Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir Delinin Hatıra Defteri, Gogol tarafından 1842’de yazıldı. 

5 ayrı hikâyeden oluşan roman daha sonra tiyatroya uyarlandı. 

Güncelliğini hiç kaybetmeyen Bir Delinin Hatıra Defteri, Türkiye dahil dünyanın bir çok yerinde binlerce kez sahnelendi. 

2025’te dünya bu oyunun bir başka versiyonunu izliyor, izlemekle kalmıyor bizzat içinde yaşıyor. 

ABD Başkanı Trump’ın gözde adamlarından Elon Musk’ın defalarca dolandırıcılıkla suçladığı ve temiz işler yapmadığı bilinen USAID programlarını hatırladınız mı? Dondurulan bu programlardan 6’sı, Lübnan, Suriye, Somali, Ürdün, Irak ve Ekvador’da yeniden başlatıldı. 

Haberin Devamı

Başkan’ı kızdıran bir haber yaptığı için Beyaz Saray’dan çıkarılan Associated Press haber ajansı dün sessiz sedasız tekrar Beyaz Saray’a döndü. 

Trump, 1 Şubat’ta Kanada ve Meksika’ya yüzde 25 gümrük vergisi koymuş, 3 Şubat’ta bu vergileri 30 gün ertelemişti. 

Ardından “Kurtuluş Günü” diye dünyadaki tüm ülkelere hatta penguenlerin sadece yaşadığı adalara bile inanılmaz vergi oranları konuldu. 

Bir delinin hatıra defteri...

Dünya borsaları trilyonlarca dolar değer kaybetti, küresel resesyon uyarıları havada uçuşmaya başladı. 

Bu çalkantılı bir haftadan sonra ABD Başkanı, “Günde 2 milyar dolar kazanıyoruz” diye gururlandığı tarifeleri 90 gün erteleme kararı aldı. 

Trump yaptıklarından gurur duyan bir adam olarak kameralar karşısına geçip, bazı ülkelerin kendisine yalvardığını söyledi ve ekledi: 

“Bu ülkeler bizi arıyorlar, k.çımı öpüyorlar”

Trump’ın yapmaya çalıştığı şey, kamu borcu 34 trilyon doları aşmış ABD gemisini yüzdürmeye çalışmak. 

Yöntem doğru mu ekonomistler tartışıyor ama klasik beyaz üstünlüğüne inanan, koyu Hristiyanların dışında herkes dilin sorunlu ve kaba olduğu konusunda hemfikir. 

Bu sadece Trump’ın karakterinden kaynaklanan bir durum değil, can sıkıcı olan da bu zaten. 

Başkan Yardımcısı Vance, Fox News röportajında “Çinli köylülerin ürettiği şeyleri satın almak için Çinli köylülerden borç alıyoruz” demişti. 

Ne çirkin bir dil bu. Üstelik gerçekle de örtüşmüyor, dünya okuma alışkanlıklarında Çin üst sıralarda yer alır ve ortalama bir Çin vatandaşı ABD Başkan Yardımcısı’ndan daha fazla kitap okumuştur. 

Haberin Devamı

Konuyu başladığımız yere dönerek bitireyim: 

Bir Delinin Hatıra Defteri’nde platonik aşkının akıl sağlığını tamamen yok ettiği Ivanov, akıl hastanesine götürülür. 

Kendisini İspanya Kralı 8. Ferdinand’ın yerine geçen kişi olarak zanneden Ivanov için akıl hastanesi İspanya, oradaki hastalar da onun halkıdır. 

Gogol, eserinde Ivanov’a “K.çımı öpüyorlar” dedirtmemişti, 2025’te bunu söyleyeni de gördük işte... 

48 saatte haritayı değiştirmek...

Önce Atina sonra Tel Aviv, ne zaman bir ülkeyle gerginlik yaşasak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücü kartını masaya koyuyoruz. 

Daha da önemlisi 48 saat içerisinde gerginlik yaşadığımız ülkelerin başkentlerine girebileceğimizi belirten cümleler kuruyoruz. 

Askeri güç mukayesesi yapıldığında söylenenler doğruya yakın bile olsa bir gerçeği unutmamız lazım: 

İsrail ile mücadele askeri alanda değil siyasi alanda olacak. 

Netanyahu’nun ABD’den Türkiye’ye dair taleplerini gördük. 

İsrail Başbakanı’nın bir diğer adımı da Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesim üzerinden Doğu Akdeniz’de gerginlik çıkarıp AB-Ankara ilişkilerini zehirlemeye çalışmak oldu. Netanyahu’nun yol haritasında Terörsüz Türkiye hedefine ulaşılmaması da var, iç gerginliklerin kaşınması da... 

Haberin Devamı

Mücadele askeri değil siyasi bir mücadele ve buna göre tavır almamız lazım... 

“Vatan sağolsun...”

Ege, Batı ve Doğu Akdeniz’de en büyük denizaltı filosuna sahip olan ülke Türkiye. 

Sahada oyun değiştiren müthiş bir silah aslında denizaltılar. 

Çoğu kişi bilmez, 1915’te Çanakkale Deniz Savaşı sırasında Marmara’ya girmeyi başaran denizaltılar olmuş belirli oranda zarar da vermişlerdi. 

Yaşayarak öğrendiğimiz denizaltı gücünü Türkiye bugün çok dikkatli kullanıyor. 

Barış zamanı faaliyetleri sayesinde denizaltılarımız periskopa ihtiyaç dahi duymadan pervane sesinden su üzerindeki geminin kimliğini biliyor. 

Milli imkanlarla üretilen Ağ Destekli Savaş Yönetim Sistemi “Advent” ve Ağır Torpido sınıfından Akya’ların envantere girmesiyle birlikte denizaltı filomuz büyük bir caydırıcı güç haline geldi. 

Bir delinin hatıra defteri...

İşte bu gücün tamamı, görevdeki tüm denizaltılar 1942’de batan Atılay ve 1953’te batan Dumlupınar denizaltılarında şehit olan toplam 120 denizci için bir tören geçişi yaptılar. Bu aynı anda tüm filonun birlikte seyir yaptığı dünyadaki ilk örnek oldu. 

Dumlupınar’da şehit olan denizcilerimiz, şamandıra botundaki telefonla kendileriyle irtibat kuranlara son olarak vatan sağ olsun demişlerdi. 

4 Nisan’daki geçiş de bayram ve siyasi tartışmaları arasında hak ettiği kadar konuşulamadı. Vatan sağ olsun... 

Devlete meydan okuyorlar

Öldürdükleri yetmedi, mezarını tahrip ettiler. 

Aileye evlat acısı yaşattıkları yetmedi bir de üzerine tehdit ettiler. 

Talihsiz genç Mattia Ahmet Minguzzi’nin davası artık bir cinayet davası olmanın ötesine geçti. 

Katillerin çevresi yaptıklarıyla bu işi devlete meydan okur hale getirdiler. 

Böyle olmaz, devlet, bu orman düzenine boyun eğmeyeceğini, mutlaka herkese göstermek zorunda.