"Londra’da Londralı kalmadı" diyordu bir tanıdık. “Çok geldiler, her yerden geldiler, o kadar çok geldiler ki artık tanıyamıyorum bu şehri.”
Kendisi 40 yıl önce başka bir ülkeden buraya gelmiş. Ama o zamanlar vize yokmuş. Bu kadar çok insan gelmiyormuş çünkü. “Brexit iyi oldu” diye devam ediyor. Göç biraz yavaşladı. Bu yüzden Brexit’çi olmuş zaten zamanında. “Memnun musunuz?”, “Evet, çok”.
Ne göç yavaşladı halbuki ne de Brexit sayesinde yolunda giden en ufak bir şey var Britanya’da. Ama olsun. İnsanlar afili cümleleri çok seviyor. Doğru olmasa da inanıyor. İnanmak istiyor.
Londra’da Londralı kalmadı sözü kategorik olarak yanlış. Londra’da her yer Londralı dolu. Çünkü Londralı dünyanın dört bir yanından iş için, daha iyi bir hayat ve eğitim için buraya göçmüş, burayı sevdikten sonra kalmaya karar vermiş, buranın kurallarını ve kültürünü yeniden üreten insanların ve ailelerinin tamamından oluşuyor.
Herkes yabancı ama herkes buralı. Çocuğumun okulunda İsveç’ten Mısır’a, Filistin’e, Madagaskar’dan İtalya, ABD, İspanya, Polonya, Hindistan, Pakistan, Ukrayna’ya, Jamaika, Japonya, Çin ve Gana’ya her milletten çocuk var. Hepsi Londralı.
Yaşadığım Camden ilçesi meclise iki milletvekili sokuyor. Biri Holborn ve St Pancras bölgesini temsilen İşçi Partisi lideri Keir Starmer. Diğeri Hampstaed ve Kilburn seçim bölgesini temsilen Tulip Siddiq. Siddiq’in ailesinin kökleri Bangladeş’te. Büyük dedesi Bangladeş’in ilk başkanı Şeyh Mucibur Rahman. Siddiq Londra’da doğmuş Müslüman olarak büyütülmüş. Şu anda İşçi Partisi’nde siyaset yapıyor. Kimse burada ne dini, ne etnik kökenden bahsediyor siyaset yaparken. Asıl meseleler daha fazla konuşulabiliyor o yüzden, enflasyon gibi, yoksulluk gibi, sosyal devlet gibi, asgari ücret ve geçim sıkıntısı gibi. Londra’da şu anda gündemde olan meseleler bunlar.
Britanya’nın kasasını emanet ettiği kişi, Rishi Sunak Hint asıllı Britanyalı. İçişleri Bakanı, polisin, gizli servisin, devletin en derin masalarının rapor verdiği kişi Priti Patel, Hint asıllı Britanyalı. Sağlık Bakanı Sajid Javid, Pakistan asıllı Britanyalı, aynı zamanda eski İçişleri Bakanı. Babası 70’lerde İngiltere’ye göçmüş bir terzi. Otobüs şoförlüğü dâhil pek çok işte çalışmış. Bu isimler kabinede bakan ve Muhafazakâr Parti üyesi. Göçmenler geliyor, ülkemizi batıracaklar diyerek Brexit’i yapan partiden söz ediyorum.
Göçmenlik 21. yüzyılın gerçeği. Ama esas olarak modern dünyanın gerçeği. Göç olmayan, göçmenlerin dünyayı şekillendirmediği, göçmenlerin dünyayı değiştirmediği, göçmenlerin ülkeler kurup, dünyanın en büyük gücü haline getirmediği yüzyıl yok neredeyse.
Göçmen gerçeği bütün dünyada her zaman gündemde ve birinci konu. Türkiye de meselenin tam göbeğindeki ülkelerden biri. Yüzyılın göçmenlik meselesini çözebilecek ülkelerden biri. Ya çözecek, bu durumu bir sıçrama tahtası olarak kullanacak ya da karmakarışık, kontrolsüz bir toz bulutu içinde yuvarlanıp gidecek.
“Geri gitsinler”i çoktan geçtik. Yeni çözümler, yeni bakış açıları lazım. Kavga dövüş değil akıl, sağduyu ve tecrübe lazım. Duygularla olacak iş değil.