorsa da, onu kaygılandırmak, cesaretini kırmak istemediğim için dışarı çıktık. Elbette her çocuk farklı. Bazı çocuklar da, ebeveynleri çıkalım demesine rağmen, dışarı çıkmak istemedi. Bu çocuğun mizacı ile çok ilgili. O nedenle çocuğumuzu tanımak ve mizacına uygun bir dille, korkutmadan, sakin ve güven veren açıklamalar yapmak gerekiyor. Hazır olmayan çocukları zorlamamalı ama evdeki konfor alanlarını da biraz bozmak gerekiyor.

Çıkmadan önce neler yapıp, neler yapamayacağımızı konuştuk. Maske takması gerektiğini, artık yeni bir düzen ve kurallar olduğunu anlattım. Kalabalık yerlere gidemeyeceğimizi söyledim. Oturduğumuz mahallede biraz yürüyüş yaptık, yapabileceği seçenekler arasından

Yazının Devamı

Kızımla Korona günleri | Sokağa dönüş sancılı olacak

13 Mayıs 2020

Hafta başı itibariyle ‘nor-malleşme süreci’ başladı. Kuaförler, AVM’ler açıldı. Haftalardır evden çalışan şirketler de, yavaş yavaş kapılarını açmaya başladı. Dün haberlerde izlediğimiz kadarıyla, sokaklar, AVM önleri, berberler epey dolu idi. Bu manzaraları görmek hem içimde iyileşmeye dair umut ışığı oluyor hem de korku ve kaygımı artırıyor. Benim gibi sürecin başından beri evde olanlar için, normalleşme ve sokağa dönüş daha sancılı olacak sanırım. Prof. Dr. Nesrin Dilbaz’ın önderliğinde gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin Kovid-19 Ruh Sağlık Barometresi’ araştırmasına göre toplumun yüzde 78’i kaygılı imiş ve yaşam sevinci yüzde 39 azalmış.

Daha önce de yazmıştım. Evlere girmekte zorlanmıştık ama sokaklara dönüş daha zor olacak. Güvenli duvarlar arasından çıkmak, çocuğumuzu çıkarmak ve kontrol alanımız dışındakilerle başa çıkmak daha zor. O nedenle bu geçiş sürecinde kendimize dikkat edelim. Duygu durumumuza, bedensel sağlığımıza dikkat verelim. İçimizde neler

Yazının Devamı