1900 beygirlik elektrikli araba haberini okuduktan beri kafam bayağı karışık. Biz elektrikli arabalar çevreyi kurtaracak,
temiz enerjiyi idareli kullanarak gezegen daha az zarar vereceğiz sanıyorduk. Halbuki elektrikli araba otomobil endüstrisine yeni bir soluk katmak, zenginler için yeni oyuncaklar demekmiş. Ne yaparsanız yapın, insanlık konuyu evirip çevirip bir çeşit müsrifliğe bağlayabiliyor.
Elektrikli araba deyince herkes otomatikman “Aa ne güzel, çevre…” falan diyor. Elektrik lafını duyar duymaz gelen bir rahatlama, bir tür gezegen kurtuldu hissi. Emin misiniz?
1900 beygirlik araba iki elektrikli motora sahipmiş. İki saniyede 100 kilometreye çıkacakmış. Gerçekten bunlara ne gerek var? Ve hangi çevreci gezegen dostu mantık, temiz enerjiyi iki saniyede
100 kilometre hıza erişmek için kullanmayı akıl edebilir? Bunun kime faydası var, bilmiyorum. Gezegene olmadığı açık.
Elektrik enerjisi nasıl elde ediliyor, bu enerjiyi depolayan bataryalar hangi maddeden yapılıyor, bu maddeler gezegene ne kadar karbon ayak izi bırakıyor, bu yeni hammaddelerin dünyadaki pazarını kimler elinde tutuyor, hangi insan gücü hangi şartlarda bunları üretiyor? Kahve içerken “Çekirdeği nasıl üretildi?” diye soran insanoğlu bu soruları akıl edemedi henüz.
Geçen gün başka bir haberde, elektrikli lüks modelin içinde, her koltuğun önündeki ekranlardan, döşemelerden şunlardan bunlardan söz ediliyordu. Bunların markalarını söylemiyorum çünkü mahkemelik falan olmak istemiyorum. Ama el insaf! Elektrikli araba yapın dedik ama böyle mi dedik? Aynı müsriflik, aynı kaynak sömürüsüne devam. Bütün o böbürlenerek anlattığınız ve her birinin üretimi gezegene katbekat zararlı külliyatın gezegene
ne faydası var?
Elektrikli araba gelecek bilincinde ve çevre meselesinde zihinsel bir sıçramanın önemli bir adımı olacaktı. Ama insanoğlu mühendisiyle, müşterisiyle, marketing’cisiyle hadiseyi bir lüks görgüsüzlüğüne indirgemeyi başardı.
Öte yandan, günümüzde kamuoyunu önemli ölçüde etkileme gücüne sahip kişiler de devamlı görgüsüzce bir lüksün peşinde. Kadınla adam Instagram’a resim koymuşlar. İkisinin de jeti var. “Hangisini alalım?” şeklinde şakalaşmalar yapılıyor.
Pardon, biz burada “Yoğurdun kabını hangi çöpe atacaktık?” diye tartışıp kendimizi yiyoruz, siz ateş almaya jetinizle fosil yakıt tükete tükete gidiyorsunuz. Yarım saatte gidecekleri mesafelere jetle gidiyorlarmış. Bu görünen görgüsüzlüklerin görünmeyenlerini hayal edebiliyoruz sadece. Vatandaşa gelince, suyu kapat, elektriği harcama, bisiklete bin. Zenginsen başka. O zaman istediğin gibi zarar verebiliyorsun. Hatta bunu sergiliyorsun da. Ben çöpü yanlış kutuya atınca ceza geliyor. Jet sahibine de geliyor mu?
Elon Musk hesapta elektrikli arabaları popüler hale getirdi, gezegene fayda sağladı. Ama uzaya milyarderler eğlensin diye turist götürmek için şirket kurmak hangi çevreci mantığa sığıyor? Gezegene ne faydası var? Vatandaşa, insanlığa ne faydası var? Bilim desen, değil. Savunma için desen, değil. Milyarderlerin uzaya çıkmak gibi faydasız bir iş için harcayacakları parayla kaç ülkenin dış borcu ödenir? Kaç aç doyar? Biz gelince küveti doldurmayın, küresel ısınma var. Ama sırf selfi çekilecek diye küçük bir ülkenin yıllık karbon ayak izini sala sala üç kişi uzaya çıkmakta problem yok.
Yeni nesil lüks seyahat planları arasında lüks uçaklar var. Gezegeni devamlı yüksek irtifada turlayan, içinde havuz gibi aşırılıklar planlanan birtakım müsriflik projeleri her gün teknoloji blog’larında yer alıyor. Bulutların üzerinde
uçarken havuza girilecek. Gerçekten akıl almaz mantıksız işler.
Dünyayı ele geçiren çevreci söylemde çok büyük delikler var ve giderek büyüyor. Bunlar naylon torba yerine bez torbayla pazar giderek kapanacak delikler değil.
Yeni, yepyeni bir çevrecilik ve gezegen bilinci gerekiyor.