Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’ın yerine bu göreve gelişi 15 yıl önce ani ve hızlı şekilde gerçekleşti.

Deniz Baykal, 10 Mayıs 2010 tarihinde istifa etti. Kılıçdaroğlu 22 Mayıs 2010 tarihinde Genel Başkan seçildi.

Bu süreçle ilgili gelişmeleri zamanın CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in “Baskılara Direnirken” (Remzi Kitabevi - 2020) adlı kitabından özetleyelim...

★★★

Baykal’ın istifasına yol açan kaset komplosundan birkaç ay önce, merkezi İsveç’te bulunan Silk Road Enstitüsü’nün yetkilisi Svante Cornell, Onur Öymen’i Ankara’da ziyaret eder. Bu enstitünün ABD’deki Foreign Policy Council ile de ilişkisi vardır. Svante Cornell, Öymen’le sohbetin ardından kendisine Türkiye ile ilgili 77 sayfalık bir rapor bırakır. Raporda yer alan geleceğe ilişkin 3 senaryodan biri şudur:

Haberin Devamı

“Deniz Baykal istifa etmek zorunda bırakılır. Onun yerine Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığa seçilir. Kılıçdaroğlu parti politikalarını değiştirir ve bunun üzerine Avrupa’daki bazı partiler tarafından desteklenir.”

Onur Bey, bu raporla ilgili hem Baykal hem Kılıçdaroğlu’na bilgi verir. Kılıçdaroğlu bu bilgiyi sessizce dinlemekle yetinir.

O günlerde Baykal’a yönelik bir suikast ihbarı partiye ulaşır. İhbar İstanbul kaynaklıdır. Yılmaz Ateş, İstanbul Emniyeti’ne giderek olayı araştırır. Kendisine Baykal’a suikast yapacak kişinin sonradan vazgeçtiği bilgisi verilir.

Ertesi gün kaset olayı patlak verir.

İstifasını veren Baykal, evinde Önder Sav, Mustafa Özyürek, Yılmaz Ateş ve Onur Öymen’le yaptığı toplantıda “Partinin başına kim geçebilir?” diye sorar. Peşinden “Aranızda konuşun ve mutabık kalacağınız bir arkadaşın ismini bana bildirin” der. Onur Öymen ve arkadaşları Baykal sonrasını görüşmeye vakit bulamadan sürpriz şekilde Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olacağı haberiyle karşılaşırlar. Öymen, haberi, sabah vakti partinin garajına arabasını park ederken tesadüfen Kemal Bey’le karşılaştığında kendisinden öğrenir. Şaşkınlık içinde kalır.

★★★

Birkaç hafta sonra Wikileaks skandalı patlak verir. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bazı dış merkezlerle yaptığı yazışmalar ortalığa saçılır. Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’nin merkeze gönderdiği Nisan - 2008 tarihli telgrafta şu satırlar okunmaktadır:

Haberin Devamı

“...Baykal’ın uzaklaştırılması ve yerine hiç değilse daha münasip bir muhalefet liderinin işbaşına getirilmesi, Erdoğan’ın iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’ne karşı askeri ve adli baskılara nazaran daha etkili bir yol olabilir.”

Diğer kimi telgraflardan, “CHP’nin Kemalist, laik ve milliyetçi bir parti olmasının ABD nezdinde rahatsızlık yarattığı” anlaşılmaktadır.

★★★

Yine Wikileaks belgelerine göre… ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton 1 Ocak 2009 tarihinde (kaset komplosundan 16 ay önce) Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’ne gönderdiği telgrafta şu soruları sormaktadır:

- CHP Genel Başkanı Baykal’ın partisindeki gücü nedir?

- Parti içinde Baykal’ın liderliğini tehdit edebilecek durumlar var mıdır?

- Muhtemel adaylar öncekilere nazaran daha iyi olabilecekleri umudunu nereden alıyorlar?

- Baykal’ın Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu ile ilişkileri nasıldır?

Haberin Devamı

- Baykal kendini Kılıçdaroğlu’nun popülaritesine karşı korumak için hangi önlemleri alabilir?

- Parti liderliği için başka güvenilir muhtemel adaylar kimlerdir?

★★★

Wikileaks belgeleri ABD’nin 2008 yılından itibaren Kılıçdaroğlu adını gündemine aldığını gösteriyor.