Yeme-içme dünyasının önemli isimleri bu hafta Swissotel’de buluştu, kardeş gazetemiz Hürriyet’in Karaca iş birliğiyle hayata geçirdiği İncili Gastronomi Rehberi için.
Henüz ikinci yılında olmasına rağmen, Müge Akgün yönetimindeki İncili Gastronomi Rehberi çok yol aldı ve sektörün büyük bir bölümünü bir araya getirmeyi başardı.
Daima kendi mekânları başında görmeye alışık olduğumuz isimler ilk defa bir gecelerini başka bir mekânda, başka mekân sahipleriyle bir arada geçirdi.
Tecrübeyle sabit, böyle ödüller, yıldızlar, inciler listeleri yapmak kolay değil.
Bu gibi durumlarda proje koordinatörlerinin de müfettişlerin de işi çok zor.
Birini mutlu ederken, birini mutsuz etmek kaçınılmaz çünkü.
Her yıl aralık ayının en heyecanla beklenen gecelerinden biri, İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı ev sahipliğindeki Gala Modern.
Sadece katılan 500 kişi için ya da çağdaş sanat piyasası için değil, hepimiz için. Çünkü amaç, İstanbul Modern’in yaşamına ve tabii eğitim programlarına katkıda bulunmak.
Gala Modern sayesinde 9 yılda bugüne kadar 502 bin çocuk ve genç sanat eğitiminden yararlandı.
Bu yıl ise hedef 20 bin çocuk ve gence daha ulaşmak.
Hatta bu yüzden gecenin destek çağrısı, 18-25 yaş arası 20 bin gence her salı ücretsiz müze deneyimi sunan “Genç Salı” projesi için yapıldı.
Gala Modern, bu yıl İstanbul Modern’in Karaköy Antrepo’dan Beyoğlu’ndaki geçici mekânına taşınması nedeniyle ilk defa müze dışına taşındı ve Hasköy Yün İplik Fabrikası’nda yapıldı.
Tabanlıoğlu Mimarlık ve dDf’in dokunuşlarıyla fabrika baştan yaratıldı.
Carlo Bernardini’nin yemekleri de harikaydı.
Türkiye’de genç sanatçıların işlerinin önemli koleksiyonerlere ulaştırılabilmesi konusunda sevindirici gelişmeler oluyor.
Genç sanatçılarımızın ilk şansı Mamut Art Project’ti, işlerini koleksiyonerlere tanıtabilmek için iyi bir fırsattı.
Geçen yıl itibarıyla ise genç sanatçılar için artık yeni bir fırsat daha var: BASE.
BASE, bir sanat buluşması.
Geçen yıl 5 günde 10 bin kişi tarafından ziyaret edildi.
Tüm Türkiye’nin bu yıl mezun olan yeni nesil sanatçılarını ilk kez İstanbul’da Galata Rum Okulu’nda aynı çatı altında bir sergide buluşturdu.
20 şehirde 31 üniversiteden 108 sanatçıya ait 116 yapıta ev sahipliği yaptı.
4 gün boyunca BASE Talks’ta birbirinden değerli konuşmacıları da ağırladı.
Conde Nast Traveler gibi seyahat dergilerinde sevindirici haberler görmeye başladık, “Artık Türkiye’ye geri dönme zamanı” diyorlar.
İstanbul ve Bodrum’u 2019’un en gözde destinasyonları arasında sayıyorlar.
Zaten günlük hayatımızda da olumlu gelişmeyi görüyoruz.
Dün Hilton Bomonti’de başlayan, Milliyet’in de sponsorlarından olduğu Marka Konferansı ve sonrasında Soho House’da gerçekleşen Marka yemeğinde ilginç birçok yabancı misafir vardı.
Aralarında son bir haftadır kilitlendiğimiz bir isim de vardı.
Kendisi son 3 yıldır Marka Konferansı’nın konuşmacılarından.
Geçen yıl sahneyi GQ İngiltere’nin efsane yayın yönetmeni Dylan Jones’la paylaşmıştı.
Twitter gibi herkesin klavye silahşörü kesildiği bir mecra yarat, bütün dünyayı her konuda ses çıkarmaya teşvik et, bundan milyon dolarlar kazan, ondan sonra da kendine doğum günü hediyesi olarak Myanmar’da konuşmanın yasak olduğu 10 günlük bir Vipassana meditasyonu seç. Ve tabii bunu yaparken Myanmar’da yaşananlara da kayıtsız kal.
İşte böyle ironiler üzerine kurulu hayat. 10 gün boyunca çok sınırlı şartlarda yaşayıp, hiç konuşmadan, sadece meditasyon yaparak kendini tanımaya çalışıyor Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey.
Zihninin en derinine inip yeniden programlamaya çalışıyor.
“Saatlerce beton üstünde kımıldamadan oturup ağrılarınızla yüzleşmek tüm acılar ve zevkler geçicidir gerçeğini öğretiyor, konsantrasyonu artırıp dünyevi zevklerden vazgeçmeyi öğreneceğim” diyor. “Meditasyon rahatlatıcıdır sananlar yanılmasın, vipassana acı verici ve hem fiziksel hem zihinsel olarak çok yorucu, daha derine indikçe daha da çok yoruluyorsunuz” diye anlatmaya devam ediyor.
İçinde sadece bir yatak olan mütevazı odasının fotoğraflarını da paylaşıyor Twitter hesabından.
Hiçbir elektronik kullanmadan, Apple watch ve Oura yüzüğünü bile uçuş modunda tutarak, okumadan, yazmadan, spor yapmadan, müzik
Cosmopolitan İngiltere’nin yayın yönetmeni Farrah Storr, Marka Konferansı için önümüzdeki hafta İstanbul’a geliyor. Öncesinde Londra’daki ofisinde buluştuk ve son kitabı “The Discomfort Zone”u (Konforsuzluk Alanı) ve Cosmopolitan’ın kadınlar üzerindeki etkisini konuştuk.
- Cosmopolitan kadınlar için bir dönem kutsal kitap gibiydi. Şimdi ise hayat çok değişti, yeni çağa ayak uydurabilmek için neler yapıyorsunuz?
Cosmopolitan hala birçok okur için kutsal kitap gibi, sadece içeriği değişti. Yayın yönetmeni olduğumda ilk yaptığım değişiklik seks önerilerini ve köşe yazılarını kaldırmak oldu. Daha detaylı araştırılmış haberlere yer vermek istedim. İngiltere’de MeToo hareketinin öncüsü olduk. Kilolu kadınları kapağımıza taşıyarak kadınların bir model gibi prototipe uyması gerekmediğini anlattık. Ayrıca en çok övündüğüm projemiz, Cosmo evleri yarattık. Londra’da yaşam çok pahalı olduğu için, burada kira ödeyemeyecek durumda olan yaratıcı alanlardan kadınlara özel evler hazırladık. Bize yazılarıyla, sanatlarıyla destek olmalarını istedik, onlara dergide bir alan açtık.
- Dergiciliğin, basılı yayınların geleceğini nasıl görüyorsunuz?
İyi içerik önemli olan. İyi içeriğe, uzman yazarlara her
Silikon Vadisi’nin Avrupa açılımı Station F’teyim, Microsoft’un ‘Perakende Hikâyeleri’ etkinliğine katılmak için.
Xavier Niel’in öncülüğünde kurulan Station F, dünyanın en büyük start-up kampüsü.
Mimarı Jean Michel Wilmotte, yakın zamanda Türkiye’nin önemli mobilya markalarından Koleksiyon için de özel bir koleksiyon hazırladı ve bunun lansmanı da Station F’te yapıldı.
Microsoft’un etkinliğinin konu başlığı: Perakendede Dijital Farklılıklar.
London College of Fashion’ın inovasyon ajansının başkanı Matthew Drinkwater’ın Moda ve Perakendede Teknoloji konuşmasıyla başlıyor program.
Drinkwater’ı geçen ay Amsterdam’da bir panelde izlemiştim ve orada olduğu gibi burada da son derece çarpıcı örnekler veriyor.
Ama tabii sadece teknolojik olduğu için zorlama ürünlerin modada ve perakendede asla başarılı olamayacağını da savunuyor.
Vücut şekli ve ten rengine göre sanal styling yapan ve internet alışverişinde iadelerin azalmasını sağlayan Becoco’nun kurucusu Katharina Vandamme-Eybesfeld, Heuritech’in başkan yardımcısı Shana Aiach, Data&Data’nın CEO’su Zouheir Guedri, SouthPigalle’in kurucusu Louis de Cointet, Microsoft’tan Nina Lund moderatörlüğünde bulut teknolojisinin ve yapay zekânın mağazacılık
Her yıl heye-canla beklediğim Marka Konferansı’nın programı sonunda açıklandı.
Milliyet’in de sponsorları arasında yer aldığı konferansın konuşmacılarına şöyle bir göz atalım.
Tarihin en büyük 300 mucidinden biri Jaron Lanier, Avrupa’nın en ünlü etik hacker’ı Jamie Woodruff, moda dünyasına yön veren ünlü modacılar Roland Mouret, Alice Temperley ve Philipp Plein, moda markalarıyla yaptığı işbirlikleriyle dünyanın dikkatini çeken Stephen James, çarpıcı çalışmalarıyla bilinen dev nörobilimci Beau Lotto, Galatasaray’ın kalecisi Fernando Muslera, ünlü tasarımcı Terri Pecora ve ünlü sanatçı Arik Levy...
Yerli isimler arasında ise Sani Şener, Agah Uğur, Yalın, Ahmet Ümit, Kıvanç Tatlıtuğ, Refik Anadol, Kaan Sekban, Yeşim Darıcı, Murat Karahan, Gökhan Horzum, Ercan Kesal, Uğur Gürses, Ateş İnce, Bergüzar Korel, Engin Akyürek var.
‘İnsanlığın iyiliği için şart’
Benim en merakla beklediğim konuşmacı Jaron Lanier.