Yas tutan şehirden notlar…

11 Haziran 2025

Mesleğim gereği çok cenaze törenine katıldım. 

Yas tutan ilçeler gördüm, toplu ölümlerin yaşandığı yas tutan iller de gördüm ama bir belediye başkanı için tüm bir ilin yas tuttuğuna ilk kez şahit oldum. 

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in naaşını taşıyan cenaze aracı, belediye binasının bahçesine girdiğinde neredeyse tam önümde durdu. 

Bir yanda alkışlar diğer yanda gözyaşları ve hıçkırıklar doldurdu bahçeyi. 

Cenaze aracının ön koltuğunda CHP Genel Başkanı Özgür Özel oturuyordu. 

Özel’i Soma faciası yaşandığı dönemde Manisa Milletvekili olarak tanımıştım, üzerinden 11 yıl geçmiş. 

O zamanlarda hem çok üzgün hem de çok öfkeliydi. 

Onca yılda bir sürü olay yaşandı, makamlar, mevkiler değişti, hep temas halinde olduk. 

Yazının Devamı

Türkiye için büyük fırsat...

8 Haziran 2025

NATO üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları, Haziran’ın 24’ünde Lahey’de buluşacaklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan da orada olacak.

Bu zirve NATO tarihinin en önemli zirvelerinden birisi olacak.

NATO üyeleri gayrisafi yurtiçi hasılalarının yüzde 2’sinin savunmaya harcanması koşulunu revize edecekler.

ABD oran olarak yüzde 5 istiyor, AB’den yükselen ses yüzde 3.5 ama yürürlük tarihi 2030’dan sonraya kalsın diyenler var, hemen silahlananım diyenler var, halen bir uzlaşı bulunamadı. Bu arada daha yüzde 2’yi bile karşılamayan 8 NATO üyesi ülke var.

Brüksel’de olup bitenleri Güldener Sonumut zaten yazdı ama işin Türkiye için fırsat kısmına da bakmak lazım:

Konuştuğumuz oranlar göze küçük gelebilir ama gayrisafi yurtiçi hasıla oranı yüzde 3.5’a çıkarsa Hollanda’nın savunma bütçesi yaklaşık 19 milyar avro artacak, bunu tüm Avrupa’ya yaydığımızda ortaya çıkan rakam son derece büyük olacak.

Almanya, NATO’nun hızla silahlanması gerektiğine i

Yazının Devamı

Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...

6 Haziran 2025

Kemal Kılıçdaroğlu’nun kayyum olarak tekrar CHP Genel Başkanı koltuğuna oturması ihtimali var.

Yakın çevresi ekranlarda heyecanını saklayamıyor, sosyal medyada da Kemalciler ve mevcut yönetimi savunanlar arasında ciddi kavgalar yaşanıyor.

Önce durumun net bir tespitini yapmak lazım:

Kılıçdaroğlu, kayyum olarak partinin başına gelirse hemen Kurultay’a gitmek zorunda değil.

Zaten genel başkanlık koltuğu gittiği günden beri medyaya bir şeyler fısıldayan adamları bu fikri açık açık söylüyorlar.

“Yolsuzluk iddiaları partiye çok zarar verdi, Kemal Bey, şaibeli Kurultay ile ilgili yargılanan isimlerden önce aklanmalarını isteyebilir” gibi cümleler çoktan kulislerde dolaşıma sokuldu bile.

CHP, hemen Kurultay’a gitmediği, 2026’daki Olağan Kurultay’ın beklenmesine karar verildiği takdirde, CHP’de kavga daha da sertleşir, Özel’e destek veren il yönetimlerinin tasfiye süreci başlayabilir.

Yazının Devamı

İzmir grevi, solun renkleri…

4 Haziran 2025

“Sol bir sendika, siyasi yelpazenin solunda yer alan, iktidarda değil muhalefette olan bir partiye karşı grev yapar mı?” 

Son günlerde sık sık gördüğüm bu cümle aklıma Lenin’in “Halkın Dostları Kimlerdir ve Sosyal Demokratlara Karşı Nasıl Savaşırlar” kitabını getirdi. 

Bu kitap Sovyet devriminden 24 yıl önce yazıldı. 

Kitabın yazılma nedeni de Lenin’in bireysel terörü başlıca amaç haline getirmiş Narodnikler’in Marksizm’e ihanet ettiği düşüncesidir. 

Tarihte başka teorik tartışmalar da var ama siyasi yelpazenin solu tek bir küme değildir, bir sürü kompartman, amaç, yorum farklılıkları vardır. 

Teoride ve tarihte daha bir sürü tartışma var ama kafamızı daha berrak hale getirmemiz lazım. 

Bir örnekle durumu netleştireyim, DEM söyleminde devrimci jargonu kullanır ama sınıf mücadelesi vermez, etnik bir grubun mücadelesini verir. 

Yazının Devamı

İsrail’in elini yıkama planı...

2 Haziran 2025

İsrail kurulduğu 1948 yılından beri bu yana tarihinin en zor günlerini yaşıyor.

Bir zamanlar soykırıma uğramış insanların ülkesi olarak anılıyordu, şimdi soykırımcıların ülkesi olarak tanınıyor.

Vicdan azabı ve tarihi utancı nedeniyle İsrail’e her zaman koşulsuz destek veren Almanya’nın bile sessiz kalamadığı, Şampiyonlar Ligi finalinde “Gazze’de Soykırıma Son” pankartlarının açıldığı bir dönemde İsrail’in atabileceği tek bir adım kaldı:

İsrail, Başbakan Netanyahu’dan kurtulacak ve yaşanan soykırımın tüm faturasını da Netanyahu’nun sırtına yükleyecek.

Takvime bakacak olursak, gelecek 7 ay içerisinde Netanyahu’nun ceza davaları sonuçlanmış olacak ve Başbakan büyük ihtimalle hapishaneye yollanacak.

Fakat, bu senaryonun el yıkamak için yeterli olmayacağına inanılırsa bir suikast ya da kazaya kurban gitmiş bir Netanyahu da görebiliriz.

Senaryo nasıl gelişirse gelişsin; İsrail’in geleceğinde başka sıkıntılı zamanlar olacağı kesin.

Ultra Ortodoks Yahudilerin nüfus artış hızı bugün onları kilit yüzde 13 oyun sahibi haline getirdi, her seferinde

Yazının Devamı

Türkiye’nin ekonomik geleceğinde fırsatlar

1 Haziran 2025

Rusya-Ukrayna savaşının insan maliyetini bilmiyoruz ama alt ve üst yapıya verdiği zarara dair rakamlar var.

Birleşmiş Milletler’in 2022’de 450 milyar dolarlık zarar hesabını, Ukrayna Başbakanı 2023’te 700 milyar dolara yükseltmişti.

Bu rakamların abartılı olduğunu varsaysak bile barışın gelmesinin ardından Ukrayna’da yüz milyarlarca dolarlık bir iş hacmi doğacak.

Türkiye bu konuda en avantajlı ülke durumunda.

İnşaat şirketlerimiz Avrupalı rakiplerinden daha hızlı ve daha ucuza iş yapabiliyorlar.

Zaten savaştan önce de Türk inşaat şirketlerinin Ukrayna’dan aldıkları işlerin büyüklüğü 8 milyar dolara ulaşmıştı.

Savaşın başlangıç döneminde Türk şirketlerine ait şantiyelerin yerel halka barınma ve yemek yardımı yapmaları da duygu olarak büyük bir avantaj sağladı.

Yazının Devamı

Silahtan önce son çıkış...

30 Mayıs 2025

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbay- can’dan dönerken Suriye’de yaşananlara dair söyledikleri gelecek açısından çok önemli.

Önce bir noktanın altını çizerek başlayayım:

SDG, Şam Yönetimi’yle bir mutabakat metni imzaladı ama askeri hareketliliğini sürdürüyor.

Mesela Koalisyon güçlerinin boşalttığı yerlere silahlı güçlerini sevk ediyor, Tışrin Barajı çevresinde yığınak arttırıyor.

Aynı anda Irak’ın kuzeyinden, Kuzey Suriye’ye pompalanan milliyetçilik baskısını da takip ediyor.

Kâğıt üzerinde SDG’nin 60 bin kişilik bir gücü var ama durum gerçekte öyle de değil.

Artan gerilim ve ABD’nin dağıttığı 300 dolarlık maaşları kesmesi SDG içerisindeki Arap grupları kopardı.

Bugün SDG’nin silahlı güçleri 15 ile 20 bin kişi arasına düştü yani artık çok daha kolay bir askeri hedef haline geldiler.

Yazının Devamı