Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sık sık sözü edilen “Kürt sorunu”, “Eşit vatandaşlık” gibi ifadeler üzerine bir vatandaş merakını dile getiriyor:

Kürtlerin ne sorunu var?

Kürtler Batıya göç mü edemediler?

Batıya geçerken kendilerinden pasaport mu istendi?

Cumhurbaşkanı, bakan, milletvekili mi olamadılar?

Vali, kaymakam, hâkim, savcı, mühendis, subay mı olamadılar?

Kamuda istihdam mı edilmediler?

Belediyelerde işe mi alınmadılar? İhalelere mi giremediler?

Turizm bölgelerinde işletme mi açamadılar?

Barolarda aday olduklarında seçim mi kazanamadılar?

Haberin Devamı

Derneklerde, sendikalarda, odalarda yönetime mi gelemediler?

Elektriği Türk halkından pahalıya mı kullandılar?

Kiralık ev mi bulamadılar?

Türklerden kız mı alamadılar? Sokakta, evlerinde, (resmî kurumlar dışında) Kürtçe mi konuşamadılar?

Doktorsuz, öğretmensiz, mühendissiz, korumasız mı kaldılar?

Kürtlerin Kürt olduklarından dolayı ne sorunları var?

Evet geçmişte kötü anılar bırakan olaylar oldu. Ama zamanla bunlar düzeldi.

Bu ülkenin sorunları çok ama bu sorunlar sadece “Kürtlerin Sorunu” değildir.

Türkiye’de yaşayan tüm toplumun ortak sorunlarıdır.

Ortak sorunları Anayasaya aykırı devlet modellerine gerekçe yapmaya kalkışmayın. İç barışı bozarsa bu niyetler bozar... Sorunlar zaman içinde konuşarak, tartışarak, demokratik mücadele ile düzeltilir. Sabırlı olun.

YAREN LEYLEK

Bursa’nın Karacabey ilçesinde her yıl gelip balıkçı Adem Yılmaz’ın sandalına konan ve burada ağırlanan Yaren Leylek bu yıl geç kalmıştı. Merakla bekleniyordu. Nihayet birkaç gün önce çıkagelip Adem Amca’nın sandalına konuvermez mi? Buluşma yalnız Karacabey’de değil tüm yurtta sevinç yarattı. Bu arada bazıları duyarlı insanlarla “Bir leyleğe sevindirik oldular” diye dalga geçince Zehra Kayhan hanımefendi kızdı ve şu mesajı yayınladı:

“Doğru. Bir leyleğe sevindirik olduk.

Olduk, çünkü sevinecek çok şey kalmadı hayatımızda.

Bir leylek ile insanın dostluğu, bir leyleğin kilometrelerce yol kat edip her yıl aynı insanı bulmasındaki mucize, bekleyişin heyecanı, buluşmanın mutluluğu... Bunlar bazılarının pek tatmadığı duygular olabilir. Ama hayatın kendisidir.”

Haberin Devamı

Bize gelince...

Evet...

Bir leyleğe sevindirik olduk, memlekette sevinecek çok az şey kaldı çünkü.

ŞEYLER

Sosyolog Alptekin Gündüz sosyal bir durumu şakaya vurmuş... Diyor ki:

“Neyse, Türkiye’de güzel şeyler de oluyor.

Dilan Polat’ın Instagram’daki takipçi sayısı 7.5 milyondan 6.6 milyona düşmüş. 900.000 kişi hatasını anlamış ya da aslında hâlâ Dilan Polat’a hayran oldukları halde utançlarından takipten çıkmış.

Bu bile milletimiz için bir umut kaynağıdır. Ülkede hâlâ “kötülüğe, kara para aklamaya, hırsızlığa, en diplerdeki Kezbanlığa, varoşluğa” özenmekten vazgeçen, değişmeyi başarabilen, vicdanını dinleyen veya hâlâ utanmayı becerebilenler var demektir.

Hâlâ kadına hayran olup özenen, takip ve takdir edenleri de inandıkları Tanrı kurtarsın diyorum. Amin.”

SİMİT

Emekli general dostumuz mutluluk üzerine sohbet ederken anlattı...

Dostumuz Kadıköy’de bir arkadaşını beklerken kenara park etmiş lüks bir otomobil ve yanında temiz giyimli şoförünü görüyor.

Vakti de var... Şoförle kısa bir sohbete girişiyor...

Haberin Devamı

Aracın tanınmış zenginlerden birine ait olduğunu öğreniyor...

Söz arasında soruyor:

- Sizin patronunuz mutlu mu?

Şoför bir süre düşünüyor... Mutsuz demiyor. Ama mutlu da diyemiyor.

Paşa durumu anlıyor...

Patron pek mutlu değildir.

Şoföre diyor ki:

- Şimdi patronunu al, simitçiden birkaç simit alıp vapura binin, arka tarafa geçin, oradan martılara simit atarak karşıya geçip geri dönün. Kuşlar sevinçten çığlık çığlığa vapurun peşinden koşarken bak patronun da nasıl mutlu olacak...

Şoför:

- Hiç olmayacak bir şey söyledin abi, diyor...

HAYYAM

Dünyayı şaşkın bırakıp gittik,

Yüzlerce incimiz vardı delinmedik,

Sersemliği yüzünden bilgisizlerin,

Renk renk düşünceler kaldı söylenmedik.