Her iki yılda bir ağustos ayı, memurlar açısından ayrı bir öneme sahip. Bu ay içinde yapılan toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda memurlar ne kadar maaş alacaklarını öğrenmiş olurlar.
Yarın başlayacak olan toplu sözleşme görüşmelerinde özellikle bu yıl içinde bulunulan siyasi ortamın etkili olabileceğini söylemek mümkün. Yeni bir seçime gidilecekse hükümetin, memurların ücret taleplerine daha olumlu yaklaşabileceği söylenebilir. Bu nedenle, görüşmeler sırasında koalisyon ihtimalinin sona ermesi durumunda memurlar taktiksel olarak toplu sözleşme masasında daha rahat oturabilecekler.
Kimler görüşecek?
Toplu sözleşme görüşmelerinde hükümeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın başkanlığındaki Kamu İşveren Heyeti, memurları ise 15 kişilik Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti temsil ediyor. Heyetin başkanlığını bu yıl en çok üyeye sahip konfederasyon olarak Memur -Sen yürütüyor.
3 Ağustos’ta başlayacak toplu sözleşme görüşmeleri en fazla bir ay sürebiliyor. Toplu sözleşme görüşmelerinde uzlaşılamaması ve toplu sözleşme imzalanamaması halinde devreye Kamu Görevlileri Hakem Kurulu giriyor ve bu kurulun verdiği kararlar kesin olarak uygulanıyor.
Talep ne?
Bu yıl toplu sözleşme görüşmelerinde
Soru: Eşim özel sektörde bir şirkette 2 yıldır çalışıyor. Daha önce farklı bir şirkette 2 yıl çalışması da vardı. Ancak tayin için 3 yıl kesintisiz sigortalılık gerekiyormuş. Bu durumda tayin isteyemez miyim?
CEVAP: Devlet memurlarının eş durumundan tayini ile ilgili hükümleri belirleyen yönetmelik geçen yıl ağustos ayında değişti. Böylece eşi özel sektörde çalışan memurun tayini zorlaşmış oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı son 2 yıl içinde 1 yıl sigortanın yatırılmış olmasını yeterli sayıyordu. Bunun dışında bazı kurumlar da kendi koydukları kriterler üzerinden eş durumundan tayinleri yürütüyordu.
Yönetmelik sonrası eşi özel sektörde çalışan memurun tayini için özel sektörde çalışan eşin son 3 yıldır kesintisiz sigortalı olması şartı getirildi.
3 yıl şartı çok ağır
Buna göre memurun eşinin son 3 yıl kesintisiz olmak kaydıyla sigorta priminin yatırılmış olması gerekiyor. Bu şart dolayısıyla son 3 yıl içerisinde sigortasında kesinti olan kişilerin tayin isteme hakkı bulunmuyor.
Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından gençlerin mesleki deneyim eksikliğini gidermek ve işverenlere işgücü maliyetleri ile ilgili katkı sunmak amacı ile yürütülmekte olan İşbaşı Eğitim Programı’ndan 2014 yılının ilk 6 ayında 31 bin 122 kişi ve yıl sonunda ise 59 bin 456 kişi faydalandı.
Buna karşılık, hem işverenlerin daha kolay yararlanmasını sağlayacak mekanizmanın kurulması hem de istihdam teşvikleri getirilmesi sayesinde 2015 yılının ilk 6 ayı itibarıyla yararlanıcı sayısı 65 bin 192 kişiye ulaştı.
İşverenlerin işe almak istedikleri potansiyel adayları iş başında görmelerine fırsat tanıyan program, daha şimdiden mahalle bakkalı gibi çok küçük ölçekli yapılardan tutun da büyük ölçekli kurumsal firmalara kadar çok sayıda işverenin ilgisini çekmiş görünüyor.
Tecrübe ve diploma
Eğitim ve istihdam arasındaki ilişki, yıllardır eğitimciler ve politika yapıcılar kadar iş dünyasının aktörleri tarafından da tartışılıyor. Üniversite diplomalarının piyasadaki geçerliliğini sorgulamak üzere yapılan pek çok akademik araştırma gösteriyor ki, diplomalar işgücü piyasasında tek başına bir anlam taşımıyor. Türkiye’deki işverenler, eğitimli genç nüfustaki yüksek işsizliğe rağmen,
2015 yılı nisan ayı sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla prim borcu bulunan Bağ-Kur’lular, temmuz sonuna kadar prim borçlarını öder veya yapılandırırlarsa bu süreleri emekliliklerine ekleyebilecekler. Temmuzun sonuna yaklaşıyoruz, borcu olanlar elini çabuk tutsun. Nisan sonu itibarıyla 12 aydan daha kısa süre borcu bulunan Bağ-Kur’lular ise bu yapılandırmadan yararlanamayacak.
Bağ-Kur’lunun emekli olabilmesi için prim borcunun bulunmaması şart. Emeklilik için gerekli şartları sağlayan bir kişi SGK’ya başvurduğunda prim ödemesi yeterli olmasına rağmen emekli olamayabilir.
Emekli olmasına yetecek kadar primi ödedikten sonra kendi işini yapmaya devam eden ve prim ödeyemeyen bir kişi prim borcu bulunması nedeniyle emekli olamaz. Borç yapılandırması sonrası bu durumdaki kişiler için emeklilik yolu açılacak. Ayrıca 3 yıldır prim borcu bulunan ve emekliliği için 1 yıl prim ödemesi yeterli olan kişiler de bu düzenleme sonrası emekli olabilecek.
Örneğin, emeklilik için 10 ayı kalan bir Bağ-Kur’lu 24 aydır prim ödeyememiş ise, bu borcun 10 ayını ödeyip, kalan 14 ayını sildirerek emekli olabilecek. 14 aylık prim borcu, sigortalılık süresi ile birlikte silineceği için bu kişinin prim ödemesi
Soru: Yaş düzeltmesi işlemi emeklilikte bir avantaj sağlar mı?
CEVAP: Sigortalıların ilk kez sigortalı olunan tarihten önceki yaş düzeltmeleri, emeklilik işlemlerinde dikkate alınmaktayken, ilk kez sigortalı olunan tarihten sonra mahkeme kararıyla yapılan yaş düzeltmeleri emeklilik işlemlerinde dikkate alınmamaktadır. Dolayısıyla emeklilik için prim ödenecek şekilde sigortalı olunan tarihten önce yaş düzeltmesi söz konusu ise SGK düzeltilmiş yaş üzerinden emeklilik koşulları belirlerken, ilk kez uzun vadeli sigorta kollarına tabi olunduktan sonraki yaş düzeltmeleri emeklilik yaşını değiştirmemektedir. Sigortalıların konuyla ilgili açtığı davalar da SGK’nın bu konudaki uygulamasını değiştirici nitelikte kararlar vermemiştir.
Mahkeme kararıyla yapılan yaş düzeltmeleri konusunda durum böyleyken, nüfus müdürlüklerinin maddi hatası nedeniyle gerçekleşen yanlışların mahkemeye gerek kalmaksızın düzeltilmesi durumunda farklılık söz konusudur. Buna göre; bu durumdaki kişiler eğer mahkeme açmaksızın doğru doğum tarihlerinin Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü veya nüfus müdürlükleri tarafından düzeltilmesini sağlarlarsa, bu düzeltme işlemi ne zaman yapılmış olursa olsun emeklilik
Bundan 3.5 ay önce ev işlerinde çalışan gündelikçilere sigorta zorunluluğu getirildi. “Ay içerisinde 10 günden az ve 10 gün ve daha fazla çalıştırılan gündelikçiler” için iki ayrı yöntem devreye girdi. Ancak aradan geçen zaman diliminde gündelikçilerin sigortalanması ile ilgili yöntemlerin tam anlamıyla anlaşılamadığı sonucu ortaya çıktı.
Ev sahiplerinin çok küçük bir bölümü yeni yöntemi kullanarak yanlarında çalışanları sigortalayabildi. Geri kalanı ise eski usulde yani sigorta yaptırmadan evlerinde gündelikçi çalıştırmaya devam ediyor. Yapılan tahminlere göre yeni sistemi kullananların oranı yüzde 10 bile değil.
Üstelik gündelikçilerin sigortalanması ile ilgili mevzuat uyarınca, 1 gün çalıştırılan gündelikçinin bile sigortalanması gerekiyor. Sigortasız gündelikçi çalıştırmanın cezası büyük.
Peki nasıl sigortalanacak?
Ay içerisinde 10 günden az çalıştırılan gündelikçinin sigortalanması ve bu kişiye ait primlerin ödenmesi çok zor değil. İlk olarak gündelikçi çalıştıran ve sigorta işlemlerini yapacak kişilerin e devlet şifresi almaları gerekiyor. Bu şifre ile www.turkiye.gov.tr adresinden sisteme giriş yapılarak sigorta işlemleri yapılabiliyor. TC Kimlik numarası ve şifre ile giriş
Eurofound (Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı) tarafından yayımlanan son rapor krizdeki Avrupa’nın işgücü piyasasında yaşananları daha net görmemize imkan sağlıyor. Rapor, esas olarak birbirinin zıttı olan iki soruya cevap arıyor.
İlk olarak, Avrupa işgücü piyasasında yaşanan gelişmeler kutuplaşmaya yol açarak orta düzey işlerin azalmasına mı neden oluyor? Yoksa yüksek ücretli işlerdeki büyüme sebebiyle işgücü piyasaları gelişiyor mu?
Eurofound raporu, düşük bilgi - yoğun hizmetlerdeki büyümeye dikkat çekiyor. Raporda, ayrıca, 6 Avrupa Birliği üyesi ülke ile birlik üyesi olmayan 6 ülkenin işgücü piyasalarına ilişkin analizler de yer alıyor.
Rapora göre, 2011-2014 arasındaki dönemde Avrupa işgücü piyasasında gerçekleşen istihdam artışı asimetrik şekilde kutuplaşmış durumda. Bu bağlamda, yüksek ücretli işler ile düşük ücretli bazı işlerin sayıları artarken, orta düzey ücretli işlerde yaratılan istihdam azalmış. Yani, piyasadaki işlerden oluşan hiyerarşinin iki ucunda bulunan yüksek ve düşük ücretli işlerdeki istihdam olanakları genişlerken, ortada yer alan işler için söz konusu fırsatlar daralmış.
İstihdam krizi sürüyor
2013 sonrası AB’deki istihdam
Bayram günlerinde çalışanlara, arife günü ve bayramdaki çalışmalarının ücreti zamlı olarak ödenir. İşveren, “İznini bayram sonrası kullanırsın” dese bile, bayramda yapılan çalışma zamlı olacaktır. Yani, sonradan verilecek izin herhangi bir anlam ifade etmez. İşveren isterse daha sonra o çalışmanın karşılığı olarak ayrıca izin verebilir.
Bayramda çalışan işçilere verilecek ücret normal zamanda elde ettikleri ücretin iki katı tutarındadır. Bu zamlı ücret bayramın üç günü için ayrı ayrı ve yine arife günü öğleden sonrası için de ayrıca hesap edilir.
Mesai de zamlı
Aylık sistemiyle çalışan bir kişi için toplam brüt ücreti 30 güne bölünerek bir günlük ücret tutarı hesap edilecek, ortaya çıkan rakamın iki katı alınarak bayram çalışmasının ücreti ödenmiş olacaktır. Ayrıca bayramda çalışan işçinin eğer bu çalıştığı süreler fazla mesai de oluyorsa, bu sefer bayram sebebiyle iki katı tutarında ücreti değil günlük ücreti en az yüzde 50 oranında artırılarak günlük ücretinin iki buçuk katı tutarında ödenmelidir. İşveren çalışanın ücretini bayrama ait fazla mesai ücretini dikkate almadan, bayram öncesinde çalışanı için ödediği ücreti esas alarak hesaplarsa, herhangi bir denetim veya