Altın çağın kitabını yazdı

23 Mart 2025

Dergicilikle ilgisi olmayanların bile adını bildiği, dünyaca ünlü sayılı yayın yönetmeni var: Anna Wintour, Tina Brown ve Graydon Carter gibi…

Vanity Fair’in 25 yıllık efsane yayın yönetmeni Graydon Carter, neye elini atsa yıldız yapabiliyor. Bkz: Ortak olduğu iki restoran, Waverly Inn ve bir süre önce kapatma kararı aldığı Monkey Bar.

Carter, Waverly Inn adlı restoran-bara ilk ortak olduğu zaman buraya rezervasyon yaptırmak bile büyük olaydı. Tanıdık olmadan rezervasyon da yapılamıyordu. Restoranın telefonu bile yoktu! Daha sonra “opentable.com”dan yapılabilir hâle geldi ama o da ancak çok erken ya da çok geç saatlerde yemek yemeyi kabul ederseniz. “Artık restoranlarda iyi yemek sunmak değil, olağanüstü yemek sunmak gerekiyor” diyordu Carter.

Eylül 2017’de Vanity Fair’de bayrak değişimi yaşandı. Graydon Carter’ın Vanity Fair’deki yayın yönetmeni görevini bırakacağını açıklaması büyük şaşkınlık yarattı. Tıpkı “Şeytan Prada Giyer”e konu olan Anna Wintour’un Vogue ile özdeşleşmesi gibi

Yazının Devamı

Osman Hamdi Bey, Londra’da gündemde

20 Mart 2025

Osman Hamdi Bey, sadece Türk sanatının değil, aynı zamanda dünya sanat tarihinin önemli figürlerinden biri.

Batı sanatını ve Doğu kültürünü birleştirerek oryantalist sanatı ile hem bir ressam hem de önemli bir kültürel figür olarak hatırlanıyor.

19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme süreci ile paralel olarak kariyerini şekillendiren Osman Hamdi Bey, hem sanatı hem de akademik çalışmaları ile dönemin önemli isimlerinden biri.

Osman Hamdi Bey’in en tanınan eseri, 1906 ve 1907 yıllarında iki versiyonunu yaptığı ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’.

Şu anda 1906 tarihli eser Pera Müzesi’nde, 1907 tarihli eser ise Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nde sergileniyor.

Şimdi ise Osman Hamdi Bey’in iki farklı eseri Londra’da müzayedede satışa çıkıyor.

‘Kahve Ocağı’ adlı eser Londra Bonhams’da 26 Mart’ta açık artırmayla satılacak.

Yazının Devamı

Sırada film değil, sergi var

18 Mart 2025

Tilda Swinton, sadece sinemada bol ödüllü bir oyuncu değil, aynı zamanda sanatın farklı alanlarında da aktif.

2008 yılında ‘Michael Clayton’ filmindeki rolüyle en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar’ını kazanan Tilda Swinton’ı 2005 Venedik Bienali’nde ise Hüseyin Çağlayan’ın ‘Olmayan Var Olma’ adlı video çalışmasında izlemiştik.

Daha o zaman Tilda Swinton henüz dünya çapında tanınan bir isim değildi ve Hüseyin Çağlayan ile gerçekleştirdiği bu proje, Swinton’ın sanat dünyasındaki yükselişine önemli bir katkı sağladı.

‘Olmayan Var Olma’, sanatçı ve izleyici arasındaki etkileşimi, zaman ve kimlik gibi derin konuları sorgulayan bir video eseriydi.

Bu projede Swinton, zamana ve varoluşa dair soruları kendine özgü bir şekilde sorgulayan bir figür olarak karşımıza çıkmıştı.

Tilda Swinton’ın Londra’da Serpentine Galerisi ile birlikte gerçekleştirdiği bir sanat projesi de çok ses getirmişti: ‘Belki’.

Swinton, önce Londra Serpentine Galerisi’nde, daha sonra

Yazının Devamı

Ölüm mü yalnızlık mı?

16 Mart 2025

Gene Hackman ve eşi Betsy Arakawa’nın ölümü spekülasyonlara neden oldu. Peki ama burada asıl gözden kaçırdığımız neydi?

Kötü haber çabuk duyulur derler ama işte her zaman öyle olmuyor. Bazen bir ölüm, bir kayıp ya da bir trajedi, o kadar uzun süre gizli kalabiliyor ki, sonrasında gerçeği şaşkınlıkla öğreniyoruz. Son örneklerden biri, Hollywood’un en büyük ikonlarından Gene Hackman ve eşi Betsy Arakawa’nın ölümü. Şubat ayında sessiz sedasız evlerinde hayatlarını kaybettiler, bir köpekleriyle birlikte, diğer köpekleri ise kurtuldu. 

Gene Hackman’ın ölümü, aslında sadece bir kayıp değil, aynı zamanda içinde yaşadığımız dijital çağda bile ne kadar yalnız olabileceğimizi ve toplumsal bağların ne kadar zayıf olduğunu gösteren bir hikâyeye dönüştü. Peki, Gene Hackman’ın ölümü neden bu kadar geç duyuldu?  

Öncesinde neler yaşandı? 

Sadece bizlerin değil, dünyaca ünlü yıldızların, hatta bir ikonun bile bu kadar “connected”

Yazının Devamı

Banksy’den toplumsal değişime dolaylı destek

13 Mart 2025

Banksy, sokak sanatı ile toplumsal eleştirilerde bulunan ve kimliğini gizlemeyi tercih eden bir sanatçı.  

Çevresel sorunlar, kapitalizm, savaş karşıtlığı, hayvan ve insan hakları gibi toplumsal meseleler üzerine derinlemesine düşündüren eserler yaratıyor.  

Anonim kalmayı tercih etmesi sayesinde sanatını değerlendirirken yalnızca sanatına ve mesajına odaklanıyoruz, kişiliğine değil. 

Banksy’nin sanatı, genellikle toplumun kalıplarını sorgulayan, sistem eleştirisi yapan ve çoğu zaman göz ardı edilen sorunları gündeme getiren eserlerden oluşuyor.  

Hatırlayacaksınız, 2018’de “Kırmızı Balonlu Kız” adlı eserinin Sotheby’s’de 1.1 milyon sterline satılmasının hemen ardından kendiliğinden parçalanması, sanat dünyasında büyük ses getirdi.  

Banksy, bununla ilgili olarak, “Eseri yok etmedim, yeni bir eser yarattım” dedi. 

Bu yaklaşım, sanatın statik olmadığını, tersine sürekli evrilen bir süreç olduğunu vurguladı ve bu yeni eserin adı ‘Love is in the Bin/Çöpteki Aşk’ oldu. 

Yazının Devamı

Sanat dünyasında gözler İspanya’dan sonra Hollanda’da

11 Mart 2025

ARCO Madrid’den hemen sonra şimdi prestijli sanat fuarı TEFAF Maastricht başlıyor.

Fuarın 38. Edisyonu 13 ve 14 Mart’ta ön izleme günlerinden sonra 15-20 Mart’ta ziyarete açılacak.

Fuar, her yıl olduğu gibi sanat galerileri, koleksiyonerler, müze küratörleri ve sanatseverler için önemli bir buluşma noktası olacak.

Bu yılki etkinlik, geleneksel antikalar ve büyük ustaların eserlerinin yanı sıra modern ve çağdaş sanat eserlerini de ön plana çıkararak sanat dünyasında önemli bir dönüşümün de göstergesi aynı zamanda.

TEFAF Maastricht aslında 7 bin yıllık sanat tarihini kapsıyor.

Bu fuar, sadece eserlerin sergilenip satıldığı bir etkinlik değil.

Aynı zamanda sanat piyasası, koleksiyonerlik ve müzecilik üzerine de önemli tartışmaların yapıldığı bir platform olarak da biliniyor.

Yazının Devamı

Z kuşağından Beta kuşağına hızlı geçiş

9 Mart 2025

İş dünyası hâlâ Z kuşağını ve özelliklerini tartışırken günlük hayatımızda şimdi önce Alpha ve Ocak 2025 itibarıyla Beta kuşağı da eklendi. İşte kuşaklar arası öne çıkan farklılıklar.

Son yıllarda kuşaklar arasında dikkat çekici farklar ortaya çıkıyor. Teknolojinin hızlı gelişimi ve toplumsal değişimlerin etkisiyle her kuşak, kendine özgü bir yaşam tarzı, değerler sistemi ve iş yapma biçimi geliştiriyor. Şu anda iş dünyasının en çok konuştuğu Z kuşağından başlayarak, Alpha kuşağının doğuş ve gelecekteki Beta kuşağının toplumsal etkilerini değerlendirelim.

Z kuşağı, 1995 ve 2010 yılları arasında doğan bireylerden oluşuyor ve şu an bu kuşak genç yetişkinler olarak iş hayatına katılmış durumda. Peki, ama Z kuşağının en belirgin özelliği nedir? Tabii ki dijital dünyada doğmuş ve büyümüş olmaları. İnternet, sosyal medya, akıllı telefonlar ve dijital platformlar, bu kuşağın hayatının her anını etkiledi, toplumsal ve ekonomik hayata bakış açılarını ister istemez şekillendirdi. Bu kuşak, eğitimde ve iş yaşamında dijitalleşmeye hızla adapte oldu, geleneksel iş

Yazının Devamı

Kim Jones’un koleksiyonu satışa çıkıyor

6 Mart 2025

Ödüllü bir moda tasarımcısı Kim Jones.

İngiliz kraliyetinden OBE nişanına, Fransa’dan ülkenin en yüksek nişanı olan Chevalier de la Légion d’Honneur’a layık görüldü.

Kim Jones, kendi adını taşıyan markasını 2003 yılında kurdu, sanat ve popüler kültürle derin bir bağ kuran, lüks ve sokak giyimini bir araya getiren güçlü bir akımı ilk kez başlattı.

2008 yılında markasını kapattıktan sonra Louis Vuitton grubuna katıldı ve burada Supreme ile ilk iş birliğine imza attı.

2020’den 2024’e kadar Karl Lagerfeld’in yerine Fendi’nin kreatif direktörlüğünü yaptı, haute couture ve hazır giyim koleksiyonlarını denetledi ve markanın kürk ürünlerine etik odaklı alternatifler sundu.

Ancak Kim Jones’un en çok iz bırakması, 2018’den bu yılın başındaki sürpriz ayrılışına kadar kreatif direktörlüğünü yaptığı Dior Homme’da oldu.

Görev yaptığı süre boyunca erkek giyimine couture’ü tanıttı, KAWS ve Daniel Arsham gibi sanatçılarla iş birliklerine girişti ve David

Yazının Devamı