Görüşe açık geçişe kapalı!
İstanbul trafiğini uzun uzun anlatmaya gerek yok. Zaten her sabah, her akşam hepimiz o çilenin içindeyiz. Yollar sabrımızı törpülüyor, direksiyon başında içimizden sayıyoruz… Ama geçen gün karşılaştığım bir manzara var ki, “Pes artık!” dedirtti.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yönüne doğru ilerlerken, Ümraniye'de Kartur Göksu Dinlenme Tesisleri'nin önünden geçiyorsunuz. Yol kenarında bir mola yeri… Ama bu yazının konusu çayı, kahvesi değil! Asıl mevzu, hepimizin gözünün önünde yapılan büyük bir gariplik.
Tesisin hemen önünde Karayolları’na ait olduğu her hâlinden belli bir servis yolu var. Hani şu acil durumlar için bırakılan, arıza yapan araçların yanaştığı, gerektiğinde can kurtaran yollar… Ama orası şu an bir reklam panosuna dönüşmüş durumda!
Yanlış duymadınız… Yaklaşık 15-20 tane reklamla kaplı kamyon, sıra sıra o yola dizilmiş. Üstelik bu da yetmemiş, iki bariyerin arasına zincir çekilerek yol tamamen kapatılmış! Devletin yolu resmen zincirlenmiş. Görenler “Burası özel mülk mü oldu?” diye düşünmeden edemez.
Peki bu normal mi? Elbette değil. O yol, kamuya ait. Reklam uğruna kapatılması, kamusal alanın gasp edilmesi demek. Günde on binlerce aracın geçtiği bu güzergâhta bu durum nasıl bu kadar kanıksandı, nasıl kimse ses çıkarmıyor, gerçekten anlamak güç.
İşin düşündürücü tarafı şu eğer bu yol gerçekten Karayolları’na aitse (ki öyle görünüyor), trafiğe açılması FSM yönündeki yoğunluğu az da olsa rahatlatabilir. Ama ne yapıyoruz? Zincir çekip yol kapatıyoruz, kamyonları dizi dizi reklam panosu yapıyoruz.
Buradan sormak istiyorum Karayolları Genel Müdürlüğü bu durumu biliyor mu? Eğer bilmiyorsa, çok vahim. Biliyorsa, daha da vahim. Çünkü devletin yolu kiraya verilmez, bunu hepimiz biliyoruz. Hadi diyelim ki bir şekilde kiralandı, peki kaç paraya, hangi koşullarda? Bir sözleşme var mı? Yoksa bu tamamen keyfî bir durum mu?
Dün İstanbul’da ciddi depremler yaşadık.
Bu servis alanları da yardımların ulaşması afet anında iş makinelerinin geçişi için çok önemli noktalardır. Yetkililere sesleniyorum Lütfen kamusal alanı koruyalım. Reklam değil, ulaşım önceliğimiz olsun. Devletin yolunu zincirle kapatmak kimsenin hakkı değil.
Lezzet rüzgârı esecek!
Antalya, bu kez deniziyle değil, damakta iz bırakan tatlarıyla gündemde! 9-11 Mayıs tarihleri arasında Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek 4. Uluslararası Food Fest Antalya başlıyor. Ve bu yılın teması Akdeniz Mutfağı!
Üç gün boyunca dolu dolu bir program var. Atölyeler, tadımlar, yarışmalar, paneller, konserler… Ne ararsanız! Festivalin çıkış noktası çok anlamlı Yerel ürünlere ve nitelikli tarıma sahip çıkmak. Bu amaçla 9 Mayıs’ta Kumluca’da, domates başta olmak üzere mevsim sebzeleri ve doğal otlar için özel bir hasat etkinliği düzenlenecek.
ATSO’dan AESOB’a, TÜROFED’den AKTOB’a kadar birçok kurum festivalin arkasında. Ünlü şefler ise Akdeniz’in taze ürünleriyle harikalar yaratacak. Sadece lezzet değil, sağlık ve hijyen de ön planda. Muratpaşa Belediyesi, AGYİD ve hijyen markası Diversey iş birliğiyle Antalya’nın gıda güvenliği konusunda örnek şehir olması hedefleniyor.
Antalya artık sadece güneşi ve sahilleriyle değil, güvenilir ve kaliteli mutfağıyla da konuşulacak. Bir tat, bir yolculuk, bir deneyim sizi bekliyor.
Antalya’ya yolunuzu düşürün, bu lezzet şölenini kaçırmayın.
Sağlıcakla kalın…
