Çocuklar nerede?

19 Nisan 2016

23 Nisan’da Meclis resepsiyonu iptal edilir, ulusal bayramların sönükleştirilmesi için türlü bahaneler yaratılırken... Tam 23 Nisan’a bir alternatif etkinliğin konulduğu ortaya çıktı...
Bu etkinliğin adı “Ümmetin Renkleri Türkiye’de Buluşuyor”
Haberi Odatv’den aktarıyoruz:
“Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Başbakanlığa bağlı TİKA’nın sponsorluğuyla 23 Nisan’da etkinliği düzenleyen İsmailağa Cemaati’nin İDDEF (İnsana Değer Veren Dernekler Federasyonu) kuruluşu olurken, İsmailağa Cemaati resmi afişte İsmailağa Derneği, Ahmet Yesevi Derneği ve Cübbeli Ahmet Hoca’ya yakın Lalegül Tv isimleriyle yer aldı. Bazı afişlerde ise bizzat Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün fotoğrafı kullanıldı.”
***
23 Nisan Çocuk Bayramı nedeniyle her yıl düzenlenen 23 Nisan Şenliği ne durumda diye sorarsanız... O şenliği bitirmek için de etkin bir çalışma yürütülüyor...
Çocuk şenliğine 2007 yılında 61 ülke ile rekor katılım olmuştu.

Yazının Devamı

Mizah fişeği...

17 Nisan 2016

Gazeteler pazar günleri hafif konuları işler, okurların haftanın ağırlığından kurtulması için mizaha da genişçe yer verir. Ne var ki artık mizaha pek gerek kalmıyor. Çünkü her şey mizah oldu. Buyurun size tazesinden bir kara mizah örneği...
Polis 31 Mart günü Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni basıyor. Bu olaydan sonra istifa eden Fakülte Dekanı Prof. Serpil Sancar gelişmeleri Mülkiye Haber’e şöyle anlatıyor:
“31 Mart 2016 Perşembe günü SBF’de vize sınavları devam ederken Hukuk Fakültesi’nde öğrenciler arasında meydana gelen kavgayı önlemek amacıyla kampüse giren Çevik Kuvvet, hiç bir sorun ve neden yokken, SBF’nin de içine girerek öğrencilere yönelik tahrik edici ifade ve davranışlarda bulunmuştur. Daha sonra Fakülte bahçesindeki öğrencileri binanın içine girmeye zorlamış ve araya giren öğretim üyelerini tartaklamış, Dekan olduğumu belirttiğim halde, bulunduğum yere gaz fişeği atılmıştır.”
Dekan Hanım’ın sözlerinin devamına dikkat:
“...Fakülte arka bahçesinde öğrencileri içeri sokmak amacıyla Çevik Kuvvet’in attığı gaz fişeklerinden biri habersiz biçimde bir hocamızın cebine girmiş ve hocamız bunu fark etmeden Akademik Toplantı salonundaki konferansı izlemeye gitmiştir. Hocamızın

Yazının Devamı

Zorunlu hatırlatma!

16 Nisan 2016

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’de tarikat ve cemaatlerin 10 binden fazla kaçak yurt ve ev açtığı sözlerine dün yer vermiştik. Bu kaçak yurtların, üç yıl önce kanunlardaki cezaların kaldırılmasıyla AKP tarafından teşvik edildiğini de kaydettik.
Çuvaldızı AKP’ye, iğneyi Kemal Bey’e batıralım...
Örneğin bu kaçak yurtlar 10 bine ulaşıncaya kadar Kemal Bey’in haberi olmadı mı?
Kaçak yurtlara onay veren yasa çıkarılırken bir itirazı oldu mu?
Arşivi taradık, hayır olmamış.
Kemal Bey’in 2010 yılında Almanya’da verdiği demeç hatırlardadır:
- Türkiye’de laiklik tehlikededir diyemem...

Yazının Devamı

Kaçak yurtlar...

15 Nisan 2016

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Karaman’daki tecavüz olayları üzerine yaptığı konuşmalarda kaçak yurt ve evlerin sayısının 10 binden fazla olduğunu söylüyor.
Bu noktaya nasıl gelindi? Kaçakların önündeki son engel nasıl kaldırıldı?
Üç yıl önce nisan ayında Meclis’ten bir yasa çıkıyor. Bu yasa gazete manşetlerine şöyle yansıyor:
“Kaçak Kuran kursları başta olmak üzere kanuna aykırı eğitim kurumu açanlar Türk Ceza Kanunu kapsamından çıkarıldı ve hapis cezası kaldırıldı.”
Bu madde, yasaya aykırı eğitim kurumu açanlara ve işletenlere 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası verilmesini öngörüyordu.
Yeni yasayla artık izinsiz açılan her türlü eğitim kurumu hakkında adli soruşturma yapılmayacak, bu kurumları açıp işletenlere hapis cezası verilmeyecekti.
Oysa kaldırılan madde iyi kötü işlemiş, 2009’da 58, 2010’da 31, 2011’de 33 ve 2012’de 46 kişi mahkum edilmişti.

Yazının Devamı

Anayasa dersleri...

14 Nisan 2016

İktidar, başkanlığı öngören yeni anayasa için yeni bir atağa hazırlanırken...
Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu’nun, 3 Şubat 2016 günü Ankara’da düzenlenen Anayasa panelinde yaptığı konuşmaya göz atıyoruz. Kanadoğlu 4 yıl için seçilen Meclis’in Anayasa’yı değiştirebileceğini ancak yeniden anayasa yapamayacağını söylüyor. Yeni anayasanın ancak barajın indirildiği bir seçimle oluşturulacak Kurucu Meclis tarafından yapılabileceğini anlatıyor. Mevcut Meclis’in bırakın yeni bir anayasa yapmayı, Anayasa Uzlaşma Komisyonu bile kuramayacağını bildiriyor. Diyor ki Kanadoğlu:
“... Ne Anayasa’da, ne İç Tüzük’te Meclis’te A’dan Z’ye yeni bir anayasa yapmak için komisyon kurulması izni yoktur. Bu şekilde kurulacak bir komisyonun meşruiyeti yoktur. Neden yoktur? Çünkü hiçbir kişi veya organ kaynağını Anayasa’dan almadığı bir yetkiyi kullanamaz. Anayasa, kendisini yok etmesi için bir komisyon kurulmasını zaten kabul etmez. O halde siz nasıl olur da anayasanın bu amir hükmünü yandan dolaşarak çiğner ‘kurduğum bir komisyonla ben bunu görüşeceğim’ diyebilirsiniz. Siyasi partiler eğer bu konuda bir görüşme yapacaklarsa kendi aralarında yapabilirler. Ama Meclis Uzlaşma Komisyonu adını

Yazının Devamı

Açılımın intikamı

10 Nisan 2016

Deniz Baykal’ın 2009 yılı eylül ve ekim aylarında yaptığı iki konuşmayı geçen pazar günü yazdık. Baykal demokratik açılımın tamamen PKK’ya yarayacağını söylüyor, iktidarın bu tuzağa “yıkıcı sonuçlarını bile bile girdiğini” anlatıyordu. Açılıma kesinlikle karşıydı.
Baykal bu açıklamalarından 7 ay sonra, kaset komplosuyla CHP’den tasfiye edildi. Açılıma karşı çıkan Onur Öymen gibi milletvekilleri de ilk seçimde CHP’den dışlandılar.
2011 Genel Seçimi’nden dört gün sonra yeni Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na hükümet - PKK görüşmeleri sorulduğunda yanıtı şu oldu: “Memleket için faydalı olacaksa neden karşı çıkalım?”
***
Balyoz mahkûmlarından emekli Albay Ahmet Küçükşahin, “Balyozla Gasp Edilen İtibar” adlı piyasaya yeni çıkan kitabında, Genelkurmay Başkanlığı’nın 2009 yılında Kürt açılımı üzerine yayımladığı bildiriyi aktarıyor:
- Türk Silahlı Kuvvetleri ulus - devlet ve üniter - devlet yapısına hiçbir gerekçeyle zarar verilmesini kabul edemez.
- Kültürel farklılıklara saygılıdır. Ancak kültürel farklılıkların siyasallaştırılmasını, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası içinde mümkün göremez.

Yazının Devamı

Yetmez Mr. Bass...

9 Nisan 2016

ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass, gazetecilerle yaptığı görüşmede özetle şunları söylüyor:
- ABD, Türk hükümetinin vatandaşlarını terörist saldırılara karşı koruma hakkını savunmaktadır.
- PKK’nın şiddet kampanyasına son vermesi ve silahları bırakması çağrısında bulunuyorum.
- Bundan sonra görüşmelere başlanabilir.
Büyükelçi PKK’nın terör örgütü olduğunu, Türk ordusunun bu örgütle silahlı mücadeleye girişmekte haklı olduğunu, PKK’nın silah bırakması gerektiğini vs. söylerken bizim TTB gibi sivil toplum örgütleri veya kimi CHP sözcülerinin ve aydınların önüne geçmiş. Çünkü onlar PKK ve terör sözlerini ağızlarına alamıyorlar. Ancak büyükelçilerin söyledikleri yeterli mi?
Sorumuza Onur Öymen şu yanıtı veriyor:
- PKK’nın şiddete son vermesini istemek yeterli değildir. Bence Türkiye’nin müttefiki olan ülkelerden beklenen PKK’ya kayıtsız şartsız teröre son vermesi ve PKK mensuplarının Türk adaletine teslim olması için çağrıda bulunmaktır.

Yazının Devamı

Rus düşmanlığı!

8 Nisan 2016

Rusya ile düşmanlık sonucu bu yıl 6 milyon Rus turisti kaybetmiş durumdayız... O kadarla kalmadı. Büyük turist gemileri İstanbul’a uğramaz oldu. Almanlar, İsrailliler, İngilizler gezi programından Türkiye’yi çıkardı. Alman firmalarının Türkiye’de yaptığı çeşitli seminer ve iş toplantılarını organize eden bir dostumuz:
- Bizim işler tamamen durduğu gibi bu durgunluktan tam 47 sektör etkilendi, diyordu dünkü sohbetimizde.
Ekonomik daralma ve işsizlik dalgasının etkileri giderek daha acıtıcı oluyor.
Bu kriz nereden başladı? Rus uçağını düşürmemizle...
Ancak Rusları kızdıran ve gazaba getiren uçağın düşürülmesinden çok olay sonrasında üzüntü belirtecek yerde bunu fiyaka konusu yapmamızdır.
Ruslar barışmayı ister havadalar. Ankara’nın yapması gereken süratle iki ülke ilişkilerini yumuşatıcı adımlar atmak. Özür dilemeden de yeniden yakınlaşma sağlanabilir. Ne var ki bizimkiler hiç o havada görünmüyor. Hâlâ her fırsatta Rusya’ya meydan okuyorlar. Neden? Çünkü Ankara’nın Esad’ı devirme hevesi devam ediyor, Rusya Esad’ın yanında yer aldığı için Moskova da düşman kabul ediliyor.
Peki Esad’ı devirmek bize ne kazandıracak? Esad devrilince oradaki iç savaşın kızışarak devam edeceği ve

Yazının Devamı