Gürcistan karşısında saha içi ve dışında haksızlığa uğrayan 12 Dev Adam, Belçika karşısına daha motive çıktı. Boyalı alanda Alperen, dışarıda Furkan ile rakibine üstünlüğünü kabul ettiren ay-yıldızlı ekibimiz salondan 15 sayı farkla galip ayrıldı.
A Milli Basketbol Takımımız, Tiflis’te oynanan Avrupa Şampiyonası A Grubu’ndaki 4. maçında Belçika’yı 78-63 yendi, 3. galibiyetini elde ederek, 2. turu büyük ölçüde garantiledi.
Gürcistan maçında ve sonrasında yaşananların takımımızı daha fazla motive edeceğine emindik, bu yüzden ilk çeyrekteki başlangıca hiç şaşırmadık. Sahadaki heyecanın azlığını eleştirdiğimiz 12 Dev Adam bu kez kararlı ve savunmada bir o kadar iştahlıydı.
İki uzunla bizim boyalı alanımızı kaparken, rakip uzunları kısa sürede faul problemine sokmamız, içeriden Alperen, dışarıdan Furkan ile üretken olmamız, kenardan gelen Ercan’ın dış şutlardaki krizi çözmesi, farkın çift hanelerde kalmasını, 20 sayının üzerine çıkmasını sağladı.
Bir tek 2. çeyrekte belki farkın rahatlığı,
Gürcistan’ın ev sahipliği yaptığı Avrupa Şampiyonası A Grubu 3. maçında Türkiye, Gürcistan’a iki uzatma sonunda 88-83 yenildi ve ilk mağlubiyetini tattı.
Evet belki ev sahibiydi, taraftar desteğini arkasına alarak oynayacaktı ama kalburüstü iki ismi Shengelia ile Bitadze’den yoksun sahaya çıkan Gürcistan karşısında kaybetmek bize yakışmadı. Yine yumuşak başlangıç sonrasında Ergin Ataman bu kez erken hamle yapıp, 5. dakikada Cedi’yi 4 numaraya çekti, ekibimiz kontrolü ele geçirip farkı 10 sayıya yükseltti.
Ancak hem o anda hem de uzatmada 5 farklı öne geçmişken, işi bitirmek artık bize yakınken, attığımız veya atmadığımız şutlar, Larkin’in bir türlü oyuna girememesi ve kaptırdığı toplar, normal sürenin sonunda 11 saniye kalmışken ve 2 sayı öndeyken savunma için seçtiğimiz 5, uzatmada aynı 5’le devam edip Mamukelashvili’yi kahraman yapmamız, gecemizi berbat etti.
Aslında onca çirkinliğe, saldırıya rağmen maçı kazanmaya yaklaşmışken, olayları çıkaranları sevindirmemiz bizim için yıkıcıydı.
A Milli Basketbol Takımımız, Avrupa Şampiyonası’ndaki 2. maçında Bulgaristan’ı 101-87 yendi, yoluna kayıpsız devam etti.
2’de 2 ile şampiyonaya başlamak tabii ki çok önemli ama ilk yarıdaki savunma tek telimeyle felaketti. Sanki Bulgaristan maçını oynamadan kazanmışız ya da 30 farkı yakalamışız da maçın bitmesini bekliyor gibiydik. Rakibin en önemli silahı Vezenkov’u durdurmak için yapılan yardımlarda adam değişimler o kadar temposuzdu ki, hepsinde bomboş üçlük imkanları verdik. Bulgaristan gibi bir ekipten ilk yarıda 52 sayı yemek aklımıza bile gelmezdi, maalesef yedik!
Coach Ergin Ataman, uzun konusundaki sıkıntının farkında olduğu için takıma 4 numara oynayabilecek 3 isim almıştı. Ancak ne yazık ki üçü de bir oyuncu katkısı yapamadı. 2. yarıda Cedi’nin 4 numaraya geçmesi, Şehmus’un oyuna sürülerek Dee Bost üzerindeki baskıyı şiddetlendirmesiyle bir anda oyunun ritmi değişti.
Cedi 2. yarıya art arda sayılar bularak başladı ama bence daha önemlisi, daha 3. savunmada bir top için yere atlamasıydı. Takımın yıldızının bu hamlesi,
Avrupa Şampiyonası A Grubu’ndaki ilk maçında Karadağ ile karşılaşan A Milli Basketbol Takımımız, 72-68’lik skorla kazandı. Aslında oynadığımız oyun beklediğimizin çok altındaydı ama neyse ki sonu kötü bitmedi Tiflis Arena’da.
Coach Ergin Ataman iki uzunla maça girerek boyalı alan savunmasındaki krize çare aramıştı ama rakibin ilk sayıları hep turnikeyle gelince yine başımızın ağrıyacağı çıktı ortaya.
Bir de buna Larkin’siz başladığımız maçta yaşadığımız üç sayı krizi eklenince, Karadağ ilk çeyrekte üstünlüğü aldı. Neyse ki hem Melih’in bu krizi bitiren üçlükleri hem de yanında Buğrahan varken, daha çok bitiriciliğe yönelen Larkin’in kısa süreli resitali, üçlükler gelince açıyan savunmaya Cedi’nin akıllıca hamleleri, devre sonunda ekibimizi 10 farklı öne geçirmişti.
İyi hücum bizim için iyi savunmayı da getiriyor ama 2. yarıda bir türlü organize olamadık yarı sahada. 2. yarıya 16-3 ile girip öne geçer Karadağ karşısında yine Larkin takımını tuttu
Ay-yıldızlı ekibimiz, Sinan Erdem’de konuk ettiği Sırbistan’a 79-72 yenildi, Dünya Kupası Elemeleri 2. tur 2. maçında da galibiyeti göremedi.
Koskoca ilk yarıda neredeyse hiçbir şeyi doğru yapamadık. Ne Jokic’in hızını kesebildik, ne de çok güvendiğimiz hücumumuzla ayakta kaldık. Larkin’i oyun kurucu kullanmanın sıkıntısı, topu potaya atmaması, onu da sonunu kadar yaşadık.
İlk yarıda şut sokamayan, potasını savunamayan takım, 2. yarıda düzeni değişerek sahaya çıktı. Alperen-Furkan ikilisiyle boyalı alanı bu kez rakibe kapayan, hücumda liderliği Cedi’ye verip, istediği skoru bulan Melih’in şutörlüğüyle uzunlara alan açan millilerimiz, fark 21 sayıya kadar çıktıktan sonra inanılmaz bir dönüşe imza attı.
Jokic’i savunmasında Ercan’ın süperyıldızı yıpratması, Furkan’ın kenardan gelip verdiği katkı, tıklım tıklım dolu tribünlerin inanılmaz desteğiyle takım halindeki savunma sertliğinin artması, farkın da hızla kapanmasını sağladı.
Son iki dakikaya girilirken skorun eşitlenmesi umutlarımızı daha da artırmıştı ama bizim adımıza
Dünya Kupası Elemeleri 2. tur ilk maçında Letonya’ya konuk olan A Milli Basketbol Takımımız, Letonya deplasmanında bozguna uğradı, salondan 111-85 yenik ayrıldı.
Letonya ilk turdan taşıdığı 3 galibiyetle zaten avantajlı takımlardandı, Ay-yıldızlı ekibimizin alacağı bir galibiyet rakibi yakalamamızı sağlayacaktı. Biz bu maçlarda NBA’cilerimiz de oynayacak diye sevinirken, rakibin NBA yıldızlarının oyuna etkisi, hevesimizi kursağımızda bıraktı.
Hazırlık döneminde en çok dikkat çektiğimiz sorun savunma tarafıydı. Evet bu takım sayı atabiliyor ama tutamadıktan sonra hiç anlamı kalmıyor! Maça Ercan’ın üçlükleriyle girip, Larkin’den gelen isabetle 9-3 öne geçtikten sonra ev sahibinin buna 15-2 ile yanıt vermesi, en büyük açığımız olan uzun savunmasında Porzingins’in sahne alıp, ilk çeyrek sonunda skoru 31-20’ye getirmesi, kabus gibi gecenin habercisiydi.
Ergin Ataman önce savunma beşini denedi ama bu kez de hücumda hatalar yapıp, rakibin hızlı sayılarını önleyemedi. Cedi’yi 4 numaraya çekti ama rakibin hızını yine kesemedi.
Dünya Kupası Elemeleri ve ardından da Avrupa Basketbol Şampiyonası hazırlıklarını sürdüren A Milli Basketbol Takımımız, Atina’daki Acropolis Turnuvası’nın 3. ve son maçında Yunanistan’a 89-80 yenildi.
Gürcistan’ı yenip, Polonya’ya yenildikten sonra Yunanistan karşısında da salondan yenik ayrılan ekibimiz, organizasyonu 3. sırada bitirdi.
En önemli yıldızı Yannis Antetokounmpo’dan yoksun oynayan ancak kardeşi Kostas Antetokounmpo ile boyalı alandaki savunma sıkıntımızı bize bir kez daha hatırlatan Yunanistan, maça hızlı başlayan ve 9 sayılık farkı yakalayan taraf oldu. İlk yarıda Furkan’ın 19 sayılık müthiş performansı, rakibe kötü hücum ettirip topu aldığımız anda geçiş hücumlarındaki etkinliğimiz bizi öne geçirdi, devre sonunda üstün olan millilerimizin 3 sayı çizgisinin gerisinden bulduğu 11-7 isabet bunda en önemli etkenlerdendi.
Şehmus ve Yiğitcan’ın da dış şut katkısı, Cedi’nin kritik anlarda sorumluluk almasıyla ekibimiz farkı 8 sayıya kadar da çıkardı. Ancak uzunlarımız hücumda çok önemli işler
Sinan Erdem Spor Salonu’nda hazırlık maçı da olsa gerçek bir şölen yaşandı, kazanan 104-103 Slovenya olsa da millilerin performansı ayakta alkışlandı. Sahada bu kadar çok NBA oyuncusu olmasının etkisinden belki de, uzatmada da olsa 207 sayı izlediğimiz, yaklaşık 2.5 saat süren, özel bir performanstı.
Henüz hazırlıkların başında olmamıza, Larkin’den de yoksun oynamamıza rağmen Ergin Hoca’nın kafasındaki basketbol şekilleniyor. Tempoyu arıyoruz, yıldızlara sorumluluk veriyoruz, uzunlardan şut katkısı aldığımızda işi çok daha kolay hale getiriyoruz. Aksayan tek görüntü, oyun kurucu pozisyonunda baskıya karşı yaptığımız hatalar.
Eğer bu pozisyonu da hatasız geçersek, madalyaya kadar uzanması muhtemel bir yol çok uzak değil aslında. Son çeyrekten sonra oynamayan Doncic’i zaten durdurmak çok zordu ama verdiğimiz hücum ribauntları, savunmada yapılan basit hatalar da şu anlık tedirgin edici gibi ama daha çok erken olduğunu ve takımın sistemi oturdukça bu kusurların da giderileceğini düşünüyorum.
Furkan Korkmaz, çok özel bir gece