Beyana davet...

26 Şubat 2019

CHP eski yöneticilerinden Kemal Anadol, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na bazı adayların hoşuna gitmeyecek bir mektup yazdı. Dedi ki mektubunda:

“31 Mart 2019 yerel seçimlerine giren tüm partilerin Belediye Başkanı ve Meclis adaylarına, kendilerinin ve birinci derecedeki yakınlarının taşınır ve taşınmaz varlıklarını kamuoyuna açıklamaya davet etmenizi rica ediyoruz...”

Telefonda Kemal Anadol’a sorduk:

- Siz milletvekili olduğunuz dönemde mal beyanı yapmış mıydınız?

- Tabii, dedi Kemal Anadol, ben 5 dönem yani toplam 20 yıl milletvekilliği yaptım. Her dönemde mal beyanımı Meclis Başkanlığı’na verdim. Verdiğimin ertesi günü de basın toplantısı yaparak kendimin ve yakınlarımın mal beyanını kamuoyuna sözlü olarak açıkladım.

Kemal Kılıçdaroğlu, 2011 seçimlerinden önce vekillerin mal beyanı yapacağı yolunda bir vaatte bulunmuş ancak sonradan bunu uygulamamıştı. Malını mülkünü gizlemeye gerek görmeyen vekillerin bu çağrıya uymama gerekçeleri olabilir mi? Kişilerin gelir ve giderleri sıkıca izlendiği halde Batı ülkelerinin çoğunda seçilmişler mal beyanını açıklıyor. Bizde neden olmasın!

DURUGÖL ÇAĞRISI...

Ordu ilinin nadide parçalarından Durugöl’ün çevresinde 74 dönümlük bir alan geçen yıl özel

Yazının Devamı

İstanbul dertleri!

23 Şubat 2019

CHP ve İYİ Parti’nin İstanbul Belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun dikkatimizi çeken sözlerine değinelim...

Başkan adayı İstanbul’da 1.2 milyon 0 - 4 yaş arası çocuk olduğunu ve bunun yaklaşık yüzde 85’inin okul öncesi eğitimden faydalanamadığını belirterek, “Bizim için mega proje, çocuklara okul öncesi eğitim verebilmek” diyor.

Ekrem İmamoğlu Suriyeli göçmenler konusuna da eğiliyor.

İstanbul’da 1 milyona yakın göçmen bulunuyor. Bunların en az yarısı bir daha ana yurtlarına dönmeyecek. Bu kesin. İmamoğlu’na göre Büyükşehir Belediyesi’nin bugüne dek göçmenlerle ilgili sosyal anlamda hiçbir atılımda bulunmaması ve gelecekle ilgili bir projeksiyon ortaya koymaması ‘en büyük handikap’ tır. Göçmenlerin şehre uyumu için çeşitli projeler uygulamak gereklidir.

İmamoğlu doğru konulara değiniyor... Bu arada muhtemel büyük deprem için alınacak önlemleri de öncelikler arasına katmanın zorunlu olduğunu anımsatalım...

CHP tembelliği...

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, her gün bir veya iki miting yaparak yerel seçim kampanyasını sürdürüyor. Küçük parti HDP bile zaman zaman miting yapıyor. Sokaklarda basın bildirisi okuyor. CHP ise ne miting yapıyor ne kapalı salon toplantısı... Erdoğan’ı

Yazının Devamı

Toplu fotoğraf...

21 Şubat 2019

Toplum, durağan bir yapı değil... Zaman içinde dış baskıların ve hayat koşullarının etkisiyle sürekli değişim gösteriyor. Prof. Ersin Kalaycıoğlu toplumun güncel bir analizini yapıyor... “Türkiye’de güçlü bir kent yoksulu, Marksist sosyologların deyimiyle lümpen - proleter bir sınıf siyasete ağırlığını koyuyor. Burada kritik olan şu; seçmen temsilcisinden ne talep edecek; özgürlük, hukuka saygı, temiz siyaset mi? Yoksa iş, kendisinin veya yakınlarının kayrılması, hiç katkı vermeden bazı kamusal yararlar mı? Orta sınıfın talebi özgürlük, haklar ve hukuk devletidir. Oysa istihdam dışı kent yoksullarının hukukun kendilerine yaradığını düşündüklerini gösteren bir kanıt yok... Çünkü içinde yaşadıkları ortam hukukun içinde değil zaten.

Yaşadığı ortamda hukuka uymanın maliyeti de oldukça fazla. Gecekonduda oturan, kayıt dışı ekonomide çalışan, elektrik, su, vb. hizmetleri ödeme gücü olmadığı için bunları bedava temin etmeye çalışan geniş kitlelerden söz ediyoruz. Bu tür bir yaşantının hukuk devleti, adalet ve hukuk kurallarına uygun işleyen bir imar, trafik, enerji, vb. yasası talep etmek gibi bir lüksü olabilir mi?”

Soru: Hukuk talep etmeyen, kendine hukuk dışında yaşam alanı bulan

Yazının Devamı

Zihniyet çökmüyor!

19 Şubat 2019

Kartal’da çökerek 21 yurttaşın ölümüne sebep olan Yeşilyurt Apartmanı’nın projesini oluşturan Suzan Çayır ile inşaatın teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu tutuklandılar.

İnşaat Mühendisleri Odası diyor ki:

“Sonuçtan sadece teknik elemanların sorumlu tutulması esas sorumluları gözden kaçırmaktadır. Binanın yapı ruhsatı 1992 yılında verilmiş, kaçak katlar 1995 yılında çıkılmış. Facianın nedeni kaçak katlarla birlikte zemin kattaki dükkân tarafından kolonların kesilmesidir. Kaçak kat ekleyen müteahhit firma, göz yuman belediye, kolonları kestiği iddia olunan dükkân sahibi de sonuçtan sorumludur. “

Ülkede kaçak inşaata göz yuman bir sistem var. İnsanlar “Kaçak yapalım, bir süre sonra af çıkar, bizim kaçak yasallaşır” diye düşünüyor... Haklı da çıkıyorlar.

Son günlerde Göreme’deki kaçak yapılardan söz ettik. Sosyal medyanın isyanı üzerine devreye Cumhurbaşkanı Erdoğan da girdi ve onun verdiği talimatla Göreme’de peri bacalarının dibine inşa edilen kaçakların yıkılmasına başlandı. İyi de... Belediye Başkanı ve bina sahipleri yaptıkları inşaatın imar planlarına uygun olduğunu iddia ediyor. Anlaşılıyor ki imar planları belediye ve diğer yetkili kurumlar tarafından rantiyelerin

Yazının Devamı

Kadınlar sinemada!

16 Şubat 2019

Yarın 17 Şubat, Medeni Kanun’un kabulünün 93. yıl dönümü...

Medeni Kanun ülkeye en başta kadın erkek eşitliğini getirmiştir...

Kadının daha önceki konumunu uzun uzun anlatmaya gerek yok...

Sadece bir küçük hatıra...

Atatürk’ün yeni evlendiği ve İzmir’de olduğu günler... Türkiye’nin ilk belgeselci yönetmenlerinden Cemil Filmer de İzmir’dedir. Film işini bırakmış, İzmir’de sinema işletmeye başlamıştır.

Bir gün Atatürk’le karşılaşırlar. Filmer O’nu, işlettiği Ankara Sineması’na davet eder. Gazi’nin sinemaya gideceği duyulmuş, halk sokakları ve sinema önünü doldurmuştur.

Atatürk salona girer, locaya oturur...

Ancak aşağı bakınca ne görsün... Salonu lebalep erkekler doldurmamış mı?

Yazının Devamı

SINAV

14 Şubat 2019

KPSS’de aldığı 88.295 puanla fizik öğretmenliği alanında Türkiye birincisi olan Deniz Eren Demir, öğretmen olmak için girdiği mülakatta 54 puan alarak elendi. Demir, mülakat için çektiği zarftaki tüm soruları yanıtladığını, buna rağmen neden 54 puan aldığını bilmediğini söylüyor. Böyle bir olay yalnızca Deniz Demir Hanım’ı değil milyonlarca genci ilgilendiriyor. Genç insan bu manzara karşısında ister istemez şöyle düşünür:

- Eğer çalışmak, öğrenmek, sınavda başarılı olmak bir değer taşımıyorsa neden çalışıp yorulayım... Hayatta aç kalmamak, başarılı olmak için okul ve okumak dışında yollar denemeliyim.

Böyle bir tek olay tüm gençlerin motivasyonunu bozmak için yeterlidir.

Kaldı ki bu ilk sınav skandalı da değil.. Böyle onlarcası yaşandı...

Milli Eğitim Bakanlığı son olayla ilgili bir açıklama lütfeder mi?

ÇOCUK

Psikolog Acar Baltaş anlatıyor:

“Minnesota Üniversitesi’nin 25 yıl süren araştırma sonucu: 20’li yaşlarında en başarılı olan gençler, 3 - 4 yaşından başlayarak ev işlerine yardım edenler arasından çıkıyor. Küçük yaşta ev işlerine yardım etmek hayatın her alanına yayılan sorumluluk duygusu kazandırıyor.”

Yazının Devamı

Acıtan fark!

12 Şubat 2019

Bizde, seçim öncesi ve seçim sonrasında en çok konuşulan konu malum; sahte seçmen, mükerrer seçmen, sandık hileleri, oyların çalınması, sandıkların kaçırılması, vb... Üstelik seçimde hile hurda olmaması için Yüksek Seçim Kurulu gibi, üst düzey yargıçlardan oluşan bir kurul oluşturmuşuz. Ona büyük yetkiler tanımışız. Her il ve ilçede başına yargıç koyduğumuz il-ilçe seçim kurulları oluşturmuşuz. Ama sonuç hiç değişmiyor...

Bizde durum böyledir. Ya Avrupa’da mı? Yüksek Seçim Kurulu’ndaki CHP temsilcisi Mehmet Yakupoğlu’nu dinliyoruz.

“YSK üyeleri olarak 2013 yılında Hollanda, Fransa, Almanya, Avusturya ve Belçika’yı kapsayan yurt dışı seçmenlerimizle ilgili 15 günlük bir inceleme gezisi yapmıştık. O gezide öğrendik ki söz konusu ülkelerin hiçbirinde bizdeki Yüksek Seçim Kurulu’na benzer bir kurul yok. Seçmen kütüklerinden, seçimlerin dürüst bir şekilde yapılmasından başındaki kişi belli bir partiye mensup olan içişleri bakanlıkları ve belediyeler sorumlu. Ancak buna rağmen gezimiz boyunca hangi siyasi görüşten olursa olsun, hiç kimseden seçimlerde hile hurda yapıldığına ilişkin tek bir şikâyet duymadık. Böyle bir kavram beyin dünyalarında yok.”

Lafa gelince hak, hukuk, adalet, fazilet,

Yazının Devamı

Enis Bey kimdir?

9 Şubat 2019

Yunan Başbakanı Çipras’a Heybeliada ziyareti sırasında iki kitap armağan edildi. İlber Ortaylı’nın “İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı” ve Enis Tulça’nın “Enis Bey” adlı kitabı... Kimdir bu Enis Bey? Enis Bey yani Enis Akaygen, Cumhuriyet döneminde Atina ve Tahran’da yıldızlaşan bir diplomat, çok başarılı bir görev adamıdır.

1929 - 34 yılları arasında Atina’da büyükelçi olan Enis Akaygen, iki ülkenin yakınlaşması için büyük çaba sarf etmiş, 1931’de imzalanan Türk Yunan dostluk antlaşması için yoğun çalışmalar yapmış, hem Ankara hem Atina’nın takdirini kazanmıştır. O kadar ki... Enis Bey 1934 yılında Tahran Büyükelçiliği’ne atandığında, Atina, İran’daki Yunan vatandaşlarının işlerini ve çıkarlarını Enis Bey’in izlemesi için Ankara’ya başvurmuştur. O sırada Yunanistan’ın İran’da kalabalık bir kolonisi vardır ama temsilciliği yoktur. Yunan kolonisinin işlerini İngiliz elçiliği izlemekte ancak yetersiz kalmaktadır. Yunanistan’ın talebi kabul edilir. Enis Bey İran’daki Yunanların da temsilcisi olur. Bu görevi beş yıl sürdürür. Türk-Yunan savaşından sadece 12 yıl sonra Yunanistan’ın bir Türk diplomatına kendilerini bir yabancı ülkede temsil görevi vermesi eşine az rastlanır vakadır.

Enis Bey

Yazının Devamı