Türk futbolunda "dolandırıcılık" sözü, artık daha fazla duyulur olmaya başladı. Bilindiği gibi başta Fatih Terim olmak üzere, Galatasaraylı futbolcular ile bazı kişiler, bir bankanın şube müdürü hanımefendiye, "özel kazanç" karşılığında para yatırmış, - pardon - kaptırmış.
Bu anlatacaklarımızda Florya'daki "özel fon" mağduru olanlar kadar belki büyük paralar dönmedi ama bu kez çarpılan vatandaş oldu. Ne mi oldu?
Türkiye Futbol Federasyonu, Lüksemburg merkezli Fuchs Sports Türkiye firmasıyla 5 yıllık bir anlaşma imzaladı. TFF 2 ve 3. Lig yayın hakkı için imzalar atılmıştı. Sezon başındaki törende, TFF Yönetimi adeta tekmili birden sıralanmıştı. Şirketi de, Avukat Emin Özkurt temsil etti. Evet evet, çoğunuzun bildiği, CAS'taki tek Türk hakem...
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, bu anlaşmanın 92 kulüp için kalıcı bir gelir olacağına vurgu yaparken, temsilen gelen Özkurt, şirketi, "Yeni nesil yayıncı" olarak lanse etti. Hakemlerde yapay zekayı duymuştuk ama maçlarda yapay kameranın ilk kez burada uygulanacağı da vurgulanmıştı.
Gerçi
Her sezon, ligin bitimi yaklaştıkça, üst sıradaki kulüpler arasında çekişmeler, söz düelloları ve bunun gibi türlü türlü lobi faaliyeti yaşanır.
Ama hiçbiri, bu sezonki gibi "seviyenin dip yaptığı", "birbirini aşağıladığı" gibi olmamıştı.
Bakmayın siz Galatasaray'ın Fener'e, Fenerbahçe'nin Cim-Bom'a, Beşiktaş'ın her ikisine sopa gösterdiğine... Tenceremin dibi kara, seninki benden kara...
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, "Biz TFF’ye kendimiz için gittik" diyor, ardından Riva’ya koşan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, "Fenerbahçe ile ne konuştunuz diye sorduk" ifadesini kullanıyor. TFF Başkanı olsam, "Ne konuştuysam konuştum, sana ne" derdim. Tabii böyle amiyane ifadeyle değil, yoluyla, yordamıyla...
Dursun Özbek, "Burası Hacı Baba Tekkesi mi?" diye hesap sormuş. Doğruysa, vay, vay, vay... Sanırım Başkan Mehmet Büyükekşi de, bunu kendi üslubunca reddetmiştir.
Ya Ali Koç'un dediği ne? "(Tahkim ve PFDK'deki bazı üyeler hakkında) Onuru olan kişi istifa eder. Federasyon onurluysa, bunlar istifa etmiyorsa ‘lütfen istifa edin’
Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, başarılı olduğu süre boyunca sürekli, "Yıldızları ne kadar da güzel idare ediyor" diye methiye aldı. Özellikle de Icardi'yi...
Arkadaşın kılı döndü, Arjantin'e gitti, karısının doğum günü vardı, memleketindeydi. Allah'ı var, dönüşlerinde de hakkını verdi, "Atıyor ya, ona bak sen" dendi.
Karşılığında Gomis ne yaptı? "Otur" dediler oturdu, "oyna" dediler oynadı. Ama sabrın da bir sonu vardı. Alanya maçında Icardi sakatlanırken, doğal olarak oynama umudu vardı. Tabela Barış Alper için kalkarken, Gomis hayal kırıklığına uğradı.
Ardından da malum sonuç... Icardi sakat, Barış Alper cezalı; haydi asker Gomis nöbete...
Fransız futbolcu, yan yollara sapmadan, Okan Buruk'un karşısına çıktı, "Ben bundan sonra oynamak istemiyorum" diye açık açık konuştu. Bu işin altından kalkamayan Buruk, çareyi Başkan Dursun Özbek'te buldu. O da ikna edemedi ve - bugün için - Gomis'te yolun sonu göründü.
Profesyonel bir futbolcunun, "Topumu ver, oynamıyorum" diye mızıkçılık yapma hakkı var mıdır? Tabii ki hayır... Ama her
Sezonun en başarılı teknik direktörü, bugün için Okan Buruk'tur. Çok büyük yanlış içine girmezse, mayısta da Okan Buruk olur.
Şampiyonluk artık, Galatasaray Teknik Direktörü'nün kucağındaki minik bir bebektir. Onu yetiştirip, beslemek, büyütmek de onun elindedir.
Buruk'un bugün için kazandığı para, 17 milyon lira... Yabancılarla kıyaslama açısından söylüyorum, 800 bin euro...
İki yıl için attığı sözleşmede, ikinci sezon için yazılan da, 20 milyon lira... O da, 1 milyon euro bile değil...
Sizin-bizim gibi maaşlılar ancak, "paşa dede"den kalan mirasla bu rakamları görebilir. Ama futbolun gerçeğinde, kabul etmek gerekir ki, "şampiyon" apoletiyle gelen bir Okan Buruk için, bu para çok azdır.
3 milyon euro alan Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus ile kıyaslamayacağım bile... Resmi olarak açıklanmasa da, Şenol Güneş'in Beşiktaş'taki kazancı, 1.5 milyon euro denmişti.
Bugün göreve oturan Nenad Bjelica da, yılda 1.6 milyon euro alacak. Yani, 34 milyon lira... Yani, Okan Buruk'un bu sezon alacağının tam iki
Galatasaraylı Icardi, kupada Başakşehir ile oynanan maç sonrasında, Instagram’dan yaptığı paylaşım nedeniyle, PFDK'ya sevk edildi. Sarı-kırmızılı kulüp ya da yönetim, "Sana ne? Sen işine bak... Bizin kulvarımıza karışma" diyeceğine, Arjantinli'nin yaptığını, bir maharetmiş gibi savunma telaşında...
Ne demişti paylaşımında? "Bir utanç, bir skandal. Yılın soygunu."
Ne için söylemişti? Burada belirtmemiş ama Başakşehir ile oynadıkları maçın fotoğrafını koyduğuna göre, karşılaşmadaki bir olaydan(!) bahsediyor. Tabii ki; arif olan anlıyor, hemen, "Bunu hakem için söylemiş" diyebiliyor. Ama hukuksal anlamda, "Kime demiş?", "Ne için söylemiş?" sorularının cevabı bulunmadığı için, muallakta...
Icardi, "sportmenliğe aykırı hareket" nedeniyle sevk edildi ya, bu kez, "Ne ceza verilecek?", "Cezasını ligde mi, kupada mı çekecek?" soruları ortalıkta dolaşmaya başladı.
Bunu, Disiplin Talimatı'na uygun biçimde, maddeleri yorumlayarak çözelim:
TFF, Galatasaray-Başakşehir kupa maçına göndermede bulunarak, "...aynı müsabaka sonrası sosyal medya hesabından yayınladığı
Futbol icat edildiğinden beri, birçok sistem ortaya çıktı, birçok futbol adamı kendine uygun olanı uygulamaya çalıştı.
"Futbolcuya göre sistem mi yoksa, sisteme göre mi futbolcu?" tartışması, "Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıktı?" konusu kadar popüler... Ama genelgeçer kurallarda, elindeki adama göre takım çıkarmak en ideali...
Bunları neden yazdım? Son dönemde Kapıkule dışından hangi hoca gelse, bir üçlü savunma sevdasını da yanında getiriyor. Son düzlükte önce milli takımda Stefan Kuntz'da bunu tartıştık, ardından Jesus'la devam ettik.
Jorge Jesus, 3-0'lık Galatasaray hezimetinin ardından, üçlü savunmaya tövbe etti diye düşünülmüştü. Gerçekten de, o günden, Beşiktaş derbisine kadar geçen 7 maçta, hep 4-4-2 ya da 4-1-3-2 oynadı, 6 galibiyet, bir beraberlik aldı. Ne zaman Beşiktaş'ı karşısına aldı, yine üç stoperle sahaya çıktı.
Belli ki Portekizli, bu şekilde kendini daha güvende hissediyor. Güçlü rakipleri karşısında, beklerle birlikte 5'li savunmaya
Galatasaray, bulunduğu kritik mali yapıdan kurtulabilme adına, Mecidiyeköy'deki binayı daire daire satışa çıkardı, Florya için de kolları sıvadı. Riva zaten hem yapım hem de satış aşamasındaydı. İyi-kötü-çirkin ya da güzel olup-olmayacağını zaman gösterecek.
Kulüplerin mali yapısını inceleye inceleye muhasebeci olmuştuk, şimdi emlakçılığa doğru yol alıyoruz!
Fakat sarı-kırmızılı kulübün başına gelenler çok tuhaf vesselam...
Galatasaray Adası'na giren kiracısı "işgalci"ydi. Kurtulasıya kadar akla karayı seçti.
Daha sonra, Kemerburgaz arazisi kiralandı. Üstündeki madenciler çıkmamak için silaha bile başvurdu, baskın üzerine baskın yaptı.
Bir de, Galatasaray'ın altyapı tesislerini taşımak için kiraladığı, Büyükçekmece'de 106 dönümlük bir arazisi var. Ama hafta sonu yapılan Galatasaray Genel Kurulu'nda, burasının da işgal altında olduğu anlatıldı. Tepecik'teki Şenol Güneş Stadı'nın hemen karşısındaki bu alanın ziraat için sürüldüğü, geçen yıl da buğday ekildiği anlatıldı.
Cim-Bom emlak işlerinin ardından,
Futbolda Avrupalı olabilmemiz için, önce yönetimlerimizin buna adapte olması gerekiyor. UEFA'nın 5 büyük ligine imrenerek bakıyoruz da, onlardan ders alıp, neyi doğru, neyi hatalı yaptıklarının değerlendirmesini yapmak için uğraşıyor muyuz?
Ne gezer...
Geçen ay Barcelona'nın, İspanya Futbol Federasyonu’na bağlı Hakem Teknik Kurulu’nda bir dönem başkan yardımcısı olan Jose Maria Enriquez Negreira’nın sahibi olduğu şirkete, 2016-2018 yılları arasında, 1,4 milyon euro ödediği ortaya çıktı. Üstelik Katalanlar, 2015-16 ve 2017-18'i şampiyon olarak tamamladı.
Peki siz hiç, Real Madrid'in ya da Atletico Madrid'in ortalığı ayağa kaldırdığını, bunun bir planlı oyun olduğunu, kendilerine kumpas kurulduğu yaygarasında bulunduğunu duydunuz mu?
Real Madrid sadece, "İddiaların ciddiyeti konusundaki derin endişemizi dile getiriyoruz. Adaletin işleyişine olan güvenimizi yineliyor ve dava süreci başlar başlamaz, gerekli prosedürlerde yer alacağımızı duyuruyoruz" dedi.
Peki ya İtalya'da yaşananlar... İtalya Futbol Federasyonu, Juventus'a, mali hesaplarındaki usulsüzlük nedeniyle 15 puan silme