‘Ben yapmadım Miki yaptı’
Uçurtmayı Vurmasınlar filminde gülebildiğimiz nadir sahnelerden birisiydi, koğuşta gece yatağına çiş yapan çocuk, sabah uyandığında kendisine kızan annesine “Ben yapmadım Miki yaptı” diyerek, külotundaki Mickey Mouse’un resmini göstermişti.
CHP Kurultayı hakkında başlatılan incelemenin ardından gelen açıklamalara bakıyorum.
Kurultay’da parayla delege satın alındığını iddia edenlerin tamamı Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerdi.
Hatta tüm Kurultay’ı Kılıçdaroğlu’nun daveti sonucu yanında geçiren gazeteci hanımefendi,” Atatürk’ün koltuğu parayla satıldı” demişti.
Aynı hanımefendi katıldığı televizyon ve radyo programlarında Kurultay’la ilgili iki ayrı dava da açıldığını söylemişti.
Yine Kılıçdaroğlu’na yakın bir başka isim döviz bürolarının açtırıldığını iddia etmiş, partinin gençlik kollarında görev yapmış bir başka isim de yine ekran ekran dolaşarak Kurultay’da delege alınması işini gözleriyle gördüğünü iddia etmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu bu iddialar karşısında 15 gün hiç konuşmadı.
Sonra 23 Kasım 2023’te sosyal medya hesabından bir video paylaştı, şunları söyledi:
“Gerek sosyal medya gerek TV programlarında, partimizi ve delegelerimizi yıpratmak için, parti kültürümüzle asla bağdaşmayan çirkin iftiraları üzülerek takip ediyorum. Muhakkak ki bu kumpaslara yeltenen art niyetli gruplar olmuştur ya da olacaktır. Ama partimizi ve delegelerimizi kimsenin yıpratmasına asla izin vermem.”
Açıklama bu ve içerisinde yer alan cümlelerden birisi de “Muhakkak ki bu kumpaslara yeltenen art niyetli gruplar olmuştur.”
Aynı Kılıçdaroğlu, KRT’de çıktığı programda ne dedi; “Parti yönetiminin açık ve net açıklama yapması lazım. Yapmıyorsanız, e sükût ikrardan gelir o zaman başka bir şey var demektir burada. Bir şey varsa, kesinlikle partinin kirlilikten arınması gerekir.”
Tablo bu, CHP Kurultayı’nı tartışmaya açan kişi Kemal Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisi ama ifade vermeye gitmeyerek CHP’yi savunmuş mu olacak?
Kemal Bey ilginç bir siyasi portre ama hafızası bazen sorun yaratıyor.
O programda adı yolsuzluğa karışan belediye başkanlarını partiden uzaklaştırdığını söyledi ya, bu cümleye İlhan Cihaner cevap vermeli, avukatlarla birlikte hazırladıkları Beşiktaş Belediyesi dosyasının ardından Kemal Kılıçdaroğlu ne aksiyon aldı?
Bizim de kendi kendimize sormamız gereken bir soru var: On yıldan uzun bir süre, çok sayıda seçim ve referandum kaybetmiş ama istifa etmeyi hiç aklına getirmemiş bir genel başkanı devirdiği için Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’na hain mi demek gerekir yoksa kahraman mı?
Yakın İsrail riski…
İsrail İstatistik Bürosu verilerine göre Ultra Ortodoks bir kadının doğurganlık oranı 7.2 çocuk.
Laik bir İsrailli Yahudi kadınının ortalama doğurganlık oranı 2.2, ‘gelenekçi’ olarak tanımlanan İsrailli Yahudi kadınının doğurganlık oranı da 2.7. Projeksiyonlara göre 2060’ta İsrail nüfusunun yüzde 32’sini Ultra Ortodoks gruplar oluşturacak.
Bugün yüzde 12’lik nüfus yoğunluğuyla İsrail’de iktidarları belirleyen Ultra Ortodoksların en fazla tehlike yaratacağı dönem gelecek 10 yıl olacak.
Niye 2060 değil de 2035’e kadar olan süre derseniz sebebi basit:
Ultra Ortodoks erkekler tüm günlerini din eğitimine ayırır, askerliklerini yapmazlar. Yaşamak için çoğu devlet yardımı alır.
Nüfusları arttıkça İsrail’de iktidarı tek başlarına ele geçirecekler ama ordusu ve ekonomisi zayıflamış bir ülke olacaklar.
Oysa gelecek 10 yılda, yine koalisyon ortağı olacaklar ve ABD’nin en üst düzey desteğiyle hareket edecekler.
Üstelik bu 10 yıllık zaman dilimi coğrafyada kartların yeniden dağıtıldığı bir döneme denk geliyor.
Türkiye dahil tüm bölge ülkelerinin İsrail’in mevcut durumu ve nüfus projeksiyonuna bakarak politika geliştirmesi şart.
Kaybettiğini o da biliyor aslında…
İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD’den dönüşünde Kanada hava sahasını kullanamadı.
Bunun sebebi uluslararası mahkemenin verdiği tutuklama kararına uyacağını söyleyen Kanada’nın savaş uçakları tarafından yere indirilip tutuklanma korkusu yaşamasıydı.
Durmadan kazandığını söyleyen Netanyahu aslında kaybettiğini biliyor.
Trump’ın otururken koltuğunu çekmesine çok sevindi İsrail Başbakanı, yüzündeki mutluluk ifadesi gayet açıktı.
Diğer yandan koltuğun sahibinin Trump olduğunu da biliyor Netanyahu, bugün oturtan yarın kaldırabilir de...
ABD Başkanı’nın Gazze fantezisi ya da iki devletli çözümü kabul etmemesi Netanyahu için olsa olsa bir muharebeyi kazanmak olur.
Oysa İsrail’in yaptığı katliamların ardından Filistin devletinin tanınırlığı arttı, son eklenenlerle birlikte Filistin’i tanıyan ülke sayısı 146 oldu.
Netanyahu zafer kazanmış gözükebilir ama o asıl kaybeden.
Gelecek sene bugünlerde mahkemesi bitip de yüz kızartıcı suçlardan hapishaneye giderken yüzünün alacağı şekli biliyor ve hep beraber o günü bekliyoruz...
