Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi ortaklarının 5510 sayılı Kanun uyarınca sigortalı olması gerekmektedir. Anonim şirketin bütün ortakları değil, yalnızca yönetim kurulu üyesi ortakları 4/b’li olmak durumundadır. Diğer yandan, limitet şirketlerin bütün ortaklarının 4/b’li (Bağ-Kur'lu) olması zorunludur. Dolayısıyla şirketin niteliği, şirket ortaklarının sigortalı olması zorunluluğunu farklılaştırmaktadır.
Çalıştığı şirkete ortak olanların sigortalılığı nasıl devam eder?
4/a’lı (SSK’lı) sigortalı olarak çalıştığı şirkete ortak olanların sigortalılık statüleri için 1 Ekim 2008 tarihi çok önemlidir. SSK’lı olarak çalıştığı limitet şirkete ortak olan bir kişi ortak olduğu tarih 1 Ekim 2008 öncesi ise SSK’lı olarak sigortalı olmaya devam edebilir. Aynı şekilde, SSK’lı sigortalı olduğu bir anonim şirketin yönetim kurulu üyesi ortağı konumuna gelen bir kişi de SSK’lı olarak sigortalanmaya devam edebilir. Ancak bu kişilerin prim ödemelerinde bir gün bile boşluk olması halinde pasif olan Bağ Kur sigortalılıkları devreye girer ve bu kişiler bir daha ortağı oldukları şirkette SSK’lı olamazlar. Dolayısıyla, bu kişilerin prim ödemelerinde hiçbir şekilde kesinti olmaması gerekmektedir.
1
Ev işi, çocuk, yaşlı ve engelli bakımı gibi ücretsiz bakım işleri, kadınların işgücü piyasasına girmesi ve ilerlemesi önündeki ana engel. ILO’ya göre ücretsiz bakım çalışma süresinin yüzde 76.2’si kadınlara ait
Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO) tarafından yayımlanan güncel bir rapor, düzgün, yani insan onuruna yakışır işin geleceği perspektifinde bakım ekonomisi içinde yaratılan işleri konu alıyor.
ILO’nun, raporda yaklaşan küresel bakım krizini önlemek için acil eylem çağrısı yaptığı görülüyor. Rapor, bakım ekonomisi açısından artan talep karşısında politika yanıtlarının yetersizliğini vurguluyor ve kadınların üzerindeki bakım yükünü rakamlarla ortaya koyuyor.
“İnsana Yakışır İşin Geleceği için Bakım Çalışması ve Bakım İşleri” başlıklı rapora göre, 2015 yılı itibarıyla 0.8 milyarı 6 yaş altında olan 15 yaşın altında 1.9 milyar çocuk ile 200 milyon yaşlı olmak üzere, 2.1 milyar insan bakıma ihtiyaç durumdaydı.
ILO tahminlerine göre, bu sayı 2030 yılına kadar 100 milyonu yaşlılar olmak üzere, 200 milyon kadar artacak.
Bu nedenle, raporda eğer önlem alınmazsa çok yakın bir gelecekte ortaya çıkacak olan küresel bakım krizini önlemek için bakım ekonomisine yönelik yatırımların ikiye
Çocuk işçiler çalışma hayatının kanayan yarası. Devlet tarafından önlem alınmaya çalışılsa da maalesef önlemler yeterli olmuyor ve birçok çocuk okula gitmekten, fiziksel ve ruhsal gelişimlerini destekleyecek şekilde oyun oynamaktan uzak kalıyor. Çocukların korunması anayasal bir zorunluluk. Bu kapsamda İş Kanunumuz 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılmasını yasaklamış durumda. Bununla birlikte, 14 yaşını doldurmuş ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış olan çocukların bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin de okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilmesine imkân tanıyor. Bugünkü yazımda çocuk işçilerin çalıştırılma şartlarına değineceğim.
ANCAK HAFİF İŞLERDE ÇALIŞTIRILABİLİRLER
İş Kanunu’na göre, maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde, sanayiye ait işlerde ve gece dönemine rastlayan işlerde çocuk ve genç işçilerin çalıştırılması yasaktır. 15 yaşını tamamlamamış işçi çocuk işçi olarak sayılıyor. Çocuk işçilerin ancak hafif işlerde çalıştırılabileceği hüküm altına alınmış durumda. Hafif iş, yapısı ve niteliği açısından çocuğun gelişimine
Kadınları iş hayatına katmak için sürekli yeni düzenlemeler yapılıyor. Kadın işgücünün biyolojik gerekliliği ve toplumsal rolü dikkate alınarak mevzuatta birçok koruyucu düzenleme var. Neler mi? Bir bakalım...
Kadınların istihdama katılımının düşük olması çalışma hayatının en önemli sorunları arasında yer alıyor. Katılım oranını yükseltmek amacıyla sürekli yeni düzenlemeler yapılıyor. Esnek çalışma modelleriyle kadınların ev yaşamıyla iş yaşamını birlikte sürdürebilmelerinin yolları araştırılıyor, verilen teşviklerle işverenlerin kadın istihdam etmeleri destekleniyor. Bütün bu uygulamalar sürdürülürken kadın çalışanlara yönelik koruyucu düzenlemelerin de atlanmaması gerekiyor.
Kadın işgücünün biyolojik gereklilikleri ve toplumsal rolleri dikkate alındığında özel olarak korunması gerektiği şüphe götürmez. Bu nedenle mevzuatımız kadınlara yönelik birçok koruyucu düzenlemeyi barındırıyor.
Günde 7.5 saatten fazla çalıştırılamaz
Gebe, yeni doğum yapmış ve emziren çalışanların günde 7,5 saatten fazla çalıştırılmaları yasaklanmıştır. Yeni doğum yapmış çalışanın doğumu izleyen bir yıl boyunca gece çalıştırılması yasaktır. Bu sürenin sonunda sağlık ve güvenlik açısından sakıncalı olduğunun
6740 sayılı kanunla 10.08.2016 tarihinde 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’na eklenen madde gereğince, Türk vatandaşı veya mavi kartlı olup, 45 yaşının altındaki tüm 4-a ve 4-c kapsamındaki çalışanlar ve çalışmaya yeni başlayacaklar, otomatik katılımlı bireysel emeklilik sistemine (BES) dahil edilmişlerdi.
Otomatik katılımlı Bireysel Emeklilik Sistemi, çalışanların çalışma döneminde sahip oldukları hayat standartlarını emeklilik döneminde de koruyabilmeleri amacıyla emekliliğe yönelik tasarrufu teşvik eden iş yeri bazlı bir sistem olarak hayata geçirildi.
45 yaş...
Otomatik katılımlı BES’te 45 yaşını doldurmamış, Sosyal Sigortalar Kurumu ile Emekli Sandığı’na bağlı mevcut çalışanlar ile yeni işe başlayanlar, çalıştıkları iş yerleri aracılığıyla sisteme dahil oluyorlar.
Kritik tarih 1 Temmuz 2018
Kanunda getirilen düzenlemeye göre, otomatik katılımlı BES’e kademeli bir geçiş süreci söz konusu. Yani, özel sektör çalışanları iş yeri büyüklüğü dikkate alınarak sisteme dahil ediliyor. Bu kapsamda, çalışan sayısı on ve üzerinde ancak elliden az olan bir işverene bağlı olarak çalışanlar 1 Temmuz 2018 tarihinden itibaren sisteme dahil edilecekler.
İşverenin
İkramiyelerle ilgili en önemli sorun, çalışanın ikramiye döneminde işten ayrılmış olması halinde kendisine ikramiye ödenip ödenmeyeceğidir. Mahkeme kararı, “İkramiye çalıştığı dönem kadar işçiye ödenir” diyor.
Çalışanların hayatlarını sürdürebilmek için en önemli geçim kaynağı ücretleridir. Ücretin ödenmediği veya eksik ödendiği durumlarda çalışanlar çevresine veya bankalara borçlanmakta, hayatları aşırı güçleşmekte. Bu nedenle kanun ücretin korunmasına yönelik olarak birçok düzenleme getirmiş durumda. Yargı ise verdiği kararlarla düzenlemelerle kurulan koruma sistemini destekliyor. Ne var ki çalışanın ücretinin korunmasına yönelik düzenlemeler yetersiz kalabilmekte, çalışan yine de işten ayrılmak zorunda bırakılabilmekte. Bu nokta da ise çalışana kıdem tazminatı hakkı tanınıyor.
20 gün ücret ödenmezse
Ücreti ödenmeyen işçiye çalışmaktan kaçınma hakkı tanınmıştır. Ücreti ödenmeyen çalışan iş yerine gelip mutat işlerini yapmama hakkına sahiptir. Fakat ücretin ödenmediği ilk gün çalışmayı bırakmanın kötü niyetli bir davranış olacağı düşünülerek buna bir sınırlama getirilmiştir. İşçiler ancak 20 gün boyunca ücretleri ödenmezse, 20. günün sonunda çalışmaktan kaçınma hakkına
Emeklilik çalışanların statülerine göre, yani SSK’lı (4-a), Bağ-Kur’lu (4-b) veya devlet memuru (4-c) olmalarına göre farklılık gösterir. Her bir statü içerisinde bulunanların belirli koşulları yerine getirmesi beklenir. Ayrıca, kadın çalışanla erkek çalışan arasında da emeklilik koşullarının tamamlanması bakımından farklılıklar vardır. Bugünkü yazımızda sigortalı, yani 4-a’lı çalışanlar bakımından emeklilik koşullarını inceleyeceğiz.
Emeklilik için 3 şart
Genel olarak bir veya birden fazla işverene bağlı olarak hizmet sözleşmesiyle çalışanlar için 4-a, yani eski adıyla SSK koşulları geçerlidir. Bu sigortalılar için emeklilikte üç koşulun bir arada yerine getirilmesi şarttır. Hem emeklilik için gerekli yaşı tamamlayacaksınız, hem prim ödemeniz dolmuş olacak hem de başlangıçta erkek ve kadın için farklı olan sigortalılık süreniz tamamlanacak. İşte bu üç koşul tamamlanınca emekli aylığına hak kazanırsınız.
SSK’lılar için emekli olma şartlarını sigorta başlangıç tarihi belirliyor. Sigortaya giriş tarihinize göre emeklilik yaşınız ve ne kadar prim ödeyeceğiniz ortaya çıkıyor. Sigortalıların emeklilik koşullarında zaman içerisinde yapılan yasal değişiklikler ise farklı emeklilik
Okullar kapandı, yaz geldi, şimdi izin kullanma zamanı. Şu sıralar çalışanlar ne zaman ve kaç gün izne çıkacaklarını düşünüyorlar. Bir kısım çalışan ise çoktan yıllık ücretli izne çıktı bile.
Yıllık ücretli izin çalışanlar için vazgeçilemez önemli bir hak. Ayrıca bu hak Anayasal bir hak. Çalışanlar bu haktan kendi istekleriyle bile vazgeçemezler. Yıllık izin alan işçi izin süresince başka bir işte de çalışamaz. Eğer çalışmaya ihtiyacı olsa bile bu dönemde sigortalı veya sigortasız (kayıtdışı) başka bir işverende başka bir işyerinde çalışan işçi asıl işvereni bu durumu fark ettiğinde, hem işinden olabilir hem de işvereni ona ödediği izin ücretini geri isteyebilir.
İşyerlerinin büyük bir bölümünde yıllık izinlerin biriktiği görülüyor. Çalışanlar biriken izinlerini kullanıp kullanamayacaklarını, kullanacaklarsa ne kadarını kullanabileceklerini merak ediyorlar. Hemen ifade edelim; izinlerin yanması gibi bir durum söz konusu değil. İşçi hak ettiği yıllık izinleri kullanmamışsa, bunları ilerleyen dönemde kullanabilir. Diğer yandan, uygun olan aslında yıllık izinlerin hak edildiği dönemden sonraki yıl içerisinde tamamen kullandırılmasıdır.
Bazen çalışanlar, “İzin kullanmayayım işveren bana