Genç kuşaklara...

19 Ocak 2019

Bugün Türkiye’nin en büyük holdinglerinden olan Eczacıbaşı’nın hikâyesi İzmir’de küçük bir eczaneyle başlar. Süleyman Ferit Bey İzmir’in ilk Müslüman Türk eczacısıdır. Kemeraltı’ndaki Şifa Eczanesi’nin yanına açtığı laboratuvarda kolonya, losyon, krem gibi bakım ürünleri üretmeye başlamış, bu arada savaş yıllarında orduya destek olmuş, 1917 yılında harp madalyasıyla ödüllendirilmişti.

Bugün holdingin başkanı olan torun Bülent Eczacıbaşı, yazdığı “İşim Gücüm Budur Benim” adlı hacimli kitapta deneyim ve düşüncelerini aktarırken dedesi Ferit Eczacıbaşı’nın en önemli ilkesini şöyle belirtiyor: “Yurdunuzdan aldığınızı yurdunuza veriniz”...

Ve Ferit Bey’in gençlere yönelik şu öğüdünü okuyoruz:

“Ne yaparsanız yapınız, namuslu çalışırsanız mutlaka başarıya ulaşırsınız. Türkiye geri ve yoksuldur. Yaratıcı insan girişimcidir. Cumhuriyet’i kuran kuşaklar Türkiye’ye ulusal bir kişilik kazandırmaya çalıştılar. Şimdi yeni kuşaklara düşen görev bu toplumu dış dünyada da modern kişiliğiyle tanıtmak ve sevdirmek olmalıdır. Bu görevi yalnız ekonomi açısından ele almamak gerekir. Bilimi, teknolojisi, kültürü, sanatı ve hatta sporuyla Türkiye giderek dünyada yeni bir yer kazanmak zorundadır.”

Bugün

Yazının Devamı

İletişim sırları...

17 Ocak 2019

Sene 70’ler... Milli Selamet Partisi lideri Necmettin Erbakan Taksim Meydanı’nda miting yapıyor. Alanda 5 bin kişi ya var ya yok... Biz de bir köşeden mitingi izliyoruz... Derken sözün bir yerinde:

- Bu meydana toplanmış olan bir milyon kişilik muhteşem topluluk, diye başlayan bir cümle kurmaz mı? Hayretten ağzımız açık kaldı. Dediğimiz gibi orada 5 bin kişi ya var ya yok... Erbakan konuşmasının devamında meydandakilerin gözünün içine baka baka “1 milyon kişilik muhteşem topluluk” sözünü tekrarladı. Bunun ne anlama geldiğini sonradan birileri bize izah etmişti. Dediler ki:

- Bu miting konuşmaları teyp bandına alınıp Anadolu’daki illere ilçelere kasabalara, köşelere servis ediliyor. Orada teyp bandını dinleyen insanlar meydanı göremediği için meydanda 1 milyon kişi olduğuna inanıyor.

Günümüzde ekrandan duyulan abartılı konuşmaları bu açıdan değerlendirebiliriz...

Şehirlerden uzakta yaşayan, alternatif yayın kanallarından beslenmeyen vatandaş pekâlâ ekranlardan duyduklarına inanacak, o etki altında kalacaktır.

Bir anı... Bülent Ecevit Turan Güneş’in sigarasını yakıyor. Fotoğrafı yayınlayan Hurşit Güneş:

- Babam rahmetli Turan Güneş, benden 2 yaş küçükken Hakk’a kavuştu. Sigarayı yakan Ecev

Yazının Devamı

Geleceği yakala

15 Ocak 2019

Onur Öymen’in “Geleceği Yakalamak” adlı yeni kitabı dünya ülkelerinin giriştiği muazzam yarışta hangi ülkenin nerede olduğunu, geleceği hangi ülkelerin yakalayacağını, yarışı önde götürmek için neler yapılması gerektiğini anlatıyor. Kitaptaki ilginç bölümlerden biri de Price Waterhouse PwC adlı ünlü firmanın yaptığı geleceğe dönük projeksiyonlar...

Buna göre, Türkiye halen GSMH açısından 14. sırada bulunuyor. Satın alma paritesine göre yapılan hesaplamaya göre, bugün için Çin birinci, ABD ikinci, Hindistan üçüncü sırada... 2050 yılında ise Çin birinci, Hindistan ikinci ABD üçüncü sıraya yerleşiyor. Türkiye 2050 yılında Suudi Arabistan ve Fransa’yı da geride bırakarak 11. sıraya yükseliyor. Tabii bu sonuca ülkenin iyi yönetileceği varsayımıyla varılıyor.

Onur Öymen’i her sayfası büyük emek ürünü olan bu kitabından dolayı kutluyoruz.

TEŞEKKÜRLER AREL

Arel Koleji öğrencilerinin her biri 10 Ocak Gazeteciler Günü’nde gazete yazarlarına el yazısıyla birer tebrik kartı göndermişler. Bana gönderen 11 B öğrencisi Uğur Kaan Demir şöyle diyor:

“Bugünü doğru anlamamızı ve yarınlara aktarmamızı sağlayan siz değerli gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun...”

Teşekkürler Arel

Yazının Devamı

Şehir hastanesi...

12 Ocak 2019

Beş yıldızlı otel konforunda olacağı söylenen Şehir Hastanelerinden biri de Eskişehir’de açıldı. Eskişehir CHP Milletvekili Utku Çakırözer iki ay önce açılan hastaneyi gezmiş. Gözlemlerini şöyle anlatıyor:

“Şehir merkezinden uzakta olduğu için hem hastalar hem de hastane çalışanları büyük ulaşım sorunu yaşıyor. Büyük ölçekli olduğu için hastalar ve hastane çalışanları hastane içinde sık sık kayboluyor. Dakikalarca asansörlerin gelmesi bekleniyor. Bir yerden bir başka yere ulaşmaları hayli zaman alıyor. Yakınlarında bir tek eczane yok. İnsanlar ilaç almak için tekrar şehre gidip dönmek zorunda. Biri başhekimlik, diğeri hastaneyi inşa eden şirket olmak üzere iki başlı yönetim var. Taşıma, yemek, güvenlik ve temizlik hizmetleri farklı taşeronlara verildiği için ciddi sorunlar yaşanıyor. Hekimlerin aylık nöbetleri iki katına çıktı, döner sermaye paraları gecikti. Şehir hastanesi hizmete girince şehirde kalan hastanelerin yükünün azalacağı söyleniyordu. Yukarıda dile getirdiğim sorunlar nedeniyle tam tersi bir durum oluştu, şehirde kalan hastanelerin hasta yükü arttı...”

Taşınmalar normal olarak bir yığın sorunu beraberinde getirir. Bunlar zamanla çözümlenir. Ancak hastanenin

Yazının Devamı

Ekonomi ve hukuk

10 Ocak 2019

Bir ülkede demokrasi ve hukuk işlemiyorsa, ekonomik gelişme ve kalkınmanın da yürümeyeceği konuşuluyor. Hatta konuşmanın ötesinde, ülkemizde bunun sonuçları da beliriyor. Peki, bunun böyle olduğu ilk kez mi anlaşılıyor? Hayır.

Tarihten çarpıcı bir örnek...

CHP’nin 1930 yılında hazırlanan “İktisadi Program”ı hukuk ile ekonominin bütünleşmesini sağlamayı amaçlamıştı. Programın üçüncü maddesi bakınız ne diyor: “Adalet devletin bütün hayat ve faaliyet şubelerinde olduğu kadar ve bilhassa iktisadi hayat ve faaliyetin de temelidir. En iyi kanunlar ve adilhakimler, iktisadi teşebbüs ve inkişafın başlıca muhafızı ve müşevviki (özendiricisi) olmalıdır.”

1930’ların tartışmalarında şu sözler de kayda geçmiş:

- Hukuk ve adaletin olmadığı bir düzende torpil, kayırma, ihale yolsuzluğu olur. Adil rekabet olmaz. O zaman yatırım, üretim, kalkınma da olmaz...

Atatürk önderliğindeki Cumhuriyet yönetimi bu ilkeyi özenle uygulamıştı...

BİZİM EYFEL...

Artık Fransa’nın Eyfel Kulesi’nden de yüksek bir kulemiz var. Küçük Çamlıca’daki televizyon kulesinin yüksekliği antenin de monte edilmesiyle Eyfel’i geçerek 365 metreye ulaştı. Açılışın temmuzda yapılacağını Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan geçenlerde bizzat açık

Yazının Devamı

Bizim Suriyeliler!

8 Ocak 2019

Suriyelilerden şikâyetler malum... Deniyor ki: “Türk askeri Suriye’de savaşırken, onlar burada keyif çatıyor. Mehmetçik şehit olurken, onlar burada, Suriye bayrağıyla yılbaşı kutluyor... Hastanelerde, okullarda Suriyelilere avantaj sağlanıyor... vs...”

Avrupa’da bu konularda saldırılara hedef olan dostumuz Erdinç Utku, konuyla ilgili mesaj göndermiş. Bakın ne diyor: “Irkçılık ve nefret söylemi insanlık suçudur. Hiçbir gerekçe onu maruz gösteremez. Nasıl ki Avrupa’da terör estirenler yüzünden tüm Müslümanlar ve Türkler damgalanmamalıysa, aynı şekilde cihatçı Suriyeliler yüzünden tüm Suriyeliler etiketlenmemeli. Avrupa Birliği, Türkiye ve hatta Birleşmiş Milletler’in sığınmacı krizini iyi yönetememesi ve Türkiye’nin bu konudaki yönetimsel hatalarının bedeli Suriyelilere ödetilmemeli. Onlar buraya keyiflerinden gelmediler. Yuvaları dağıtıldı, göçmeye zorlandılar. Hangi nedenle olursa olsun, genelleme yapıp, Suriyelileri toptan hedef göstermek ve suçlamak ırkçılıktır. Yurtta ve dünyada mülteci krizini yaratanları ve iyi yönetemeyenleri suçlayın ama lütfen tüm bir ulusu damgalamayın...”

4 milyon Suriyeliyi paketleyip sınır dışı edemeyiz... Suriyelileri barışçı şekilde geri döndürecek

Yazının Devamı

Kum ve ölüm

5 Ocak 2019

ABD Başkanı Trump, Suriye’den çekilme gerekçelerini açıklarken:

- Orada sadece kum ve ölüm var, diyor...

Suriye’den IŞİD’i temizlemenin Şam hükümeti, İran ve Rusya’nın işi olduğunu bildiriyor.

Ne var ki bu konuda Türkiye de devreye sokuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD Başkanı Trump’la 14 Aralık’ta yaptığı görüşmede, Trump’ın “IŞİD’i siz temizler misiniz?” diye sorduğunu, kendisinin de olumlu yanıt verdiğini söylemiş, “Önümüzdeki aylarda hem PKK/PYD örgütlerini hem DAEŞ kalıntılarını ortadan kaldıracak bir harekât tarzı izleyeceğiz” demiştir. Harekâtın masrafını da biz karşılayacağız... Kafalarda büyüyen soru işaretlerine gelince...

IŞİD’in yuvalandığı yer Suriye’de sınırımızın yaklaşık 300 kilometre güneyinde. IŞİD şu anda Türkiye’ye karşı bir tehdit değil. Ancak hücum edersek uyuyan hücreler uyanabilir.

Ayrıca biz müdahale etmesek de Suriye ordusu günün birinde IŞİD’in elindeki toprakları geri alacaktır. Bizim Şam hükümetinin işini yüklenip IŞİD’e savaş açmamızın mantığı ne olabilir?

Daha da kafa karıştırıcı konu; Suriye’de önümüze ağır silahlarla donatılmış YPG birlikleri çıktığında ne yapacağız? ABD sık sık Kürtleri ezdirmeyeceğini tekrarlıyor... Hem ABD himayesindeki YPG hem İŞİD’le

Yazının Devamı

Suriyeli gerçeği...

3 Ocak 2019

İnternette hemen herkes izledi... Yılbaşı gecesi Taksim Meydanı’nda Suriyeli gençler halka olmuş, ÖSO bayrağı açıyor ve “Suriye Suriye” diye dönerek eğleniyorlar. İzleyenler tepki gösteriyor... Oysa bunlar daha iyi günlerimiz... Daha kim bilir neler göreceğiz...

Eğitimci Profesör Selçuk Şirin anlatıyor:

- Son beş yıl içinde bize Suriye’den 3 milyon nüfus katıldı. Bu 3 milyonun yaklaşık 2 milyonu çocuk yani 18 yaş altında.

Peki bu çocuklar kim? Yaptığımız araştırmaya göre bu çocuklardan yüzde 74’ü ailesinden birini kaybetmiş, yüzde 30’u şiddet mağduru, bu çocukların yarısı klinik manada depresyonlu yani kendisini öldürmek istiyor, uyuyamıyor, yemek yemiyor, vs.

İlkokul çağındakilerin yalnızca yarısı okulda, onlar da derme çatma okullarda...

Ortaokul çağındakilerin yüzde yetmişi, lise çağındakilerin yüzde doksanı okulda değil... Neticede karşımızda ağır darbeler yaşamış, okumayan, eğitim görmeyen yüz binlerce çocuk var...

Gazeteci soruyor:

- Ne olacak bu çocuklar?

Yazının Devamı