Bilgay Duman / bilgay.duman@gmail.com
Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde düzenlediği operasyonlarla gittikçe köşeye sıkışan terör örgütü PKK, yeni bir stratejiyle Irak’ta yerel örgütlenmelerini harekete geçiyor. Bu konuda özellikle Musul’un en doğudaki ilçesi olan ve Irak’ın Suriye sınırına dayanan Sincar’da yaşananlar dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz günlerde PKK’ya bağlı olduğu bilinen ve üyelerinin çoğunluğunu Iraklı Yezidilerin oluşturduğu YBŞ (Yekineyen Berxwedana Şingal - Sincar Direniş Birlikleri) örgütü, Türkiye’nin operasyonlarını bahane ederek, Irak merkezi hükümetine bağlı okul ve hastaneler hariç tüm devlet kurumlarının kapatılması kararı aldığını açıklamıştı. Nitekim 7 Aralık’ta Türkiye’nin SİHA’larla düzenlediği operasyon sonucu PKK tarafından Sincar’da kurulan "Sincar Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi" Eşbaşkanı ve YBŞ’nin üst düzey elemanlarından biri olduğu bilinen Dijvar kod adlı Mervan Bedel Hacı etkisiz hale getirilmişti. Bunun üzerine Sincar’da PKK destekli gösteriler yapıldı ve 12 Aralık’ta da Irak güvenlik güçleri ile YBŞ arasında çatışmalar yaşandı. Çatışmalar kısa sürede "şimdilik" dursa da, önümüzdeki süreçte gerek Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki operasyonları gerekse de PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD-YPG-SDG üzerinden yaşanacak gelişmeler Sincar bazlı yeni gelişmeleri tetikleyebilir.
Daha önce ne oldu?
Irak’taki Yezidilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerden biri olan Sincar, idari olarak Musul sınırlarında olmakla birlikte 2003’teki ABD işgali sonrası, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) denetimine girdi. Ardından 2005’te çıkarılan Irak Anayasası’nın 140. maddesi kapsamına alınarak, idari açıdan Irak merkezi hükümetine bağlı ancak askeri ve idari kontrolün IKBY’de olduğu ihtilaflı bölgeler arasına sokuldu.
Bu anlamıyla resmen Irak merkezi hükümetine bağlı olmasına rağmen, peşmergelerin Sincar’a yerleşmesiyle fiili kontrol IKBY’ye geçerken, özellikle Mesut Barzani liderliğindeki KDP’nin etkin olduğu bir alan haline geldi. Ancak Haziran 2014’te DAEŞ’in Musul’da kontrolü sağladıktan sonra Ağustos 2014’te Sincar’a yönelmesiyle, buradaki Peşmerge varlığı çekildi, kontrol de DAEŞ'e geçti. DAEŞ’in Sincar’da Yezidilere yönelik katliamları üzerine, “Yezidileri kurtarma” gerekçesiyle Kandil ve Mahmur’daki terör örgütü PKK’ya bağlı unsurlar ve PYD’ye bağlı YPG-YPJ üyeleri de Suriye üzerinden buraya geçti. KDP, Kandil ve Mahmur’dan Sincar’a giden PKK üyelerine koridor açarken, PYD de, kontrol altında tuttuğu Kamışlı’dan bir koridor açarak Sincar’dan kaçan Yezidilerin Suriye’ye geçmesine yardımcı oldu.
Etki alanı kurdu
Böylece PKK, Sincar bölgesindeki ana aktör konumuna geldi ve Sincar Dağı’na yerleşti. Sincar’dan kaçan ve Yezidilerden oluşan silahlı örgüt YBŞ/YBJ’yi kuran PKK, Sincar’ın kuzeyinden Türkiye ve Suriye sınırına kadar bir alanda etkin olmaya başladı. Böylece Suriye’nin kuzeyindeki PYD/YPG ile Kandil arasında doğrudan bir koridor meydana geldi. Ayrıca Sincar’daki yönetimsel boşluk nedeniyle PKK tarafından “Sincar İnşa Meclisi” adı altında, Sincar’da bir özerk yönetim oluşturulmaya çalışıldı.
Öte yandan ABD’nin desteğiyle DAEŞ’i Sincar’dan temizleme operasyonuna KDP’ye bağlı peşmergeler de katıldı ve KDP de ele geçirdiği bölgelerde kontrol sağladı. Böylece Sincar ilçesinde biri PKK’nın kontrolünde, diğeri KDP’nin kontrolünde olan iki başlı bir yapılanma meydana geldi.
Bundan sonrası ne olacak?
Sincar’dan PKK’nın çıkarılması noktasında somut adım atılabilmiş değil. Her ne kadar Irak merkezi hükümeti Sincar’a ordu ve polis birlikleri göndermiş olsa da, şehir merkezindeki kontrolün Irak merkezi hükümetine devredilmediği görülüyor. Nitekim Irak Ordusu ve YBŞ güçleri arasında yaşanan çatışmaların bir sebebi de bu.
Türkiye’nin baskısı ve operasyonları sürdükçe, Sincar’da PKK yanlısı gruplar Irak güvenlik güçlerine yönelik tepki veriyor. Ülkede 10 Ekim'de yapılan seçimlerin ardından sonuçların yarattığı tartışmalarla ortaya çıkan gergin ve belirsiz ortam da, terör örgütünün elini güçlü kılıyor. Türkiye açısından varılan anlaşma önemli olsa bile, Irak’ın PKK’ya yönelik atacağı somut adımlara ihtiyaç var. Irak, PKK’nın aktivitelerini engelleyemediği sürece Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki teröre yönelik operasyonlarına devam edeceği aşikar. Bu noktada Irak hükümeti sadece askeri olarak değil, siyasi olarak da PKK’nın Irak’taki uzantılarını engellemeli. Aksi takdirde istikrarlı bir ortam kurmak çok zor.
Dengeyi değiştiren işbirliği
Sincar’ın kontrolü DAEŞ’ten geri alınmasına rağmen, Sincar çevresindeki köylerde hakimiyet sağlanamamıştı. İşte bu noktada Ekim 2017’de Irak merkezi hükümeti ve Şii milis grupların içerisinde yer aldığı Haşdi Şaabi, YBŞ ile birlikte ortak operasyonlarla Sincar’ın çevre köylerinde kontrolü sağladı. Haşdi Şaabi’nin operasyonlarının ardından Sincar’daki idari birimlere Irak merkezi hükümetince yeni idareciler atandı. KDP’ye yakın Sincar Kaymakamı’nın ilçeye girişi, YBŞ’nin kurduğu yerel yönetimce yasaklandı.
2016’da bir kanunla Irak’ın resmi güvenli gücü haline getirilen Haşdi Şaabi vasıtası ile hukuki ve meşru koruma kalkanı sağlandı. Bu durum YBŞ ve dolayısıyla PKK’nın elini güçlendirmiş oldu. Nitekim Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde PKK ile YBŞ’ye yönelik operasyonlara en fazla ses çıkaran taraf Haşdi Şaabi içerisindeki İran’a yakın Şii milis gruplar olması dikkat çekti. Zira bazı milis grupların, Haşdi Şaabi’nin resmi hiyerarşisi dışında hareket etmesi, Irak hükümetinin en büyük zorluklarından biri haline geldi.
Irak merkezi hükümetinin tutumu
PKK’nın Sincar’daki etkinliğini Süleymaniye, Erbil, Kerkük, Musul gibi şehirlerde de yaygınlaştırma çabasına girmesi, Irak merkezi hükümetini, terör örgütüne karşı adım atmaya itti. Musul İl Meclisi, 11 Mart 2018’da aldığı kararla, PKK’nın Sincar’dan çıkmasını isterken, Irak merkezi hükümeti de PKK’ya mesaj göndererek, Sincar’daki kontrol alanlarını Irak güvenlik güçlerine devretmesini talep etti.
Dönemin ABD Savunma Bakanı James Mattis de, 28 Mart 2018’de PKK’nın Sincar’daki mevcudiyetinin Türkiye’ye yönelik tehdit oluşturduğunu ve örgütün bölgeden çekildiğini görmek istediklerini ifade ettti.
Bunun sonucunda 23 Mart 2018 itibariyle PKK’nın Sincar’dan çekilmeye başladığına yönelik haberler medyaya yansımasına rağmen, örgüt çekilmedi, hatta Sincar Dağı’nı “ikinci Kandil” boyutuna taşıdı.
Irak’taki siyasi, sosyal ve güvenlik ortamı da PKK’nın rahat davranmasına imkan sağladı. Nitekim 2019 Ekim’inde Irak’ta başlayan protesto gösterileri sonucu Başbakan’ın istifasına kadar varan bir süreç ortaya çıkması, beraberinde, Irak’ın PKK’ya yönelik net tavır sergileyememesini getirdi.
Ancak Mayıs 2020’da Mustafa el-Kazımi geçici hükümeti kurdu. Ardından Irak merkezi hükümeti ve IKBY arasında, Ekim 2020’de, Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu’nun (UNAMI) da desteğiyle Sincar’daki durumun normalleştirilmesi ve “yabancı güçlerin” bu bölgeden çıkarılmasını öngören bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmayla PKK’nın Sincar’daki varlığının son bulması konusunda önemli bir adım atılmış oldu.