Global çağdaş sanat piyasasındaki değişimin özeti gibi Amsterdam’daki Moco Müzesi.
Modern-çağdaş ve sokak sanatının önde gelenlerine yer verilen müzenin Barselona’da da bir şubesi var.
Amsterdam’daki ise Van Gogh Müzesi ve Rijksmuseum’un olduğu müze meydanında ve doğrusu Instagram çağında diğer iki müzedeki klasik eserlerden daha çok dikkat çekiyor.
Moco’nun koleksiyonunda Jean-Michel Basquiat, JR, KAWS, Keith Haring, Banksy, Jeff Koons, Damien Hirst, Tracey Emin, Yayoi Kusama, Andy Warhol & Studio Irma gibi sanatçılar yer alıyor.
Ayrıca Moco’daki New FuTure sergisinde ise 33 lakaplı anonim bir NFT koleksiyonerinin koleksiyonundan tam 11 eser sergileniyor.
Tabii 33 bir kişinin lakabı mı, yoksa bir grup koleksiyonerin lakabı mı bilinmiyor.
NFT koleksiyonunda binden fazla eserin olduğunu söyleyen 33’ün Moco’da sergilenen koleksiyonundan seçmelerde 69 milyon dolara sattığı NFT eseriyle Beeple lakaplı Mike Winklemann da kimliği bilinmeyen Türk dijital sanatçı PAK da dikkat çekiyor.
Bir yanda PAK gibi dijital sanatçılar, bir
İstanbul’da yeme-içme sektörü son günlerde daha da canlandı. En yeni ve en popüler iki yeni mekân kapılarını açtı: Masterchef Somer Sivrioğlu’nun Efendy’si ve Lucca’dan ayrılan Bahadır Gürceer’in Beca’sı...
Masterchef’in İstanbul’daki ilk restoranı: Efendy. Tam 3 yıl önce Bebek’te bir apartmanın bahçe katında, Avlu Bebek’te Masterchef’in jürisi şef Somer Sivrioğlu’nun yaptığı özel yemeğe katılmıştım.
Somer Sivrioğlu, Avustralya’daki restoranı Efendy ve Anason’a dönmeden önce, İstanbul’da ilk kez özel bir yemek hazırlamış, böylece Anason’un menüsündeki spesiyalitelerini tatma şansımız olmuştu. Somon pastırmadan pırasa beğendiye, kadayıflı karidesten “Turkish mess” adını verdiği Eton Mess’in Türk dokunuşlu sakızlı ve fıstıklı versiyonuna hepsini denemiştik. Bu sırada Somer Sivrioğlu’nun annesi Ülkü Hanım’la da tanışmıştım, hiç unutmuyorum, menüdeki fava sadece anne tarifi değildi; Ülkü Hanım tarafından bizzat yapılmıştı ve
Dünya Ekonomik Forumu Cinsiyet Eşitliği Raporu’na (2021) göre, dünyada kadınların ekonomik özgürlüğe sahip olma oranı erkeklere oranla yüzde 58 daha az.
Ekonomik katılım ve fırsat eşitliğindeki eşitsizlik 2020’den bu yana iyileşme gösterse de aradaki farkın kapanması için hâlâ 276 yıl var.
Dünya çapında cinsiyet farkını kapatmak için ise 136,5 yıl daha var.
Hayata Karışan Kadınlar Platformu işte tam da bu farkı daha hızlı kapatabilmek için geleceğin mesleklerine odaklanarak kadınların cam tavanları yıkabilmelerine yardımcı olabilecek bir ücretsiz eğitim serisiyle karşımıza çıkıyor.
Eğitimler, Kültür&Sanat ve Eğlence, Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği, Yeni İş Yaşamı&Dijitalleşme ve Yeni Medya olmak üzere toplam dört ana başlıkta toplanıyor.
Uzman mentorlar var
18 yaşını doldurmuş her kadın başvurabiliyor, toplamda 600 kadının eğitim alacağı modülde, şu anda yaklaşık 3 bine yakın başvurunun olması, toplum olarak bu gibi spesifik eğitimlerde nasıl henüz yolun başında olduğumuzu gösteriyor.
Milliyet Arkeoloji dergisinin birinci yılını kutlamak üzere Milliyet ekibi olarak Patara’daydık.
Milliyet Arkeoloji ve İş Sanat iş birliğiyle düzenlenen Kültürel Miras Buluşmaları için.
Önce Dalaman’a uçtuk, daha sonra Antalya’nın Kaş yakınlarındaki Patara Antik Kenti’ne ulaştık.
Bizi Patara Kurucu Kazı Başkanı Prof. Dr. Fahri Işık ve Patara Kazı Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık karşıladı.
Daha önce Göbeklitepe’yi Klaus Schmidt ile birlikte gezme şansım olmuştu.
Patara’yı ise Prof. Dr. Fahri Işık ve Prof Dr. Havva İşkan Işık ile birlikte gezebilmek büyük bir şans. Patara’da 1988 yılında ilk kazıları başlatan ve 1999 yılına kadar da kazı başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. Fahri Işık’tan mitolojide Apollon’un doğum yeri olarak bilinen Leto Hurmalığı’nın önemini dinledik.
Patara’da 3.- 4. yüzyıldan kaldığı belirlenen taş baltalar bulunduğunu ve daha önce yabancı arkeologların çalışmalarının aksine Patara’nın Likya kültür tarihinin yeniden yazılmasına neden olduğunu söyledi Prof. Dr. Fahri Işık.
Oscarlar, resmi adıyla Akademi Ödülleri yıllarca çok beyaz ve çok erkek egemen olmakla eleştirildi.
Bu yıl ise gündemde en çok ‘çok çeşitlilik’ vardı, hem farklı kültürler ve azınlıklar korundu, hem farklı cinsel tercihlere saygı duyulduğunun altı çizildi hem de kadınlara ilk defa bu kadar değer verildi.
Tabii bu arada Ukrayna’ya da destek olundu.
İşte 2022 Oscarlarından geriye kalanlar:
Açılış, babalarının hayat hikâyesini anlatan ‘King Richard’ın şarkısını söylemek üzere Venus ve Serena Williams’ın Beyonce’yi tanıtmasıyla başladı. Beyonce, Williams’ların doğup büyüdüğü kasabadan bir tenis kortunda ‘Be Alive’ şarkısını söylerken kızı Blue Ivy de ona arkada eşlik ediyordu.
Bu yıl törende maske ve sosyal mesafe yoktu. Ama izleyicilerden aşı şartı istenmesine rağmen ödüle adaylarda ve sahneye çıkanlardan aşı şartı yerine sadece PCR test istenmişti.
Törenin üç kadın sunucusu vardı: Amy Schumer, Wanda Sykes ve Regina Hall. Amy Schumer durumu şöyle özetledi:
19 yaşındaki Amerikalı üniversite öğrencisi Jack Sweeney, çevreye ve iklim krizine duyarlı olduğunu iddia eden zengin kitlenin ikiyüzlülüğünü ortaya çıkarmak için özel jetlerini izleyip tüm hareketlerini Twitter’dan paylaşıyor.
Çevre dostu olduğunu iddia eden, hatta iklim kriziyle mücadele etmek için yaptıkları çalışmaları gözümüze sokan dünya çapında isimler var. Sonra bir bakıyorsunuz, bize karbon ayak izimizi nasıl minimuma indireceğimizi anlatırken kendileri özel jetler ve çevreye en çok zarar veren lüks tekneleriyle günlük yaşamlarına devam ediyorlar, kendi karbon ayak izlerini hiçe sayarak.
İşte Amerikalı bir üniversite öğrencisi Jack Sweeney de bu ikiyüzlülüğe sinirlenip duruma el atıyor. Nasıl mı? 19 yaşındaki, Central Florida Üniversitesi öğrencisi Jack Sweeney, pandemi döneminde önce Elon Musk’ın özel jetini takip eden bir kodlama yazıyor. Uçak transponderlerinden halka açık ADS-B verilerinden aldığı bilgiyi, Twitter’ın bot
Perşembe akşamı Beyoğlu’nda Soho House İstanbul’un önündeki büyük kalabalığı görünce ağzımdan ilk çıkan cümle “Çok özlemişiz” oldu. Peki ama neyi çok özlemişiz?
Pandemi öncesi hayatlarımıza geri dönmeyi, sevdiklerimizle sosyalleşmeyi.
Beyoğlu’nda Amerikalı ve Avrupalı turistleri ve expatları görmeyi.
İstanbul’un İstancool günlerini.
Hatırlarsınız, 2000’lerde yabancı dergiler ‘Istancool’ başlıklı kapaklar yapıyor, Monocle’dan Wallpaper’a bütün havalı dergiler İstanbul’dan bahsediyor, Financial Times’tan New York Times’a bütün gazeteler görülmesi gereken şehirler listesinde İstanbul’u en üst sıralara koyuyordu. İşte o zaman Beyoğlu’nda yürürken Türkçe konuşanlar kadar yabancı dil konuşanlara da rastlıyorduk.
Eski günlere dönüş...
İstanbul, en büyük, en lüks, en pahalı, en yeni yapılarıyla değil, maalesef hızla yok olan tarihi dokusu, kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle öne çıkıyor her zaman. &
Çağdaş Eğitim Vakfı’nın Genç Yetenekler projesi 12 yılda büyük yol kat etti.
Projenin genel koordinatörü Berrin Yoleri sayesinde ÇEV Sanat, destek verdiği her öğrenciyle birebir ilgilenerek farklı ihtiyaçlarına özel yardımda bulunuyor.
Amaç, Türkiye’den dünya çapında sanatçılar çıkarmak, Türk kültürünü ve sanatını dünyaya tanıtmak. Şu anda mütevelli heyeti üyesi olmaktan onur duyduğum ÇEV’in desteklediği genç yeteneklerden Cemal Aliyev uluslararası başarısıyla bu yolda en önde ilerleyenlerden.
Cemal Aliyev’i ÇEV Genç Yetenekler konserlerinde sahnede canlı izlemiş ya da Fazıl Say’la sahneyi paylaştığı resitalleri takip etmiş olabilirsiniz.
68 yıldan beri New York’ta düzenlenen Concert Artists Guild Yarışması’nı, Fazıl Say’ın 1995’de kazandığı Young Concert Artist Yarışmasının yetişkinler kategorisini kazanmasıyla dünya çapında olma yolunda önemli bir adım atıyor Cemal Aliyev.
Hatta 2021 Aralık ayında Fazıl Say'ın çello konçertosu