Yasaklar bitti, sorumluluk zamanı!

31 Mayıs 2020

Yarın itibarıyla pek çok kısıtlama kalkıyor ve tedbirli hayat başlıyor. Aylardır hayatımız yasaklarla geçti. Şimdi yasaklara uymak yerine bireysel sorumluluğumuzu gösterme zamanı. Asıl mesele şimdi başlıyor yani! Sorumluluk kavramı, üzerine derinlemesine düşünmemiz gereken, ailede kazanılan ve toplumsal yaşamı etkileyen çok önemli bir olgu. Kendimize şu soruyu sorarak başlayabiliriz: Hayatımızda neleri sorumluluk, neleri mecburiyet olarak görüyoruz? Yaptığımız eylemleri, bu zamana kadar biri öyle mecbur kıldı, şart koştu diye mi yaptık? Yoksa başkalarına etkimizi de hesaba katarak, empati yaparak, bireysel sorumluluk mu aldık? İşte tüm bunlar çocuklarımızla bu süreçte tartışıp, konuşabileceğimiz, model olacağımız çok önemli meseleler. Gücün sürekli karşı tarafta olduğu ve sorgusuz kabullenildiği bir hayatı yaşamak kolay ama anlamsız. Oysa hayat, gücün paylaşıldığı ve sorumlulukların kimse bir şey demeden yerine getirildiği zaman anlamlı ve güzel olur.

Çocuklara sorumluluk kazandırmak için birkaç öneri:

Düzenli aile

Yazının Devamı

Kızımla korona günleri | Online dadı

30 Mayıs 2020

Koronavirüs salgını sürecinde ebeveynler en çok çocukların bakımı konusunda zorlandı. Popüler görüntülü konuşma platformları, işte bu süreçte çalışan anne-babaların imdadına hızır gibi yetişti.

Pandemi sürecinde, küçük çocuğu olan, evden çalışan ve yatılı bakıcısı olmayan ebeveynler, hem işlerini bitirmek, hem çocuklarıyla ilgilenmek hem de kendine ve ev işlerine vakit ayırmak konusunda çok zorlandı. Forbes ve Washington Post raporlarına göre, ebeveynlerin işine ve kendilerine odaklanabilmesi için Facetime ve Zoom oturumları düzenleyen bakıcı talebi, son iki ayda yüzde 700 artış gösterdi. Türkiye’de de durum farklı değil.




Yazının Devamı

Kızımla korona günleri | Ebeveynlerin etkinlik kotası doldu

29 Mayıs 2020

Çocuklarla evde dolu dolu 2.5 ayı geride bıraktığımız şu günlerde, hemen her ebeveynin etkinlik kotası dolmuş durumda. İlk günler ilgiyle takip edilen etkinlik paylaşımları, her an eğitici etkinlik yapma çabaları yerini “bana bulaşmasın da, canı ne isterse yapsın” haline bırakmış durumda.

Haksız da sayılmazlar. Evin içinde her anı “kaliteli” değerlendirme çabası oldukça yorucu. O nedenle, sürecin en başından beri söylediğim şeyi tekrarlamak istiyorum. Ebeveynlik, planladıklarımızdan ve yapılandırılmış anlardan öte, herhangi bir an, hayatın gündelik akışında, olaylara bakışımız, onları yaşayışımız ve davranışlarımızın bütünüdür. Ömür boyu süren bir yolculuktur. O nedenle, evde çocuklarla her an kaç tane kaliteli etkinlik yapabilirim stresinden kurtulup, tüm bir günümüzü, olumlu/olumsuz duygularımızı, sohbetimizi, ev işlerini, hayallerimizi paylaşabilir, çocukları hayatımıza katabiliriz. Bu ilişkimize yapacağımız en güzel yatırım olur.

Çocukların derslere ilgisi azaldı

Öte taraftan, çocukların

Yazının Devamı

Kızımla korona günleri | Gençler, “Kadının Görünmezliğine Nokta Koy” diyecek

28 Mayıs 2020

Duyarlı, sosyal sorumlu, rahatını bozmaya gönüllü g ençlerin çabalarına yer vermeyi boynumun borcu olarak görüyorum. Açı Okulları’ndan 18 liseli genç bu hafta Instagram üzerinden yapacakları “Kadının Görünmezliğine Nokta Koy Zirvesi” ile pandemi sonrası kadınların günlük yaşamının her zamankinden daha zorlaşmasına ve kadına yönelik şiddetin artmasına dikkat çekmek istiyor.

Yaşları 15-18 arasında değişen Açı Lisesi gençleri bakın ne diyor: “Görüp de bir şey yapamadığımız şiddet olaylarından çok rahatsız olup, bir fark yaratmak için yola çıktık. Yetişkinlerin yapamadığını yapıyoruz: Şiddete Nokta Koy projesi ile okulları dolaşıyor, milenyum kuşağının yapabileceklerini anlatıyoruz. Bugüne kadar 4 binden fazla öğrenciye ulaştık, projemize eğitim verdiğimiz gönüllüleri de katarak onların da farklı okullara gitmesini sağladık, her geçen gün piramidimizi büyütüyoruz.




Yazının Devamı

Çocuklarınızın indirdiği oyunların içeriğini biliyor musunuz?

27 Mayıs 2020

Evde kalış süresi uzadıkça, dijital oyunlara ilgi de arttı. Araştırmalara göre, son aylarda salgın nedeniyle oyun veri akışı (oyun indirme oranı) yüzde 75 artmış. Yasaklar arttıkça ve evde yapılacaklar kısıtlandıkça, hiç oyun oynamayanlar bile oyun oynamaya başladı. Sadece çocuklar değil, yetişkinler de uzun süreler oyun oynuyor. Bu konuda dünyada ilk sıralardayız.

Peki oyun oynuyoruz ama oynadığımız oyunların içeriği hakkında bilgi sahibi miyiz? Daha da önemlisi çocuklarımızın ekran karşısında saatlerini geçirdiği oyunları denetliyor muyuz? Dijital oyun dünyası hakkında bir araştırmamız var mı? Oyunlarda yaş ve diğer kriterleri biliyor muyuz? Çocuğumuzun yaşına uygun olmayan oyunları indirmesine izin veriyor muyuz? Tüm bu sorulara kafa yormak ve düşünmek çok önemli. Çünkü çocuklar bu gerçekliğin içinde büyüyor. Bu uçsuz bucaksız, öğretici fakat tehlikelerle dolu dünya hakkında bilgi sahibi olmalıyız.

Oyun seçimi ve süresi konusunda kurallar olmalı!

Bir ebeveyn olarak, kızımla

Yazının Devamı

Kızımla Korona Günleri: Üç gün mecburi mola

23 Mayıs 2020

Tüm Türkiye’de uygulanacak dört günlük sokağa çıkma yasağı nedeniyle, gazeteler de üç gün mecburi bir ara vermek zorunda kaldı. Yıllardır bayram seyran demeden çalışan gazeteciler, korona molası vermiş olacak. Ancak bu üç gün için dopdolu bir “bayram özel gazetesi” hazırlandı. Umarım bu son yasak olur ve bayram sonrası hem yazılarımıza hem sevdiklerimize yeniden kavuşuruz.

Uzaktan da olsa bayramı yaşayalım

Uzun yıllardır bayramları bir tatil fırsatı olarak görüyorduk. Özellikle büyük şehirde yaşayan, yoğun çalışma temposu ve stresle mücadele eden aileler, memleket ya da aile büyüğü ziyaretleri yerine, tatil seçeneklerini değerlendiriyordu. ‘Modern’ hayat, bizi geleneklerimizden hızla uzaklaştırmıştı. Ancak ilk kez bir bayramda yasaklıyız. İstesek de aile büyükleriyle olamayacak, geniş bayram sofralarında buluşamayacak, çocuklara şeker veremeyecek, birbirimize sarılamayacağız. Belki korona ve beraberinde getirdiği bu yasak, geleneklerimizin güzelliğini yeniden hatırlatır bizlere. Bir arada

Yazının Devamı

Maske hastalıktan korurken empatiyi öldürüyor mu?

22 Mayıs 2020

Son günlerde kendimi bir film setinde yaşar gibi hissediyorum. Mahallede yürüyüşe çıkınca, kime selam vermem gerektiğini anlayamıyorum, çünkü maskelerle herkes birbirine benziyor. Dün, yıllardır tanıdığım bir doktor bana doğru yürüyünce, kim olduğunu anlamadan konuşmaya başladım. Biriyle konuşurken, ne düşündüğünü ya da ne hissettiğini anlamakta zorlanıyorum, çünkü sadece gözlerine bakarak bir yorumda bulunmak çok zor oluyor. Markette, otobüste, yolda hep aynı donuk bakışlar sanki. Yüzümüzde duygularımızı karşı tarafa yansıttığımız onlarca mimik var ve maskeli iken bunları ayrıştırmak çok zor.

Empati, insanlık becerisidir!

Empati, insanı diğer canlılardan ayıran en büyük beceridir. Başkalarıyla duygusal bağ kurmamızı sağlar. Karşımızdakinin halinden, tavrından, neler hissediyor olabileceğini tahmin ederiz, duygularına dair fikir sahibi oluruz. Empati, insan olabilmenin olmazsa olmazıdır! Örneğin annenin, bebeğine ifadesiz bir yüzle baktığı ve bebeğin korku ve kaygı ile ağlama krizine girdiği “Still Face”

Yazının Devamı

Evinizde keyifli yaşam alanları yaratmak ister misiniz?

21 Mayıs 2020

Koronavirüs mekânsal ihtiyaçlarımızda da köklü değişiklikler yarattı. Okulların kapandığı, süresiz evden çalışmaya geçildiği ve sokağa çıkma yasaklarının olduğu şu ortamda, evlerde mutlu olmaya çalışıyoruz. Hepimizin ihtiyacı, evimizde nefes alabileceğimiz, keyifli ve özel alanlara sahip olmak. Öğretim Görevlisi ve İç Mimar Öznur Özgan, insanların bu konudaki zorlanmalarını görerek, gönüllü mimarlar topluluğu ile “Evin İçin Fikrim Var” projesini geliştirdi.
“Evin için fikrim var” projesi nasıl ortaya çıktı?

Aylardır çok yoğun bir ev hayatı geçiriyoruz ve ne kadar böyle devam edeceğimiz belli değil. Evi büyük de olsa, küçük de olsa, herkes evin içinde özel alana ihtiyaç duyuyor. Kendimize keyif ve konfor sunacak alanlar yaratmayı, evlerimizi sevmeyi unuttuk. Bugüne kadar iç mimari bir lükstü. Ancak bundan sonra her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulacak bir alan. O nedenle insanlara destek olacak çözümler

Yazının Devamı