“Artık arzum, kadın olduğu için zorluklar yaşayan bir kadından ziyade bir insan izlemek. Çünkü bu miadını ve görevini tamamladı gibi geliyor; kimlik mağduriyeti hikâyeleri. Hele ki yeni nesil için. Kötü bir şey olduğundan değil, kadın olmanın hayattaki zorluğunun görünür olması adına doğru bir şey. Ama artık biraz ezilen hikâyesi değil de yaşayan hikâyeler görmek istiyorum. Tamam, mağduruz ama bir de yaptıklarımız var. Yapıyoruz bir şekilde, hayatı yaşıyoruz. O hayatın zorluklarıyla sadece kadın kimliğimizle baş etmiyoruz”.
Milliyet Sanat dergisinde Ayın Söyleşisi’nin Mayıs ayı konuğu Funda Eryiğit. Yazının başındaki alıntı da oradan ve benim de bir süredir önemsediğim bir konu. Kadın hikâyesi, hatta ‘güçlü kadın hikâyesi’ adı altında sadece ezilen kadın izlemek de kadınları o köşeye hapsediyor gibi gelmeye başladı. Bir de sıktı tabii. Hakikaten hayatta sadece kadın olmaktan kaynaklanmayan sorunlar var ve kadınlar da birer insan olarak onlarla karşılaşıyor, onları da insan gibi yazabiliriz. Ve bu sene İstanbul Film Festivali’nde örneklerine de rastladık, bebek adımlarıyla da olsa değişiyor bir şeyler.
Öte yandan Funda Eryiğit’i bu hafta İstanbul’un muhafazakâr mahallelerinden birinde yaşayan, görünür olmak için anne olmaya ihtiyaç duyan ancak rahatsızlığı nedeniyle sürekli çocuk kaybı yaşayan Nimet olarak izleyeceğimiz “Ölü Mevsim”in (yön: Doğuş Algün) kadınları hâlâ mağdur ve sıkışmış durumda. Ama hiç değilse ‘kader’ olarak görülen kimi durumlara karşı kendilerince çareler üretiyorlar.
Aslında üç kız kardeşler; Nimet, Öznur (Ece Yaşar), Zülal (Naz Göktan). Zülal zengin bir koca bulup ‘kendini kurtarmış’, Nimet’in marangoz Halil (Erdem Şenocak) ile pek yolunda gitmediği anında fark edilen bir evliliği var, anneleri erken öldüğü için kız kardeşi Öznur da onlarla birlikte yaşıyor. Tabii evli bir çiftin yanında bir genç kadının yaşıyor olması ilgili ilgisiz herkese dert oluyor. Bu arada mağduriyet demişken sadece kadınlar değil aslında Halil de oldukça mağdur, o da birlikte iş yaptığı abisi Faruk (Serkan Ercan) tarafından ezilmekte. İşin içinde bir de marangozhanede kaçak çalışan Afganistanlı Ali var, Avrupa’ya kaçış planları yapıyor. Onun mağduriyeti de başka yerden.
Neticede Adana Altın Koza’dan altı ödülle dönen, en son İstanbul Film Festivali’nin Film-Yön jürisinden En İyi Yönetmen ödülünü alan “Ölü Mevsim”in (İngilizcesi “Unfruitful Times”; meyvesiz, verimsiz, kısır) insanları için hayat bir şekilde değişiyor. Film seyirciye sır vermek konusunda oldukça ketum olduğu için kalan bilgiyi izleyecek olanlara ve onların hayal gücüne bırakalım, “Ölü Mevsim”in Cuma gününden itibaren Başka Sinema salonlarında olacağı bilgisini verelim. Bir de Tolga Tekin’in oynadığı hoca ile Nimet’in sahnesine dikkat çekelim, yaşadığımız “memnun olmama çağı” üzerine son derece düşündürücü bir sahne.
ÖLÜ MEVSİM
Senaryo: Selen Örcan, Doğuş Algün Yönetmen: Doğuş Algün Görüntü Yönetmeni: Ece Latifaoğlu Sanat Yönetmeni: Ahmet Yörük Kostüm: Cansu Akdeniz Kurgu: Doğuş Algün Yapımcı: Burak Kaplan Ortak Yapımcılar: Funda Eryiğit, Harika Uygur, Paolo Ansaldi, Maria Pia Billi, Bunjamin Kurtishi, Fidush Aliu, Doğuş Algün, Candaş Altınörs, Sertaç Toksöz Yapım Tasarımı: Bengü Şener Oyuncular: Funda Eryiğit, Ece Yaşar, Erdem Şenocak, Serkan Ercan, Haydar Şahin, Naz Göktan, Nesrin Uçarlar, Feri Baycu Güler, Banu Fotocan, Tolga Tekin, Sibel Şişman, Goncagül Sunar, Metehan Kaya, Atakan Yılmaz, Müfitcan Saçıntı