Derbide favori kim; Galatasaray mı, Fenerbahçe mi?

22 Nisan 2017

İki takımın da sezonda yaşadıkları başarısız sonuçlar ve bulundukları pozisyon nedeniyle heyecanı nispeten daha düşük, gazı kaçmış bir derbi oynanacak TT Arena’da.

Ancak derbiyi her iki takım için çok daha değerli hale getiren etken de yine bu başarısızlıkları oluyor.

Galatasaray olsun Fenerbahçe olsun bir derbi galibiyeti alıp sezonu en azından rakibini yenerek tamamlamış olmanın arzusu içinde.

Peki bu derbinin favorisi kim?

Artık bu cümleyi kuracak yaşa geldim. 40 yıldır bu ülkede futbol izliyorum.

Maçın oynanandığı stadyumların eşit taraftar ile dolduğu 1980’li yıllarda bu derbilerin sonucunu önceden kestirmek zordu çünkü takımların o sezon ne yapmış oldukları, ligdeki pozisyonları, form durumları karşılaşmaya direk etki etmezdi.

Esas mesele maça kimin daha motive olacağıyla ilgiliydi.

1980 ve 90’lı yıllar Fenerbahçe’nin psikolojik üstünlüğü eline geçirip, galibiyet sayısını da rakibine karşı artırdığı bir dönemdi.

Yazının Devamı

Euroleague'de iki farklı koç, iki farklı duruş ve iki farklı takım!

21 Nisan 2017

Atina’daki eşlemeyi 8 çeyrek üzerinden değerlendirirsek Fenerbahçe’nin Panathinaikos karşısında sadece tek periyotta geride kaldığını görürüz.

Belki de Yunan temsilcisine Play Off’ta şanslı olduğunu hissettirecek, Fenerbahçe’yi karamsarlığa sevk edecek yegane oyunun da işte iki maçlık serinin bu kısmında oynandığını ve bittiğini söyleyebiliriz.

Dün akşam bambaşka bir Fenerbahçe vardı parke üzerinde.

Bir gün arayla deplasmanda, üstelik OAKA gibi rakip takım için gerçek bir basketbol cehennemi olan bir yerde aynı oyunu oynamak hiç de öyle sanıldığı gibi kolay, şansa bağlı değildir.

Açıkçası belki de Obradoviç ve Fenerbahçe takım oyuncuları hariç kimse de bu sonucu bekleyemezdi.

Antic’in psikolojik olarak Yunan temsilcisini ve taraftarını meşgul ettiği bölüm sırasında alınan karşılıklı teknik faul sonrasında Cenk Renda sahaya girip hakemlere doğru ilerlerken Obradovic’in nasıl durdurduğunu dikkat eden var mı?

Obradovic bu salonda yıllarca oynamış bir teknik adam olarak oyunun her kısmında nasıl hareket etmesi gerektiğini bilen gerçek bir lider gibiydi; esas önemlisi Fenerbahçe’nin başındaydı.

Diğer tarafta da Pascual…

Yazının Devamı

İslam Çupi Külliyatı yayında; "http://islamcupi.org/"

12 Nisan 2017

Değerli dostum Bozkurt K. Yılmaz ile bu sene Fenerbahçe TV’de Takım Oyunu programını birlikte yapıyoruz. Kendisiyle tanışıklığımız 3 Temmuz sonrasına dayanıyor. Hani “biri bana daha önce kafa yapısı bakımından bir kişiyle bu kadar uyumlu olabileceğimi söylemiş olsaydı güler geçerdim” diye klişe bir söz vardır ya işte o sözü klişe olmaktan çıkarıp benim için bir değere dönüştüren kişidir Bozkurt.

Eylül ayının son iki hafasından itibaren her Perşembe günü bir araya gelerek Takım Oyunu’nun kurgusunu konuştuğumuz zaman aralığı içinde söz etmişti “İslam Çupi Projesinden.”

Bildiğim kadarıyla yola çıkış amacı İslam Çupi’nin daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış yazılarını bir kitap çatısı altında toplamaktı.

Türkiye ilginç bir ülkedir. Özellikle konu Fenerbahçe olunca daha da tuhaf bir hal alır.

Daha önce İslam Çupi’nin yazılarını içeren kitaplar basılmıştı; ilginç olan detay da burada başlıyor. İletişim Yayınlarından çıkan bu kitapların bir özelliği İslam Çupi’nin Fenerbahçe adına yazılmış önemli yazılarını içermemesidir.

Çünkü İletişim Yayınları futbola mesafelidir ve snop bir duruşu vardır. Bu nedenle de özellikle Fenerbahçelilik vurgusunun ön plana çıkacağı yazılardan

Yazının Devamı

Advocaat'ın kadro istikrarı ve Fenerbahçe'nin kazanma alışkanlığı

10 Nisan 2017

Karşılaşma Fenerbahçe açısından iniş çıkışlar gösterdi.

Maça beklenen aksine durgun başlayınca Akhisar hem topa sahip oldu hem de atak üstünlüğünü ele geçirdi. Akhisar’ın yakın ve sert oyun anlayışı Fenerbahçe’nin oyun kurmasını da kısmen etkiledi.

Devreye doğru ilerlerken Fenerbahçeli oyuncular özellikle Van Persie’nin hareketlenmesiyle birlikte daha istekli oynamaya başladılar. 35 ile 45 arasındaki son on dakikada Fenerbahçe’nin topa sahip olma oranı Akhisar’ın çok üzerindeydi.

Burada Aatıdf için bir şeyler söylemek gerekiyor.

Mehmet Ekici transferi sırasında takımla bir anlamda ilişkisi kesilen futbolcunun son haftalarda Advocaat’ın kendisine verdiği şansı çok iyi ve doğru kullandığını görüyoruz. 90 dakika sahada Lens ile birlikte diri kalması bir anlamda gücünü de test etmemiz bakımından önemliydi.

Akhisar ilk yarıyı gol yemeden tamamlamak için söz ettiğimiz bgölümde 11 oyuncuyla birlikte topun arkasına geçerek Fenerbahçe’ye boş alan bırakmadı.

Fenerbahçe’de Akhisar’ın bu kurgusu içinde bir boşluk bulmak için tek paslarla rakip savunmayı denedi durdu.

Aatıf solda zaman zaman Hasan Ali ile birlikte etkili oldu.

Yazının Devamı

Unutmayın gerçeği bilmek sizi özgürleştirecektir!

30 Mart 2017

Aslında anlayan, bilen, birleştirmeyi becerebilen için ortada olan biten o kadar açık ki! Ancak kafada başka hesaplar varsa o zaman her şey net olarak görülüyor olsa da ne fayda.

Geçen ay “Şike Kumpas Davası” görülmeye başladı; merkezinde 3 Temmuz’da Fenerbahçe’ye karşı kurulmuş olan organize bir suç örgütünün yaptığı eylemler bulunuyordu.

Bunun sadece 3 Temmuz ile sabit kaldığını düşünmek de saflık olur; öncesinde belki 20 sene geriye kadar uzanan bir şebekenin varlığını sorgulamak gerekiyor.

FETÖ 40 yıllık bir zamana dayanan sürede Türkiye’deki her kurumu ele geçirmek için “ince ince” hesaplar yaparken yaklaşık 20-25 sene önce çekilmiş videoları gördüğümüzde bu örgütün ele başının futbola da ilgi gösterdiğini, bu vesileyle başta Galatasaray olmak üzere bir takım camialara sızmaya çalıştığı anlaşılıyor.

Hakan Şükür ve Arif Erdem bugün sivrildi, simge heline geldi.

Ancak o videoda Fetullah Gülen çok önemli bir şey söylüyor “Galatasaray Lise ve Üniversitesi ile ilgilendiğini” belirtirken; “Fenerbahçe’nin de katı ve aşılmaz yapısından” dert yanıyor.

Zaten bu ana fikir 20-25 yıllık senaryonun da özeti oluyor.

Örgütün tüm eğitim, emniyet, adalet, uluslarısı ilişkiler,

Yazının Devamı

Lens'ten Fenerbahçeli futbolculara; "gösteri devam etmelidir!"

11 Mart 2017

Ligin bu bölümüne geldiğimiz sırada kadroda bu kadar rotasyon yapmak doğru olur mu sorusunu soracağımız bir karşılaşmaya çıktı Fenerbahçe ve ilk 15 dakikada yediği çok iki gol ile de yenik duruma düştü.

Fenerbahçe’yi geri döndüren de Lens’in ikinci golden sonra takımda ateşleyici gördüğü birkaç futbolcuyu bir kenara çekip motivasyon konuşması yapması oldu.

Sonrası malum; Fenerbahçe önce orta alanda hücum presi artırdı, peşinden kaleye aklı başında ataklar geliştirdi, ki bunların ilkinde rakip futbolcu kendi kalesine topu yuvarlamak zorunda kaldı.

Ve Fenerbahçe 2010-11 sezonunda oynanan Bucaspor maçından sonra ilk defa iki farklı yenilgi durumundan geri dönüş yaptı.

Şimdi burada konuşulması gereken birkaç önemli husus var.

1. Fenerbahçe neden bu kadar çok rotasyon yapıyor?

2. Rotasyon yaparken dahi neden oyun şablonu hiç değişmiyor?

3. Karşılaşmaların başlarında neden gücünü ortaya koyamıyor?

Yazının Devamı

Advocaat kendi kısır döngüsünü yarattı!

6 Mart 2017

Sow ve Van Persie karşılaşmanın 72. Dakikasında değişiklik için kenara geldiklerinden Advocaat’ın kafasındaki değişiklik belliydi; Alper ve Fernandao’u kenara alıp, yerlerine bu futbolcuları sokacaktı.

Maça sanki Manchester United deplasmanındaymış gibi orta alanda Mehmet Topal, Souza ve Ozan üçlüsüyle başlayıp, Alper’i kenara çekerken de Hollandalı teknik direktörün yaklaşımı üç aşağı beş yukarı aynıydı.

Dere geçerken at değiştirilmezmiş de Fenerbahçe’nin iki aydır o dereyi bir türlü geçememesi nedeniyle içine düştüğü durum ortadadır.

Kjær’in sakatlanması ortaya çıkan değişiklik sonrasındaysa Topal’ın stopere geçmesiyle Fenerbahçe’nin oyun kurgusu zorunlu tamamen değişti.

Buradan bir hücum zenginliği çıktı mı?

Kuşkusuz gece ile gündüz gibi bir fark oluşmadı; çünkü Fenerbahçe’nin maçların ikinci yarılarında yaşadığı sorun sadece oyuncu tercihlerinden kaynaklanmıyor. Özellikle 60. Dakikadan sonra saha içindekiler 70. Dakikada yapılacak rutin değişikliği beklemeye başlıyorlar.

Tuhaftır 60 ile 70 arası Fenerbahçe’nin boş geçirdiği bir bölüm oluyor; heba ediliyor.

Yine dünkü maça ait ilginç istatistiklerden biri Fenerbahçe adına, Osmanlıspor kalesine çekilmiş 15 şutun

Yazının Devamı

Advocaat; lodos ve poyraz kadar farklı

23 Şubat 2017

Fenerbahçe futbol takımının Ocak ayı öncesiyle sonrası arasında gece ile gündüz kadar fark var.

Advocaat’ın da Ocak ayı öncesiyle sonrası arasında kuzey ile güney, lodos ve poyraz kadar farklar var.

Aynı takım, aynı kadro ancak kötüye doğru giden bir oyun karakteri…

Şu bir gerçek ki Fenerbahçe’nin en büyük sorunu ligin ilk üç maçında kaybettiği 8 puandı ve o haftalarda kaybederken de bu kadar kötü değildi.

Sonra sürekli üzerine koyarak gelişen bir Fenerbahçe izledik.

Avrupa Ligi bir ölçüyse; Manchester United ve Feyenoord takımlarının önünde grubu lider bitirmek önemli bir başarıydı ve Fenerbahçe bunu yaptı.

Ligdeki son Trabzon deplasmanına kadar işler yolunda giderken ne değişti?

Bakınca Advocaat’ın konuşmalarının, yorumlarının, süreçleri değerlendirme kıyaslamaların farklılaştığını görüyoruz.

Yazının Devamı