Gezi Parkı’ndan ODTÜ arazisine; ağaçlar, Başbakan Erdoğan’ın başını ağrıtmaya devam ediyor.
Başbakan’ın konuşmalarının odak noktalarının başında artık ağaçlar var.
Ağaçlar, Başbakan’a meydan okuyorlar, eleştiriyorlar, direniyorlar; hatta muhalefet ediyorlar, hem de çok etkili olarak.
İlginç bir durumla karşı karşıyayız...
Asker, Başbakan’a ve AK Parti’ye muhalefet etti, başarılı olamadı.
Yargı, Başbakan ve AK Parti’ye muhalefet etti, başarılı olamadı.
Bürokrasi muhalefet etti, başarılı olamadı.
CHP de, ana muhalefet partisi olarak, şimdiye kadar başarılı olamadı.
2002-2011 döneminde; tüm muhalefete karşın, Başbakan ve AK Parti, girdiği tüm seçimleri kazandı, güçlendi, güçlü hükümet olarak Türkiye’yi yönetti.
AK Parti, “egemen-hegemonik parti” konumuna geldi. Başbakan Erdoğan, 1950’den bugüne parlamenter demokrasi tarihimizin en güçlü lideri oldu.
Asker, yargı, bürokrasi, CHP; hiçbiri, yaptıkları muhalefette başarılı olamadılar.
Darbe teşebbüsleri oldu, parti kapatma davaları açıldı; ama hiçbiri Başbakan ve AK Parti’nin başını ağrıtmadı, etkili olamadı.
Ta ki, 31 Mayıs 2013 gününe kadar. Gezi Parkı’nda ağaçlar kesilene kadar.
O günden bugüne, Türkiye değişti ve ağaçlarla tanıştı.
Dün Gezi’de, bugün ODTÜ’de; ağaçlar, Türkiye’nin ve siyasetin gündemine girdiler, ana gündem maddelerinden biri oldular, hükümeti ve muhalefet partilerini etkilemeye, hem de ciddi boyutta etkilemeye başladılar.
Yurtiçi, yurtdışı görsel ve yazılı medyada, gazetelerin ilk sayfalarında, köşe yazılarında, haber bültenlerinde, ağaçlar yer almaya başladılar, ilgi odağı oldular.
Ağaçları okumaya, dinlemeye başladık. Ağaçlar, Türkiye’nin dönüşüm sürecindeki yerlerini aldılar.
Ağaçlar, siyasi bir aktör gibi, Başbakan ve AK Parti’ye muhalefet yapıyorlar, direniyorlar, rahatsız ediyorlar.
Başbakan, AK Parti hükümeti bakanları, İstanbul ve Ankara belediye başkanları, ağaçlardan konuşuyorlar, her kesilen ağaç için dikecekleri ağaç sayısını her geçen gün artırıyorlar.
AK Parti ile ağaçlar arasında, sanki ağaç dikme pazarlığı yapılıyor.
CHP de ağaçları keşfetmiş durumda; onları yanına çekmek istiyor. Ağaçlardan konuşuyor, ağaçları koruma çabasına giriyor. CHP milletvekilleri vinçlerin önünde duruyorlar, ağaçların yanında görüntülenmek istiyorlar.
Başbakan ve AK Parti, ağaçlardan çektiğini, son 11 yılda hiçbir muhalefet aktöründen çekmedi.
Türkiye gibi, doğayı sürekli kirleten, çevre dostu olmayan bir ülkede, ağaçlar, tüm dikkatleri üzerlerine çekiyorlar.
Artık ağaçların zamanı. Ağaçlar, etkili muhalefet aktörü konumuna geliyorlar.
Çünkü; ağaçlar, olması gerekeni, başta Başbakan ve AK Partiye ve CHP ile diğer siyasi partilere ve de bizlere, tüm Türkiye’ye, hem de inandırıcı bir biçimde anlatıyorlar.
Güç yoğunlaşmasına ve aşırı kalkınmacılığa karşı; dostluğu, adaleti, vicdanı, paylaşmayı, müzakereyi, katılımı seslendiriyorlar. Ağaçlar, “Demokrasi nokta” diyorlar.
Gezi’nin ve ODTÜ’nün ağaçları, Tolkien’in, Yüzüklerin Efendisi’nin Entleri yani Ağaçların Çobanları gibiler: Erdemli ve Bilge, aynı zamanda da Güçlü.
Ağaçlar erdemli, bilge ve güçlü muhalefetin nasıl yapılacağını Türkiye’ye gösteriyorlar.
Gezi Parkı’nın gücü, aslında ağaçlardan geldi. Gezi’ye gidenler, Gezi’nin Entlerini dinlediler. O nedenle de Türkiye tarihinde, görülmemiş bir muhalefet Gezi’den, Gezi’nin ağaçlarından çıktı.
Entler, şimdi de ODTÜ’deler.
Ağaçlardan öğreneceğimiz çok şey var.