Asgari ücret zammı aralık ayında belli olacak. 2025 yılında asgari ücret rakamı için aralık ayının ilk haftasında işçi işveren ve hükümet temsilcilerinden kurulu Asgari Ücret Tespit Komisyonu, birinci toplantısını gerçekleştirecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı geleneksel olarak ilk toplantıya ev sahipliği yapıyor. Daha sonra işçileri temsilen Türkiye İşçi sendikaları Konfederasyonu (Türk – İş) ve işverenleri temsilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) bu toplantılara sırasıyla ev sahipliği yapacaklar. Geçmiş yıllarda toplantıların sayısı artıyor ve yılın son günü açıklama yapılıyordu. Ancak son üç – dört senedir komisyon yeni rakamı aralık ayının ilk yarısında açıklıyor.
Türkiye’de oran yüksek
Asgari ücret rakamı ülkemiz çalışanları ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler açısından artık son derece önemli hale geldi. Çünkü asgari ücretle çalışanların toplam sigortalılara oranı oldukça yüksek. Gerçi 2000’li yılların başlarında da bu oran oldukça yüksekti. 2001 yılında asgari ücretli çalışanların toplam sigortalılara oranı yüzde 54.9 seviyesindeydi. Bu oran yıllar içerisinde geriledi ve en düşük seviye olan yüzde 35 oranı 2017 yılında gerçekleşti. 2017 yılından sonra asgari ücretli sayısında tekrar bir artış yaşandı. En belirgin artış 2019’dan 2020 yılına geçişte oldu. Bu dönemde asgari ücretle çalışan oranı yüzde 36’dan 42’ye yükseldi. İçinde bulunduğumuz yılda ise asgari ücretli sayısı son döneme paralel olarak yine aynı seviyelerde.
SGK verilerinden elde edilen rakamlara göre şu anda çalışanların yaklaşık 7 milyonu asgari ücretli, bu da oranın yüzde 40’lar seviyesinde olduğunu gösteriyor. Bu oran oldukça yüksek, özellikle gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında arada çok büyük farklılıklar var. Örneğin Almanya’da asgari ücretlilerin oranı yüzde 6’lar seviyesinde, Macaristan’da yüzde 8, Polonya’da yüzde 12’ler düzeyinde. Kıta Avrupası’nda bize en yakın oran Slovenya’da, o da yüzde 15’lerde.
Asgari ücret düzeyinin hemen üzerinde ücretlere sahip olanların sayısı da ülkemizde oldukça yüksek. Nitekim Türkiye’de sigortalıların yüzde 35’i yani yaklaşık 6 milyon çalışanın gelir asgari ücretin 1 ila 2 katı arasında. Dolayısıyla sadece asgari ücret düzeyi değil, asgari ücrete yakın ücret kademelerinde olanların sayısı da oldukça fazla. Sonuçta, özet bir oran vermek gerekirse hesaplamamıza göre, çalışanların yaklaşık yüzde 90’ı asgari ücret ile 3 katı arasından sigortaya bildiriliyor.
Mutabakatla çözülür
Asgari ücret artışı hem gelir hem de maliyet yönüyle değerlendirilmeli. Yaşanan ekonomik koşullar içerisinde her kesimi memnun edecek bir rakama ulaşılması mümkün olmuyor. Aslında konuyu farklı bir boyuttan değerlendirdiğimizde çözümün kendi içerisinde saklı olduğunu ve endüstri ilişkileri sistemi içerisinde işçi ile işverenin mutabakatıyla sorunların çözümünün daha anlamlı olduğunu görüyoruz. Bu sonuca nereden varıyoruz, oldukça basit; bugün ülkemizde toplu sözleşme kapsamında olan işçilerin hiçbirisi asgari ücret almıyor. Asgari ücretin üzerinde, hem de anlamlı düzeyde üzerinde ücret alıyorlar.
Gelişmiş ülkelerde asgari ücret seviyesinin hem yüksek olduğunu hem de asgari ücretten gelir elde edenlerin sayısının az olduğunu söyledik. İşte bu durumun bu ülkelerde ortaya çıkmasının sebebi endüstri ilişkileri sisteminin güçlü olması. Toplu sözleşmelerle ücret zamlarının dengelenmesi. Çözüm buradadır.