Sınav maratonunda son yüz metrelere gelindi.
Adayların üzerindeki sınav baskısı her geçen daha da artacak, stres tavan yapacak, “Ya istediğim liseye, üniversiteye, işe girmezsem ne olacak?“ sorusu kafaları kemirmeye artan bir şekilde devam ediyor…
Sınavların bir çözüm olmadığını, kazananların hatta mezun olanların bile aradığını bulamadığını herkes biliyor ama önlerinde başka bir seçenek olmadığı için bu yarışa katılmaya mecburlar! Sınav cengaverlerine olduğu kadar ailelerine de sabır diliyoruz.
Evet çok zor günler ama bu günler de geçecek. Ne olur, “okumak karın doyurmuyor”, “okudular da ne oldu”, “boşa zaman kaybı” gibi söylemlerden uzak durun.
Bunları söyleyenlerin yaşanmışlıktan gelen haklılık payları olsa da eminiz ki hayata yeni bir başlangıç yapsalar ilk tercihleri yine okumaktan yana olacaktır.
Eğitim ve diploma bugün için çok işe yaramıyor olsa da, onsuz hiç olmadığını da sakın aklımızdan çıkarmayalım, daha iyi eğitim ve daha iyi bir gelecek için mücadeleye devam edelim…
Dönem dönem paranın ve gücün getirdiği rüzgarla kendilerini dünyanın merkezi ve vazgeçilmezi sananları, gün geliyor, hatırlayan bile çıkmıyor! Siz de onlardan biri olmayın…
Maraton yarışlarında ilk yüz metreleri en önde götürenlerin pek çoğu zamanını, enerjisini, nefesini ve en önemlisi de moral ve motivasyonunu iyi ayarlayamadığı için maalesef yarışı bitiremiyor. Sınav maratonu da tıpkı öyle. Deneme sınavları moralinizi bozmamalı. Öncelikli hedef yarışı olabildiğince en iyi şekilde bitirmek olmalıdır. Kim mükemmeli aramaz, kim en iyisini istemez, kim fikirlerinin kabul görmesinden mutlu olmaz?
İşte yanlışların en büyüğü bu noktada yapılıyor! Herkesten aynı performansı bekliyoruz, herkese aynı dayatmayı yapıyoruz. Oysa her herkes birbirinden çok farklı. Biri bir konuda çok iyidir, öteki çok farklı konularda öne çıkar!.
Dünyanın en golcüleri, hep en az koşan futbolculardan çıkar. Diğerlerinin sahada da adım atmadıkları ve ter dökmedikleri yer kalmazken, onlar bir dokunuşla golü atar ve maçın kaderini tayin ederler. Akılda kalan da çok koşturanlar değil hep onlar olur!
Eğer çocuklarımızın sınavları kazanmalarını istiyorsak önce onlara değer verdiğimizi göstermeli, sonra da yaptıkları işin önemini anlatmalıyız. Sınav odaklı ezberci eğitim sisteminde, öğretilen bilgilerin kazanıma dönüşmemesinin nedeni, onları yaşam için değil sınav için öğrettiğimize inanılmasıdır.
Sınavlara hazırlanan adaylara her koşulda yanlarında olduğumuzu hissettirmek, onlara için inanılmaz bir motivasyon kaynağı ama bunu anlamamız nedense çok zaman alıyor...
Kazanılmayacak hiçbir sınav yoktur! Yeter ki kendimize ve onlara inanalım, yanlarında olalım. Çok zor ve zahmetli bir süreç ama imkânsız değil…
Hedef çok önemli!
Sınav maratonlarını kırk yılı aşkın bir süredir çok yakın izleyen birisi olarak çok önemli bazı tespitlerde bulundum. Eminim ki bu sizlerin de çok işinize yarayacaktır. İşte onlardan bazıları:
■ Hedefi belli olan adaylar çok daha başarılı oluyor. Yani ben şu liseyi, şu fakülteyi, şu mesleği ve şu işyerinde çalışmak istiyorum diyenlerin hayallerine kavuşma oranı, kararsızlara göre çok daha yüksek.
■ Her ne bulurlarsa bulsunlar okumayı sevenlerin başarı oranı hep daha yüksek olmuştur. Çünkü her sınav bilginin yanında zamana karşı yarıştaki diğer performanslarınızı da ölçüyor.
■ Moral, motivasyon, sabır, disiplin ve özgüven hedefe gidilen yolun olmazsa olmazlarıdır.
■ Son dakikaya bırakılan tercihler ise emeklerinizi taçlandıracağınız ya da her şeyi berbat edeceğiniz son 100 metredir. Ne olur tercihlerinizi en ince ayrıntısına kadar şimdiden belirleyin. Örneğin hangi kentte öğrenim görmek istiyorsunuz, hangi sektörler ilginizi çekiyor, devlette mi özelde mi çalışmak istiyorsunuz, devlet okullarında parasız mı okumak istiyorsunuz yoksa paralı okullarda burslu ya da ücretli öğrenim görmeyi mi düşünüyorsunuz, kendiniz için nasıl bir yaşam standardı düşünüyorsunuz? Şu an için tüm bu sorular abartılı ve erken gibi gelebilir ama hedeflerinizi şimdiden belirlerseniz en azından tercih kurbanı olmazsınız…
Özetin özeti: Hepimiz için zor günler ama sınavlara hazırlanan adaylar ve aileleri için çok daha zor günlerden geçiyoruz. Hak edenlerin emeklerinin karşılığını almalarını canı gönülden diliyoruz.
Özay Şendir
Bir delinin hatıra defteri...
11 Nisan 2025
Cem Kılıç
İşte ‘mobbing’ hakkında her şey
11 Nisan 2025
Zafer Şahin
Umudunu Papaz’a bağlayanlar
11 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Türkiye’den İran’a 5 uyarı
11 Nisan 2025
Eren Aka
Duruşma günü mezara saldırı! ‘Bu bir gözdağıdır, bizi korkutamazlar’
11 Nisan 2025