Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sun Tzu, Milattan Önce 500 yılında Çin’de yaşamış bir komutan ve filozoftur.

Yazdığı “Savaş Sanatı” kitabı bugün dünyanın önemli üniversitelerindeki yüksek lisans programlarında strateji derslerinde okutulur.

Sun Tzu’nun en bilinen sözü “Eğer nehrin kenarında yeterince sabırla beklersen, düşmanlarının cesetleri yüzerek önünden geçer...” sözüdür.

***

Erdoğan ve nehrin kenarı…

Erdoğan ile Macron 2022’de Prag’da görüşmüştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile yaptığı telefon konuşmasını duyduğumdan beri aklımda bu cümle var.

Mesleğin ilk yıllarında Cağaloğlu’nda halkı selamlayan Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand’ı da gördüm, “Sakızlı yakışıksız” Sarkozy’i de...

Haberin Devamı

2004 yılında AB ile tam üyelik müzakerelerine Fransa’nın yeşil ışık yaktığı toplantıyı Elysee Sarayı’nda izledim, THY’nin verdiği Airbus siparişlerinin Chirac için ne kadar belirleyici olduğunu gözlerimle gördüm.

Fransa’nın tüm cumhurbaşkanlarının Türkiye ile sorunları oldu ama Macron gibi meseleleri kişiselleştiren başka kimse olmadı.

Macron komplekslerini saklayamayan bir cumhurbaşkanı, Ukrayna savaşı sırasında Rusya ile temas etme çabasını “Putin ile görüşebilen tek lider Erdoğan mı olsun istiyorsunuz?” diye savunmaya kalktıydı.

Görev süresinde Türkiye’ye hiç resmi ziyarette de bulunmamayı marifet saydı.

Macron, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye’nin geleceğini konuştuğu gün, daha önce hava durumlarında bile Türkiye’ye yer vermeyen Fransa’nın global yayıncısı France 24, Erdoğan’ın Afrika’da sağladığı barış ve Suriye’deki gücüyle kıskanılacak bir ele sahip olduğu yorumunun yer aldığı bir dosya haber yaptı.

Oysa Fransa Cumhurbaşkanı’nın Suriye’ye yolladığı temsilcisi, aylardır Suriye’deki Kürtleri YPG çatısı altında toplamaya çalışıyordu.

Bir günde iki ağır darbe Macron’a ağır gelmiştir tahminen…

***

Trump, birinci başkanlık döneminde Türkiye ile inişli çıkışlı bir ilişkiyi tercih etti. Edepsiz dili diplomasinin sınırlarını zorladı, bugün dolar kurunun bulunduğu noktadaki sorumluluğu unutulur bir iş değil bizim için.

Trump, 4 yıl aradan sonra tekrar Beyaz Saray’a dönecek ve göreve başlamasına sayılı günler kala Cumhurbaşkanı Erdoğan’a övgüler düzdü.

Haberin Devamı

Müstakbel Başkan’ın sözlerinden hiç etkilenmedim, AB’nin patronu dahil bu sıralar Ankara’nın kapısını çalan, telefonunu çaldıran çok lider var.

Bir de PKK seviciler elbette, ABD Senatosu’ndan ya da İsrail’den ses veriyor, durmadan Türkiye’ye parmak sallıyorlar.

Netanyahu’nun Golan tepesindeki fotoğrafını boş verin, geçen hafta sanık sandalyesinde oturuyordu, 2026’da da hapiste olacak.

***

Erken zafer sarhoşluğuna Esad düştüğü günden bu yana itiraz eden birisiyim.

Suriye’deki yeni dönem, deniz yetki anlaşması ya da Katar-Türkiye doğalgaz boru hattı gibi fırsatlar yaratsa da terör örgütünün Suriye kolu kaynaklı çeşitli riskler de barındırıyor.

Riski yönetip, terör örgütünü siyaseten etkisiz hale getirdiğimiz zaman, Suriye’nin yeniden inşası dahil başka fırsatlar da çıkacak önümüze.

O zamana kadar sakinliğimizi korumak, sahadaki belirleyici rolümüzü, masada da ortaya koymamız gerekiyor.

***

Yine de insan Elysee Sarayı’ndaki Macron’u düşünmeden edemiyor.

Haberin Devamı

Ukrayna saldırıya uğradığında hafif kirli sakallı ve kazaklı pozlarını servis ettiren bir adam o.

Kamuoyu önüne ilk çıkışında helikopterden çelik halat yardımıyla nükleer denizaltıya inmişti, şaşırtıcı değil yani halleri.

Macron, birkaç yıl önce “Beyin ölümü gerçekleşti” dediği NATO’nun en koyu savunucusu şimdilerde.

Askerleri İzmir’in karşısındaki Tavşan Adası’na ayak bastığında gururlanmıştı, Youtube’da sürü dronların kör ettiği Fransız firkateyninin telsiz anonsunu dinlemenizi öneriyorum hepinize.

Her neyse, Fransa, felsefe ve sanata çok katkı sunmuş bir ülke, Macron o büyüklüğü gölgeleyemez ama iki ülke ilişkilerini gölgeledi işte.

Afrika’da Fransa kovalanıyor, Türkiye yükseliyor. Macron’un en fazla silah sattığı Yunanistan’la Türkiye sorunlarını konuşma başarısı gösteriyor, Özel Temsilcisi, Kürtler’i Türkiye’ye karşı örgütlemeye çalışırken, Macron en büyük kompleksiyle yüzleşti işte.

Nehrin kenarında oturan kim, suda sürüklenen kim, fazla söze gerek yok zaten…