Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kitaplığımda belediyelerin düzenledikleri film festivallerine özel hazırlattıkları bir hayli yayın var. Arşiv niyetine sakladığım bu kitaplardan Burçak Evren ile Bircan Usallı Silan’ın birlikte yazdıkları ‘Filiz Akın’ı okuyorum şu aralar.

Datça Belediyesi’nin düzenlediği Datça Altın Badem Sinema Festivali tarihe karıştı, ama festival için hazırlanan kitap baki kaldı...

Filiz Akın’dan çarpıcı tespit

Ansiklopediyle kitap arasında bir formattaki yayının hiçbir yerinde kaçıncı Datça Altın Badem Sinema Festivali veya hangi yıl basıldığına dair bir not yok. O yüzden adeta zamansız bir kitap ‘Filiz Akın’.

Haberin Devamı

Kitapta Filiz Akın’ın Yeşilçam’ın star kadınları yani ‘dört yapraklı yoncası’nın ortak özelliklerine ilişkin yaptığı tespit önemli.

Filiz Akın, o dönemi anlatırken oyunculuğa kendisinden önce başlayan Fatma Girik, Türkan Şoray, daha sonra sinemaya giren Hülya Koçyiğit’in hep yanlarında güçlü bir anne figürü olduğuna şu sözlerle dikkat çekti:

Zayıf baba, baskın anne

“Hepimiz çok küçüktük. 18 bile olmadan başladık film çevirmeye. İnsanın o romantizmin olduğu dönemde hiç umurunda olmuyor şöhret, lüks yaşantı.

Bizler anne, baba ve etrafımızı ikna etmek için hiç uğraşmadık, onlar bizi ikna etmek için çabaladı.

Bizler flörtün bile hoş karşılanmadığı bir dönemde romanlardaki aşkı bulup evlenecektik. Bizim masallarımızdaki mutlu son sadece buydu. Ne para, pul, ne şöhret ve lüks yaşam... Ama annelerimiz, ‘Aşk ne karın doyurur, ne mutlu eder’ diye diretti.

Bizler baba figürünün zayıf, anne figürünün baskın olduğu ailelerden geliyorduk.

Otoriter annelerimiz yarım kalan hayallerini, Hollywood efsanesiyle süslü oyunculuk özlemini, daha iyi şartlar altında yaşama projesi olarak dayatıp bizleri iyice şartlandırdı.

Bizlerin ilk yıllarında menajerlerimiz onlardı ve prodüktörlere epey zorluk yaşattılar. Sonradan çok karikatürize edildi bu ilişkiler, çok gülündü.

Annelerimiz kötü mü yaptı?

Hayır...

Bizler de bu alana pek uzak tipler değilmişiz.

Üç arkadaşım Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Türkan Şoray çok yetenekli ve çok güzel kızlardı.”

Haberin Devamı

Yeni nesil bambaşka

Filiz Akın’ın bahsettiği yılların üzerinden yarım asırdan fazla zaman geçti ve doğal olarak da birçok şey değişti.

2000’li yıllara kadar bazı oyuncular ve şarkıcıların anneleri aynı zamanda menajerleriydi. Artık kızlarının menajerliğini yapan anneler kalmadı.

Türkiye’de star kadın oyuncu çok, ama hepsi de dizi sektöründe... Dizi yıldızı kadınlardan hiçbiri Türk Sineması’nda star olmadı.

Çünkü Türkan Şoray, Filiz Akın, Fatma Girik ve Hülya Koçyiğit ile yeni kuşağın kadın yıldızlarının çalışma koşulları gibi oyunculuk yapma amaçları da çok farklı. O yüzden Filiz Akın’ın şu sözleri kuşaklar arasındaki farkın en net göstergesi gibi:

“Biz bu işe hayatımızı verdik. İş gibi yapmadık. Özgürlüğümüz, sevincimiz, acımız, annelik duygularımız, zaaflarımız. Tüm bunları naif hikâyelerde oynamadık, yaşadık. Ayrıca eskiden oyuncunun bir gizemi vardı, artık o kalmadı.”

GÜNÜN SÖZÜ: “Bize mutluluk veren kişiler için minnettar olalım, onlar ruhumuzun çiçek açmasını sağlayan bahçıvanlardır.” (Marcel Proust)