03.07.2020 - 15:07 | Son Güncellenme:
Bilim haberlerinin gün geçtikçe artması beraberinde yalan haberlerin sayısında da artışa neden oldu. 2 Şubat tarihinde Dünya Sağlık Örgütü, COVID-19 ile ilgili insanların ihtiyaç duyduklarında güvenilir kaynaklar ve güvenilir rehberler bulmasını zorlaştıran bilgi kirliliğiyle karşılaşmasını “İnfodemik” olarak adlandırdı. Bu süreçte de bilimsel okuryazarlık bilincinin oluşmasının ne kadar önemli olduğu da anlaşılmış oldu.
Son aylarda bilim haberciliği önem kazanmaya başladı. Pandemi süreci bilim haberciliğinin önemini hatırlattı. Ayrıca bilim üretmenin ne kadar değerli olduğu da anlaşıldı. Bilim, Sağlık ve Teknoloji habercisi Esra Öz, Youtube kanalında Bilim Sohbetleri programını hazırlayıp, sunmaya başladı.
Bilim severlerin, ilgiyle izleyeceği programda her hafta dünyanın farklı ülkelerinden bilim insanları konuk oluyor ve yaptıkları bilimsel araştırmaları anlatıyor.
Esra Öz ile Bilim Sohbetleri
Gazeteci Esra Öz, her hafta pazar günleri yayında olan programında yeni isimlerle tanışmanızı sağlıyor. Yapılan yeni araştırmalara dair bilgiler veren ve bilimin aslında nasıl konuşulması gerektiğinin ele alındığı bu programda Öz, “Bilimsel araştırmaları bizzat yapanlardan öğreniyoruz. Kendi yaptıkları araştırmaları anlatıyorlar. Kendileri laboratuvarda araştırıyorlar, araştırma sırasında nelerle uğraştıklarını, nelere dikkat ettiklerini ve bu süreçte neler elde ettiklerini çalışmayı bizzat yapanlar anlatıyor. Bilimsel çalışmalar, düşünüldüğü kadar kolay değil. Yani, bilimi üretenden bilimsel araştırmaları dinlememiz gerekiyor. Eğer gerçekten bilim konuşacaksak, üretenler anlatmalı. Bilimi üreten, makalede yazılmayan detayları da bilir. Sadece okuyarak bilim, sağlık ve teknoloji anlatılamaz. Bilim Sohbetleri’nde belki de ismini ilk kez duyacağınız, birbirinden değerli isimlerle tanışacaksınız. Çok farklı bilimsel çalışmalar öğrenecek ve bilimin gizemli dünyasında yolculuk yapacaksınız. Hadi gelin, birlikte bilimi üretenlerden dinleyelim” dedi.
Medyada sık sık karşımıza çıkan bilim haberlerine olan güvenin gün geçtikçe azaldığına dikkat çeken Öz, “Bu konuda sorun yaşayanların, bilimsel okuryazarlık alışkanlığı kazanmaları hayatlarını kolaylaştıracak. Bilim durağan olmamasının yanında sürekli değişen ve gelişen bir özelliğe sahip. Bu çerçeveden baktığımızda bilim, sağlık ve teknoloji alanındaki gelişmeleri anlama, yorumlama ve bilimsel süreç becerilerine sahip olmak kolaylaşıyor. Yüksek lisansım sürecince bilim iletişimi ve bilimsel okuryazarlık üzerine çalıştım. Bu nokta da aslında iyi örneklerin çoğaltılması gerektiği dikkatimi çekti. Bilimi üretenlerden, yaptıkları araştırmaları dinlemek çok daha keyifli hale geleceği için Youtube kanalımda Bilim Sohbetleri programını hazırlayıp, sunmaya başladım.
Bilim severlerin, ilgiyle izleyeceği programda her hafta dünyanın farklı ülkelerinden bilim insanları konuk oluyor ve yaptıkları bilimsel araştırmaları anlatıyor” dedi.
“Bilim haberlerinde abartı, bilime olan güveni azaltır, umutları yıkar”
Yapılan yeni araştırmalara dair bilgiler veren ve bilimin aslında nasıl konuşulması gerektiğinin ele alındığı bu programda Öz, “Bilimsel çalışmalar, düşünüldüğü kadar kolay değil. Yani, bilimi üretenden bilimsel araştırmaları dinlememiz gerekiyor. Bilimi üreten, makalede yazılmayan detayları da bilir. Sadece okuyarak bilim, sağlık ve teknoloji anlatılamaz. Objektif, eleştirel ve şüpheci bakış açısıyla bilim haberleri yapılmalı. Sosyal medyanın yanlış bilim ve sağlık içerikleriyle dolu. Bazı insanlar kendi menfaatleri doğrultusunda içerikler hazırlıyor. Bu anlamda da bilinçli uzman ve etik gazetecilere ihtiyaç gün geçtikçe artıyor. Bilim ve sağlık haberlerinde abartmak ve boş umut vermekten kaçınmak gerekiyor. Kanıta dayalı tıbba göre, haber hazırlanmalı. Hiçbir bilimsel dayanağı olmadan, isimlerinin önündeki sadece “doktor” unvanıyla televizyonda konuşan bazı isimlerin toplumu ne kadar yanılttıkları görüldü. Sağlık haberlerinin doğruluğu teyit edilmeden inanmamak gerekiyor. Bilim haberlerinde abartı, bilime olan güveni azaltır, umutları da yıkar. İnsanları paniğe sevk etmeden haber verilmeli. Aslında pandemi döneminde bilim haberciliğinde tam bir kaos yaşanıyor” diye konuştu.
Dünyaca ünlü bilim insanları bu konuda neler söylüyor?
Cold Spring Harbor Laboratuvarı'ndan Dr. Semir Beyaz ile korona virüs hakkında merak edilenlerle ilgili şunları söyledi: “Koronavirüs hakkında bilimsel gelişmeleri, gerçekleri ve yalanları ayırt etmek için dikkatli olmak gerekiyor. Anektodları bir yerlerden okuyup, kendi nemalanacağı şekilde değiştirerek, insanlara anlatan bilimsel ahlaktan yoksun insanlar var. 3 tane doğru bilginin olduğu, 7 cümlenin yanlış olduğu toplamda 10 cümlelik bir bilgi bilimsel açıdan sıfır eder. Yalan yanlış açıklamalar 3 tane doğru bilgiyle süslendiği zaman onu bilimsel kılmaz. Bunu kim söylüyorsa söylesin, unvanına , çalıştığı hastaneye, okuluna, okuduğu yere bağlı kalmaksızın. Bunlar bilimin ahlak sisteminden ne yazık ki, nasibini alamamış insanladır. O yüzden bunlara itibar etmemek lazım.”
“Teknolojiyi üretenler anlatabilir, bizler bu çalışmaları yaparken nasıl anlatacağımız üzerine de eğitim alıyoruz. Birçok kez farklı yerlerde yaptığımız çalışmayı anlatıyoruz” diyen Silikon Vadisi’nden Dr. Tutkun Şen, medikal robotik ve teknoloji alanındaki haberlerle ilgili olarak şunları söyledi: “Teknoloji haberlerinde gazeteciden haberin kaynağını belirtmesini beklerim. Eğer kaynağı belli değilse, şüphelenirim. Haberin kaynağına ulaştıktan sonra da makaleler yazılmış diye bakıyorum. Burada büyük iş gazetecilere düşüyor. Dataları alıp, sadeleştirerek halkın anlayacağı şekle dönüştürmeli.”
CERN araştırma ekibinden Dr. Bora Akgün, Melekler ve Şeytanlar filminde anlatılan karşıt maddenin üretmenin gösterildiği gibi kolay olmadığını söyleyerek, “Bir bardak suyu çimleri sulamak için bir fıskiyeye doldurmaya benziyor. Suyun çoğu boşa gidiyor. Karşıt maddeyi üretmek için kullanacağınız enerji, karşıt maddeden elde edeceğiniz enerjiden çok çok daha fazla olduğu için, karşıt madde üretip bunu bir enerji kaynağı olarak kullanmak mümkün değil” şeklinde yorumda bulundu.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Ekonomi Bölümü'nden Prof. Alp Şimşek, pandemi sürecinde merkez bankalarının müdahalelerinin yaptığı müdahalenin doğru olduğuna dikkat çekerek, sağlık sorununun tüm dünyada ekonomik krize neden olduğunu dile getirdi. Bilimsel
çalışmaların önemine dikkat çeken Şimşek, aşının ya da ilacın bulunması ile bu krizin daha az zararla atlatılacağını söyledi.
Columbia Üniversitesi’nden Dr. Hasan Erbil Abacı, 3-boyutlu yazıcılar kullanılarak, yapay deri dokusu içerisine yerleştirilen kılcal damarlarla ilgili gelişmeleri anlatırken, insanların haberlerde yapılan çalışmaların deney aşamasındayken uygulanabileceğini düşünmelerinin hayal kırıklığına neden olabileceğini dile getirdi. Abacı, bilim haberlerinde abartı ve boş umuttan uzak durulması gerektiğini vurguladı.
Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi Bilgisayar ve Sistem Biyolojisi bölümünün kurucu Başkanı Prof. Dr. İvet Bahar, ABD Ulusal Bilimler Akademisi’ne seçilmesinde inanarak ve severek yaparsanız, her şeyi yapabilirsiniz fikrinin oluştuğunu söyledi. Öğretim hayatı boyunca eğitime çok önem verdiğini dile getiren Bahar, Amerika’ya gittiğinde de bölümü kurarken ders vermeyi istediğini belirtti.
Güney Carolina Tıp Fakültesi'nden Assist. Prof. Dr. Önder Albayram, “Türkiye’de bilim konuşuluyor, ancak çok konuşuluyor. Konuşulduğu kadar biraz da yapılması lazım. Bu kadar yapılmayıp, bu kadar konuşuluyorsa bunda bir sıkıntı doğar. Bilimi anlatmak, insanlarla paylaşmak güzel ama bilimin mutfağı sıkıcı da olabilir. Kimse bunları anlatmıyor. Bilimi konuşmak iyi ancak, bilim üretmek konuşmak kadar önemli” dedi.
Colorado Üniversitesi'nden Assist. Prof. Dr. Kaan Aktürk, diyabet teknolojilerindeki son gelişmelerin, kaynak gösterilerek haber yapılması gerektiğini vurguladı. Bilim haberlerinde özellikle gelişmelerin gazeteciler tarafından çok iyi takip edilerek, toplumun son gelişmeler konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyen Aktürk, yurtdışındaki diyabet teknolojilerinin değerlendirilmesinde FDA ve CME onayı takip edilmesinin önemli olduğunu belirtti.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT)’nden Dr. Kutay Deniz Atabay, “İnsanların bilimi konuşma isteğinin olması çok güzel ancak bunu doğru yapmak çok önemli. Bilim haberini okuyanda bıraktığı izlenim davranışsal bir çıktı oluşturuyor. Bilim haberi yapan kişinin, “Doğru şeyi söylüyor muyum?” kaygısıyla yapması gerekiyor. Bilim haberinde gazetecinin, haberde şunu çözdük, şu bitti gibi net ifadeler kullanmaması gerekiyor” diye önerilerde bulundu.
Gazeteci Esra Öz, bilim haberleri okurken yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Şüpheci olun
Bilim, şüphecilikle ve sorgulayarak başlar. Sosyal medyada yeni bir bilgiyle karşılaştığınızda, Bu bilgi doğru mu yoksa yanlış mı diye mutlaka şüphe ile yaklaşın.
Açıklamayı yapan kişinin kim olduğuna bakın
Öncelikle yayınlanan haberde söz sahibi olan kişinin araştırma alanı olup olmadığına bakın. Bu kişinin bu açıklamayı yapması için gerekli niteliklere sahip mi? Diplomasına, uzmanlık alanına, bilimsel yayınlarına, klinik vaka çeşitlerine bakmakta fayda var. Ayrıca bu kişi bu açıklamadan ne gibi fayda sağlıyor?
Ünlü etkisine karşı dikkatli olun
Son dönemlerde açıklama yapanlar ünlü ise, söylediklerinden çok o kişinin ışıltısına kapılanlar oluyor. Ünlü olduğu için bu kişiyi sevenler, diğer özelliklerini göz ardı ederek olayı ele alabiliyor.
“Yapılan bir araştırma” cümlesinden uzak durun!
Kaynağı belirsiz olan ve “yapılan bir araştırma” cümlesi ile belirsizliği tescillenen içeriklerin dijital ortamda yayılımı çok hızlı oluyor. Söz edilen araştırmanın gerçekten yapılıp yapılmadığı, güvenilir olup olmadığına bakılmaksızın, sonucuna inanan insanlar sağlıklarından olabiliyor. Bu tür içeriklere güvenmeyin, araştırmanın kimin tarafından, ne zaman, hangi koşullarda, ne için ve nasıl yapıldığının mutlaka belirtilmesi gerekiyor. Araştırmanın kaynağının belirtilmesi ise, ayrıca önem taşıyor. Dijital ortamda kaynaksız içerik paylaşmak çok kolayken, bilim dünyasında kaynak göstermediğiniz hiçbir içeriğin önemi yoktur ve ciddiye alınmaz. Aynı mantık içerikler ve haberler için de geçerli olmalı.
Bilim haberleri ilgi çekmesi için daha popüler olacak hale dönüştürülüyor. Bu nedenle de haberler magazinsel, abartılı, şaşırtıcı ve mucize gibi sunulabiliyor. Bu haberleri sorgulamadan doğru kabul edenlerin yanı sıra hangisinin gerçek olduğunu sorgulayanlar da oluyor. Haberlere güvenmeden önce şüphe süzgecinizden geçirmekte fayda var. Bilimsel içerikli haberlerle karşılaştığınızda, bilimsel okuryazarlık bilinciyle hareket etmek hayatınızı kolaylaştıracak.