TFF’nin ‘olimpiyat’ borçları

19 Mart 2025

Cumartesi günü Atatürk Olimpiyat Evi’nde çok seviyeli, güzel bir kongreye katıldık. 2011’den beri Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi başkanlığını sürdüren Prof.Dr. Uğur Erdener hocamız, önce üyeler tarafından hem faaliyet raporu, hem de denetleme kurulu raporlarının oylanıp kabul edilmesiyle ibra edildi. Önceki yıllarda üzerinde anlaşma sağlanan, uzlaşılan tek adayla düzenlenen kongrelerden sonra ilk kez iki adaylı kongre gerçekleştirildi.
Adaylarımız Uğur Erdener ve Ahmet Gülüm’dü… Başkan adayları birbirlerine saygı mesajları vererek teşekkür ettiler. Sonra Erdener TMOK’ta gerçekleştirdikleri başarı ortamını anlatıp gelecek vizyonunu özetlerken, Erdener, 148 olimpik sporcuya 2 yıl geçerli olmak üzere 600 dolar ve asgari ücretten oluşan önemli bir gelir sağladıklarını anlattı. Ahmet Gülüm, TMOK’un acilen üç misli sponsor gelirleri sağlaması gerektiğini söyledi.
Barış içinde başladı ve bitti. TMOK kongresine katılan üyelerin 335 geçerli oyundan 185’ini alan Ahmet

Yazının Devamı

Dağılma, çözülme, çökme

16 Mart 2025

Evet, Solskjaer iyi bir antrenör… Beşiktaş kadrosundaki oyuncuların çoğuna dokunarak kronik rahatsızlıklarının bir bölümünü tedavi etmeyi başardı… Ama sonrası daha da sıkıntılı oldu. 
Anımsayalım: futbolcular geçen hafta İstanbul’da kendi taraftarlarının önünde yenilgiden kurtulamadılar. Gol yedikten sonra adeta şoka uğrayıp mücadele yeteneğini kaybettiler.
Konya’daki maça bakarsak… Başlangıçta Rashica, Rafa Silva, Gedson Fernandes’le rakibi ürkütücü bir tempo oyunu sergilediler. Bu oyun üç şuta izin vermedi. Toplar direklerden döndü. Erken vuruşlar, gol şansı yaratmayan boşuna ataklarla Beşiktaş hem zamanı hem de topu kaybetti.
Hakem Ali Şansalan titiz bir dikkatle yönetti maçı… Avantaj kuralına dikkat etti, faullerde VAR uyarısıyla sarıdan kırmızıya döndü…  Ancak ironik bir oyun yarattı bu durum… Melih Bostan ve Ndao’nun kırmızı kartla oyun dışı kalmasından sonra bocalayan takım yine Beşiktaş oldu… 
Savunma, orta alan ve forvet oyuncuları birbirinden kopuk bireysel

Yazının Devamı

Yaşasın! Nur topu gibi dopinglerimiz doğdu!

12 Mart 2025

Müjde!... Yepyeni dopinglerimiz oldu. Yıllardır doping kültüründen bir türlü kopamayan, spor alanlarındaki yaşam biçimini “doping bağımlısı” olarak kurgulayan çok sporcumuz var. İşte o sporculardan 12’si “yılın dopingcileri” olarak kürsüye çıkmayı (!) garantiledi.
Uluslararası Spor Federasyonları’nın WADA’dan (Dünya Anti Doping Ajansı) gelen raporlar doğrultusunda aldığı ceza kararları, olabilirse (!) son derece utanç verici… Daha da utanç verici olanı, bu alanda kusurlu görünüp ceza alan çoğu madalyalı evlatlarımızın, “haksızlığa uğradıkları”nı iddia etmesi… İşi daha da ileri götürenler, ‘Tam da eğildiği sırada bir görevlinin masadaki sürahiden kendi bardağına su koyarak doping maddesini ilave etmekte çok ustaca davrandığını’ söylemekte bir beis görmediler. Özetle her biri “mağdur”u oynayarak durumu geçiştirmeyi tercih etti.
Dünya minderlerindeki medar-ı iftiharımız Rıza Kayaalp de son listede yer alıyor. Anlattığına göre kulak

Yazının Devamı

İyi maç, güzel oyun ve sürpriz

11 Mart 2025

İlginç bir maç izledik… Bir yanda Ole Solskjaer ve pozitif enerji verdiği Beşiktaş onbiri, bir yanda da kenardan sabırla takımını izleyip sürekli uyarılarla Gaziantepspor’u sürekli oyunun içinde tutan Selçuk İnan vardı. Bence ikisi de birbirinden farklı iki antrenör, Süper Lig’deki meslektaşlarından da çok farklılar. Ole’yi biliyoruz, tanıyoruz. Türkiye’ye gelmeden önce ustalığını zaten kanıtlamıştı. Selçuk İnan biraz daha erken dönemini yaşıyor. İkisinin de büyük işler yapacağını düşünmeye başladım. Umarım yanılmam.
Saha içine bakarsak…İlk yarıda Beşiktaş, tribündeki taraftarının özveriyle oraya geldiğinin farkındaydı. Onların sevgisi ve heyecanına bir an önce karşılık vermek için çok çabuk, çok pozisyonlu bir oyun geliştirdiler. Genç Tayyip Taha ilk on birde yer almanın heyecanıyla… Dinamik ve hızlı Masuaku da sol kanattan indirdiği ortalar ve başlattığı ataklarla göz dolduruyordu. Oyunun en iyilerine bakacak olursak… Gedson Fernandes, Rashica, Rafa Silva ve Joao Mario

Yazının Devamı

Fenerbahçe'nin gizli kan hücreleri

6 Mart 2025

Fenerbahçe’nin damarlarında dolaşan gizli kan hücreleri var. Durgun akıyor o hücreler. Güncellere filan takılmıyor ama genetik rekabet ve hedef tutkusunu kuşaktan kuşağa taşıyorlar. Kimse dillendirmese de Fenerbahçeli dostlar, 2000’de Galatasaray’ın kazandığı zaferin bir eşini kutlamak istiyorlar. İlk bakışta bu “Hadi canım, böyle hayal olmaz” diyebilirler. Bence hayallere sınır konmaz. Ne kadar hayaliniz varsa o kadar ister, çalışır, araştırır, hazırlanır ve bir gün kazanırsınız. Hayır, uçmuyorum. O bir gün, bu yılın finalinde yaşanabilir. Sarı-lacivertli kadro tam anlamıyla bir “antrenör takımı” kimliği kazanmıştır. O antrenör, işe yavaş başlayan ama çılgın ve cesur hamlelerle ekibine yeni bir ruh kazandıran Jose Mourinho’dur. Finalleri pek seven, kazanmak için her zafere kendini adayan çılgın hoca! Bu gecenin patronu da olmaya artık hazırdır, sanırım.

Yazının Devamı

9 puan olsa ne yazar!

5 Mart 2025

Nicedir unutulan bir hesap yeniden gündeme geldi. Süper Lig’in “yenilmez” lideri Galatasaray lig tarihinden yeni açılan pencerelerde rekor üstüne rekor kırıyor, inanılmaz bir coşku ile finale koşuyordu. Hak edilmiş bir övünç sezonuydu. Sarı-kırmızılılar hem takım oyununda, hem de yerli yabancı transferlerinde istikrarlı davranıyor, arada Osimhen, İcardi, Mertens, Sara, Torreira ve elbette Muslera ile taraftarlarını eğlendiren harika bir gösteri sunuyordu.
Fenerbahçe hep geriden koşarak izliyordu rakibini. Aradaki puan farkı, öfkeleri, tartışmaları ile gündem oluşturuyordu. Maçlardaki pozisyonlar ve hakem kararlarını kendi açılarından yorumluyor, sonunda Fenerbahçe’nin ağır basan istekleriyle, ligimiz “Süper” olalı yaşanmamış bir uygulama sonucunda Slovenyalı yabancı hakem zirvedeki Galatasaray-Fenerbahçe derbisini yönetiyordu.
O gün oynanan derbide, çok çirkin görüntülere tanıklık ederek, ifademi de yazıya dökerek kayıtlara geçirdim.
Bugün de özellikle genç taraftarlar için bir

Yazının Devamı

Ole! Solskjaer

2 Mart 2025

Solksjaer’de, sinemadaki büyülü kahramanların sırları var sanki… O gelinceye kadar farklı antrenörlerin elinde zirve yarışından çabucak kopan, gelene-gidene puan kaptıran, birbirinden kopuk ve uzak oyuncularla takım kimliğini kaybeden Siyah-beyazlı takım, kötünün alışkanlık haline geldiği hedefsiz ve amaçsız günlerle taraftarın da güvenini kaybetti. Solskjaer, Beşiktaş’ın hikayesini çabucak değiştirmeyi başardı. 7 maçta 5 galibiyet, 1 beraberlik, 1 yenilgi. Dün 6. galibiyeti sağladılar.
Hareketli, üst üste pozisyonların oluşturulduğu, şutların ve çalımların sergilendiği bir maç izledik. Sadece Beşiktaş değil, Kayserispor da içinde bulunduğu sıkıntılı ortama rağmen pozitif futbol oynuyordu.
Beşiktaş’ın oyununda en önemli özellik, savunma, orta alan, hücum bölgesindeki futbolcuların akan oyunda yer değiştirerek rakip karşısında en azından bir fazla adamla ağırlık oluşturmalarıydı. Uduokhai, Emirhan ve Chamberlain farklılık yarattılar. Kayserispor’da Kolovetsios, Mane, Cardoso ve Hasan Ali iyi mücadele ettiler. Santrfor

Yazının Devamı

Mahalle çocukları

26 Şubat 2025

Ulusal kanalın tecrübeli ve sükseli haber spikeri, bol soslu İtalyan makarnası gibi yaklaşıyor maça: Az sonra Galatasaray – Fenerbahçe derbisi başlayacak. Dünya Derbisi… Heyecan büyük… Muhabirimize bağlanıyoruz, bakalım Dünya Derbisi için neler söyleyecek? Dünya Derbisi’ni sabah 09.00’dan itibaren takip etmeye başlayan nöbetçi muhabir arkadaşımız, belki de 10 kez tekrarladığı haberi bir kez daha ezberden okuyor. Hayret, Dünya Derbisi deyimini hiç kullanmadı. İşini biliyor çünkü… Abartmadan, süslemeden, sosa bulamadan sade servis yapıyor. Tecrübeli ve sükseli haber sunucumuz, yanisi ‘anchorman’imiz, daha da yanisi ‘Çapa Adam’ımız, birkaç DD’li parlak cümleden sonra yayını kendi normalinden, spor dışından sürdürüyor.
Ulusal kültürümüzde abartmayı çok seviyoruz. Dünya Derbisi daha başlama vuruşu yapılmadan seremonide çöpe gidiyor. Saygı yok, samimiyet yok, dostluk buz dolabında bekliyor. Bu seremonide futbolun en değerli

Yazının Devamı