İngiliz sanatçı David Hockney’nin ‘Baharın Gelişi, Normandiya, 2020’ başlıklı sergisi, Akbank’ın desteğiyle 11 Mayıs’ta Sakıp Sabancı Müzesi’nde açılacak.
20. yüzyılın en etkili sanatçılarından biri David Hockney, 1960’lar İngiliz pop art akımının en önemli temsilcilerinden, kendisi Picasso, Matisse ve Fragonard’ın hayranı.
En çok fotoğraf kolajları ve başta ‘Bir Sanatçının Portresi - Havuzda İki Figür’ ve ‘Daha Büyük bir Sıçrama’ başlıklı eserleri olmak üzere Los Angeles yüzme havuzları resimleriyle tanınıyor.
Hatta 2018 yılında ‘Bir Sanatçının Portresi - Havuzda İki Figür’ adlı eseri 90.3 milyon dolara satıldığında yaşayan bir sanatçının eseri için ödenmiş en yüksek rakam unvanına sahip oldu.
Tam beş yıl önce Tate Britain’da bir David Hockney sergisi gezmiştim. David Hockney resimleriyle başlayan, polaroid fotoğraf kolajlarıyla devam eden sergi dört mevsime ışınlanıyor hissi yaratan video art bölümünden sonra en çok da Hockney’nin iPad
İstanbul’da gerçekleşecek Global Gastroekonomi Zirvesi öncesinde TURYİD Başkanı Kaya Demirer, Gastroekonomi Zirvesi Komite Başkanı Ebru Koralı ve TURYİD yönetim kurulu üyeleriyle konu başlıklarını konuştuk.
Gastronomi ülkelerin en iyi pazarlama araçlarından biri. Ne yazık ki şimdiye kadar kendi mutfağımızı dünyaya yeterince tanıtmayı başaramadık, Türk mutfağını yeterince markalaştıramadık. Yurt dışında yeni açılan Türk restoranlarının İngiliz yazarlardan acımasız eleştiriler almasının nedenlerinden biri de bu. Tabii ki bulundukları şehirlere adaptasyonda zorluk çekmelerinin de etkisi çok, ama yabancı yemek yazarlarının Türk mutfağı denilince aklına sadece kebap gelmesinin de etkisi var. Daha önümüzde uzun bir yol olduğunu kabul etmek lazım, iyi şeflerle ve vizyonerlerle iş birliği yaparak ve doğru stratejiyle Türk mutfağını markalaştırabilmek için.
21-27 Mayıs’ta yurt dışında düzenlenecek Türk Mutfağı Haftası da 11 Mayıs’ta İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek Global Gastroekonomi Zirvesi de bu
Elon Musk, tam 12 gün önce 4 Nisan’da aldığı hisselerle en büyük ortağı haline geldiği Twitter’ın tamamını satın almak için önceki gün resmi teklifte bulundu. 259 milyar dolar’lık servetiyle dünyanın en zengin insanı olan Musk, 2.9 milyar dolar ödeyerek Twitter’ın yüzde 9.2’lik hissesini satın alınca şirketin en büyük hissedarı olmuştu, şimdi ise Twitter’ın tamamı için 43.4 milyar dolar’lık bir teklif yaptı.
“İfade özgürlüğünün işleyen bir demokrasi için toplumsal bir zorunluluk olduğuna inanıyorum. Ancak, yatırımımı yaptığımdan beri, şirketin mevcut haliyle ne gelişeceğini ne de bu toplumsal zorunluluğa hizmet etmeyeceğini anlıyorum. Twitter’ın dönüştürülmesi gerekiyor” diye bir de açıklama yaptı. “Eğer kabul edilmezse, hissedar olarak konumumu yeniden gözden geçirmem gerekecek” diye de ekledi.
Twitter yönetimi bu teklife ne kadar karşı çıksa da Elon Musk “Yönetim kurulu değil, hissedarlar karar vermeli” diyor.
Bu durumda Twitter tek kişinin
Norveçli ünlü koro şefi Ragnar Rasmussen ve müzisyen Henning Sommerro ile İskandinav ezgileri Ankara’ya geliyor.
Ragnar Rasmussen yönetimindeki Devlet Çoksesli Korosu, 16 Nisan’da CSO Ada Ankara’da gerçekleştirilecek “Aynı Güneşin Altında” konseriyle İskandinav ezgilerini sanatseverlerle buluşturacak.
Konser öncesi koro müziğinin önemli isimlerinden şef Ragnar Rasmussen sorularımı yanıtladı.
Türkiye’de ilk konseriniz mi?
Daha önce bir kere daha Türkiye’de konser vermiştim. Bu ikinci olacak. Türkiye’de konser seyircisi çok özel, her an aktif olarak konseri dinliyorlar. Örneğin ilk konserimde çok kalabalık olmasına rağmen müzikle ilişki hemen kurulabildi. Hiç zaman geçmeden anında bağ kurulabilmesi benim için de çok özel bir deneyim oldu.
‘‘Aynı Güneşin Altında’’ adı nereden geliyor?
Bunun birçok nedeni var. Buraya son gelişimde benim de yanımda Norveççe müzikler vardı ve bir araya gelen dillerin sesinin ne kadar güzel olduğunu fark ettik, b
Türkiye Dokuma Atlası projesi, asırlık dokumaları sandıklardan çıkarıp, tasarım dünyasına taşımayı ve ekonomik değere dönüştürmeyi amaçlıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde, Milli Eğitim Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB), İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü ve Marmara Üniversitesi’nin katkılarıyla yürütülen projenin ilk etkinliği geçen yıl haziran sonunda Cumhurbaşkanlığı Beştepe Sergi Salonu’nda açılan sergiydi.
Türkiye Dokuma Atlası sergisinde, bölgesel rotalar izlenerek, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden bir araya getirilen 151 çeşit dokuma türü izlenime sunuldu.
Proje kapsamında, akademik araştırmalar sonucunda, “Osmanlı Saray Kumaşları” ve “Anadolu Yöresel Kumaşları” başlıklarında Türkiye’nin kumaş haritasını oluşturan 397 yöresel kumaş tespit edilerek özellikleri veri tabanına işlendi.
Hedef Antep kutnu,
Rusya ve Ukrayna arasında yaşananların elbette yaptırımı olmalı, ama Rus fobisine de dönüşmesine izin verilmemeli derken konu nasıl oldu da insanlardan çantalara geldi? Rus influencerlar neden Chanel çantalarını sosyal medyada parçalamaya başladı?
Lüks markalar son yıllarda yoğun talepleri karşılayabilmek ve bunu yaparken de talepleri daha da artırmak için hep aynı taktiklere başvuruyor. Sınırlı sayıda üretilen ürünler, sınırlı sayıda satın almaya izin verilen ürünler derken bir de bakıyorsunuz lüks mağazaların önünde dev kuyruklar oluşuyor. Ve işte o kuyruklarda bekleyenlere de sadece bir adet çanta alabilecekleri söyleniyor; parasını da verseler ikinci, üçüncü çantayı alamıyorlar. Bu aslında güzel bir şey, bir yandan tüketim çılgınlığını bir nebze de olsa dizginliyor. Ama tabii herhangi bir lüks ürün parayla satın alınamayınca ister istemez bir talep patlaması da yaşanıyor.
Bu hafta gündemde Chanel çantalar var. Rus influencerlar, sosyal medyada Chanel çantalarını keserek, parçalayarak markayı
İstanbul, farklı ülkelerden ilginç yabancılarla tanıştığımız eski güzel günlerine geri dönüyor.
Son günlerde Bohemian Rhapsody’nin yönetmeni Bryan Singer’ın yanı sıra iki ilginç isimle tanışıyorum.
Biri Gertrud Schneider, Avusturya’nın önemli kayak merkezi Lech’te Kristiania’nın sahibi.
Mine Kalpakçıoğlu sayesinde Nişantaşı’nda Vakko Bistrot’da bir araya geliyoruz, Dünya’nın En İyi 50 Kayak Oteli arasında üç numarada yer alan Kristiania’nın hikayesini Gertrud’dan dinliyoruz. Gertrud, Olimpiyat şampiyonu kayakçı Othmar Schneider’in kızı ve oteli babası kurmuş. Her biri farklı tasarlanmış 29 odalı butik bir otel Kristiania.
Kayak sezonu beş ay sürüyor, aralıktan nisana kadar. Şimdi ise yaz sezonunda da oteli açmayı planlıyorlar.
Gertrud, çağdaş sanatın öneminden bahsediyor ve 2023’te Lech’te Frieze ve Art Basel gibi önemli sanat fuarlarının bir mini versiyonunu yapacağını anlatıyor. Tabii Türk müşterileri ne kadar önemsediğini de ekliyor.
Yanımızda Saffet Emre Tonguç olunca
Önceki akşam Sunset’te Barış Tansever ve Vanguart’ın kurucularından Mehmet Korutürk’ün Bryan Singer için verdiği yemek davetine katıldım.
Bryan Singer, “Usual Suspects”, “Bohemian Rhapsody”, “Supermen returns”, “X Men” gibi birçok filmin ve “House” gibi popüler TV dizilerinin yönetmeni ve yapımcısı.
Hollywood’da ilk “Usual Suspects” filmiyle parlıyor, Kevin Spacey’den Benicio del Toro’ya birçok yıldızın kariyerinin de parlamasına neden oluyor.
Hatta Kevin Spacey’ye Oscar da kazandırıyor. Daha sonra süper kahraman filmlerine getirdiği yeniliklerle de adından söz ettiriyor.
Son olarak ise Freddie Mercury’nin hayatını anlatan “Bohemian Rhapsody” ile bir başyapıta imza atıyor.
Ama işte ne oluyorsa o zaman oluyor.
Hakkında yapılan cinsel taciz suçlamaları nedeniyle “Bohemian Rhapsody”yi tamamlamasına çekimlerin bitmesinden sadece birkaç hafta önce izin verilmiyor, ama anlaşması gereği filmin tek yönetmeni kendisi kabul ediliyor.