Raul Meireles

23 Aralık 2012

Bir yerde herkes adaletsizlikten şikâyet ediyorsa orada kimin haklı, kimin haksız olduğuna kolayca karar veremezsiniz ama şundan emin olabilirsiniz ki: orada adalet yoktur.

Süper Lig’de de, aynı döneme denk gelmese de, istisnasız tüm sesi çıkabilen takımların “adalet” feryatları futbolumuzda adalet olmadığını, insanların sisteme güvenmediğini ve verilen cezaların hiçbir caydırıcılığın olmadığının açık bir kanıtı.

Bu, bize özgü, birilerine yaranma veya kimseyi üzmeme emareleri taşıyan fakat günün sonunda kimseye yaranamayan ve herkesi üzen; kısaca “e” ile başlayıp “m” ile biten ve tarifini kimse yapamasa da anlamını herkesin çok iyi bildiği o beş harfli kelimenin hâkim olduğu sistemde yanlış kararlara sıkça şahit oluyoruz ama bunlardan bazıları kör kör parmağım gözüne oluyor.

Son örnek Meireles olayı…

Portekizli futbolcu on dokuz yaşında olsaydı onun futbol hayatı boyunca hiç kırmızı kart görmemiş olması herhangi bir anlam ifade etmeyebilirdi. Fakat Meireles yirmi dokuz yaşında olduğu için bu veri, onun adına oldukça önemli ve onun karakteri açısından fikir verici.

Meireles’in on bir maç oynamama cezası almasının en önemli nedeni hakem raporunda Portekizlinin hakeme

Yazının Devamı

Raul Meireles

22 Aralık 2012

Bir yerde herkes adaletsizlikten şikâyet ediyorsa orada kimin haklı, kimin haksız olduğuna kolayca karar veremezsiniz ama şundan emin olabilirsiniz ki: orada adalet yok.

Süper Lig’de de, aynı döneme denk gelmese de, istisnasız tüm sesi çıkabilen takımların “adalet” feryatları futbolumuzda adalet olmadığını, insanların sisteme güvenmediğini ve verilen cezaların hiçbir caydırıcılığın olmadığının açık bir kanıtı.

Bu, bize özgü, birilerine yaranma veya kimseyi üzmeme emareleri taşıyan fakat günün sonunda kimseye yaranamayan ve herkesi üzen; kısaca “e” ile başlayıp “m” ile biten ve tarifini kimse yapamasa da anlamını herkesin çok iyi bildiği o beş harfli kelimenin hâkim olduğu sistemde yanlış kararlara sıkça şahit oluyoruz ama bunlardan bazıları kör kör parmağım gözüne oluyor.

Son örnek Meireles olayı…

Portekizli futbolcu on dokuz yaşında olsaydı onun futbol hayatı boyunca hiç kırmızı kart görmemiş olması herhangi bir anlam ifade etmeyebilirdi. Fakat Meireles yirmi dokuz yaşında olduğu için bu veri, onun adına oldukça önemli ve onun karakteri açısından fikir verici.

Meireles’in on bir maç oynamama cezası almasının en önemli nedeni hakem raporunda Portekizlinin hakeme

Yazının Devamı

Fenerbahçe kendi etti kendi buldu

17 Aralık 2012

Galatasaray kötüydü. Melo, Selçuk, Amrabat vasatın altında, Burak ve Umut tamamen kayıplardaydı. Orta alanda Hamit biraz etkili olup, savunmada Semih sivrilirken Eboue, Dany ve Riera kendilerini hiç gösteremedi. Muslera'nın maça katkısı o denli azdı ki, onun yerine üçüncü kaleci Eray da oynasa hiçbir şey değişmezdi.

Bu cümleleri pekâlâ sarı kırmızılıları eleştirmek için de kullanmak mümkün ama tüm bunları yazmamın nedeni aslen Fenerbahçe'yi tasvir edebilmek; zira yukarıda anlatılan Galatasaray ezeli rakibini dize getirdi.

Ekstralar üzerine kurulan sistem

Fenerbahçe orta sahasının yaratıcılıktan uzak olduğunu söylemeye gerek yok. Fakat burada görev yapan oyuncular paslaşma, rakibi karşılama ve ileriye top taşıma işlerini de yerine getirmeyince sarı lacivertliler, gol planı olmayan (golün kelime anlamının "amaç" olduğu düşünüldüğünde aslında planı olmayan), santraforu yalnızları oynayan, göze hitap etmekten çok uzak, dünyanın en sıkıcı takımlarından biri oluyor. Bu tabloda da gol, organizasyonlardan ziyade her maç tekrarlanamayacak işlere kalıyor; savunma oyuncusunun ileri çıkışı, uzaktan atılan şutlar, rakibin bariz hatası ve benzerleri. Aslında geçen hafta da

Yazının Devamı

Orkestra şefi aranıyor

9 Aralık 2012

Bu yazı Fenerbahçe-İBB maçının skorundan bağımsız yazıldı. Çünkü sarı lacivertliler karşılaşmadan üç puan çıkarmayı başarsa da ortaya beklentileri karşılamaktan son derece uzak bir performans koydu.

Fenerbahçe orkestrası aylar önce şefini kaybetti. O şefin asıl gönderilme nedeni şefe dayalı bir orkestradan rahatsızlık duyulmasıydı ve aslına bakılırsa bu neden yeterince makuldü.

Fakat zaman geçtikçe görüldü ki şefi olmayan orkestra hâlâ bir şefi varmış gibi çalmaya çalışıyor. Hatta giden şefin yerine orkestradan bir de şef atandı; şeflik görevini yerine getirecek nitelikte olmayan bir şef.

Fenerbahçe’nin özeti bu.

Alex’in gidişinin üzerinden aylar geçmişken Brezilyalının yine bir Fenerbahçe yazısında ana konu olması sarı lacivertliler adına düşündürücü fakat mevcut durum bunu gerektiriyor. Zira bugünkü Fenerbahçe rakip ceza sahasında çoğalamıyor, orta alandan pozisyon geliştiremiyor hatta etkili paslaşamıyor. Tüm bunların sonucu sarı lacivertlilerin oyuna hükmedememesi, nedeni de oyun kurucu bölgesindeki eksiklik.

Elbette futbolda klasik bir on numarayla oynamak tek seçenek değil fakat eğer tercih bu değilse mevcut orta saha oyuncularının yaratıcılık konusunda

Yazının Devamı

Avrupa'da zafer tütüyor bacamızdan

7 Aralık 2012

Fenerbahçe’nin grubundaki son maçta aldığı farklı yenilgiyi bir tarafa bırakırsak hem Galatasaray hem de Fenerbahçe Avrupa’da bulundukları gruplardan çıkmayı başararak ülkemize, pek de alışık olmadığımız şekilde, çifte mutluluk yaşattı.

Bu tarihi başarının sahipleri zaman zaman zorlansalar da istenen neticeye ulaştılar ve ayrı ayrı mercek altına alınmayı fazlasıyla hak ettiler.

Galatasaray

Gruplar belirlendikten sonra yapılan ve hedefin grup liderliği olması gerektiğini söyleyen “ezber” yorumlar bir tarafa, Galatasaray, Şampiyonlar Ligi ölçeğine göre oldukça makul bir gruba düşmüştü. Fakat takımlarımız henüz herhangi bir Avrupa maçına “kolay” sıfatını verebilecek seviyede olmadığı için sarı kırmızılıların bu nispeten güzel gruptan çıkması hiç de rahat olmadı.

Galatasaray’ın gruptaki performansını değerlendirirken sadece bir puan alınan ilk üç maçın mı yoksa tam dokuz puan alınan ikinci üç maçın mı göz önüne alınması gerektiği uzunca bir tartışma konusu fakat sanıyorum en doğru yaklaşım geride kalan altı maçın bir bütün halinde düşünülmesi.

Bu açıdan bakıldığında Galatasaray’ın maçların kendi içinde de, altı maçın genelinde de bir standart yakalayamadığını söylemek

Yazının Devamı

Geçenlerde bir otobüs taşlandı Kayseri'de

5 Aralık 2012

Geçenlerde bir otobüs taşlandı Kayseri'de.

Şehir merkezine ilerlerken camı kırıldı, şoförünün kafası yarıldı.

Milyon dolarlık ayakları taşıyordu bu otobüs.

Bu ayaklar o şehre statta on binleri ekranları başında da milyonları heyecanlandırmak için, bir spor müsabakası için gelmişlerdi.

Kafilede yabancı futbolcular da vardı ki onların gözlemleri Türkiye’nin imajı demekti.

***

Fakat doğru.

Otobüstekilerin kabahati büyüktü. Anlamalıydılar dünyanın kaç bucak olduğunu.

Yazının Devamı

Galatasaray'da sorun ne?

1 Aralık 2012

Galatasaray ile ilgili Gaziantepspor maçı özelinde de yorum yapmak mümkün, sezonun geneli üzerine de. Fakat değerlendirilen tek maç da olsa, geride kalan on dört maç da olsa yapılacak yorumlar birbirine paralel olacaktır.

Melo

Galatasaray’a gelmeden önce Melo, mücadelesi ile ön plana çıkan, sezonda 3-5 gol atan fakat sert oyunu nedeniyle çokça eleştiri almaktan da geri kalmayan vasat bir orta saha oyuncusuydu. Geçen sene öyle iyi bir Melo izledik ki Brezilyalının bu görüntüsü onun geçmiş performanslarını unutturduğu gibi onu, Selçuk ile birlikte, sarı kırmızılıların geçen seneki şampiyonluğunun mimarlarından biri yaptı. Nitekim Melo orta sahadaki etkinliğinin yanı sıra bir yandan savunmasına yardımcı olurken diğer yandan da takımına tam on iki gol kazandırdı; her biri ekstra olan.

Durum böyle olunca Melo’nun ısrarla takıma kazandırılmak istenmesi ve ona oldukça yüksek bir ücret ödenmesine razı olunması kabul edilebilir ancak bu sene Melo yine geçen sene öncesine dönmüş görünüyor; aslında normale.

Galatasaray’ın iyi kanat oyuncuları yok. İyi ve devamlı beslenme gerektiren santraforları var. Savunma da nadiren vasatın üzerine çıkabildiği için tüm bunların sonucu takımın

Yazının Devamı

Trabzonspor

27 Kasım 2012

Trabzonspor ile ilgili konuşulması gerekenleri iki başlık altında toplamak mümkün: sportif konular, idari konular.

Sportif konular ile ilgili sondan başlamak gerekirse, Eskişehirspor maçının skoru elbette büyük hayal kırıklığı oldu fakat dün Trabzonspor’un takım olarak önceki maçlara oranla çok kötü olduğunu söylemek de doğru olmayacaktır. Zira ortaya çıkan farklı skorun ilk nedeni Eskişehirspor’un kendi ortalamasının üzerinde, çok etkili bir performans göstermesiydi.

Siz bu satırları okurken muhtemelen Şenol Güneş yine çok ciddi eleştirilere maruz kalıyor ancak bu eleştiriler düşünüldüğü kadar haklı değil çünkü ortada Trabzonspor için daha komple bir sorun var; detaylarını ilerleyen bölümlerde açıklamaya çalıştığım.

Bugün Trabzonspor kadrosunun ligin en iyi kadrosu olmadığı su götürmez bir gerçek. Özellikle hücumda hem yaratıcılık hem de son vuruş açısından çok büyük sıkıntılar yaşanırken bordo mavililerin ligdeki sıralaması çok şaşırtıcı olmamalı. Bu anlamda Şenol Güneş için eldeki malzemeyi kullanamamak gibi bir eleştiri anlamlı değil. Kaldı ki, Şenol Güneş’ten önce Trabzonspor’un benzer kadrolarla lig sıralamasının çok daha altlarında mücadele ettiği bunun yanı

Yazının Devamı