Ersin Süzer

Ersin Süzer

esuzer26@gmail.com

Tüm Yazıları

Geçen kışa kadar pek bir modaydı, insanların bir partiye evsahipliği yapması...
Parti düzenlemek için sosyal hayatta tanınmış bir sima olmak yeterli gibi görünüyordu. Sosyetenin ünlü isimleri bile sırayla bir partiye evsahipliği yapmaya başladı; tabii işin suyu çıktı. Partilere gidenler, evsahipliği yapan simanın yakın arkadaşlarının eğlencesine şahit olmaktan başka bir şey bulamadı.
Belli bir konsepti olmadan sadece isim kullanarak düzenlenen bu partilere kimse itibar etmez oldu. Artık İstanbul gecelerinde birkaç kişi haricinde kimseler bu kış parti düzenlemeye cesaret edemedi.
Geçen hafta Ece-Ege Akdeniz Kardeşler Maçka’daki Chocolate’da ilk kez arz-ı endam ettiler. İkisini de tanırım, Nişantaşı’nın gediklisidirler. Ama ne yalan söyleyeyim, parti düzenleyeceklerini duyduğumda; “Bir siz eksiktiniz parti düzenlemeyen” dedim. Bir kere Chocolate’da bugüne kadar hiç parti düzenlenmedi. Kimselerin ayağının alışık olmadığı bir yer. Parti gecesi iki kez uğradım, ilk uğradığımda sıkıldım, kaçtım hemen.
“Kızlara bir şans daha vermeliyim” diye düşündüm ve tekrar gittim. Chocolate’da adım atacak yer yoktu. Neredeyse tüm
Nişantaşı ahalisini toplamayı başarmışlardı. Geceyi Chocolate’da bitirdim. Akdeniz Kardeşler’in enerjisi böyle devam ederse İstanbul gecelerinin en aranılan isimleri olmakla kalmaz, iyi birer işletmeci olurlar.
Unutmadan, ikili bu akşam da Chocolate’da olacak. Bu kez müziğin başında ünlü DJ David Şaboy var.

Haberin Devamı

BOŞUNA ŞAMDAN OLUNMUYOR

Geçen hafta sonu geceyi Etiler’deki Şamdan’da bitirdim. İçeride adım atacak yer yok. DJ her zamanki gibi döktürüyor. Tam toparlandım çıkacağım, Lucca’nın işletmecisi Turgay’la karşılaştım. Gecenin o vakti laf lafı açtı sohbete daldık. Tam çıkacağım, montum yok ortalıklarda, bir süre aradılar bulamadılar. Sabah telefonuma bir mesaj geldi, montumu bulmuşlar alabilirmişim. İşte boşuna Şamdan olunmuyor. “Bir mont, ne olacak?” denilmiyor, müşterinin her şeyine sahip çıkılıyor. Diğer işletmelerin dikkatine.

İSTANBUL’UN EN İYİ BARMAID’İ

Haberin Devamı

Başlık çok iddialı değil mi? İstanbul’da iyi barmenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Lucca’daki Cevat, bir süre öncesine kadar Hitt Pera’daki Serkan ve Öztürk Koca Kardeşler, ilk aklıma gelenler.
İyi barmen sayısı bile bu kadar azken, barmeid görmek neredeyse imkansız. Hele ki, ‘işi bilen barmeid’e denk gelmek mümkün değil derken, geçtiğimiz hafta Cento Lounge’da Deniz Kandemir’le karşılaştım. Bara geçip bir süre sadece Deniz’in çalışmasını izler olduk. Meğer Deniz’in kendine özgü karışımları bile varmış. Büyük bir ustalıkla o gece bir sürü karışım hazırladı mekandakiler, hepimizin takdirini topladı. Bizden o gece ‘İstanbul’un en iyi barmeidi’ unvanını kazandı.

BEBEK BİBER’DE TÜRKÇE GECELERİ

Nişantaşı’ndaki Biber’in Bebek şubesinde cumaları 45’lik geceleri düzenlenmeye başlandı. Bebek Biber’in ilk Türkçe gecesi gayet iyiydi. Boğaz’ın hemen dibinde eski şarkıları dinlemek keyifliydi. Yarın gece Biber’e gelen yine Türkçe müziğe doyacak. İlk gece oradaydım, yine orada olacağım...

Haberin Devamı

ARNAVUTKÖY’DEKİ ATLAS BALIK

İstanbul’da balıkçıları çok klasik buluyorum. Atlas’ın sahibi Ertuğrul Pekgöz aynı zamanda Rumelihisarı’ndaki İskele’nin de işletmecisi. Bebek’teki eski Poseidon’un yerini almışlar. Önümüzdeki aylarda buraya da yeni bir balıkçı açacaklar. Gelelim Atlas’a... Ambians, alışagelmiş klasik balıkçılardan biraz daha modern. Yemekleri ise şaşırtıcı düzeyde, masaya bir içli köfte geldi ki, tadı hâlâ damağımda. Pazı dolması şahane fakat mantısını çok başarılı bulmadım. Bu arada söylediklerimin hepsi deniz ürünleriyle hazırlanıyor.
Benim için iyi bir balıkçı, salatasından belli olur. Atlas’ın hem salatası çok taze hem de balıkları. Mekan listeme girmeyi başardı. Bir de dekorasyonunu düzeltirse işlem tamamdır.