Ersin Süzer

Madem ki sosyal medya, özellikle Instagram’da yediğinizi, içtiğinizi, gittiğinizi; her yeri deşifre eder oldunuz, buyrun size İstanbul’un en havalı, en sosyetik 10 adresi.
İstanbul’da sosyal hayatın tam merkezinde olmak istiyorsanız, gece rotanızı çok iyi çizeceksiniz. Aman dikkat, sakın ola bu rotayı hafta sonu uygulamayın, çünkü ahali cumartesi günü sosyalleşmez. Salı ve perşembe geceleri neredeyse tüm ünlü isimleri görebilirsiniz.
1- ÖĞLEN PAPERMOON’DA YEMEK
Kapalı alanda sigara içelebiliyorken, buranın barı TÜSİAD gibiydi. Neredeyse tüm işadamları Papermoon’un barında sosyalleşir, tüm iş bağlantıları burada kurulurdu. Yasak sonrası sosyalleşme, yerden ısıtmalı olan bahçeye taşındı. Papermoon’da akşamüzeri buluşmaları, yerini uzun öğle yemeklerine bıraktı. Papermoon’da öğlen yemek yiyerek sosyalleşmek ahali için vazgeçilmez.
2- AKŞAMÜZERİ THE BAR
Emre Ergani’nin, Biber’i bıraktıktan sonra Nişantaşı’ndaki Park Şamdan’ın bahçesinde açtığı bar, gözlerinden uzak olsa da, bu kış sosyetenin yeni buluşması noktası oldu. The Bar’la birlikte Park Şamdan’ın gecesine de renk geldi. Ergani’nin yeni mekanında gece erken başlıyor erken bitiyor.
3- PERŞEMBE LUCCA

Şehrin gözde semtlerinde kiralar çok yüksek olunca, bazı lüks markalar yüksek kira nedeniyle semtin başka noktalarına taşınmak istiyor. İmajlarının bozulmaması
için de bambaşka yollara başvuruyorlar. Nasıl mı?
Lüks semtlere yatırım yapmak isteyenler (genellikle restoran ve kafe açmak için) Abdi İpekçi Caddesi’ne inanılmaz bir talep gösteriyor. Yatırımcılar, cadde üzerinde pusuya yatmış durumda. Bir tarafta yatırım yapmayı bekleyenler, diğer tarafta ise yüksek kira ödemek istemeyen mağaza sahipleri var.
Çıkmak istiyorlar ama çıkmak öyle kolay değil. Arada mutlaka bir aracı oluyor, teklifi o yapıyor!
Mağaza, talip olandan çıkmak için iyi bir yer bulmasını istiyor. Sadece yer bulmak da yetmiyor. Bir de dudak uçuklatan, hava parası talep ediyorlar.
Benim duyduğum; üç lüks markanın mağazası için hâlâ pazarlıklar devam ediyor. Her gün yeni bir teklif geliyor.
Boşuna demiyorlar “İstanbul’un taşı toprağı altın” diye! Baksanıza zaten kirayı zar zor ödeyen mağazalar çıkmak için

Geçen kışa kadar pek bir modaydı, insanların bir partiye evsahipliği yapması...
Parti düzenlemek için sosyal hayatta tanınmış bir sima olmak yeterli gibi görünüyordu. Sosyetenin ünlü isimleri bile sırayla bir partiye evsahipliği yapmaya başladı; tabii işin suyu çıktı. Partilere gidenler, evsahipliği yapan simanın yakın arkadaşlarının eğlencesine şahit olmaktan başka bir şey bulamadı.
Belli bir konsepti olmadan sadece isim kullanarak düzenlenen bu partilere kimse itibar etmez oldu. Artık İstanbul gecelerinde birkaç kişi haricinde kimseler bu kış parti düzenlemeye cesaret edemedi.
Geçen hafta Ece-Ege Akdeniz Kardeşler Maçka’daki Chocolate’da ilk kez arz-ı endam ettiler. İkisini de tanırım, Nişantaşı’nın gediklisidirler. Ama ne yalan söyleyeyim, parti düzenleyeceklerini duyduğumda; “Bir siz eksiktiniz parti düzenlemeyen” dedim. Bir kere Chocolate’da bugüne kadar hiç parti düzenlenmedi. Kimselerin ayağının alışık olmadığı bir yer. Parti gecesi iki kez uğradım, ilk uğradığımda sıkıldım, kaçtım hemen.
“Kızlara bir şans daha vermeliyim” diye düşündüm ve tekrar gittim. Chocolate’da adım atacak yer yoktu. Neredeyse tüm
Nişantaşı ahalisini toplamayı başarmışlardı. Geceyi

14 Şubat Sevgililer Günü’nde yapacak o kadar çok şey var ki... Biz de size yardımcı olalım dedik, etkinlikleri bir araya topladık. İşte sevgiliyle yapılacak en güzel 10 etkinlik...

1- Quzu’da şarkı söylenecek

Etiler’deki Azeri restoranı Quzu, Sevgililer Günü için çok farklı bir gece düzenlemiş. Adını da “Sevgiline şarkı söyle” diye koymuş. Ouzu’da özel menüyle birlikte, tüm sevgililer seçtiği bir şarkıyı söyleyecek.
Quzu’da o gece karaoke’nin en romantiği yapılacak.

2- Erol Evgin Cento Per Cento’da

Cento’nun en havalısı olan The Plaza’daki şubesinde Sevgililer Günü’nde Erol Evgin sahneye çıkıyor. Deniz ürünleri ağırlıklı bir menünün servis edileceği geceyi Erol Evgin’in şarkıları renklendirecek. Erol Evgin’le 14 Şubat bir başka geçer.

3- Göksel Suada’da

İki kıtanın tam ortasındaki Suada’da Göksel sahneye çıkıyor. Konser niteliğindeki Suada’nın Sevgililer Günü gecesinde, Göksel en romantik şarkılarını seslendirecek. Boğaz’ın tam ortasındaki bu konser kaçmaz.

Bir mekanın başarılı olması için birçok neden sayabiliriz. Fakat mutfaktan çıkan yemek o mekanın kaderini belirler. İyi yemek servis eden her mekan, nerede olursa olsun her zaman başarıyı yakalar.
İyi yemek, birçok ayıbı örter. Gelenler çok fazla detaya takılmadan yemeğe odaklanır. Bu yüzden mutfak şefleri her zaman el üstünde tutulur. Gelelim mevzuya...
Geçtiğimiz gece bir ayrılık haberi geldi kulağıma. İzzet Çapa, her açtığı mekanın mutfağını gözü kapalı Gazi ve Bilal Ateş Kardeşler’e emanet ederdi. Hatta bu uzun işbirliği sonunda Çapa, iki kardeşi bazı mekanlarına ortak yapmıştı. Geçenlerde duydum, bu ortaklık bozulmuş ve Çapa ile Ateş Kardeşler’in yolları ayrılmış. Uzun soluklu iş ortaklığını devam ettirmek evlilikten daha zor. Büyük sabır ve özveri gerektiriyor. Taraflar bunca yıldan sonra neden ayrıldı bilmiyorum. Bir açıklama yaparlar elbet.

ALİYE MEYHANE
Bir Cihangir mekanı daha gündeme geldi; Aliye Meyhane. Ortakları Beyoğlu’ndaki NarPera’nın sahipleri. Lezzetli mezeleri, samimi ortamıyla Aliye Meyhane son günlerin en çok konuşulan yeri şu sıralar. Asıl ilgimi çeken, iyi servis ve yemeklerinden çok gece eğlencesi oldu. Bana eski Zarifi günlerini hatırlattı.

İstanbul’a o kadar çok alışveriş merkezi yapıldı ki, say say bitmiyor. Şehrin dört bir yanını AVM’ler sarıp sarmaladı. Merkezlerde alışverişten çok, mekanlar hakkında konuşuluyor. İçinde ‘marka mekan’ olmayan merkezlerin adını bile duymuyoruz. 90’lı yılların en çok konuşulan AVM’si Akmerkez’di. Fakat yeni merkezlerin açılmasıyla birlikte şehrin trend mekanlarından yoksun kalıverdi.
Akmerkez’de uzunca bir süredir, yenilenme hareketi var. Ancak bu, çok uzun sürdü. Meğer ruhsatla ilgili pürüz yaşanmış. Pürüz aşıldıktan sonra Akmerkez giriş katında toplam yedi mekan gün yüzüne çıkacak. Hem de cadde tarafında, bahçeli falan.

Seferber oldular
Akmerkez, böylesi yeni bir alan yaratınca, İstanbul’daki tüm ünlü mekan sahipleri arasında kıyasıya bir yarış başladı. Hem de ne yarış, herkes birbirini kolluyor... Hatta Akmerkez’in patronuna kim yakınsa, onu bulup devreye sokuyorlar. Patronu tanıyanlar bizzat ricada bulunuyor. Topu topu yedi mekan için İstanbul’da adı çıkmış ne kadar kafe, restoran, bar varsa hepsi bir şekilde Akmerkez’de dükkan kiralamanın peşinde. Bakalım bu yer kapma savaşından kim galip çıkacak.

Yer kapma savaşı

Gecelerin en gezgini, ünlü mekanların müdavimi, yaklaşık bir yıldır neredeyse her gece görüşüyoruz. Geçenlerde öyle bir hikaye anlattı ki, eğlenmekten soğudum. Hakan Aykut sosyal medya uzmanı, Türkiye’de bu işte bir numara olan bir isim.
Yıllar önce bir akşam eğlenmek için gittiği mekanda tek gözünü kaybetmiş... Dinlerken kanım dondu, gözyaşlarıma hakim olamadım.
***
Yıl 2001; Boğaz eğlencesi.
Sıcak bir yaz akşamı, Hakan Aykut evinde hazırlanır, süslenir püslenir, şıkır şıkır giyinip, kendini Boğaz eğlencesine bırakır.
Gece süper başlar, kız arkadaşıyla birlikte şahane bir gece geçirir. Yenilir içilir, zaman su gibi akar. Saat 02.30 suları; Hakan Aykut tam mekandan ayrılırken, biriyle çarpışır.
Aslında çarpışmaz, biri ona omuz atar. Tansiyon yükselir, Aykut, “Yanımda kız arkadaşım var, onu bir yolcu edeyim, çıkışta bekliyorum” der. Alkolün etkisi ve yanında kız arkadaşı olmasının verdiği gururla, efelenir.

Kafeler için işletmecinin çok önemi yoktur. Ama restoran ve barlar için işletmeci olmazsa olmaz. Hele, yatırımcının mekanı işletme kabiliyeti yoksa... O mekanın hayatı kısa sürer.
İşletmecinin yaptığı iş, adında saklı zaten. Asıl görevi, mekanın ayakta kalmasını sağlamak. Hem mekanın gündemde kalmasını sağlar; hem de yatırımcıya para kazandırır.
***
Mekanların can damarı olan işletmeciyle yatırımcı arasında her zaman bir gerginlik vardır. İşletmeci öyle sahiplenir ki, herkeste ‘mekanın sahibi o’ hissi uyanır. Bu da asıl parayı yatıranı rahatsız eder. Bu ince çizgi bazen ayrılıkları da getirir.
Geçen günlerde buna benzer bir olay duydum. Nişantaşı Atiye Sokak’ta yeni açılan Blush Atiye’nin işletmecisi Aydın Samanlı ve yatırımcılar arasında ciddi bir gerginlik yaşanıyormuş. Samanlı, Blush’ın işletmecisi, yani dekorasyonundan personele, mönüye kadar Blush’a hayat veren biri. Hani böyle bir sorun olmazsa, yatırımcıların kim olduğunu bile bilmeyecektim.
Blush’ın yatırımcısı Kerim Kumla ve işletmecisi Aydın Samanlı’nın arasına kara kedi girmiş. İddialara göre, Aydın Samanlı’ya söz verilen hisse devri gerçekleşmemiş. Hatta yatırımcılar, mekanın