28.11.2024 - 12:43 | Son Güncellenme:
MEHTAP GÖKDEMİR / ANKARA - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Milliyet'in de aralarında bulunduğu gazetecilerle dün bir araya geldi. Özel, özetle şunları söyledi;
CUMA GÜNÜ AHMET ÖZER'İ ZİYARET EDECEK
(Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i Cuma günü saat 08.30’da ziyaret edeceksiniz. Adalet Bakanı'yla hiç telefon görüşmesi yaptınız mı?): Ben Ahmet Özer tutuklanır tutuklanmaz yazmıştım. Özel kalemi bizim özel kaleme hemen dönmüş başvurunuzu aldık, imzaya çıkarıyoruz diye, gayet normal bir süreç. Sonra durdu. Cevap gelmedi. Ben sabırla bekledim. Bakan Yardımcısı Ramazan Can ile de iyi bir hukukumuz var. Bakan ile de askerlikten gelen bir şeyimiz var. Sonra Bakanla bir konuştuk. Ağızlarında şey, Akın Gürlek'e sert yapmamız. Buna çok sinirlendim. Salı günü tercih etmediğim bir üslupla bu işi tenkit edince bugün izin çıktı.
MUHALEFETE HAZIRLANIYORLAR: Diyorum ki artık onlar da muhalefete hazırlanıyorlar. Normalde muhalefetin gerginliği tırmandırması, iktidarın da ülkeyi yönetebildiğini göstermek için gerginlikten kaçması lazım. Tam tersi oluyor. Demek ki iktidar ile muhalefet psikolojik olarak el değiştirmiş zaten Türkiye'de öyle düşünüyorum.
BAKAN YARDIMCISI ARADI: Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Bey cezaevlerinden sorumlu. O aradı. Hangi gün arzu ediyorsanız, biz size izin vereceğiz, dedi. Ben de belediye başkanları toplantısından önce olması açısından Cuma günü sabahtan gideceğimi söyledim. Bakan ile olmadı ama yardımcısı aradı beni. Ama Bakan'ın bugünkü yaptığı açıklamalardan zaten sonra bir süre görüşmezsek iyi olurdu yani. Ama tabi izin verildi ben artık o meseleyi yaptıkları ve tepkimizden sonra verdikleri izinle geçmişe bıraktıkları bir, yaptıkları bir hata ve o hatadan dönmek için de bu kadar sert sözleri işitmek olarak not ediyorum, ama artık geride bıraktık onu, devam etmem yani.
SERT TEPKİ GÖSTERDİM
(Sizce bu değişim sizin Salı günü grup toplantınızda yaptığınız konuşmadan mı kaynaklı?): Ben zaten kendilerine hatırlattım, orada, Devlet Bey biraz önce DEM gitsin Abdullah Öcalan ile görüşsün dedi. Yarın öbür gün Abdullah Öcalan'a DEM'e görüşme yani milletvekillerine görüşme izni vereceksiniz. Beni belediye başkanımla görüştürmüyorsunuz. Buna sert bir tepki gösterdim. Bundan da bağımsız değildir. Ama biz Salı günü bir şey demeseydik bizi unutur giderdi bunlar. Bu konudaki ilkesel duruş gereği her Salı Akın Gürlek'e laf söyledim. Bu Salı da söyledik ve aldık görüşmeyi. Aslında Akın Gürlek AK Parti'nin dokunulmazı, sarayın korumasındaki savcı, bürokrat diye bir süper savcı gibi şey yüklenmeye çalışıldı bu süreçte. Salı günkü konuşma ve bu şeyden sonra Akın Gürlek'in de arkasından çekildiler. Yoksa Akın Gürlek'e söz söylemeyip izni alsak uysal ve terbiye edilmiş bir muhalefete veya çizilen çerçevenin içinde muhalefet yapmış oluruz.
UNVAN MAÇINI KAZANDIK
(Cumhurbaşkanının açıklamalarının sorulması üzerine): CHP'nin geçmişte oy alamadığı kesimlerden bugün oy almasını sadece kendilerine bağlamasını yani kendi hatalarına bağlamasını Tayyip Erdoğan'ın ağzından bir özeleştiri duymak açısından kıymetli, ama üstenci ve kibirli iktidar anlayışı açısından da son derece göze sokucu olarak görüyorum veya bunun bir itirafı olarak görüyorum. Halen daha şeyi hazmedemiyorlar. Siyaseti bu noktaya ben getirmedim. Şöyle bir noktaya, Tayyip Bey getirdi. Seçim kazanmayı geçmişinde olan her şeyi aklama ve gelecek için bir meşruiyet alanı olarak tarif ettiler. Bu işi ağır siklet boks maçı gibi, son maçı kazanan kemeri takar, dediği olur. 31 Mart'ta kendileri hiç beklemediği ve bizim çok inandığımız şekilde unvan maçını biz kazanınca, onlar bunu unvan maçına çevirdi. Ve bunu hazmedemiyor.
RAKİBİNİ TANIMADAN YENEMEZSİN: Tayyip Bey'e tavsiyem şu, rakibini tanımadan yenemezsin. Ben onu çok iyi tanıdığımı kendisine de söyledim ve ben rakibimi tanıdığım için 31 Mart'ı kazandım. O rakibini tanımayıp küçümserse daha çok mağlubiyet alır.
BALKANLAR TURU
(Yakında bir yurt dışı gezisi olacak mı?): Balkanlar Turu yapma niyetimiz var. 22'sinde Fas'ta Sosyalist Enternasyol toplantısı var.
PUTİN'İ DESTEKLEYEN PARTİ RANDEVU İSTEDİ: Biz Avrupa Birliğine tam üye olmak istiyoruz. Rusya'ya bir temsilci atadık. Putin'i destekleyen Adil Rusya Partisi bizden randevu istedi. Putin'i destekleyen Adil Rusya Partisi bizden bir görüşme talep etti. Bize ziyarete gelecekler. Bizden bir heyet ziyarete gidecek.
ÇİN'E ZİYARET: Çin Büyükelçisi Pekin ziyaretimizi onları memnun edeceğini ifade etmişti. Hem büyükelçilik düzeyinde Çin'e ziyarette bulunacağız hem gelecek yıl 2025 sonu ya da 2026'da Çin ziyareti olacak.
ESAD İLE GÖRÜŞME: Esad ile görüşme talebimiz bizden resmi yazı istediler. Ve bir tarih belirleyecekler. Onu bekliyoruz. Bize verilen şey şu; size randevu vermeye karar verdik, resmi bir yazı yollarsanız tarih bildireceğiz demişlerdi. Çok gecikmeden bir cevap alacağımızı düşünüyorum.
UÇAĞIN KUYRUK NUMARASINA KADAR BİLDİRİLDİ: Filistin'de hava sahasının açılmasını bekliyoruz. Uçağımızın kuyruk numarasına kadar bildirildi. Mahmut Abbas davet etti. Tel Aviv'e gidip oradan geçmemiz gerekiyor. 'Güvenlidir, gelebilirsiniz' dediklerinde gideceğiz.
SOKAKTA KARŞILIĞI YOK
(Kurultay tartışmalarını suni gündemler olarak mı değerlendirirsiniz yoksa bunun hakikaten karşılığı
var mı?): Bu tartışma belli bir noktada doygunluğa ulaştı. Ben de bu tartışmaları kestiğimizi ve bundan sonra sürdürmeyeceğimizi söyledim. 81 il başkanı ki kurultayda 35'i beni destekleyip 46'sı desteklememişti. 81 ilden genel başkanımızın politikalarını destekliyoruz, sokakta vatandaşta bir kurultay talebi yok. CHP'nin iktidarının ayak sesleri var. Bu konudaki irademizi beyan ediyoruz dediler ve o tartışmayı bıçak gibi kestiler. Bundan sonra dönüpte bir daha aynı tartışmalara girmek istemem. Sokakta olmayan bir şeyin kurultay salonuna karşılığı olmaz. Sokakta CHP'nin politikalarından bir memnuniyet var. Sokakta karşılığı olmayan bir şeyin salonda da karşılığı olmaz, sandıkta da karşılığı olmaz. CHP'de iç karışıklığın CHP'yi aşağıya çektiğini bilenler bu tartışmayı sosyal medyada fonluyorlar.
ÖRGÜT NE İSTİYORSA ONU YAPARIZ
(Tüzükte kongre sürelerine ilişkin yapılan değişiklik, olağan kurultay tarihine ilişkin il başkanlarının görüşünün sorulması üzerine): Bunu henüz gündemleştirmedik il başkanları toplantısında. Zamanı gelince daha normal süresine bile çok var. Zamanı gelince gündemleştiririz. Ben örgütün sesini duyan, örgütün sesini dinleyen, örgütle beraber karar veren bir genel başkan olarak yine örgütün sesini dinlerim orada. Örgüt ne istiyorsa onu yaparız.
ÜÇLÜ YEMEĞİN TARİHİ BELİRLENMEDİ
(Üçlü görüşmenin ne zaman olacağına ilişkin soru): Biz Cuma günü SODEMBEK toplantısında... SODEMBEK'de birisi TBB başkanı sıfatıyla bir tanesi Türkiye Tarihi Kentler Birliği Başkanı sıfatıyla Cuma günü birlikteyiz. Cuma akşamı da hep birlikte eğer olağanüstü bir şey olmazsa hep birlikte bir yemek yiyeceğiz. SODEMBEK'in içinde bütün büyükşehir belediye başkanlarımız var. Ayrıca bir baş başa üçlü yemekte üçümüzün de mutabık olduğu bir şey onun tarihini henüz belirlemedik. Uygun bir zamanda uygun bir ev sahipliğinde onu yaparız.
GÜNDEMDE KAYYUMLAR VAR
(Belediye başkanları toplantısının gündeminin sorulması üzerine): O toplantının gündeminde kayyumlar ve buna karşı bütün CHP'li belediyelerin ortak tavır ve tutumu hep birlikte itiraz güçlü bir itiraz esas gündemimiz bu.
KAYYUM YOL HARİTASI (CHP'nin kayyumlar konusunda yol haritasında bir değişiklik görecek miyiz?): Etkin, net ve sert cevabımız durmadan devam edecek. CHP belediyeleri öyle kolay kayyum atanabilecek belediyeler değildir. Ve bunu herkes görmelidir noktasında bir ısrarımız var.
ESENYURT ÖLÇÜMÜ: Teyitte ettim, karşı tarafta ölçtürüyor. İkimizin de itibar ettiği firmalar Esenyurt'ta vatandaşın yüzde 80 bize hak verdiğini, Türkiye'de de her geçen gün bu yapılan işe itirazın yükseldiği ölçülüyor. O yüzden biz pozisyonumuzu sürdüreceğiz.
DEM PARTİ ZİYARETİ
(DEM Parti'nin ziyareti gerçekleşecek, o ziyarete ilişkin ne söylersiniz?): DEM Parti bütün partileri ziyaret kararı almıştı. Hatta biz daha önce bir randevu verdik, ama bir cenazemiz oldu. Geçen cumartesi olacaktı, Cuma'ya aldık. Bize de gelecekler.
PARLAMENTOYU DIŞLARLARSA BUNU DOĞRU BULMAM
(Bu üç parti bir araya gelirse CHP'nin tutumu nasıl olur?): Parlamentoyu dışlarlarsa bunu doğru bulmam. Parlamento zemininde buluşmaya karar verirlerse parlamentoda yapılacak böyle bir şeye katkı veririz. Sürece katkı veririz. Tut ki parlamento dışında ve parlamentoyu dışlayan geçen seferki gibi bir süreç yürütüldü. Bunu eleştiririz. Bunu doğru bulmayız. Bunun parlamento dışında içinde de olmayız. Madden ve manen içinde olmayız. Parlamentoya davet ederiz.
UNVAN MAÇINI KAYBETTİ: 31 Mart'ta unvan maçını kaybetti. Psikolojik üstünlüğünü kaybetti.
AK PARTİ VE MHP'NİN PLANININ PARÇASI OLMAYIZ: Devlet Bey her hafta pozisyonunu yenilemek tahkim etmek daha iyi anlatmak ve bu konuda yeni yeni şeyler söylemek suretiyle gündemi elde tutmaya çalışıyorlar. Ben Cumhur İttifakını şu ana kadar ki tutum ve tavırlarıyla samimi bulmuyorum. Çıkar hesabı içinde olduklarını düşünüyorum. Başkasının planının parçası olmayacaksın. CHP'nin milleti de memnun edecek devletin de çıkarlarını koruyacak bir planı var. O da Meclis üzerinden yürümektir. AK Parti ve MHP'nin planının parçası olmayız.
CUMHUR İTTİFAKI PROJESİ(25 Eylül'de DEM milletvekilleri Umut Hakkı teklifi veriyor. Beş gün sonra 1 Ekim'de Devlet Bahçeli el uzatıyor. Bir devlet projesi mi bu sizce? Bir irtibatlık var mı?): Henüz hiçbir şey netleşmiş değil. Erdoğan bugün Bahçeli ile mutabıkız dedi. Bunun ben bir devlet projesinden çok Cumhur İttifakı projesi olduğunu düşünüyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de bir terör sorununu bitirmek ve Türkiye'nin artık kaynaklarını buraya harcanmasına engel olmak noktasında devletin çıkarına ve milletin rahatsız etmeyecek bir çözüme sıcak bakacağını düşünüyorum. Burada zorluk iktidar partisinin uzun süredir parti ile devlet ayrımını birbirine, devletin menfaatleriyle partinin menfaatlerini birbirine karıştırmış olması veya iç içe sokmuş olması. AK Parti iktidardan düşerse devlete bir şey olmaz. Türkiye'ye de bir şey olmaz. Hatta çok sağlıklı bir şey olur. Türkiye'de iktidarın değişebildiği meselesi Türkiye'deki demokrasinin varlığını dünyaya göstereceği için dünyanın Türkiye'ye bakışını özellikle ekonomik olarak Türkiye'nin kredi notlarından tutun da doğrudan yabancı yatırıma kadar Türkiye'ye çok olumlu etki eder. Zaten iktidarların değişebildiği ülkeler gelişiyor. Devlet Bey çok milliyetçi ve ülkenin menfaatlerini düşündüğünü iddia ediyor. İktidarı değişebilen bir ülke zenginleşiyor, refaha kavuşuyor. O yüzden Tayyip Bey'in gidişini hazmedememek bunun için her yolu denemek aslında milliyetçilik değil. Gerçek milliyetçilik serbest ve adil seçimlerle iktidarın değişebilmesini temin etmektir. Sırf Erdoğan iktidarda kalsın diye anayasa pazarlıklarına girişmek ve bunu bir terör örgütü liderini özgürlüğü üzerinden pazarlık konusu yapmak doğru bir şey değil. Bunu bir kişinin siyasi geleceğine bir partinin iktidarda kalmasına endekslemek milliyetçilik değil.
CUMHURBAŞKANI ADAYI NASIL BELİRLENECEK
(Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin soru üzerine, buna nasıl karar vereceksiniz?): Dışarıda böyle tasvir edildiği gibi ya da sorunuzdaki kadar sorunlu bir alanı yönetmiyoruz. Ama sonuçta 22 yıllık bir iktidarı değiştireceğiz. O seçime giderken iç ve dış şartların çok kolay olmayacağını da iddia etmek samimi bir cevap olmaz. Ama zaten genel başkanlar, liderler böyle günler için var. Bu kararı tek başıma vermeyeceğim. Bu kararı çok katılımcı bir şekilde ve partimin en azından bütün üyelerini hatta daha genişleyebilir miyiz, çünkü tüzüğümüzde şeyde var, onu da koruduk, halk yoklaması bile var. Ben adayı en katılımcı şekilde belirlemeyi düşünüyorum. Veya örgütümüze çeşitli, sorular sormayı, adayı, adayları sormayı ve onun eğilimlerini almayı da düşünüyoruz. Tek başıma vereceğim bir karar olmadığı için bir kişi yanlış yapar, ben bunu, en az 1.5 milyon kişiyle bölüşeceğim bu yükü. O yüzden de en doğrusunu hep beraber yapacağımıza inanıyorum. Ayrıca bu süreç önce bir iktidar değişecek, elbette bir aday belirlenecek. Cumhurbaşkanı adayı belirlenecek. Ve iktidar değişecek. Sonra bir geçiş dönemi olacak. Hem bu geçiş döneminde ama hele hele daha sonra herkese makam herkese mevki var. Fazlası var, eksiği yok yani. Şu anda o yüzden biz bu işin içinden büyük bir mutabakat büyük bir işbirliği ve güçbirliğiyle çıkarız. Ve sonra Türkiye'yi güçlü bir parlamentoyla ve güçlü bir yürütme ile yönetmeye başladığımızda gönlünden yönetmek isteyen herkese uygun bir makam ve mevki bulunur. Orada hiçbir sıkıntı yok.
MANSUR BEY BU SINAVI İKİ KERE ATLATTI
(AK Parti kulislerinde Mansur Yavaş'ın her halükarda CHP aday göstermese dahi aday olacağı konusunda bir fikirleri var. Bu noktada nasıl değerlendirme yaparsınız?): Birincisi Mansur Bey bu sınavı iki kere atlattı. 2019 seçimlerinde İYİ Parti, Mansur Bey'i aday yapmak daha doğrusu Ankara'nın kendilerine verilmesini ve adaylarının Mansur Yavaş olduğunu söyledi. Mansur Yavaş ben CHP'nin adayı olurum diye olmalıyım diye söyledi. Bence doğru bir okumaydı. Seçim başarısını getiren bir okumaydı. Daha sonra 2023 seçimlerinde de hem Mansur Bey'e hem Ekrem Bey'e partilerin kararının dışında davranmalarıyla ilgili bir çağrı yapıldı. Orada da net bir tutum takındı. Her iki arkadaşımız da. Her iki başkanımız da. Mansur Bey bu sınavlardan geçti. Mansur Bey'in Türkiye'nin daha iyi yönetilmesine ilişkin bir iddiası bir talebi var. Ve bu talep noktasında kendisinin de bir iddiası var. Bundan da daha doğal bir şey olamaz. Ama ben Mansur Bey'in partinin bütün CHP'nin içinde olduğu bir karar alma sürecinin sonuçlarına tüm yönleriyle saygılı olacağına inanıyorum, görüyorum. Bu konuda kendi beyanları da var zaten. Mansur Bey parti disiplini konusunda bugüne kadar bizi sukutuhayale uğratmış bir tutumu olmadı. Ben meseleyi buradan bakıyorum. Mesele memleket meselesi. Burada kişisel davranamayız hiçbirimiz. O yüzden ben süreci sağlıklı yürüteceğimize ve hep birlikte kazanacağımıza yürekten inanıyorum.
KİMSENİN ÖNÜNÜ KESMEYİZ
(Günü geldiğinde Ekrem Bey ve Mansur Bey'in dışında başka bir isimler adaylık yarışında çıkabilir mi?): Kamuoyu konuşuyor. Biz de bu sorulara bu marjda cevap veriyoruz. Bazen bazı arkadaşlarımızın sitemlerini duyuyorum. Ya biz de varız, biz de varız. Her kim burada iddia koymak ve katkı koymak isterse biz kimsenin önünü kesmeyiz. Ama sonuçta nihai kararı partinin en doğru adayı belirlemesi için bir yöntem belirleyeceğiz. Ya tüm üyelerle bir seçim yapacağız. O karara da hepimiz saygı duyacağız. Ben kamuoyunda iki adayın ismi öne çıktığı için bunu yapıyorum. Bir de kimsenin önünü kesmek, böyle bir şey zaten CHP'nin geleneğinde yok, kültüründe yok. Ama bana bugüne kadar hep iki aday soruldu. Üçüncü sorulduğunda üçüncüye de başarılar dileriz. Bize bu seçimleri kazanacak ve Türkiye'yi demokrasiye kavuşturacak bu sürece katkı sağlayacak yol arkadaşları lazım. Biz Ekrem Bey'le de 2019'dan beri, 2019'da ikinci seçimi kazandığında Ekrem Bey'le haberi yan yana aldık ve ilk birbirine sarılan iki kişi bizdik. 2019 ikinci seçimlerinde. O günden beri yol yürüyoruz. 2023'te seçimi kaybettik. Ertesi sabah aynı duyguyla uyandık. Ve bu duygu ortaklığımız devam ediyor. Biz sorumluluk almak, fedakarlıkta bulunmak ama bu tarihin akışını değiştirmek ve bu iktidarı değiştirmek üzere yola çıktık. Ekrem Bey'le beraber. Ben bu yol arkadaşlığımı da kimseden gizliyor da değilim. Ekrem Bey de gizlemiyor. O yüzden bu iktidarı değiştirme meselesi kişisel taleplerin çok ötesinde bir mesele. Kimimize sorumluluk düşüyor. Kimimize fedakarlık düşüyor. Avrupa Birliğine girme, milli geliri bugünkünün beş katına çıkarma, paranın satın alma gücünü on katına çıkarma gibi hayaller de hepimiz ortaklaştıktan sonra sorumluluk alan sorumluluk alır, fedakarlık yapan fedakarlık yapar.