Bilgi ekosistemi çözüm planı

25 Eylül 2022

Demokrasinin ve kalıcı barışın ön koşulu olan ifade özgürlüğünü koruma çabalarından dolayı Nobel Barış Ödülü’ne layık görünen gazeteciler Maria Ressa ve Dmitry Muratov, gazeteciliği desteklemek ve dezenformasyonla mücadele etmek için 113 imzacıyla on maddelik bilgi ekosistemi çözüm planı hazırladı. Oslo Nobel Barış Merkezi’nde gerçekleşen İfade Özgürlüğü Konferansı’nda sunulan metin, günümüz teknolojisinin toplumları ileriye taşıma potansiyeli, baskın internet platformlarının iş modelleri ve tasarımlarının sonuçları üzerine. Metin insanlığın ilerlemesi için teknolojinin birkaç kişinin zenginliği ve gücü için değil, herkesin hak ve özgürlüklerini ileriye taşımak için kullanılmasının önemine vurgu yapıyor. Büyük teknoloji şirketlerinin iş modellerinin tahrif ettiği bilgi ekosisteminin karşı karşıya kaldığı varoluşsal tehdide karşı sunulan çözüm önerileri şöyle:

*Teknoloji şirketlerinin, kamuya açıklanması gereken bağımsız

Yazının Devamı

Dijital bellek 12 Eylül hafızası

18 Eylül 2022

Neredeyse hepimizin “12 Eylül” darbesiyle ilgili bir hikâyesi, anısı, acısı, cenazesi, davası var. Elinden alınan bir hayat, bedeninde ve ruhunda yer etmiş bir iz var. Kayıpları var. Ve darbeler üzerine yazılmış, çizilmiş binlerce kitap, makale ve belgesel var. Ama kendisine yaşatılan bu travmayı, “oldubitti, geçti gitti” ruh haliyle savsaklayan ya da unutturma eğiliminde olanlarla yargı önünde hesaplaşamamış da bir toplum var.

Oysa 12 Eylül sabahı, Türkiye’nin siyasal, ekonomik ve sosyal bunalımına en kestirme “çözüm” yolu askerden geldi; apoletleri, postalları, tankları ve anayasasıyla...

Toplum darbeden hemen sonra, siyasetin yasaklandığını, parti faaliyetlerinin durdurulduğunu, bütün demokratik kitle örgütleri ve derneklerin kapatıldığını unutmuş olabilir mi? Ya da 1 milyon 683 bin kişinin fişlendiğini, 30 bin kişinin sakıncalı olduğunu, 9 bin 400 kamu görevlisi işten atıldığını, 650 bin kişinin gözaltına alındığını, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldığını, 210 bin dava açıldığını, 517 kişi hakkında idam cezası verildiğini, 49

Yazının Devamı

Bir medya trajedisi

11 Eylül 2022

Eskiden bir haberin doğruluğunu teyit etmenin çeşitli yolları vardı. Tek bir kaynaktan edinilen bilgilere kuşkuyla yaklaşılırdı. Habere konu olan şey neyse ya da kimse onun bütün taraflarıyla görüşülürdü. Örneğin masa başı gazetecilik yaparken bile bir siyasetçinin, bir sanatçının ya da kamuoyunu ilgilendiren bir şahsiyetin sağlık durumuyla ilgili ortaya atılan bir iddia çeşitli kanallardan teyit edilmeye çalışılırdı. Ailesi aranırdı, hastane aranırdı, çalıştığı kurumdan bilgi alınırdı, olmadı bizzat hastaneye giderek o kişinin sağlık durumu hakkında doktor görüşüne başvurulurdu.

Bugün tek bir kişiye telefon dahi açmadan sosyal medyada çıkan haberleri kendisine referans alan gazeteciler var.

***

1990’lı yıllarda borsadaki yatırımlarıyla adından sıkça söz ettiren ve medyada ‘Borsa Kralı’ olarak tanınan iş insanı Nasrullah Ayan, gazete, televizyon ve internet sitelerinde “öldü” haberi çıktıktan beş gün sonra hayatını kaybetti. 29 Ağustos’ta Ayan, Artı TV’de Fatih Yapıcı’nın programında borsa

Yazının Devamı

Ekranda “öldürmeyi” tartışmak

4 Eylül 2022

Sanatçı Mabel Matiz, birkaç yıl önce Konya’da Hz. Mevlana’nın türbesini ziyaret eder. O esnada iki ‘hayranı’ yanına gelir ve fotoğraf çektirmek ister. Matiz kibarca yapılmış teklifi kabul eder.   

Bir süre sonra, çekilen ve sosyal medyada paylaşılan bu fotoğrafın altına kendisi hakkında yapılan aşağılayıcı homofobik yorumu görür... Yorumu yapan da fotoğraf çektiren sahte hayranı... 

Matiz de yorum yapar ve kısaca şöyle der:  

“...Tuhaf hissettirdi... Dün bulunduğumuz yerin özelinde düşündüğümde fazla düşüncesiz, kalpsiz ve tutarsız buldum bu hali. Belki çok uzun süredir ilk defa içim cız etti. İsterim ki; öncelikle kendi benliğinizi sevip ona saygı duyun. Dünyadaki yerinizi bulmak için daha faydalı kelimeler kullanın. Size ait olmayan ezbere bilgilerle yürümeyin. Sevginin karşısında diliniz de kalbiniz gibi tertemiz kalsın. Bilerek konuşun. İsterim ki Mevlana’nın kapısına neden gittiğinizi bilerek gidin!” 

Son bir haftadır okuduğum haberlerde, izlediğim tartışma

Yazının Devamı

Bir suikastın medya tahlili

28 Ağustos 2022

1945’ten bu yana Avrupa’da yaşanan “en büyük savaş” olarak nitelendirilen Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Ukrayna’nın da Rusya’ya karşı varoluşsal mücadelesi sürerken; Darya Dugina adlı genç bir kadın, Moskova yakınlarında seyir halindeyken aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti.

Bu suikastın sürdürülen bir savaş ya da dış politika üzerindeki olası etkilerini ve doğuracağı sonuçları uzmanlara bırakıyorum. Ama suikast haberlerinde mesleki tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki; suikasta ilişkin son bir haftada çıkan haberlerin önemli bir kısmı, sorulara yanıt vermekten çok, daha fazla soru üretiyor. Oysa haber olayla ilgili sorulara yanıt vermek içindir. Daha fazla soru sormak için değil. Servis edilen her iddia da bazen sorunu çözmek için değil çözümsüz bırakmak içindir. 

***

Dünya medyası, Darya Dugina’yı, “Ukrayna’nın işgalini savunan, aşırı milliyetçi ve Batı karşıtı görüşleriyle tanınan Rus siyaset uzmanı Alexander

Yazının Devamı

Her şey yolunda mı?

21 Ağustos 2022

İnsanlar hayatın hemen her alanında, birçok konuda, inançları, düşünceleri, mevcut kurulu düzenleri sarsılmasın diye, kendilerine rahatsızlık veren gerçekleri, inkar etmeye ya da yalanlamaya daha mı yatkın oluyor?  Bu soruya bilişim uzmanları ve felsefeciler “evet” diyor.  

Bunun en çarpıcı örneği iklim krizi ile ilgili gelişmelere insanların verdiği tepki. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Son birkaç yıldır yaşadığımız olağanüstü sıcak ve kurak yazlar kümesinin hepimiz farkındayız. Aşırı yağışların, kuraklığın, orman yangınlarının, salgın hastalıklarının iklim krizi felaketinin bir sonucu olduğunun da bilincindeyiz. Dünyanın birçok yerinde yaklaşık son iki aydır kayda değer bir yağış görülmediğini ya da Amerika’nın batısının 1200, Avrupa’nın ise 500 yılın en kötü kuraklığıyla karşı karşıya olduğunu da biliyoruz. Türkiye’de geçen yıla oranla yağışların yüzde 55 azaldığını da...  

Fakat küresel krizin bir sonucu olan bu vahim tabloyu, sadece bir “durum saptaması” gibi algılıyoruz. Ama eğer bu

Yazının Devamı

Gizli salgın!

14 Ağustos 2022

Dünya medyasında çıkan sağlık haberlerine baktığınızda, bilim dünyasının özellikle de tıp alanında olağanüstü bir yol kat ettiğini görmek mümkün. Daha bilinçli, daha sağlıklı, daha uzun ömürlü insana yatırım yapan muazzam gelişmeler… Peki bunların hepsi zenginler için mi? Uluslararası sağlık örgütlerinin raporları öyle olduğunu gösteriyor. O raporlar emekçi insanların yaşamını önemsemeyen, bu insanların çözülebilir sağlık sorunlarını dahi çözümsüz hale getiren meslek hastalıklarının verileriyle dolu.   

Mesela Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) dünyada her yıl 2,3 milyondan fazla işçinin iş kazası ve meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmesini “gizli bir salgın” olarak adlandırıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre de dünyada her yıl 11 milyon “yeni meslek hastalığı” vakası meydana gelmekte…

Oysa her iki kurumda; dünya, insan hayatına önem veren sağlık politikalarıyla şekillense bu ölümlerin

Yazının Devamı

Kanunsuzlar!

7 Ağustos 2022

Yıl 1960. Samsun Kavak’ta yaşları 12-14 olan üç çocuk yargı karşısına çıkar. Pazaryerinde birkaç kişinin cebinden bir miktar para çaldıkları gerekçesiyle… Çocuklar suçlarını itiraf eder. Savcılık makamı kamuya açık yerlerde birden fazla kişinin cebinden para çalınmasının cezayı artırdığı gerekçesiyle her biri için 20 yıl hapis ister. Çalmak suçundan üç çocuğun her birine 11 yıl hapis cezası verilir. Davaya bakan emekli Hâkim Mehmet Tural, verdiği kararın ağırlığını daima taşıdığını anlatırken şöyle demişti: “Onlar daha suçun ağırlığını bilmeyecek kadar çocuktu ve ben vicdanen rahatsız olmuştum. Kanunu zorladım; oradan indiriyorum, buradan indiriyorum, takdir hakkı diyorum, şu yasaya göre, bu hükme göre diyorum, yine de 11 seneye kadar ancak indirebildim.” 

Fakat savcı cezayı az bulur ve karara itiraz eder. Yargıtay kararı bozar ve dosya tekrar hâkim Tural’ın önüne gelir. Hâkim Tural, kararında direnir. Dosya tekrar Yargıtay’a gider. Yargıtay Ceza Genel Kurulu

Yazının Devamı