ALMAN DUYARLIĞI!

14 Aralık 2021

Almanya’da Duisburg, Essen Üniversitesi 18-20 Kasım tarihlerinde “Tanınmayan soykırım: Dersim 1937-1938” başlıklı bir çalıştay düzenledi.

Etkinliğin destekçileri arasında Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Kültür ve Bilim Bakanlığı da yer alıyordu. Konferans ilanında iki unsur göze çarpıyor.

1. Dersim’in bir soykırım olduğunun kabulü.

2. Tartışmanın 1937-38 yıllarıyla sınırlanması.

Malum, Dersim olayları 1906 yılında Osmanlı’ya karşı başlatılan aşiret isyanlarının son noktasıdır. İsyanlar yıllar içinde tekrarlanmış, hem Osmanlı hem Cumhuriyet hükümetlerini uğraştırmıştır.

Kendilerine Meclis’te yer önerilmiş, arada birkaç kez af ilan edilmiş ama para etmemiştir. Aşiretler kendilerine özel statü verilmesinde ısrar etmiştir.

Dersim olayı bütün bunlar ele alındığı takdirde aydınlatılır. Ne var ki bu tür konferanslar bir tek amaca yöneliyor: Cumhuriyet’i karalamak, Atatürk’ü sanık sandalyesine oturtmak. Öyle olunca da 37-38’le sınırlanıyor. “Bu bir soykırım ise neden Dersim dışında hiçbir Alevi’ye

Yazının Devamı

DÜĞÜN GECESİ

11 Aralık 2021

Veliaht Vahdettin Efendinin eşi Müveddet Hanım o gece düğünde giyeceği ışıltılı tuvalete bakarken çok üzgündür. Bu düğün için özel bir tuvalet yaptırmıştır oysa. Saray hanımları her düğünde yeni bir tuvalet giymektedirler. Pahalı ve şık tuvaletler süslemektedir düğün salonunu.

Müveddet Hanım neden akşamki düğünün sevinci içinde değildir de üzüntüler içindedir?

Çünkü o akşam kocası evlenmektedir.

Kendisi Veliaht Vahdettin’in üçüncü eşidir.

Kocası o akşam görkemli bir düğünle amcasının kızı Nevvare Hanım’la dördüncü evliliğini yapacaktır. O da davetliler arasında bulunacak, tebrikleri kabul edecektir.

Dördüncü eşin amca kızı olması acılarını artırmaktadır.

Bu satırları Şaziye Karlıklı’nın Vahdettin’in beşinci eşi Nimet Hanım’ı anlattığı “Son Kadın” adlı belge romanda okuyoruz.

57 yaşında padişah olan

Yazının Devamı

YARIŞTA FAVORİ

9 Aralık 2021

Millet İttifakı cephesinde cumhurbaşkanı adayını açıklamak için vaktin erken olduğu konuşulurken bir yandan da muhtemel adaylar üzerinde gizli bir çekişme sürüyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun son günlerdeki “Ben” diye başlayan konuşmaları ve zengin vaatleri kendisinin aday olacağı yönünde işaret olarak değerlendiriliyor.

Ancak bu niyet İyi Parti’den destek buluyor mu?

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı sorulunca İyi Parti  Başkan Yardımcısı Koray Aydın bakın ne diyor:

“Kendisinden talep olduğunu duymadım ama bizim bir ilkemiz var. Diyoruz ki bu konuda herkes idealist davranmalı, temel ilkemize uymalıdır. Kazanma riski anketlerde görülen bir adayı İYİ Parti olarak kabul etmiyoruz. “

Saadet Partisi aynı yönde düşünüyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, açıkça söylenmese de, kazanma riski olan bir aday olarak görülüyor.

Anketlerde iki isim öne çıkıyor. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu. Kılıçdaroğlu “Siz görevinizde kalın” diyerek iki belediye başkanının yolunu kesti ama... Taban baskısı

Yazının Devamı

VARLIK VERGİSİ

7 Aralık 2021

Varlık Vergisi yine gündeme geldi. Gündeme gelmesinin bir sebebi Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme listesine koyması, diğeri “Kulüp” adlı dizi oldu.

1942 yılında konulan Varlık Vergisi vergi tekniği açısından kötü, aceleye gelmiş, harp zenginlerine öfkeyle yazılmış, uygulamada adaletsiz bir vergiydi. Sakıncalarında herkes hemfikirdir.

Vergi Müslüman iş adamlarını da kapsıyordu. Ancak sermaye ve işletmelerin yüzde 87’si azınlıkların elinde olduğu için doğal olarak onlara yönelmişti. Belirlenen vergiyi ödeyemeyenler çalışma kamplarına gönderilecekti. Nitekim bu durumdaki 1400 kişi gönderilmiş, 20 kadarı geri dönmemişti. Vergi bir yıl sonra kaldırıldı, ödenmeyen paralar affedildi.

***

Vergi hangi koşullar altında, ne amaçlarla konuldu? Bunu anlamak için Cahit Kayra’nın Tarihçi Kitabevi’nden 1911 yılında çıkan “Savaş, Türkiye, Varlık Vergisi” adlı kitabını okumak gerekir. Diyor ki Kayra:

“Güçsüz Türk ekonomisi İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği olağanüstü

Yazının Devamı

SAHTE HOCA

4 Aralık 2021

Zülâl Atalay Laçin, sahte doçentlik belgesiyle Aksaray Üniversitesi’nin profesörlük kadrosuna atanmış, yaklaşık iki hafta sonra bu durum ortaya çıkınca görevden alınarak tutuklanmıştı.

Laçin kendini üniversiteye ODTÜ mezunu, İngiltere’de yüksek lisans ve doktora yapmış bir doçent olarak tanıtmıştı. Meğer açık öğretimde öğrenciymiş.

Gösterdiği bütün belgelerin sahte olduğu ihbar üzerine ortaya çıktı.

İlginç olan ne mi? Aksaray Üniversitesi’nin profesörlük kadrosuna atadığı bir kişinin geçmişiyle ilgili soruşturma yapmaması. Gösterdiği belgelerin sahte olup olmadığını araştırmaması. Önüne konulan tüm belgeleri araştırmadan kabullenmesi çok ilginç.

YÖK bu konuda bir soruşturma açmayacak mı?

Üniversite sahte belgeleri gerçekten görev ihmali veya cehaleti yüzünden mi kabul etti? Yoksa Zülal Hanım’ın içeride bazı iş birlikçileri mi var? Bu dolandırıcılıkta üniversitenin masum olmadığı da çok belli. YÖK nerede?

&

Yazının Devamı

GÜL MEVSİMİ

2 Aralık 2021

Cumhurbaşkanı adaylığı için yine eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adı geçmeye başladı. Atatürkçüler Gül’ün Atatürk ve Cumhuriyet’e karşı bir isim olduğunu dile getiriyor, kimileri bunun yakıştırma olduğunu söylüyor.

Tartışma bu eksende sürüyor.

Abdullah Gül’ün ulusal bayramlarda rahatsızlanmasını konu dışı bırakalım.

Onun kendi yetki ve iradesiyle Atatürk kurumlarına yaptığı atamalara göz atalım.

Örneğin... Türk Tarih Kurumu Başkanlığına Prof. Metin Hülagü adlı Abdülhamit sevgisiyle tanınan bir akademisyeni atamış, bu şahıs 10 Kasım 2013 tarihinde Stockholm’de Abdülhamit konferansı vermiş, bazı davetliler kızıp salonu terk etmişti.

Bir ara Atatürk Araştırma Merkezi’nin başına getirdiği Mehmet Ali Beyhan da yine Abdülhamit hayranı bir isimdi. Bunu kendisi söylemişti.

Atatürk Yüksek Kurumu Başkanlığı’na bir dönem Fars dili hocası Prof. Derya Örs’ü atamıştı. Örs’ün Atatürk’le ilgili hiçbir araştırması yoktu.

Atatürk Yüksek Kurumu ü

Yazının Devamı

SEÇİME HAZIRLIK

30 Kasım 2021

Muhalefet partileri son günlerde seçim çağrılarını sıklaştırdı.

Peki, bu partiler bir erken seçime hazırlar mı?

Kendileri öyle söylüyor.

Ancak zihinlerdeki tereddütler dağılmış değil.

Nedenine gelince...

Henüz izleyecekleri modeli netleştiremediler.

Gündemlerinde ilk sırayı malum “parlamenter sisteme dönüş” alıyor.

Fakat böyle bir dönüş için parlamentoya en az 360 milletvekili  sokmaları gerekiyor ki Anayasa’yı değiştirebilsinler.

Yazının Devamı

BİR ZAMANLAR

27 Kasım 2021

Parti liderleri arasındaki batıcı, incitici, yaralayıcı atışmalar kuşkusuz çok partili hayatla birlikte başladı. İlk örnekleri Adnan Menderes ile İsmet İnönü arasında yaşandı.

Avukat Rahmi Kumaş, Doruk yayınlarından çıkan “Meclis’ten Menderes Geçti” adlı kitabında eski Başbakan Adnan Menderes’in Meclis konuşmalarını ve İnönü’yle olan polemiklerini ele alıyor.

Menderes, 1945-60 arası muhalefet ve iktidar yıllarında CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye o zaman için çok ağır sayılabilecek suçlamalarda bulunuyor.

Kullandığı nitelemelerden bazısı:

“Ak saçlı bir general, milli şef, tek parti idaresinin şampiyonu, derekeye düşmüş, diktatör, baykuş, fitne, biçare, zavallı, aciz...”

İnönü bu hücumlara karşı hücumla cevap vermez. Sabırlı davranır.

15 Kasım 1954 tarihinde yaptığı konuşmanın üslubunu birlikte değerlendirelim:

“Muhterem arkadaşlar, Başvekil benim konuşmama cevap verdi. Cani yalancı, millî jurnalci, bunun gibi sözler kullandı. Ben eminim ki kem söz sahibinindir atasözü hatırınızdadı

Yazının Devamı