OpenAI’ın kurucusu ve CEO’su Sam Altman’ın, yönetim kurulu tarafından görevinden alınıp Microsoft’a transfer olması ve yeniden OpenAI’daki görevinin başına dönmesi sadece 5 gün sürdü. Peki, ama bu süreç bizim için ne demek?
Şimdiye kadar hiç yaşanmamış tarihi bir an yaşanıyor. OpenAI’ın kurucularından, CEO Sam Altman’ın, yönetim kurulu tarafından işten çıkarılıp 5 gün sonra görevine iade edilmesi sadece teknoloji dünyası için değil, iş dünyası için de bir ilk. Evet, daha önce Steve Jobs’un Apple’dan uzaklaştırılıp daha sonra geri dönüşüne de şahit olduk ama beş gün içinde bu kadar güçlü bir lobi ilk defa görüyoruz. Ve tabii hepimizin günlük hayatını da etkileyeceğini biliyoruz.
Beş günlük gelişmeleri sıralayalım: Cuma günü Sam Altman’a bir Google Meet link’i gönderildi ve toplantıda OpenAI’nin baş bilim insanı ve kurucu ortaklardan biri olan Ilya Sutskever’in okuduğu metin ile Sam Altman işten
Pazartesi akşamı Akaretler Sıraevler’de 33 numarada Bilgili Holding CEO’su Sinan Temo ev sahipliğinde toplandık.
Yakın zamanda çok erken kaybettiğimiz değerli sanatçı Haluk Akakçe’yi anmak üzere.
Hatırlayacaksınız, Artweeks Akaretler kapsamında Haluk Akakçe’nin eşi Nevzat Bayazıt Akakçe’nin isteğiyle Haluk Akakçe’nin evi ve atölyesi ziyarete açılmıştı.
2 haftada 15 bin kişi gezmiş Haluk’un evini, atölyesini.
Kostümlerinden boyalarına, Bilgili koleksiyonunda yer alan eserlerine kadar Haluk’un iz bıraktığı birçok şeyi görme şansı olmuş. Şimdi ise Nevzat Hanım Haluk’un arkadaşlarını ve koleksiyonerlerini bir araya getirerek Haluk’un son arzusunu yerine getirmek için çalışıyor. Haluk, Mayıs 2022’de bir kültür sanat vakfı kurmak için çalışmalara başlamış, sonra sağlığı bozulunca çalışmalar da yarım kalmak zorunda kalmış.
Şimdi ise Nevzat Hanım sponsor arayışına girişmiş ve Haluk Akakçe Sanat Kültür Eğitim Vakfı’nın yaşayabileceği bir mekan
Anadolu’nun miras kumaşlarını tasarım dünyasına taşımayı hedefleyen Türkiye Dokuma Atlası projesi Cumhurbaşkanlığı Beştepe Sergi Salonu’ndaki sergiden sonra Türkiye’nin önde gelen moda tasarımcılarıyla hazırlanan özel bir koleksiyonla tanıtılmıştı.
Türkiye Dokuma Atlası projesi, asırlık dokumaları sandıklardan çıkarıp, tasarım dünyasına taşımayı ve ekonomik değere dönüştürmeyi amaçlıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde, Milli Eğitim Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB), İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü ve Marmara Üniversitesi’nin katkılarıyla yürütülen projenin sergisinde, bölgesel rotalar izlenerek, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden bir araya getirilen 151 çeşit dokuma türü izlenime sunulmuştu.
Proje kapsamında, akademik araştırmalar sonucunda, “Osmanlı Saray Kumaşları” ve “Anadolu Yöresel Kumaşları” başlıklarında
İstanbul yeme-içme dünyası bir yandan Michelin’in yankılarını tartışıyor, bir yandan da bu kış en çok hangi mekânların öne çıkacağını merak ediyor. İşte bu kışın en öne çıkanları.
Michelin rehberinin yankıları devam ediyor. Bir yanda Michelin’in eski etkisini kaybettiğini düşünenler, bir yanda yıldızları eleştirenler… Oysa biliyoruz ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Michelin’in Türkiye’ye gelmesini desteklemesi önemli, çünkü Michelin hâlâ dünyada kabul gören ve turizmde etkisi olan bir sistem. Elbette tek yıldız alan bazı restoran ve şeflere bakınca yıllardır aynı kaliteyi koruyan, Bodrum’u gastronomi dünyasında farklı bir kulvara taşıyan Sahir Erozan’ın Maça Kızı’nın ve yetenekli olduğu kadar da tevazu sahibi olan şefi Aret Sahakyan’ın bir değil, 3 yıldızı hak ettiğini düşünenlerin sayısı da çok.
Değerlendirmeyle ilgili eleştirebileceğimiz şeyler var, ama her ne olursa olsun yine de sonunda bu değerlendirme sisteminin Türkiye’ye gelmiş olması olumlu bir
İKSV Genel Müdürü Görgün Taner’in Cansu Çamlıbel’e verdiği röportajda mesajı son derece netti: “Sizi duyduk, düşündük; değişim için harekete geçtik!”
Aslında bu, hepimizin sadece kültür-sanat dünyasında değil, hayatımızın geri kalan alanlarında da tam da görmek istediğimiz yaklaşım.
Görgün Taner açıklamalarına şöyle devam etmiş:
“Hatasız kul olmaz. Kişiler gibi kurumlar da hata yapabilir, yapıyoruz da zaten. Bu hataları görüp düzeltmeye kalkmak erdem değil midir zaten? Şimdi İKSV olarak, bu süreçte bize geri bildirim veren herkese ‘Gelin buyurun, siz de el atın, bazı şeyleri beraber değiştirelim’ diyoruz. Ama bir konu var ki, iptal kültürü... Asıl itirazım ona. ‘Şuna vuralım, buna vuralım…’ Bu yaklaşım kimsenin yararına değil. Ama maalesef, şu anda sosyal medya ekosistemi bunun üzerine kurulu. Bu iptal kültürüne kapılanların sırtında yumurta küfesi yok ama bizim sırtımızda küfeler var.”
“Biz bu süreçte kendimizi daha iyi
2000’lerin başıydı, üniversiteden yeni mezun olup Aktüel dergisinde çalışmaya başladığım ilk yıllarda tanıdım Melis’i.
Melis de o zaman daha kariyerinin çok başında, Mehmet Gürs’le çalışıyordu.
İş hayatında yaptığımız ilk hatalarda da, sosyal hayatımızdaki bol kahkahalı günler ve gecelerde de yan yanaydık.
Birlikte çok şey paylaştık, belki biraz da öğrencilikten yetişkinliğe geçtiğim dönem olduğu için bende çok iz bıraktı.
Ama tabii bunda Melis’in nev-i şahsına münhasır olmasının da etkisi çoktu.
Farklı bir enerjisi vardı, kendi kendine yetebilen nadir insanlardandı.
Onu en farklı yapan da gerçek oluşuydu.
Moda dünyasının en prestijli gecesi kabul edilen Met Gala’nın bu yılki teması, Metropolitan Museum of Art’ta aynı başlıkla sergisi de gerçekleşecek olan “Uyuyan Güzeller: Modanın Yeniden Uyanışı”
Met Gala 2024’ün detayları bu hafta açıklandı. Aynı zamanda Costume Instute Benefit olarak da bilinen moda dünyası ve New York’taki Metropolitan Museum of Art için son derece önemli olan galanın ev sahipliğini Vogue’un efsane yayın yönetmeni, Conde Nast grubunun kreatif direktörü Anna Wintour yapıyor. Anna Wintour, her yıl kendisine eşlik edecek ev sahiplerini de seçiyor. Geçen yılki isimler arasında Penelope Cruz, Michaela Coel, Roger Federer ve Dua Lipa vardı. Bu yılki isimler ise henüz açıklanmadı.
Öne çıkan parçalar
Anna Wintour, her yıl gala için bir kıyafet teması da seçiyor. Bazen bu kıyafetler tarihi değer taşıdığı için eleştiriliyor. 6 Mayıs’ta gerçekleşecek Met Gala 2024’ün teması: “Uyuyan Güzeller: Modanın Yeniden Uyanışı.” Bu yılki sergide hedef, en ileri seviyede
Tam 3,5 yıl önce Marina Abramovic, İstanbul’da Sakıp Sabancı Müzesi’nde Akbank sponsorluğunda gerçekleşen sergisinin açılışındaydı.
O akşam konuşmasına, “Burada büyük bir kalabalık var, performans sanatına ilk başladığımda sadece birkaç izleyicim vardı, bu noktaya gelmem tam 50 yılı aldı” diye başlamıştı.
Artık müzelerin de sabit koleksiyonlar yerine sürekli değişen performans sanatına kapılarını açmalarının değişen dünyaya adaptasyon olduğunu özetlemişti.
Marina Abramovic ve Marina Abramovic Institute’un ‘Flux/Akış’ sergisini çok beğenenler de oldu, Abramovic’in yurt dışındaki sergilerine katılmış olanlar arasında ise provokatif tarzının aksine konservatif bulanlar da oldu. Her ne olursa olsun, Marina Abramovic gibi yıldız sanatçıların sergilerinin Türkiye’ye gelmesi hem bizim global kültür-sanat dünyasını yakından takip edebilmemiz için hem de Türkiye’de kültür-sanat turizminin ilerlemesi için önemli.
Abramovic’in sergi süresince İstanbul’da olamayacak olması da serginin