Rüzgârdan güç alan şehir

Kayseri’de, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç öyle bir işe imza atmış ki, diğer kentlere örnek olsun, alkışlansın, duyulsun isterim. Kayseri’de kurulan 21 megavat kapasiteli Rüzgâr Enerji Santrali sayesinde tam 79 tramvayın enerji ihtiyacı rüzgârdan karşılanıyor. Dile kolay! Hem çevreye katkı hem de belediyeye ekonomik güç. Üstelik artan enerji satılarak belediye bütçesine de katkı sağlanıyor.

Böyle haberleri yazarken içim umutla doluyor. Demek ki istersek doğru projeleri geliştirirsek hem doğaya zarar vermeden ilerleyebiliyor hem de kamu kaynaklarını akıllıca değerlendirebiliyoruz.

Enerjiden söz açılmışken, Kayseri’de bu gelişmeler yaşanırken, bir süre önce Ordu’da ise farklı bir rüzgâr esti. MHP Ordu Milletvekili Naci Şanlı, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler’i enerji üretimi konusunda sert sözlerle eleştirdi. “Nerede enerji üretiyorsun? Gel bana göster, aynı şekilde derelerden bir numune alalım” diyerek âdeta meydan okudu. Ordu’da sular ısınıyor gibi görünüyor. Önümüzdeki günlerde bu konuda nasıl açıklamalar gelecek, merakla bekliyorum.

Gaziantep, Mardin

Şimdi Gaziantep’e uzanalım. Fatma Şahin’in başkanlığındaki Büyükşehir Belediyesi, hizmette sınır tanımıyor. Geçen hafta gerçekleşen Gaziantep Aile Festivali’nde hem müjdeler hem de umut vardı. “Bir Umut Bir Can” adlı Tüp Bebek Destek Projesi kapsamında 200 çiftin bebek sahibi olması hedefleniyor. Sosyal belediyecilik işte tam da budur: İnsan hayatına dokunan, mutluluğu çoğaltan projeler...

Sağlık Bakanı da Mardin’den güzel bir haber verdi. Yeni “e-rapor” uygulamasıyla artık 80 yaş üstü ve yatağa bağımlı hastaların sağlık raporu işlemleri elektronik ortamda yürütülecek. Sağlık ekipleri evde, randevuları otomatik olarak planlayacak, vatandaş ise bürokrasiyle boğuşmak zorunda kalmayacak. Küçük gibi görünse de hayatı kolaylaştıran büyük bir gelişme...

Geri sayım başladı

Geçen hafta Çeşme’deydim. Türkiye’nin dört bir yanından gelen klasik otomobil ve motosiklet tutkunlarının buluştuğu Filoğlu 8 OldenFest’in basın lansmanına katıldım. Çeşme Belediye Başkan Yardımcısı Emre Can Durmaz’ın da dediği gibi, Çeşme artık sadece deniz ve doğa değil, aynı zamanda kültür, tutku ve yaşam tarzı sunan bir merkez hâline geliyor. 27-29 Haziran’da Çeşme Marina’da gerçekleşecek bu renkli festival için şimdiden ajandanıza not düşün derim.

Hazır Ege demişken… İzmir’e sık sık gidip gelen biri olarak hep dikkatimi çeker: Bu şehirde çakarlı araç görmeniz neredeyse imkânsız. Hatta resmî araçlar bile gereksiz yere tepe lambası yakmaz. Denetim mi? Şehrin dört bir yanında görünür şekilde polis var. İzmir Emniyeti’ni bu disiplinli ve örnek yaklaşımı için gönülden kutlamak gerekir. Gelelim çakar meselesine... İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Karayolları Trafik Kanunu’ndaki değişiklikleri bir televizyon programında açıkladı. Ben de notlarımı aldım. TBMM’de Adalet Komisyonu düzenlemeleri kabul etti. Amaç belli: Caydırıcılık.

Bakan Yerlikaya, yetkisiz çakarlı araç sayısının azaldığını söyledi. Güzel haber. Peki, izin verilenler ne olacak? Camında, tavanında, tamponunda ışıklarla donatılmış bazı araçlar resmen gece yolun ortasında ışık şovu yapıyor. Vatandaşın gözü kamaşıyor, dikkati dağılıyor, risk artıyor.

Bir başka dikkat çekici nokta daha: Sunumda ambulans ve itfaiyeye yol vermemenin cezası 46 bin lira, diğer geçiş üstünlüğü olan araçlara yol vermemenin cezası ise 15 bin lira olarak açıklandı. Bu “diğer araçlar” kim? Çakar izni verilen araçlar mı kastediliyor? Sonuçta onlar da geçiş üstünlüğüne sahip görünüyor.

Evet, cezalar caydırıcı olmalı. Ama bir emekli ya da asgari ücretle geçinen bir vatandaş bu cezaları nasıl ödeyebilir? İşte bunun cevabı hâlâ yok!

Sağlıcakla kalın…