Çalışanların çoğuna hangi okuldan mezun olduklarını sorsanız, çok farklı alanlarda eğitim aldıklarını görürsünüz. Birçok insanın eğitim gördüğü alanla yaptığı iş arasında bir ilişki yok, yani işleri ve tahsil alanları uyumlu eşleşmiyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) 22 ülkeyi kapsayan araştırmasına göre, çalışanların yaklaşık yüzde 39’u - insan sağlığı alanında istihdam edilmesi gereken bir psikoloğun çağrı merkezinde çalışması gibi- eğitim alanlarıyla uyumlu olmayan işlerde çalışıyor.
OECD’nin çalışması, alanları dışında çalışanların en fazla olduğu ülkelerin Kore (yüzde 50), İngiltere (yüzde 50), İtalya (yüzde 49) ve Avustralya (yüzde 48) olduğunu gözler önüne seriyor. Sayılan ülkelerde, istihdamdakilerin neredeyse yarısı eğitim gördüğü alanla uyumsuz işlerde çalışıyor.
OECD verilerinden Finlandiya (yüzde 23), Almanya (yüzde 26), Avusturya (yüzde 28) ve Norveç’in (yüzde 33) söz konusu problemi daha düşük oranda yaşadığı görülüyor. Bu durum, bize bir kez daha mesleki eğitimin önemini gösteriyor. Çünkü uyumsuzluğun göreli olarak düşük olduğu Almanya, Finlandiya ve Avusturya gibi ülkelerde mesleki eğitim sistemi oldukça gelişmiş durumda. Bu ülkelerde, herkesin
Torba kanun tasarısıyla, ‘2016 Eylem Planı’ kapsamında Meclis’e gelen kanun tasarısında, kadınların işgücüne katılımlarını artırmak noktasında önem taşıyan düzenlemeler yer alıyor.
Özel sektörde çalışan kadınlar için son derece önemli olan yeni düzenlemelerden ilki, her doğumda altı aya kadar haftalık çalışma süresinin yarısı kadar verilen ücretsiz izin süresince doğum sonrası yarım çalışma ödeneği ödenecek olması. Bu uygulamayla, doğum yapan işçi ücretsiz izin almak yerine ücretsiz izin süresi kadar part-time çalışmış ve yarı çalışma ödeneği almış olacak. Yarım çalışma ödeneği günlük, 46.2 TL. Ancak düzenlemeden tüm işçi kadınlar yararlanamayacak.
Prim şartı
Kadın işçinin bu haktan yararlanabilmesi için doğumdan önceki son üç yılda en az 600 gün işsizlik sigortası primi yatırılması gerekiyor. Ayrıca doğum sonrasında analık izninin bittiği tarihten itibaren 30 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na ‘doğum sonrası yarım çalışma belgesi’ ile başvuruda bulunması da şart.
Tasarıyla analık izni ve part-time çalışma sonrasında çocuk okul çağına gelene kadar ebeveynlere İş Kanunu’nda düzenlenmiş olan kısmi süreli çalışma hakkı tanınıyor. Bununla birlikte, tasarıda söz konusu durumun işveren
Kıdem tazminatı, 2016 yılı çalışma hayatının en önemli konularından biri olacak. Sosyal taraflar önümüzdeki günlerde hazırlanacak taslak sonrası görüşlerini yeniden iletecek.
Kıdem tazminatının fona dönüştürülmesinde en önemli husus, mevcut düzenlemeden geri adım atılmaması. Buna göre, bir yıllık çalışma karşılığında otuz günlük brüt ücret tutarında kıdem tazminatı ödenmesi korunabilirse işçi tarafı konuya sıcak yaklaşabilir. Kıdem tazminatının çok az işçi tarafından alınabiliyor olması da devletin en güçlü argümanı.
Fikir birliği yok
İşveren kesimi ise kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi konusunda fikir birliğine varmış değil. Kurumsal işyerleri maliyetlerin planlanabilir olmasını sağlaması açısından fona sıcak bakıyor. Ancak kurumsal olmayan ve bir şekilde kıdem tazminatı ödemeyen işverenler, fona yeni bir maliyet kalemi olarak yaklaşıyor.
Başbakanlık Müsteşarı’na bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesi, kıdem tazminatının tavanıdır. Kıdem tazminatı tavanı 2016 yılının ilk altı ayı için 4.092,53 TL olarak uygulanacak.
Kıdemde tavan tutarı, yılbaşında ve temmuzda değişmektedir. Ancak geçen yıl eylül ayından itibaren geçerli olmak üzere yayımlanan bir kararnameyle kı
2015 yılında çok sayıda ‘torba yasa’ Meclis’ten geçti. Bu torba yasalarda kamudaki taşeron işçilerin koşullarının iyileştirilmesinden iş sağlığı ve güvenliğine kadar çalışma yaşamını ilgilendiren çok sayıda düzenleme yer aldı.
Henüz 2016 yılının başında olmakla beraber, bu yıl geçtiğimiz yıla göre çalışma yaşamında çok daha hareketli bir yıl olacak. Geçen yıl yasalaşamayan kanun tasarılarının bu yılın ilk aylarında Meclis gündemine taşınacağı sinyalini bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu verdi.
Buna göre bu yılın ilk aylarında ki, ocak sonu veya şubat başları olabilir, ilk olarak Özel İstihdam Büroları Kanun Tasarısı ile Güvenceli Esneklik Kanun Tasarıları Meclis yolunu tutacak. Her iki tasarı da çalışma ilişkileri bakımından son derece önemli etki yaratacak ve işçi sendikalarınca epey tartışılacak tasarılar.
Bu iki tasarının hemen ardından ise yılın belki de en önemli konusu olabilecek ‘kıdem tazminatı fonu’ konusu gelecek. Kıdem tazminatının bir fona dayalı olması görüşü son 4 yıldır hükümetin temel çalışma konularından.
Ne var ki, geçtiğimiz yıllarda kamuoyuna çok iyi anlatılamaması, sendikaların direnç göstermeleri sebebiyle askıda kalmıştı.
Asgari ücret 2016 yılı için belirlendi. Bu yıl için ikinci bir artış olmayacak, normalde yılın ikinci yarısı için de bir artış belirlenirdi. Bu durum işverenler için rahatlık sağlayacak. İşverenlere asgari ücret üzerinden teşvik getirilirken geçen sene sonunda uygulanan rakama normal şartlarda bu yıl gelecek artış oranı dikkate alındı. Buna göre bekâr bir asgari ücretlinin eline geçen yıl 1.000 TL geçerken, bu rakam eğer seçim vaadi hiç verilmemiş olsaydı bu yıl asgari ücret 2016 yılı için ortalama yüzde 11 oranında artacağı için 1.116 TL olarak gerçekleşecekti. Bu rakamın işverene maliyeti de 1.660 TL olacaktı.
Hükümet bu varsayımdan hareketle işverene vereceği teşviki hesap etti. Net asgari ücret 1.300 TL olunca bu rakamın işverene maliyeti 1.935 TL oldu. 1.660 TL ve 1.953 TL arasındaki fark 275 TL oldu. İşte hükümet aradaki bu farkın yüzde 40’ını Hazine’den karşılayarak her bir asgari ücretli çalışan için işverene 110 TL verecek.
Örneğin; asgari ücret düzeyinde 10 çalışanı olan bir işyerinde işverene çıkacak 2.749,5 TL ilave maliyetin 1.100 TL’si Hazine tarafından karşılanacak.
Teşvik koşulları
İşverenlere sağlanan bu destekten işyerinde 2015 yılı itibariyle 1.300 TL ücret
Pazartesi günkü Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla 4447 Sayılı Kanun’un geçici 10. maddesi ile işverenlere sağlanan teşviğin uygulanma süresi 5 yıl daha uzatıldı. Asgari ücretteki artışın maliyeti işverenleri tedirgin ederken, teşviğin süresinin uzaması bir nebze rahatma yaratacaktır.
4447 Sayılı Kanun’un geçici 10. maddesi uyarınca uygulanan teşviğin, belirli şartlar dahilindeki sigortalılar için süresi değişmekle birlikte, sigorta primi işveren hissesinin tamamının İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanması öngörülüyor. Teşviğin süresi, işe alınan sigortalının cinsiyeti, yaşı ve mesleki yeterliliğine göre değişiyor. Diğer yandan teşvik, prime esas kazanç doğrultusunda uygulandığından, işe alınan kişinin ücreti yüksekse, sağlanan teşvik de yüksek oluyor.
6 aydır işsiz olmak
Teşvikten yararlanılabilmesi için, işe alınan sigortalının son 6 aydır işsiz olması gerekiyor. Bu noktadaki amaç, halihazırda işi olan kişiler yerine işsizlerin istihdamının sağlanması. Ek olarak, teşvikten yararlanılabilmesi için işe alınan sigortalının, o işyerindeki ortalama sigortalı sayısına ilave olması da şart. Bu da, mevcut çalışanların işten çıkartılarak teşvikten yararlanmak
İŞKUR teknolojiyi en iyi ve kapsamlı şekilde kullanan kamu kurumları arasında. İşsizlerle irtibat kurulması, kendilerine uygun işlerin bir an önce haber verilmesi gibi noktalarda İŞKUR teknolojinin bütün nimetlerinden faydalanıyor. Diğer yandan, internet üzerinden İŞKUR’un verdiği neredeyse bütün hizmetlere ulaşmak da mümkün. İşsizler İŞKUR’a kayıtlı işverenlerin aradıkları kişilerin nitelikleri, beceri geliştirme ve mesleki eğitimlerle ilgili bilgileri, işbaşı eğitim programlarını kuruma gitmeden öğrenebiliyor.
İşsiz kalan kişiler, işten ayrılma nedenleri işsizlik sigortasından yararlanmaya imkan veriyor ve prim ödeme gün sayısı şartlarını da sağlıyorlarsa işsizlik sigortasından maaş alabiliyorlar. İşsiz kalan kişinin işsiz kalmadan önceki son 3 yıl içerisinde son 120 günü kesintisiz olmak üzere en az 600 gün prim ödemiş olması gerekiyor. Bu koşullar bir arada sağlanmış ise işsize 6 ay işsizlik maaşı bağlanabiliyor. Son üç yılın 900 gününde prim ödenmişse 8 ay, tamamında prim ödenmişse 10 ay maaş bağlanması mümkün. Bu maaşın verilme amacı, işsiz kalınan dönemde gelir kaybının telafi edilmesi. Diğer yandan, İŞKUR işsize maaş bağlamakla yetinmiyor. Onu bir an önce tekrar işgücü
Yazı dizimizin üçüncü ve son gününde ocak ayından itibaren zamlanacak asgari ücretin hangi noktalarda farklılık yaratacağını ve memur maaşlarının ocakta ne kadar olacağını ele alacağız.
Buna ek olarak emeklilere yapılacak zamlara emeklilerin en önemli temsilcisi konumundaki Türkiye Emekliler Derneği Genel Başkanı Kazım Ergün’ün değerlendirmelerini de sizlere aktaracağız.
Ocak ayı yalnızca emekliler için değil, memurlar için de zam ayı olacak. Toplu sözleşmeden kaynaklanan yüzde 6’lık zamma ek olarak, aralık ayı enflasyon oranı açıklandığında yıl içindeki kümülatif artıştan yüksek bir oran oluşursa enflasyon farkı memur maaşlarına yansıyacak. Dolayısıyla, memurlar yüzdelik zammın yanında bir de enflasyon farkı alacaklar. Bu çerçevede, bazı unvanların ocak ayında alacakları maaş yaklaşık şu şekilde olacak:
Tablodaki rakamlar eşi çalışmayan ve bir çocuğu 6 yaşından küçük, diğer çocuğu 6 yaşından büyük olan bir memur için hesaplanmış rakamlardır.
Kim memnun?
Ocak ayında emeklilere yapılacak zam konusunda Türkiye Emekliler Derneği Genel Başkanı Kazım Ergün’ün görüşleri de şu şekilde:
“Sosyal güvenlik sisteminin uygulanmasında farklı kanunlara göre emekli aylığı hesaplanması ve artışı